» 48 / Fetih  8:

Kuran Sırası: 48
İniş Sırası: 111
Feth Suresi = Fetih/Fethetmek Suresi
ayetlerinde birkaç defa fetihten söz edildiginden bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
2. أَرْسَلْنَاكَ (ÊRSLNEK) = erselnāke : seni gönderdik
3. شَاهِدًا (ŞEHD̃E) = şāhiden : şahid
4. وَمُبَشِّرًا (WMBŞRE) = ve mubeşşiran : ve müjdeleyici
5. وَنَذِيرًا (WNZ̃YRE) = ve neƶīran : ve uyarıcı
elbette biz | seni gönderdik | şahid | ve müjdeleyici | ve uyarıcı |

[] [RSL] [ŞHD̃] [BŞR] [NZ̃R]
ÎNE ÊRSLNEK ŞEHD̃E WMBŞRE WNZ̃YRE

innā erselnāke şāhiden ve mubeşşiran ve neƶīran
إنا أرسلناك شاهدا ومبشرا ونذيرا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
أرسلناك ر س ل | RSL ÊRSLNEK erselnāke seni gönderdik [We] have sent you
شاهدا ش ه د | ŞHD̃ ŞEHD̃E şāhiden şahid (as) a witness
ومبشرا ب ش ر | BŞR WMBŞRE ve mubeşşiran ve müjdeleyici and (as) a bearer of glad tidings
ونذيرا ن ذ ر | NZ̃R WNZ̃YRE ve neƶīran ve uyarıcı and (as) a warner,

48:8 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

elbette biz | seni gönderdik | şahid | ve müjdeleyici | ve uyarıcı |

[] [RSL] [ŞHD̃] [BŞR] [NZ̃R]
ÎNE ÊRSLNEK ŞEHD̃E WMBŞRE WNZ̃YRE

innā erselnāke şāhiden ve mubeşşiran ve neƶīran
إنا أرسلناك شاهدا ومبشرا ونذيرا

[] [ر س ل] [ش ه د] [ب ش ر] [ن ذ ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أرسلناك ر س ل | RSL ÊRSLNEK erselnāke seni gönderdik [We] have sent you
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,Kef,
,200,60,30,50,1,20,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
شاهدا ش ه د | ŞHD̃ ŞEHD̃E şāhiden şahid (as) a witness
Şın,Elif,He,Dal,Elif,
300,1,5,4,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
ومبشرا ب ش ر | BŞR WMBŞRE ve mubeşşiran ve müjdeleyici and (as) a bearer of glad tidings
Vav,Mim,Be,Şın,Re,Elif,
6,40,2,300,200,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite (form II) active participle
الواو عاطفة
اسم منصوب
ونذيرا ن ذ ر | NZ̃R WNZ̃YRE ve neƶīran ve uyarıcı and (as) a warner,
Vav,Nun,Zel,Ye,Re,Elif,
6,50,700,10,200,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: elbette biz | أَرْسَلْنَاكَ: seni gönderdik | شَاهِدًا: şahid | وَمُبَشِّرًا: ve müjdeleyici | وَنَذِيرًا: ve uyarıcı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE elbette biz | أرسلناك ÊRSLNEK seni gönderdik | شاهدا ŞEHD̃E şahid | ومبشرا WMBŞRE ve müjdeleyici | ونذيرا WNZ̃YRE ve uyarıcı |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: elbette biz | erselnāke: seni gönderdik | şāhiden: şahid | ve mubeşşiran: ve müjdeleyici | ve neƶīran: ve uyarıcı |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: elbette biz | ÊRSLNEK: seni gönderdik | ŞEHD̃E: şahid | WMBŞRE: ve müjdeleyici | WNZ̃YRE: ve uyarıcı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz seni tanık ve müjdeci ve korkutucu olarak göndermişizdir.
Adem Uğur : Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak irsâl ettik!
Ahmet Tekin : Biz seni peygamberlik göreviyle, Kurân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek bir önder, doğruları konuşan bir şâhit, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik.
Ahmet Varol : Biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Ali Bulaç : Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten biz, seni, (ümmetine) şahid, (cennetle) müjdeleyici, (cehennemle) korkutucu bir peygamber olarak gönderdik;
Bekir Sadak : (8-9) Dogrusu seni sahit, mujdeci ve uyarici olarak gonderdik. Ey insanlar, siz de Allah'a ve peygamberine inananasiniz, ona yardim edesiniz, O'na saygi gosteresiniz ve O'nu sabah aksam tesbih edesiniz.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki biz, seni şâhid, müjdeci ve uyarıcı bir peygamber olarak gönderdik.
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Diyanet İşleri (eski) : (8-9) Doğrusu seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Ey insanlar, siz de Allah'a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve O'nu sabah akşam tesbih edesiniz.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Edip Yüksel : Biz seni bir tanık, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz biz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğrusu Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem de bir uyarıcı olarak gönderdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Elhak biz seni hem bir şâhid gönderdik hem bir mübeşşir hem bir nezîr
Fizilal-il Kuran : Biz seni şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Gültekin Onan : Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Hakkı Yılmaz : (8-9,5-6) "Şüphesiz Biz, Allah'a ve Elçisi'ne iman etmeniz, O'na yardım etmeniz, O'na saygı göstermeniz ve her zaman O'nu her türlü noksanlıktan arındırmanız için; mü’min erkekler ve mü’min kadınları, içinde sürekli kalanlar olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere girdirmesi ve onların kötülüklerini örtmesi için –işte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur–; ve Allah hakkında kötü zanda bulunan o münâfık erkekler ve münâfık kadınları, Allah'a ortak koşan erkekleri ve ortak koşan kadınları azaplandırması için –kötülük onların üzerine olmuştur. Allah onlara gazap etmiş, onları dışlamış; rahmetinden mahrum bırakmış ve kendileri için cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!–; seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olmak üzere elçi yaptık. "
Hasan Basri Çantay : Hakîkat biz, seni bir şâhid, bir müjdeleyici, bir korkutucu olarak gönderdik,
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki biz seni, bir şâhid, bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik.
İbni Kesir : Muhakkak ki Biz; seni şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik;
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz, seni şahit, müjdeleyen ve uyarıcı olarak gönderdik.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki (ey Muhammed,) Biz seni (hakikatin) bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Ömer Nasuhi Bilmen : (7-8) Ve şu göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Ve Allah azîzdir, hakîmdir. Şüphe yok ki, Biz seni bir şahit ve bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik.
Ömer Öngüt : Resulüm! Biz seni şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Şaban Piriş : -Biz seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik
Suat Yıldırım : Muhakkak ki: Biz, seni bir şahit, bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik ki
Süleyman Ateş : Biz seni, şâhid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı korkutucu olarak gönderdik.
Ümit Şimşek : Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Şu bir gerçek ki, biz seni, bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}