» 46 / Ahkâf  11:

Kuran Sırası: 46
İniş Sırası: 66
Ahkaf Suresi = Kum Tepeleri Suresi
ismini 21. ayetinde geçen yer adindan almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَ (WGEL) = ve ḳāle : ve dedi(ler)
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. كَفَرُوا (KFRWE) = keferū : inkar eden(ler)
4. لِلَّذِينَ (LLZ̃YN) = lilleƶīne : kimseler için
5. امَنُوا ( ËMNWE) = āmenū : inanan(lar)
6. لَوْ (LW) = lev : şayet
7. كَانَ (KEN) = kāne : olsaydı
8. خَيْرًا (ḢYRE) = ḣayran : iyi bir şey
9. مَا (ME) = mā :
10. سَبَقُونَا (SBGWNE) = sebeḳūnā : bizi geçemezlerdi
11. إِلَيْهِ (ÎLYH) = ileyhi : ona (inanmada)
12. وَإِذْ (WÎZ̃) = ve iƶ : zaman ise
13. لَمْ (LM) = lem :
14. يَهْتَدُوا (YHTD̃WE) = yehtedū : hidayete ermedikleri
15. بِهِ (BH) = bihi : onunla
16. فَسَيَقُولُونَ (FSYGWLWN) = feseyeḳūlūne : diyeceklerdir ki
17. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bu
18. إِفْكٌ (ÎFK) = ifkun : bir yalandır
19. قَدِيمٌ (GD̃YM) = ḳadīmun : eski
ve dedi(ler) | kimseler | inkar eden(ler) | kimseler için | inanan(lar) | şayet | olsaydı | iyi bir şey | | bizi geçemezlerdi | ona (inanmada) | zaman ise | | hidayete ermedikleri | onunla | diyeceklerdir ki | bu | bir yalandır | eski |

[GWL] [] [KFR] [] [EMN] [] [KWN] [ḢYR] [] [SBG] [] [] [] [HD̃Y] [] [GWL] [] [EFK] [GD̃M]
WGEL ELZ̃YN KFRWE LLZ̃YN ËMNWE LW KEN ḢYRE ME SBGWNE ÎLYH WÎZ̃ LM YHTD̃WE BH FSYGWLWN HZ̃E ÎFK GD̃YM

ve ḳāle elleƶīne keferū lilleƶīne āmenū lev kāne ḣayran sebeḳūnā ileyhi ve iƶ lem yehtedū bihi feseyeḳūlūne hāƶā ifkun ḳadīmun
وقال الذين كفروا للذين آمنوا لو كان خيرا ما سبقونا إليه وإذ لم يهتدوا به فسيقولون هذا إفك قديم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGEL ve ḳāle ve dedi(ler) And say
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(ler) disbelieve
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne kimseler için of those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū inanan(lar) believe,
لو | LW lev şayet """If"
كان ك و ن | KWN KEN kāne olsaydı it had been
خيرا خ ي ر | ḢYR ḢYRE ḣayran iyi bir şey good,
ما | ME not
سبقونا س ب ق | SBG SBGWNE sebeḳūnā bizi geçemezlerdi they (would) have preceded us
إليه | ÎLYH ileyhi ona (inanmada) "to it."""
وإذ | WÎZ̃ ve iƶ zaman ise And when
لم | LM lem not
يهتدوا ه د ي | HD̃Y YHTD̃WE yehtedū hidayete ermedikleri they (are) guided
به | BH bihi onunla by it,
فسيقولون ق و ل | GWL FSYGWLWN feseyeḳūlūne diyeceklerdir ki they say,
هذا | HZ̃E hāƶā bu """This"
إفك ا ف ك | EFK ÎFK ifkun bir yalandır (is) a lie
قديم ق د م | GD̃M GD̃YM ḳadīmun eski "ancient."""

46:11 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dedi(ler) | kimseler | inkar eden(ler) | kimseler için | inanan(lar) | şayet | olsaydı | iyi bir şey | | bizi geçemezlerdi | ona (inanmada) | zaman ise | | hidayete ermedikleri | onunla | diyeceklerdir ki | bu | bir yalandır | eski |

[GWL] [] [KFR] [] [EMN] [] [KWN] [ḢYR] [] [SBG] [] [] [] [HD̃Y] [] [GWL] [] [EFK] [GD̃M]
WGEL ELZ̃YN KFRWE LLZ̃YN ËMNWE LW KEN ḢYRE ME SBGWNE ÎLYH WÎZ̃ LM YHTD̃WE BH FSYGWLWN HZ̃E ÎFK GD̃YM

ve ḳāle elleƶīne keferū lilleƶīne āmenū lev kāne ḣayran sebeḳūnā ileyhi ve iƶ lem yehtedū bihi feseyeḳūlūne hāƶā ifkun ḳadīmun
وقال الذين كفروا للذين آمنوا لو كان خيرا ما سبقونا إليه وإذ لم يهتدوا به فسيقولون هذا إفك قديم

[ق و ل] [] [ك ف ر] [] [ا م ن] [] [ك و ن] [خ ي ر] [] [س ب ق] [] [] [] [ه د ي] [] [ق و ل] [] [ا ف ك] [ق د م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGEL ve ḳāle ve dedi(ler) And say
Vav,Gaf,Elif,Lam,
6,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(ler) disbelieve
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne kimseler için of those who
Lam,Lam,Zel,Ye,Nun,
30,30,700,10,50,
P – prefixed preposition lām
REL – masculine plural relative pronoun
جار ومجرور
آمنوا ا م ن | EMN ËMNWE āmenū inanan(lar) believe,
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لو | LW lev şayet """If"
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
كان ك و ن | KWN KEN kāne olsaydı it had been
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
خيرا خ ي ر | ḢYR ḢYRE ḣayran iyi bir şey good,
Hı,Ye,Re,Elif,
600,10,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
ما | ME not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
سبقونا س ب ق | SBG SBGWNE sebeḳūnā bizi geçemezlerdi they (would) have preceded us
Sin,Be,Gaf,Vav,Nun,Elif,
60,2,100,6,50,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إليه | ÎLYH ileyhi ona (inanmada) "to it."""
,Lam,Ye,He,
,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
وإذ | WÎZ̃ ve iƶ zaman ise And when
Vav,,Zel,
6,,700,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يهتدوا ه د ي | HD̃Y YHTD̃WE yehtedū hidayete ermedikleri they (are) guided
Ye,He,Te,Dal,Vav,Elif,
10,5,400,4,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onunla by it,
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
فسيقولون ق و ل | GWL FSYGWLWN feseyeḳūlūne diyeceklerdir ki they say,
Fe,Sin,Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
80,60,10,100,6,30,6,50,
REM – prefixed resumption particle
FUT – prefixed future particle sa
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
حرف استقبال
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
هذا | HZ̃E hāƶā bu """This"
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
إفك ا ف ك | EFK ÎFK ifkun bir yalandır (is) a lie
,Fe,Kef,
,80,20,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
قديم ق د م | GD̃M GD̃YM ḳadīmun eski "ancient."""
Gaf,Dal,Ye,Mim,
100,4,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَ: ve dedi(ler) | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | لِلَّذِينَ: kimseler için | امَنُوا: inanan(lar) | لَوْ: şayet | كَانَ: olsaydı | خَيْرًا: iyi bir şey | مَا: | سَبَقُونَا: bizi geçemezlerdi | إِلَيْهِ: ona (inanmada) | وَإِذْ: zaman ise | لَمْ: | يَهْتَدُوا: hidayete ermedikleri | بِهِ: onunla | فَسَيَقُولُونَ: diyeceklerdir ki | هَٰذَا: bu | إِفْكٌ: bir yalandır | قَدِيمٌ: eski |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقال WGEL ve dedi(ler) | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar eden(ler) | للذين LLZ̃YN kimseler için | آمنوا ËMNWE inanan(lar) | لو LW şayet | كان KEN olsaydı | خيرا ḢYRE iyi bir şey | ما ME | سبقونا SBGWNE bizi geçemezlerdi | إليه ÎLYH ona (inanmada) | وإذ WÎZ̃ zaman ise | لم LM | يهتدوا YHTD̃WE hidayete ermedikleri | به BH onunla | فسيقولون FSYGWLWN diyeceklerdir ki | هذا HZ̃E bu | إفك ÎFK bir yalandır | قديم GD̃YM eski |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāle: ve dedi(ler) | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | lilleƶīne: kimseler için | āmenū: inanan(lar) | lev: şayet | kāne: olsaydı | ḣayran: iyi bir şey | : | sebeḳūnā: bizi geçemezlerdi | ileyhi: ona (inanmada) | ve iƶ: zaman ise | lem: | yehtedū: hidayete ermedikleri | bihi: onunla | feseyeḳūlūne: diyeceklerdir ki | hāƶā: bu | ifkun: bir yalandır | ḳadīmun: eski |
Kırık Meal (Transcript) : |WGEL: ve dedi(ler) | ELZ̃YN: kimseler | KFRWE: inkar eden(ler) | LLZ̃YN: kimseler için | ËMNWE: inanan(lar) | LW: şayet | KEN: olsaydı | ḢYRE: iyi bir şey | ME: | SBGWNE: bizi geçemezlerdi | ÎLYH: ona (inanmada) | WÎZ̃: zaman ise | LM: | YHTD̃WE: hidayete ermedikleri | BH: onunla | FSYGWLWN: diyeceklerdir ki | HZ̃E: bu | ÎFK: bir yalandır | GD̃YM: eski |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kâfir olanlar, inananlara dediler ki: Eğer bir hayır olsaydı onlar, bizi geçemezlerdi ve Kur'ân'la doğru yolu bulmadıkları için de diyecekler ki bu, çok eski bir yalan.
Adem Uğur : İnkâr edenler, iman edenler hakkında dediler ki: "Bu iş bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi." Fakat onlar bununla doğru yola girmek arzusunda olmadıkları için "Bu eski bir yalandır" diyecekler.
Ahmed Hulusi : Hakikat bilgisini inkâr edenler, iman edenlere dedi ki: "Eğer hayırlı olsaydı, Ona ulaşmakta bizi geçemezlerdi". . . Onunla hidâyet bulmadıkları için: "Bu eski bir yalandır" diyecekler!
Ahmet Tekin : Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, iman edenlere: 'Eğer İslâm’da bir hayır, bir menfaat olsaydı, onlar, İslâm’ı kabulde bizi geçemezlerdi.' derler. Onlar, böyle derken, doğru yola girmeye istekli olmadıkları için: 'Bu eski bir yalandır.' da diyecekler.
Ahmet Varol : İnkar edenler iman edenler için dediler ki: 'Eğer (İslam) hayırlı bir şey olsaydı ona ulaşmada bizi geçemezlerdi.' Onunla doğru yola erişemeyince: 'Bu eski bir uydurmadır' diyecekler.
Ali Bulaç : İnkâr edenler, iman edenler için dediler ki: "Eğer O (Kur'an veya iman) hayırlı bir şey olsaydı, ona bizden önce koşup yetişemezlerdi." Oysa onlar, onunla hidayete ermediklerinden: "Bu, eski bir yalandır" diyecekler.
Ali Fikri Yavuz : Bir de kâfirler, iman edenler hakkında şöyle dediler: “- Eğer o (Peygamberin dini) hayır olsaydı, bizden evvel (fakirler ve biçareler) ona koşmazlardı.” Böyle demekle, maksadlarına erişemeyince de; (Ku’an’ı inkâr etmek için) şöyle diyecekler: “- bu Kur’an eski bir yalandır.”
Bekir Sadak : Inkar edenler, inananlar icin: «Eger Islamiyet'te bir hayir olsaydi, bu hususta bizden one gecemezlerdi"derler. Bununla dogru yola girmedikleri icin de, «Bu, eski bir uydurmadir» derler.
Celal Yıldırım : İnkâr edenler, imân edenlerle ilgili olarak derler ki: «Eğer İslâm, bir iyilik olsaydı, elbette onlar bizim önümüze geçemezlerdi.» Kur'ân ile doğru yolu bulmayı düşünmedikleri için de, «bu çok eski bir uydurmadır !» derler.
Diyanet İşleri : İnkâr edenler, inananlar için, “Eğer o Kur’an iyi bir şey olsaydı, onlar onu kabulde, bizi geçemezlerdi” dediler. Onunla doğru yolu bulamadıkları için; “Bu eski bir uydurmadır” diyecekler.
Diyanet İşleri (eski) : İnkar edenler, inananlar için: 'Eğer İslamiyet'te bir hayır olsaydı, bu hususta bizden öne geçemezlerdi' derler. Bununla doğru yola girmedikleri için de, 'Bu, eski bir uydurmadır' derler.
Diyanet Vakfi : İnkâr edenler, iman edenler hakkında dediler ki: «Bu iş bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi.» Fakat onlar bununla doğru yola girmek arzusunda olmadıkları için «Bu eski bir yalandır» diyecekler.
Edip Yüksel : İnkar edenler, inananlara, 'O iyi bir şey olsaydı onlar (İsrail oğulları) bizden öne geçemezlerdi' derler ve ona yol bulamadıkları için, 'Bu bir efsanedir' diyeceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İnkâr edenler, iman edenler için: «Eğer İslâm'da bir hayır olsaydı onlar, onu kabulde bizi geçemezlerdi.» derler. Bununla muvaffak olamayınca da: «Bu eski bir yalandır.» diyeceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de küfredenler, iman edenler hakkında dediler ki: «Eğer O bir hayır olsaydı, bizden önce ona koşmazlardı.» Bununla başarılı olamayınca da: « Bu, eski bir yalan.» diyecekler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de küfredenler, iyman edenler hakkında dediler ki: eğer o bir hayr olsa idi bizden evvel ona koşmazlardı, bununla muvaffak olamayınca da şöyle diyecekler: bu eski bir yalan
Fizilal-il Kuran : İnkar edenler inananlar için: «Eğer İslam iyi bir şey olsaydı, onlar ona uymada bizi geçemezlerdi» derler. Onlar doğru yola girmedikleri için de «Bu, eski bir uydurmadır» derler.
Gültekin Onan : Küfredenler inananlar için dediler ki: "Eğer O (Kuran veya iman) hayırlı bir şey olsaydı, ona bizden önce koşup yetişemezlerdi." Oysa onlar onunla hidayete ermediklerinden: "Bu, eski bir yalandır" diyecekler.
Hakkı Yılmaz : "Ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kişiler, iman etmiş kişiler için: “Eğer bir hayır, çıkar olsaydı, onlar, ona bizim önümüze geçemezlerdi; önce biz mü’min olur çıkarı biz alırdık” dediler. Bununla kılavuzlandıkları doğru yola girmeyince de: “Bu eski bir uydurmadır” diyeceklerdir. "
Hasan Basri Çantay : O kâfirler, îman edenler hakkında dedi (ler) ki: «Eğer (îman) bir hayır olsaydı bizden evvel ona koşmazlardı». (Bunu söyleyenler) onunla hidâyeti kabul etmedikleri de «Bu, eski bir yalandır» diyeceklerdir.
Hayrat Neşriyat : Buna rağmen inkâr edenler, îmân edenler için dedi ki: 'Eğer (Muhammed’in getirdiği dinde) bir hayır olsaydı, (etrâfındaki şu fakir insanlar) ona (ulaşmakta) bizi geçemezlerdi!' Ve (o inkâr edenler), onunla (Kur’ân’la) hidâyete eremediklerinden, artık: 'O, eski bir yalandır!' diyeceklerdir.
İbni Kesir : O küfredenler, inananlar için : Bu iş, bir hayır olsaydı; onlar bunda bizi geçemezlerdi, dediler. Onlar bununla hidayete ermediklerinden; bu, eski bir uydurmadır, diyeceklerdir.
İskender Evrenosoğlu : İnkâr edenler, âmenû olanlara: “Eğer O hayırlı olsaydı, O'na (saygıda, îmânda) bizi geçemezlerdi.” dediler. O'nunla (Kur'ân'la) hidayete eremeyince o zaman “Bu, eski bir yalandır.” diyecekler.
Muhammed Esed : Fakat hakikati inkara şartlanmış olanlar, iman edenlere şöyle derler: "Eğer bu (mesaj)da bir hayır olsaydı, bu (insanlar) onu kabul etmekte bizim önümüze geçmezlerdi!" Ve onlar, bu (mesaj) sayesinde hidayete ulaşmayı reddettiklerinden, her zaman, "Bu (yalnızca) eski bir yalandır!" diyecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kâfir olanlar, imân edenler için dedi ki: «Eğer bir hayır olsa idi bu hususta bizden öne bizi geçemezlerdi.» Ve onlar bununla (Kur'an ile) hidâyete eremedikleri vakit de hemen diyeceklerdir ki: «İşte bu, eski bir iftiradır.»
Ömer Öngüt : İnkâr edenler iman edenler için: "Eğer bu (din) bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi. " dediler. Fakat onlar bununla hidayete ermek arzusunda olmadıkları için: "Bu eski bir uydurmadır. " diyeceklerdir.
Şaban Piriş : İnkar edenler, iman edenler için: -Eğer bir hayır olsaydı, ona bizden önce ulaşmazlardı. Onunla doğru yolu görmedikleri için: -Bu, eski bir yalandır.
Suat Yıldırım : İnkâr edenler bir de, müminler hakkında şöyle derler: "Bu İslâm dini eğer önemli ve değerli bir şey olsaydı, bu Müslümanlar akıllarını kullanıp onu anlamakta bizi geçemezlerdi." Kendileri bunu başaramayınca "Bu, zaten eski, modası geçmiş bir yalan!" deyip geçiştirmek isterler.
Süleyman Ateş : İnkâr edenler, inananlar için "(Muhammed'in getirdiği) iyi bir şey olsaydı (şu zavallı kişiler) ona inanmada bizi geçemezlerdi, (biz onlardan önce inanırdık)" dediler. Onlar, onun gösterdiği doğru yola eremediklerinden: "Bu eski bir yalandır," diyeceklerdir.
Tefhim-ul Kuran : Küfretmekte olanlar, iman etmekte olanlar için dedi ki: «Eğer O (Kur'an veya iman) hayırlı bir şey olsaydı, ona bizden önce koşup yetişemezlerdi.» Oysa onlar, onunla hidayete ermediklerinden: «Bu, eski bir yalandır» diyecekler.
Ümit Şimşek : İnkâr edenler iman edenler için dediler ki: 'Eğer bu işte bir hayır olsaydı, ona uymakta bunlar bizi geçemezdi.' Sonra da, Kur'ân ile doğru yolu bulmayı reddettikleri için, 'Bu eski bir uydurma' deyip çıkacaklar.
Yaşar Nuri Öztürk : İnkâr edenler, inananlara şöyle derler: "Eğer bu, hayırlı bir şey olsaydı, bunlar ona inanmakta bizi geçemezlerdi." Bununla umduklarını bulamayınca şöyle diyecekler: "Bu, eski bir uydurmadır."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}