RSLT – prefixed result particle FUT – prefixed future particle sa V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun الفاء واقعة في جواب الشرط حرف استقبال فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من
|
MN
men
kimin
who
Mim,Nun, 40,50,
INTG – interrogative noun اسم استفهام
أضعف
ض ع ف | ŽAF
ÊŽAF
eD'ǎfu
daha zayıftır
(is) weaker
,Dad,Ayn,Fe, ,800,70,80,
N – nominative masculine singular noun اسم مرفوع
ناصرا
ن ص ر | NṦR
NEṦRE
nāSiran
yardım edeni
(in) helpers
Nun,Elif,Sad,Re,Elif, 50,1,90,200,1,
N – accusative masculine indefinite active participle اسم منصوب
وأقل
ق ل ل | GLL
WÊGL
ve eḳallu
ve daha azdır
and fewer
Vav,,Gaf,Lam, 6,,100,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – nominative masculine singular noun الواو عاطفة اسم مرفوع
عددا
ع د د | AD̃D̃
AD̃D̃E
ǎdeden
sayıca
(in) number.
Ayn,Dal,Dal,Elif, 70,4,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |حَتَّىٰ: nihayet | إِذَا: zaman | رَأَوْا: gördükleri | مَا: şeyi | يُوعَدُونَ: kendilerine va'dedilen | فَسَيَعْلَمُونَ: bileceklerdir | مَنْ: kimin | أَضْعَفُ: daha zayıftır | نَاصِرًا: yardım edeni | وَأَقَلُّ: ve daha azdır | عَدَدًا: sayıca |
Kırık Meal (Harekesiz) : |حتى ḪTnihayet | إذا ÎZ̃Ezaman | رأوا RÊWEgördükleri | ما MEşeyi | يوعدون YWAD̃WNkendilerine va'dedilen | فسيعلمون FSYALMWNbileceklerdir | من MNkimin | أضعف ÊŽAFdaha zayıftır | ناصرا NEṦREyardım edeni | وأقل WÊGLve daha azdır | عددا AD̃D̃Esayıca |
Kırık Meal (Okunuş) : |Hattā: nihayet | iƶā: zaman | raev: gördükleri | mā: şeyi | yūǎdūne: kendilerine va'dedilen | feseyeǎ'lemūne: bileceklerdir | men: kimin | eD'ǎfu: daha zayıftır | nāSiran: yardım edeni | ve eḳallu: ve daha azdır | ǎdeden: sayıca |
Kırık Meal (Transcript) : |ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | RÊWE: gördükleri | ME: şeyi | YWAD̃WN: kendilerine va'dedilen | FSYALMWN: bileceklerdir | MN: kimin | ÊŽAF: daha zayıftır | NEṦRE: yardım edeni | WÊGL: ve daha azdır | AD̃D̃E: sayıca |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonunda, vaadedilen şeyi gördüler mi artık bilirler kimmiş yardımcısı daha zayıf ve sayı bakımından taraftarı daha az?
Adem Uğur : Sonunda, tehdit edilip durduklarını (azabı, kıyameti) gördükleri zaman, kim yardımcı olma bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az imiş, bileceklerdir.
Ahmed Hulusi : Nihayet vadolundukları şeyi (ölüm) gördüklerinde anlayacaklar kim azınlıkta ve çaresizmiş!
Ahmet Tekin : Nihayet tehdit edildikleri şeyi, kıyameti, azâbı gördükleri zaman kimin yardım edeninin zayıf ve az olduğunu öğrenecekler.
Ahmet Varol : Sonunda kendilerine vaadedileni gördüklerinde kimin yardımcı bakımından daha zayıf ve sayıca daha az olduğunu bilecekler.
Ali Bulaç : Sonunda onlar, kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır."
Ali Fikri Yavuz : Nihayet o vaad olundukları azabı (kıyamette) gördükleri vakit; yardımcısı en zayıf, sayıca da en az olan kimmiş bilecekler; (O mu, yoksa kendileri mi).
Bekir Sadak : Sonunda, kendilerine soz verileni gordukleri zaman, kimin yardimcisinin daha gucsuz va sayisinin daha az oldugunu bileceklerdir.
Celal Yıldırım : Nihayet o va'dolunduklarını görecekleri vakit, kimin yardımcı bakımından daha güçsüz ve sayı bakımından daha az olduğunu bileceklerdir.
Diyanet İşleri : Nihayet uyarıldıkları şeyi gördüklerinde kimin yardımcısı daha zayıf, kimin sayısı daha azmış, bilecekler.
Diyanet İşleri (eski) : Sonunda, kendilerine söz verileni gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha güçsüz ve sayısının daha az olduğunu bileceklerdir.
Diyanet Vakfi : Sonunda, tehdit edilip durduklarını (azabı, kıyameti) gördükleri zaman, kim yardımcı olma bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az imiş, bileceklerdir.
Edip Yüksel : Kendilerine söz verilen şeyi gördüklerinde kimin yardımcısının güçsüz ve sayıca az olduğunu görecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kendilerine vaad edilen şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının en zayıf ve en az olduğunu bileceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Nihayet o vadolundukları şeyi gördüklerinde, artık bileceklerdir, kimmiş yardımcısı en zayıf ve sayıca en az olan!
Elmalılı Hamdi Yazır : Nihayet o va'dolundukları şey'i gördükleri vakıt artık bileceklerdir ki yardımcısı en zaıyf ve sayıca en az olan kimmiş?
Fizilal-il Kuran : Onlar kendilerine yönelik tehditlerin somut olarak gerçekleştiğini gördüklerinde hangi tarafın destek bakımından zayıf ve sayıca az olduğunu anlayacaklardır.
Gültekin Onan : Sonunda onlar, kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır."
Hakkı Yılmaz : Sonunda tehdit edildikleri şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcı yönünden en zayıf ve sayıca da daha az olduğunu hemen bileceklerdir.
Hasan Basri Çantay : Nihayet onlar tehdîd edilmekde oldukları (azâbı) gördükleri zaman kimin yardımcısı daha zaîf, sayısı daha azmış bileceklerdir.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet tehdîd olunup durdukları (Cehennem azâbı)nı gördükleri zaman, artık kimin yardımcı bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir!
İbni Kesir : Nihayet kendilerine vaadedilenleri gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha zayıf ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir.
İskender Evrenosoğlu : Nihayet vaadolundukları şeyi gördükleri zaman, artık kimin yardımcısı daha zayıf ve sayı bakımından daha az, yakında bilecekler.
Muhammed Esed : (Öyleyse bırak,) önceden uyarıldıkları (akibet)i görecekleri an gelinceye kadar (beklesinler), o zaman anlayacaklar kim, hangi (tür) insan daha çaresiz ve daha kimsesizdir!
Ömer Nasuhi Bilmen : (24-25) Tehdid olunur oldukları şeyi gördükleri vakit artık bileceklerdir ki, yardımcı itibariyle en zaif ve adeden en az olan kim imiş? De ki: «Ben bilmem ki tehdid edilir olduğunuz şey, yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir müddet mi tayin kılar?»
Ömer Öngüt : Nihayet onlar kendilerine vaad olunan şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha zayıf ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir.
Şaban Piriş : Kendilerine vaat edileni gördükleri zaman, kimin yardımcı olarak daha zayıf ve sayısının az olduğunu anlayacaklar.
Suat Yıldırım : Kendilerine vâd olunan azabı veya kıyamet saatini gördüklerinde, kimin yardımcılarının daha zayıf, kimin askerlerinin daha az olduğunu, işte o zaman anlayacaklardır.
Süleyman Ateş : Kendilerine va'dedilen şeyi (ya azâbı veya kıyâmet sâ'atini) gördükleri zaman, kimin yardımcı bakımından daha zayıf ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir.
Tefhim-ul Kuran : Sonunda onlar, kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır.»
Ümit Şimşek : Nihayet kendilerine vaad edilmiş olan şeyi gözüyle görür ve kimin yardımcısı daha güçsüzmüş, kimin sayısı daha azmış, o zaman anlarlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Sonunda, onlar kendilerine vaat edileni gördüklerinde, yardımcı bakımından daha zayıf kim, sayı bakımından daha az kim, bileceklerdir.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]