CONJ – prefixed conjunction wa (and) ACC – accusative particle PRON – 1st person plural object pronoun الواو عاطفة حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لا
|
LE
lā
not
Lam,Elif, 30,1,
NEG – negative particle حرف نفي
ندري
د ر ي | D̃RY
ND̃RY
nedrī
bilmiyoruz
we know
Nun,Dal,Re,Ye, 50,4,200,10,
V – 1st person plural imperfect verb فعل مضارع
أشر
ش ر ر | ŞRR
ÊŞR
eşerrun
kötülük mü
whether evil
,Şın,Re, ,300,200,
INTG – prefixed interrogative alif N – nominative masculine singular indefinite noun الهمزة همزة استفهام اسم مرفوع
أريد
ر و د | RWD̃
ÊRYD̃
urīde
istendi
is intended
,Re,Ye,Dal, ,200,10,4,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive perfect verb فعل ماض مبني للمجهول
بمن
|
BMN
bimen
olanlara
for (those) who
Be,Mim,Nun, 2,40,50,
P – prefixed preposition bi REL – relative pronoun جار ومجرور
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve gerçekten de bilmiyoruz, yeryüzündekilere bir kötülük gelmesi mi isteniyor, yoksa Rabbleri, onlara doğru yolu buldurmayı mı diledi?
Adem Uğur : Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?
Ahmed Hulusi : "Gerçek ki biz, arzda (bedende) olanlardan açığa çıkarılacak olan şerr mi; yoksa Rablerinin muradı, kendilerinde bir reşad mı (hakikati müşahedenin olgunluğu), buna vâkıf değiliz. " (Bu âyet dahi göstermektedir ki Rabbinin {Esmâ hakikatinin} kişiye ne yaşatacağı, kişinin Allâh indîndeki açığa çıkış amacı, cinler tarafından bilinmemektedir. A. H. )
Ahmet Tekin : 'Yeryüzündeki akıllı ve sorumlu varlıklara kötülük mü yapılmak isteniyor, yoksa Rableri onlara huzurlu, aydınlık bir hayat mı diledi, bilemiyoruz.'
Ahmet Varol : Bilmiyoruz, acaba yeryüzünde olanlar için bir kötülük mü istendi yoksa Rableri onlar için bir hayır mı diledi?
Ali Bulaç : "Doğrusu bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa Rableri kendileri için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?"
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu biz bilmeyiz; o arzdaki kimselere bir fenalık mı istenmiştir; yoksa Rableri onlara bir iyilik mi dilemiştir?
Bekir Sadak : «Yeryuzunde olanlara kotuluk mu murad edildi yahut Rableri onlara bir iyilik mi dilemistir, dogrusu biz bilemeyiz.»
Celal Yıldırım : Gerçekten biz bilmiyorduk, yeryüzündekilere kötülük mü istenildi, yoksa Rabbları onlar için bir hayır mı murâd etmiştir?
Diyanet İşleri : “Hakikaten biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü istendi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?”
Diyanet İşleri (eski) : 'Yeryüzünde olanlara kötülük mü murad edildi, yahut Rableri onlara bir iyilik mi dilemiştir, doğrusu biz bilemeyiz.'
Diyanet Vakfi : Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?
Edip Yüksel : 'Yerdekiler için bir kötülük mü planlanmıştır, yoksa Rab'leri onlar için bir iyilik mi dilemiştir, bilmiyoruz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Doğrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğrusu biz bilmiyoruz, o yeryüzündeki kimselere bir kötülük mü arzu edilmiştir, yoksa Rableri onlara bir hayır mı dilemiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve doğrusu biz bilmeyiz o Arzdaki kimselere bir şer mi irade edilmiştir, yoksa rabları onlara bir hayır mı murad etmiştir
Fizilal-il Kuran : Acaba yeryüzündekiler için kötülük mü dileniyor, yoksa Rabbleri onlar hakkında iyilik mi diliyor, bunu bilmiyoruz.
Gültekin Onan : "Doğrusu bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa rableri kendileri için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?"
Hakkı Yılmaz : Biz de, yeryüzündekilere kötülük mü istendi, yoksa Rableri onlara bir doğruluk mu diledi bilmiyoruz.
Hasan Basri Çantay : «Doğrusu biz yerdeki kişilere şer mi murad ediliyor, yoksa Rableri onlar için bir hayır mı irâde ediyor, bilmiyormuşuz».
Hayrat Neşriyat : 'Ve gerçekten biz bilmiyoruz, (bununla) yeryüzünde bulunan kimselere bir kötülük mü (yapılmak) istenildi, yoksa Rableri onlara bir iyilik mi diledi?'
İbni Kesir : Doğrusu biz bilmiyoruz; yeryüzünde onlara kötülük mü dilenmiştir, yoksa Rabbları onlara iyilik mi dilemiştir?
İskender Evrenosoğlu : Ve gerçekten biz bilmiyoruz. Yeryüzünde olan kimselere bir şerr mi murad edildi, yoksa Rab'leri onların irşad olmalarını mı diledi?
Muhammed Esed : Ve (şimdi anladık ki) biz (yaratılmış varlıklar,) yeryüzünde yaşayanlar için kötü bir akibetin hazırlanıp hazırlanmadığını, yahut Rablerinin onları doğru ile eğriyi ayırd etme bilinciyle donatmak isteyip istemediğini bilmiyoruz
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve doğrusu biz bilmiyoruz ki, yerde bulunanlar için bir şer mi murad edilmiştir, yoksa onlar için Rableri bir doğruluk mu irâde buyurmuştur?»
Ömer Öngüt : "Biz bilmeyiz ki, yeryüzünde olan kimseler hakkında bir belâ mı murad edildi, yoksa Rableri onlara bir iyilik mi diledi?"
Şaban Piriş : Gerçekten de bilmiyoruz, yeryüzündekilere bir kötülük mü isteniyor; yoksa, Rab’leri onlara doğru yolu göstermek mi istedi?
Suat Yıldırım : "Doğrusu, iyi anlayamadık: Yerde oturanlara fenalık mı irade edildi, yoksa Rab’leri onlar hakkında hayır ve hidâyet mi diledi, bilemiyoruz."
Süleyman Ateş : Bilmiyoruz bununla yeryüzündekilere kötülük mü (yapılmak) istendi, yoksa Rabbleri onları doğruya mı iletmek diledi.
Tefhim-ul Kuran : «Doğrusu bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa Rableri kendileri için (doğru olana iletici) bir hayır mi diledi?»
Ümit Şimşek : 'Bununla yeryüzü ahalisi için bir kötülük mü kastedilmiştir, yoksa Rableri onlar için iyilik mi dilemiştir; onu biz bilemeyiz.
Yaşar Nuri Öztürk : "Doğrusu, bilmiyoruz, yeryüzündeki şuurlulara şer mi istendi, yoksa Rableri onlar için doğru ve güzel olanı mı istemiştir."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]