» 47 / Muhammed  32:

Kuran Sırası: 47
İniş Sırası: 95
Muhammed Suresi = Muhammed Suresi
ikinci ayetinde Hz. Muhammed’in ismi anildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. كَفَرُوا (KFRWE) = keferū : inkar eden(ler)
4. وَصَدُّوا (WṦD̃WE) = ve Saddū : ve engel olanlar
5. عَنْ (AN) = ǎn : -ndan
6. سَبِيلِ (SBYL) = sebīli : yolu-
7. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
8. وَشَاقُّوا (WŞEGWE) = ve şāḳḳū : ve incitenler
9. الرَّسُولَ (ELRSWL) = r-rasūle : Elçiyi
10. مِنْ (MN) = min :
11. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
12. مَا (ME) = mā :
13. تَبَيَّنَ (TBYN) = tebeyyene : belli olduktan
14. لَهُمُ (LHM) = lehumu : kendilerine
15. الْهُدَىٰ (ELHD̃) = l-hudā : doğru yol
16. لَنْ (LN) = len : asla
17. يَضُرُّوا (YŽRWE) = yeDurrū : zarar veremezler
18. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'a
19. شَيْئًا (ŞYÙE) = şey'en : hiçbir
20. وَسَيُحْبِطُ (WSYḪBŦ) = ve seyuHbiTu : ve boşa çıkaracaktır
21. أَعْمَالَهُمْ (ÊAMELHM) = eǎ'mālehum : onların işlerini
şüphesiz | kimseler | inkar eden(ler) | ve engel olanlar | -ndan | yolu- | Allah | ve incitenler | Elçiyi | | sonra | | belli olduktan | kendilerine | doğru yol | asla | zarar veremezler | Allah'a | hiçbir | ve boşa çıkaracaktır | onların işlerini |

[] [] [KFR] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [ŞGG] [RSL] [] [BAD̃] [] [BYN] [] [HD̃Y] [] [ŽRR] [] [ŞYE] [ḪBŦ] [AML]
ÎN ELZ̃YN KFRWE WṦD̃WE AN SBYL ELLH WŞEGWE ELRSWL MN BAD̃ ME TBYN LHM ELHD̃ LN YŽRWE ELLH ŞYÙE WSYḪBŦ ÊAMELHM

inne elleƶīne keferū ve Saddū ǎn sebīli llahi ve şāḳḳū r-rasūle min beǎ'di tebeyyene lehumu l-hudā len yeDurrū llahe şey'en ve seyuHbiTu eǎ'mālehum
إن الذين كفروا وصدوا عن سبيل الله وشاقوا الرسول من بعد ما تبين لهم الهدى لن يضروا الله شيئا وسيحبط أعمالهم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(ler) disbelieve
وصدوا ص د د | ṦD̃D̃ WṦD̃WE ve Saddū ve engel olanlar and turn away
عن | AN ǎn -ndan from
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolu- (the) way of Allah
الله | ELLH llahi Allah (the) way of Allah
وشاقوا ش ق ق | ŞGG WŞEGWE ve şāḳḳū ve incitenler and oppose
الرسول ر س ل | RSL ELRSWL r-rasūle Elçiyi the Messenger
من | MN min after
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
ما | ME [what]
تبين ب ي ن | BYN TBYN tebeyyene belli olduktan (has been) made clear
لهم | LHM lehumu kendilerine to them
الهدى ه د ي | HD̃Y ELHD̃ l-hudā doğru yol the guidance,
لن | LN len asla never
يضروا ض ر ر | ŽRR YŽRWE yeDurrū zarar veremezler will they harm
الله | ELLH llahe Allah'a Allah
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir (in) anything,
وسيحبط ح ب ط | ḪBŦ WSYḪBŦ ve seyuHbiTu ve boşa çıkaracaktır and He will make worthless
أعمالهم ع م ل | AML ÊAMELHM eǎ'mālehum onların işlerini their deeds.

47:32 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | kimseler | inkar eden(ler) | ve engel olanlar | -ndan | yolu- | Allah | ve incitenler | Elçiyi | | sonra | | belli olduktan | kendilerine | doğru yol | asla | zarar veremezler | Allah'a | hiçbir | ve boşa çıkaracaktır | onların işlerini |

[] [] [KFR] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [ŞGG] [RSL] [] [BAD̃] [] [BYN] [] [HD̃Y] [] [ŽRR] [] [ŞYE] [ḪBŦ] [AML]
ÎN ELZ̃YN KFRWE WṦD̃WE AN SBYL ELLH WŞEGWE ELRSWL MN BAD̃ ME TBYN LHM ELHD̃ LN YŽRWE ELLH ŞYÙE WSYḪBŦ ÊAMELHM

inne elleƶīne keferū ve Saddū ǎn sebīli llahi ve şāḳḳū r-rasūle min beǎ'di tebeyyene lehumu l-hudā len yeDurrū llahe şey'en ve seyuHbiTu eǎ'mālehum
إن الذين كفروا وصدوا عن سبيل الله وشاقوا الرسول من بعد ما تبين لهم الهدى لن يضروا الله شيئا وسيحبط أعمالهم

[] [] [ك ف ر] [ص د د] [] [س ب ل] [] [ش ق ق] [ر س ل] [] [ب ع د] [] [ب ي ن] [] [ه د ي] [] [ض ر ر] [] [ش ي ا] [ح ب ط] [ع م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(ler) disbelieve
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وصدوا ص د د | ṦD̃D̃ WṦD̃WE ve Saddū ve engel olanlar and turn away
Vav,Sad,Dal,Vav,Elif,
6,90,4,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عن | AN ǎn -ndan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolu- (the) way of Allah
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah (the) way of Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وشاقوا ش ق ق | ŞGG WŞEGWE ve şāḳḳū ve incitenler and oppose
Vav,Şın,Elif,Gaf,Vav,Elif,
6,300,1,100,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الرسول ر س ل | RSL ELRSWL r-rasūle Elçiyi the Messenger
Elif,Lam,Re,Sin,Vav,Lam,
1,30,200,60,6,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
من | MN min after
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
ما | ME [what]
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
تبين ب ي ن | BYN TBYN tebeyyene belli olduktan (has been) made clear
Te,Be,Ye,Nun,
400,2,10,50,
V – 3rd person masculine singular (form V) perfect verb
فعل ماض
لهم | LHM lehumu kendilerine to them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
الهدى ه د ي | HD̃Y ELHD̃ l-hudā doğru yol the guidance,
Elif,Lam,He,Dal,,
1,30,5,4,,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
لن | LN len asla never
Lam,Nun,
30,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
يضروا ض ر ر | ŽRR YŽRWE yeDurrū zarar veremezler will they harm
Ye,Dad,Re,Vav,Elif,
10,800,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الله | ELLH llahe Allah'a Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir (in) anything,
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وسيحبط ح ب ط | ḪBŦ WSYḪBŦ ve seyuHbiTu ve boşa çıkaracaktır and He will make worthless
Vav,Sin,Ye,Ha,Be,Tı,
6,60,10,8,2,9,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
FUT – prefixed future particle sa
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
الواو عاطفة
حرف استقبال
فعل مضارع
أعمالهم ع م ل | AML ÊAMELHM eǎ'mālehum onların işlerini their deeds.
,Ayn,Mim,Elif,Lam,He,Mim,
,70,40,1,30,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | وَصَدُّوا: ve engel olanlar | عَنْ: -ndan | سَبِيلِ: yolu- | اللَّهِ: Allah | وَشَاقُّوا: ve incitenler | الرَّسُولَ: Elçiyi | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | مَا: | تَبَيَّنَ: belli olduktan | لَهُمُ: kendilerine | الْهُدَىٰ: doğru yol | لَنْ: asla | يَضُرُّوا: zarar veremezler | اللَّهَ: Allah'a | شَيْئًا: hiçbir | وَسَيُحْبِطُ: ve boşa çıkaracaktır | أَعْمَالَهُمْ: onların işlerini |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar eden(ler) | وصدوا WṦD̃WE ve engel olanlar | عن AN -ndan | سبيل SBYL yolu- | الله ELLH Allah | وشاقوا WŞEGWE ve incitenler | الرسول ELRSWL Elçiyi | من MN | بعد BAD̃ sonra | ما ME | تبين TBYN belli olduktan | لهم LHM kendilerine | الهدى ELHD̃ doğru yol | لن LN asla | يضروا YŽRWE zarar veremezler | الله ELLH Allah'a | شيئا ŞYÙE hiçbir | وسيحبط WSYḪBŦ ve boşa çıkaracaktır | أعمالهم ÊAMELHM onların işlerini |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | ve Saddū: ve engel olanlar | ǎn: -ndan | sebīli: yolu- | llahi: Allah | ve şāḳḳū: ve incitenler | r-rasūle: Elçiyi | min: | beǎ'di: sonra | : | tebeyyene: belli olduktan | lehumu: kendilerine | l-hudā: doğru yol | len: asla | yeDurrū: zarar veremezler | llahe: Allah'a | şey'en: hiçbir | ve seyuHbiTu: ve boşa çıkaracaktır | eǎ'mālehum: onların işlerini |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | KFRWE: inkar eden(ler) | WṦD̃WE: ve engel olanlar | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah | WŞEGWE: ve incitenler | ELRSWL: Elçiyi | MN: | BAD̃: sonra | ME: | TBYN: belli olduktan | LHM: kendilerine | ELHD̃: doğru yol | LN: asla | YŽRWE: zarar veremezler | ELLH: Allah'a | ŞYÙE: hiçbir | WSYḪBŦ: ve boşa çıkaracaktır | ÊAMELHM: onların işlerini |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kâfir olanlar ve halkı, Allah yolundan çıkaranlar ve doğru yol, kendilerince de apaçık olarak anlaşıldıktan sonra Peygambere karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler ve görürler ki Allah, onların yaptıklarını yakında, mahvetmektedir.
Adem Uğur : İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki hakikat bilgisini inkâr edenler, Allâh yolundan alıkoyanlar ve hakikat ilmi kendilerine açıklandıktan sonra Er Rasûl'e (Rasûlullâh'a) muhalefet edenler, Allâh'a asla hiçbir zarar veremezler! (Ama O) onların amellerini boşa çıkaracaktır.
Ahmet Tekin : Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, insanları Allah yolundan İslâm’a girmekten alıkoyanlar, İslâmî hayatı yaşamaya, İslâmî faaliyetlere engel tedbirler alanlar, kendilerine haklar sağlayan, doğru, hak yol, Allah’ın kitap ve peygamberle gösterdiği yol açıkça ortaya konduktan sonra, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulullah’a, sünnetine karşı gelenler, Allah’a, asla hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
Ahmet Varol : Şüphesiz inkâr eden, Allah'ın yolundan alıkoyan ve doğru yol kendilerine belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremezler ve (Allah) onların amellerini boşa çıkaracaktır.
Ali Bulaç : Şüphesiz inkar edenler, Allah'ın yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra 'elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar', kesin olarak Allah'a hiçbir şeyle zarar veremezler. (Allah,) Onların amellerini boşa çıkaracaktır.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten kâfir olub da Allah yolundan saptıranlar, hak kendilerine belli olduktan sonra Peygambere karşı gelenler; Allah’a hiç bir şeyle (zerre kadar) zarar edemezler. Allah onların amellerini boşa çıkarır.
Bekir Sadak : suphesiz, inkar edenler, Allah yolundan alikloyanlar ve kendilerine dogru yol belli olduktan sonra Peygambere karsi gelenler Allah'a hicbir zarar veremezler. O, onlarin islerini bosa cikaracaktir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki, o inkâra sapanlar ve (insanları) Allah yolundan alıkoyanlar; kendilerine doğru yol belli olduktan sonra da Peygambere muhalefet edip karşı gelenler elbette Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler ; Allah ise, onların amellerini boşa çıkaracaktır.
Diyanet İşleri : İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet yolu belli olduktan sonra Peygamber’e karşı gelenler hiçbir şekilde Allah’a zarar veremezler. Allah, onların amellerini boşa çıkaracaktır.
Diyanet İşleri (eski) : Şüphesiz, inkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygambere karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremezler. O, onların işlerini boşa çıkaracaktır.
Diyanet Vakfi : İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
Edip Yüksel : İnkar edip ALLAH'ın yolundan sapanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra elçiye karşı gelenler ALLAH'a hiç bir zarar veremezler. Aksine, onların yaptıklarını geçersiz kılacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz ki, inkâr edenler, Allah yolundan menedenler ve kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Haberiniz olsun ki, inkar edip Allah yolundan alıkoyanlar ve gerçek kendilerine belli olduktan sonra peygambere karşı gelenler, hiçbir zaman Allah'a zerre miktarı zarar veremeyeceklerdir. O, onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Haberiniz olsun ki o küfredip Allah yolundan men eyliyen ve hak kendilerine tebeyyün ettikten sonra Peygambere karşı gelenler hiçbir zaman Allaha zerrece bir zarar edecek değiller, o onların amellerini heder edecektir
Fizilal-il Kuran : Nankörlük edip Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra peygamberi incitenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların işlerini boşa çıkaracaktır.
Gültekin Onan : Şüphesiz küfredenler, Tanrı'nın yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra 'elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar', kesin olarak Tanrı'ya hiçbir şeyle zarar veremezler. (Tanrı,) Onların amellerini boşa çıkaracaktır.
Hakkı Yılmaz : "Şüphesiz ki Allah'ın ilâhlığına ve rabliğine inanmayan, Allah'ın yolundan alıkoyan ve kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra Elçi'ye karşı gelen şu kişiler; onlar, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. Ve Allah, onların işlerini boşa çıkaracaktır. "
Hasan Basri Çantay : Hakıykat, küfredib de Allah yolundan sapanlar, hidâyet (yolu) kendilerine besbelli oldukdan sonra bile, peygambere muhaalefet edenler Allaha hiçbir şeyle zarar yapamazlar. O, bunların amellerini hep boşa çıkarır.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki inkâr edip Allah yolundan men' edenler ve kendilerine hidâyet belli olduktan sonra peygambere karşı gelenler, elbette Allah’a hiçbir zarar veremezler. Çünki(Allah), onların amellerini boşa çıkaracaktır.
İbni Kesir : Muhakkak ki küfredip de Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet belli olduktan sonra peygamberlere karşı gelenler; Allah'a hiç bir zarar veremeyeceklerdir. O; bunların amellerini hep boşa çıkaracaktır.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki inkâr edenler, Allah'ın yolundan men edenler ve onlara hidayet açıkça belli olduktan sonra resûle muhalefet edenler, onlar Allah'a hiçbir şeyle asla zarar veremezler. Ve (Allah) onların amellerini heba edecek.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, hakikati inkara şartlanmış olan ve (başkalarını) Allah yolundan alıkoyanlar ve doğru yol rehberliği kendilerine tevdi edildikten sonra (bu şekilde) kendilerini (Allah'ın) Elçisi'nden koparanlar hiçbir şekilde Allah'a bir zarar veremezler; ama Allah, bunların bütün fiillerini değersiz kılacak, boşa çıkaracaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok, o kimseler ki kâfir oldular ve Allah yolundan men ettiler ve kendilerine hidâyet apâşikâr belli olduktan sonra Peygambere muhâlefette bulundular, elbette Allah'a hiçbir zarar vermiş olmadılar ve onların amellerini iptal edecektir.
Ömer Öngüt : Şüphesiz ki inkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını hep boşa çıkaracaktır.
Şaban Piriş : Kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra, Allah’ın yolundan saptıran ve Resul’e karşı gelen kafirler, kesinlikle hiçbir şekilde Allah’a zarar veremezler. Allah, onların (bütün) işlerini boşa çıkaracaktır.
Suat Yıldırım : Kendileri inkâr edip insanları Allah yolundan çevirenler ve doğru yol kendilerine iyice belli olduktan sonra bile, Peygamberin karşısına çıkanlar, Allah’a (yani Allah’ın Peygamberine, dinine) asla zarar veremezler. Allah onların işlerini heder edecektir.
Süleyman Ateş : Nankörlük edip Allâh yoluna engel olanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Elçiyi incitenler Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allâh onların işlerini boşa çıkaracaktır.
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz inkâr edenler, Allah'ın yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra 'peygambere karşı gelip zorluk çıkaranlar', kesin olarak Allah'a hiçbir şeyle zarar veremezler. (Allah,) Onların amellerini boşa çıkaracaktır.
Ümit Şimşek : İnkâr eden, halkı Allah yolundan alıkoyan ve doğru yol kendisine açıkça belli olduktan sonra Peygambere karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar vermiş olmazlar. Allah onların bütün işlerini boşa çıkaracaktır.
Yaşar Nuri Öztürk : Nankörlüğe sapıp Allah yolundan alıkoyanlar ve hidayet kendilerine tam bir şekilde belli olduktan sonra resule kafa tutanlar, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. O, onların amellerini işe yaramaz hale getirecektir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}