Hakkı Yılmaz Meali |
|
Hükümranlık elinde bulunan Allah, ne cömerttir! Ve O, her şeye güç yetirendir. (67:1) | |
O, hanginizin amelce daha iyi-güzel olduğunu sınamak için ölümü ve hayatı oluşturdu. O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır. (67:2) | |
(3,4) O, yedi göğü, birbiri üzerine uyumlu olarak oluşturandır. Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] oluşturmasında bir çatlaklık-uygunsuzluk görmezsin. Haydi, gözünü döndür, bir bozukluk görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha döndür. Gözün, âciz olarak ve çok bitkin olduğu hâlde sana dönecektir. (67:3) | |
"Ve andolsun ki Biz, en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları, kâhinlere palavra malzemesi [meteorların yeryüzüne düşmesiyle, insanların uzaydaki varlıkları tanımalarıyla şeytanların; kâhinlerin, falcıların sahtekârlıklarının ortaya çıkmasına malzeme] yaptık. Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık. "(67:5) | |
" Kâfirler; Rablerini bilerek reddedenler /inanmayanlar için de cehennem azabı vardır. Ve o, ne kötü dönüş yeridir! "(67:6) | |
Oraya atıldıklarında, o kaynarken, onun korkunç sesini işitirler. (67:7) | |
O, az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara sorar: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?” (67:8) | |
Onlar derler ki: “Evet, bize uyarıcı geldi de biz yalanladık ve ‘Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ dedik.” (67:9) | |
Ve onlar derler ki: “Eğer biz dinlemiş olsaydık yahut akletmiş olsaydık şu çılgın ateşin ashâbı içinde olmazdık.” (67:10) | |
Böylece günahlarını itiraf ettiler. Artık, un-ufak, toz-duman olmak, çılgın ateş ashâbı içindir. (67:11) | |
"Şüphesiz ki görülmeyen, duyulmayan, sezilmeyen ıssız yerde Rablerine saygıyla, sevgiyle bilgiyle ürperti duyanlar; bağışlanma ve büyük bir ödül, onlar içindir. "(67:12) | |
"Ve sözünüzü ister gizleyin, ister onu açığa vurun; şüphesiz ki Allah, göğüslerin özünü en iyi bilendir. "(67:13) | |
Oluşturan bilmez mi/ O, oluşturduğunu bilmez mi? Ve O, çokça lutfeden, gizlileri bilendir, her şeyin iç yüzünü, gizli taraflarını da iyi bilendir. (67:14) | |
"Allah, size yeryüzünü boyun eğer yapandır. Haydi onun omuzlarında; tepelerinde/işinize yarar yerlerinde yürüyün ve Allah'ın rızkından yiyin. Ve diriliş, ancak O'nadır. "(67:15) | |
Yüceler yücesi olan Allah'ın sizi yere batırmasından güvende misiniz? Bir de bakarsın ki çalkalanıvermiştir. (67:16) | |
Ya da siz, yüceler yücesi olan Allah'ın üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden güvende misiniz? Artık uyarımın nasıl olduğunu yakında bileceksiniz. (67:17) | |
Ve andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Peki, Beni tanımamak/ tanıtmamaya yeltenmek nasıl oldu? (67:18) | |
Ve onlar, üstlerindeki sıra sıra sıralanmış ve dürülmüş uçan şeylere göz atmıyorlar mı? Onları Rahmân'dan [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'tan] başkası tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi en iyi görendir. (67:19) | |
"Rahmân'ın yarattığı bütün canlılara, dünyada çokça merhamet eden Allah'ın astlarından size yardım edecek şu askerleriniz kimlerdir? Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, sadece bir aldanış içerisindedirler. "(67:20) | |
Veya Allah, rızkını kesiverse, size rızık verecek o kimse kimdir? Aslında onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar. (67:21) | |
Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru yolda dümdüz yürüyen mi? (67:22) | |
De ki: “O, sizi inşa eden, size kulak, gözler ve gönüller oluşturandır. Sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz?” (67:23) | |
De ki: “O, sizi yeryüzünde türetip üretendir ve siz O'na toplanıp götürüleceksiniz.” (67:24) | |
Bir de onlar: “Eğer doğru kimselerden iseniz bu tehdit ne zaman?” diyorlar. (67:25) | |
De ki: “Kesinlikle bu tehdidin bilgisi, Allah'ın yanındadır. Ben ise yalnızca apaçık bir uyarıcıyım.” (67:26) | |
"Artık onlar, onu yakınlaşmış görünce, kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin yüzleri kötüleşti. Ve: “İşte bu, çağırıp durduğunuz şeydir!” dendi. "(67:27) | |
"De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer Allah beni ve benimle beraber olanları değişime/yıkıma uğratsa yahut bize merhamet etse, peki, kâfirleri; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden bu kimseleri acıklı bir azaptan kim koruyacak?” "(67:28) | |
De ki: “O, yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet edendir. Biz, O'na inandık ve sadece O'na sonucu havale ettik. Artık kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında bileceksiniz.” (67:29) | |
De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer suyunuz yerin dibine çektiriliverse, size kim bir pınar suyu getirebilir?” (67:30) | |