» 14 / Ibrahim  Suresi:

Kuran Sırası: 14
İniş Sırası: 72
Ibrahim Suresi = Ibrahim Suresi
35-41. ayetlerinde Hz. Ibrahim’in yaptigi dua anildigindan bu adi almistir.

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Kırık Meal (Transcript) Meali
|ELR: Elif Lam Ra | KTEB: (Bu), Kitaptır | ÊNZLNEH: indirdiğimiz | ÎLYK: sana | LTḢRC: çıkarman için | ELNES: insanları | MN: -dan | ELƵLMET: karanlıklar- | ÎL: | ELNWR: aydınlığa | BÎZ̃N: izniyle | RBHM: Rablerinin | ÎL: | ṦREŦ: yoluna | ELAZYZ: Aziz | ELḪMYD̃: ve övgüye layık olanın | (14:1)
|ELLH: Allah | ELZ̃Y: ki | LH: O'nundur | ME: ne varsa | FY: | ELSMEWET: göklerde | WME: ve ne varsa | FY: | ELÊRŽ: yerde | WWYL: vay haline | LLKEFRYN: şu kafirlerin | MN: dolayı | AZ̃EB: azabdan | ŞD̃YD̃: çetin | (14:2)
|ELZ̃YN: ki onlar | YSTḪBWN: tercih ederler | ELḪYET: hayatını | ELD̃NYE: dünya | AL: karşılık | EL ËḢRT: ahirete | WYṦD̃WN: ve engel olurlar | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah'ın | WYBĞWNHE: ve onu isterler | AWCE: eğrilmesini | ÊWLÙK: işte onlar | FY: içindedirler | ŽLEL: bir sapıklık | BAYD̃: derin | (14:3)
|WME: ve | ÊRSLNE: biz göndermedik | MN: her | RSWL: elçiyi | ÎLE: başka | BLSEN: dilinden | GWMH: kendi kavminin | LYBYN: açıklasın diye | LHM: olara | FYŽL: şaşırtır | ELLH: Allah | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediğin | WYHD̃Y: ve yola iletir | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | WHW: ve O | ELAZYZ: azizdir | ELḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir | (14:4)
|WLGD̃: ve andolsun | ÊRSLNE: göndermiştik | MWS: Musa'yı | B ËYETNE: ayetlerimizle birlikte | ÊN: için | ÊḢRC: çıkarması | GWMK: kavmini | MN: -dan | ELƵLMET: karanlıklar- | ÎL: | ELNWR: aydınlığa | WZ̃KRHM: ve onlara hatırlatması için | BÊYEM: günlerini | ELLH: Allah'ın | ÎN: şüphesiz | FY: | Z̃LK: bunda | L ËYET: ayetler vardır | LKL: herkes için | ṦBER: sabreden | ŞKWR: şükreden | (14:5)
|WÎZ̃: ve hani | GEL: demişti ki | MWS: Musa | LGWMH: kavmine | EZ̃KRWE: hatırlayın | NAMT: ni'metini | ELLH: Allah'ın | ALYKM: üzerinizdeki | ÎZ̃: zaman | ÊNCEKM: sizi kurtardı | MN: | ËL: soyundan | FRAWN: Fir'avn | YSWMWNKM: onlar sizi sürüyorlardı | SWÙ: en kötüsüne | ELAZ̃EB: işkencenin | WYZ̃BḪWN: ve kesiyorlardı | ÊBNEÙKM: oğullarınızı | WYSTḪYWN: ve sağ bırakıyorlardı | NSEÙKM: kadınlarınızı | WFY: ve vardı | Z̃LKM: bunda size | BLEÙ: bir imtihan | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | AƵYM: büyük | (14:6)
|WÎZ̃: ve hani | TÊZ̃N: size bildirmişti | RBKM: Rabbiniz | LÙN: eğer | ŞKRTM: şükrederseniz | LÊZYD̃NKM: elbette size daha fazla veririm | WLÙN: ve eğer | KFRTM: nankörlük ederseniz | ÎN: şüphesiz | AZ̃EBY: azabım | LŞD̃YD̃: pek çetindir | (14:7)
|WGEL: ve dedi ki | MWS: Musa | ÎN: eğer | TKFRWE: nankörlük etseniz | ÊNTM: siz | WMN: ve kimseler | FY: | ELÊRŽ: yeryüzündeki | CMYAE: hepiniz | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | LĞNY: zengindir | ḪMYD̃: övülmüştür | (14:8)
|ÊLM: | YÊTKM: size gelmedi mi? | NBÊ: haberi | ELZ̃YN: kimselerin | MN: | GBLKM: sizden öncekilerin | GWM: kavimlerinin | NWḪ: Nuh | WAED̃: ve Ad | WS̃MWD̃: ve Semud | WELZ̃YN: ve kimselerin | MN: | BAD̃HM: onlardan sonra gelen | LE: | YALMHM: onları kimse bilmez | ÎLE: başka | ELLH: Allah'tan | CEÙTHM: onlara getirdi | RSLHM: elçileri | BELBYNET: kanıtlar | FRD̃WE: fakat koydular | ÊYD̃YHM: onlar ellerini | FY: | ÊFWEHHM: ağızlarına | WGELWE: ve dediler ki | ÎNE: muhakkak biz | KFRNE: tanımayız | BME: şeyi | ÊRSLTM: sizinle gönderilen | BH: onunla | WÎNE: ve biz | LFY: içindeyiz | ŞK: bir kuşku | MME: şeye karşı | TD̃AWNNE: bizi çağırdığınız | ÎLYH: ona | MRYB: derin | (14:9)
|GELT: dediler ki | RSLHM: elçileri | ÊFY: hakkında (edilir) mi? | ELLH: Allah | ŞK: şüphe | FEŦR: yaratan | ELSMEWET: gökleri | WELÊRŽ: ve yeri | YD̃AWKM: (O) sizi davet ediyor | LYĞFR: bağışlamak için | LKM: sizin | MN: bir kısmını | Z̃NWBKM: günahlarınızdan | WYÙḢRKM: ve sizi ertelemek için | ÎL: kadar | ÊCL: bir süreye | MSM: belirtilmiş | GELWE: onlar dediler | ÎN: | ÊNTM: siz de | ÎLE: başka değilsiniz | BŞR: bir insandan | MS̃LNE: bizim gibi | TRYD̃WN: istiyorsunuz | ÊN: | TṦD̃WNE: bizi çevirmek | AME: -ndan | KEN: olduğu- | YABD̃: tapıyor | ËBEÙNE: atalarımızın | FÊTWNE: o halde bize getirin | BSLŦEN: bir delil | MBYN: açık | (14:10)
|GELT: dediler ki | LHM: onlara | RSLHM: elçileri | ÎN: değiliz | NḪN: biz (de) | ÎLE: başka bir şey | BŞR: insandan | MS̃LKM: sizin gibi | WLKN: fakat | ELLH: Allah | YMN: lutfeder | AL: | MN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | MN: -ndan | ABED̃H: kulları- | WME: yoktur | KEN: imkanımız | LNE: bizim | ÊN: | NÊTYKM: size getiremeye | BSLŦEN: bir delil | ÎLE: olmadan | BÎZ̃N: izni | ELLH: Allah'ın | WAL: ve | ELLH: Allah'a | FLYTWKL: dayansınlar | ELMÙMNWN: inananlar | (14:11)
|WME: neden? | LNE: biz | ÊLE: | NTWKL: dayanmayalım | AL: | ELLH: Allah'a | WGD̃: elbette | HD̃ENE: bize göstermişken | SBLNE: yollarımızı | WLNṦBRN: ve katlanırız | AL: | ME: | ËZ̃YTMWNE: bize yaptığınız eziyetlere | WAL: ve | ELLH: Allah'a | FLYTWKL: dayansınlar | ELMTWKLWN: tevekkül edenler | (14:12)
|WGEL: dediler ki | ELZ̃YN: kimseler | KFRWE: inkar eden(ler) | LRSLHM: elçilerine | LNḢRCNKM: ya sizi mutlaka çıkarırız | MN: -dan | ÊRŽNE: yurdumuz- | ÊW: ya da | LTAWD̃N: dönersiniz | FY: | MLTNE: bizim dinimize | FÊWḪ: şöyle vahyetti | ÎLYHM: onlara | RBHM: Rableri | LNHLKN: mutlaka helak edeceğiz | ELƵELMYN: zalimleri | (14:13)
|WLNSKNNKM: ve sizi yerleştireceğiz | ELÊRŽ: o yere | MN: | BAD̃HM: onların ardından | Z̃LK: bu | LMN: içindir | ḢEF: korkan | MGEMY: makamımdan | WḢEF: ve korkan içindir | WAYD̃: tehdidimden | (14:14)
|WESTFTḪWE: fetih istediler | WḢEB: ve perişan oldu | KL: her | CBER: zorba | ANYD̃: inatçı | (14:15)
|MN: | WREÙH: ardından da | CHNM: cehennem | WYSG: kendisine içirilir | MN: | MEÙ: bir suy | ṦD̃YD̃: irin (gibi) | (14:16)
|YTCRAH: onu yutmağa çalışır | WLE: fakat | YKED̃: geçiremez | YSYĞH: boğazından | WYÊTYH: ve ona geldiği halde | ELMWT: ölüm | MN: | KL: her | MKEN: yandan | WME: ve yine | HW: o | BMYT: ölemez | WMN: | WREÙH: bunun ardından | AZ̃EB: bir azab | ĞLYƵ: kaba | (14:17)
|MS̃L: durumu | ELZ̃YN: kimselerin | KFRWE: inkar eden(lerin) | BRBHM: Rablerini | ÊAMELHM: işleri | KRMED̃: küle benzer | EŞTD̃T: savurduğu | BH: onu | ELRYḪ: rüzgarın | FY: | YWM: bir günde | AEṦF: fırtınalı | LE: | YGD̃RWN: ele geçiremezler | MME: şeylerden | KSBWE: kazandıkları | AL: | ŞYÙ: hiçbir şeyi | Z̃LK: işte | HW: o | ELŽLEL: sapıklıktır | ELBAYD̃: derin | (14:18)
|ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÊN: şüphesiz | ELLH: Allah | ḢLG: yarattı | ELSMEWET: gökleri | WELÊRŽ: ve yeri | BELḪG: hak ile | ÎN: eğer | YŞÊ: dilerse | YZ̃HBKM: sizi götürür | WYÊT: ve getirir | BḢLG: bir halk | CD̃YD̃: yepyeni | (14:19)
|WME: ve değildir | Z̃LK: bu | AL: karşı | ELLH: Allah'a | BAZYZ: güç | (14:20)
|WBRZWE: ve göründüler | LLH: Allah'ın huzurunda | CMYAE: hepsi | FGEL: dediler ki | ELŽAFEÙ: zayıflar | LLZ̃YN: kimselere | ESTKBRWE: büyüklük taslayan(lara) | ÎNE: şüphesiz biz | KNE: idik | LKM: size | TBAE: tabi | FHL: misiniz? | ÊNTM: siz | MĞNWN: savabilir | ANE: bizden | MN: -ndan | AZ̃EB: azabı- | ELLH: Allah'ın | MN: (en ufak) | ŞYÙ: bir şey | GELWE: dediler ki | LW: eğer | HD̃ENE: bize yol gösterseydi | ELLH: Allah | LHD̃YNEKM: biz de size yol gösterirdik | SWEÙ: artık birdir | ALYNE: bize | ÊCZANE: sızlansak da | ÊM: ya da | ṦBRNE: sabretsek de | ME: yoktur | LNE: bize | MN: hiç | MḪYṦ: kaçıp sığınacak bir yer | (14:21)
|WGEL: şöyle dedi | ELŞYŦEN: şeytan | LME: ne zaman ki | GŽY: bitirildi | ELÊMR: | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | WAD̃KM: size va'detti | WAD̃: va'di | ELḪG: gerçek | WWAD̃TKM: ve ben de size va'dettim | FÊḢLFTKM: ama ben sözümden caydım | WME: ve yoktur | KEN: | LY: benim | ALYKM: size karşı | MN: hiç | SLŦEN: bir güc(üm) | ÎLE: başka | ÊN: | D̃AWTKM: sizi davet etmekten | FESTCBTM: siz de da'vetime koştunuz | LY: benim | FLE: o halde | TLWMWNY: beni kınamayın | WLWMWE: fakat kınayın | ÊNFSKM: kendi kendinizi | ME: ne | ÊNE: ben | BMṦRḢKM: sizi kurtarabilirim | WME: ne de | ÊNTM: siz | BMṦRḢY: beni kurtarabilirsiniz | ÎNY: şüphesiz ben | KFRT: reddetmiştim | BME: | ÊŞRKTMWN: beni ortak koşmanızı | MN: | GBL: önceden | ÎN: doğrusu | ELƵELMYN: zalimler | LHM: (onlar) için vardır | AZ̃EB: bir azab | ÊLYM: acıklı | (14:22)
|WÊD̃ḢL: ve sokuldular | ELZ̃YN: kimseler | ËMNWE: inanan(lar) | WAMLWE: ve yapanlar | ELṦELḪET: iyi işyer | CNET: cennetlere | TCRY: akan | MN: | TḪTHE: altlarından | ELÊNHER: ırmaklar | ḢELD̃YN: sürekli kalacakları | FYHE: orada | BÎZ̃N: izniyle | RBHM: Rablerinin | TḪYTHM: onların dirlik temennileri | FYHE: orada | SLEM: selamdır | (14:23)
|ÊLM: | TR: görmedin mi | KYF: nasıl | ŽRB: bir benzetme yaptı | ELLH: Allah | MS̃LE: benzeri | KLMT: sözün | ŦYBT: güzel | KŞCRT: bir ağaç gibidir | ŦYBT: güzel | ÊṦLHE: kökü | S̃EBT: sabit | WFRAHE: ve dalları | FY: olan | ELSMEÙ: gökte | (14:24)
|TÙTY: verir | ÊKLHE: meyvesini | KL: her | ḪYN: zaman | BÎZ̃N: izniyle | RBHE: Rabbinin | WYŽRB: benzetmeler yapar | ELLH: Allah | ELÊMS̃EL: misallerle | LLNES: insanlara | LALHM: umulur ki | YTZ̃KRWN: öğüt alırlar (diye) | (14:25)
|WMS̃L: ve durumu da | KLMT: sözün | ḢBYS̃T: kötü | KŞCRT: bir ağaca benzer | ḢBYS̃T: kötü | ECTS̃T: gövdesi koparılmış | MN: | FWG: üstünden | ELÊRŽ: yerin | ME: olmayan | LHE: onun | MN: hiç | GRER: kararı (kökü) | (14:26)
|YS̃BT: tesbit eder | ELLH: Allah | ELZ̃YN: kimseleri | ËMNWE: inanan(ları) | BELGWL: söz ile | ELS̃EBT: sağlam | FY: | ELḪYET: hayatında | ELD̃NYE: dünya | WFY: ve | EL ËḢRT: ahirette | WYŽL: ve şaşırtır | ELLH: Allah | ELƵELMYN: zalimleri | WYFAL: ve yapar | ELLH: Allah | ME: ne | YŞEÙ: diliyorsa | (14:27)
|ÊLM: | TR: görmedin mi? | ÎL: | ELZ̃YN: kimseleri | BD̃LWE: çeviren(leri) | NAMT: ni'metini | ELLH: Allah'ın | KFRE: nankörlüğe | WÊḪLWE: ve konduranları | GWMHM: kavimlerini | D̃ER: yurduna | ELBWER: helak | (14:28)
|CHNM: cehennemdir | YṦLWNHE: yaslanacakları | WBÙS: ve ne kötü | ELGRER: bir duraktır o | (14:29)
|WCALWE: ve koştular | LLH: Allah'a | ÊND̃ED̃E: eşler | LYŽLWE: saptırmak için | AN: -ndan | SBYLH: O'nun yolu- | GL: de ki | TMTAWE: eğlenin | FÎN: şüphesiz | MṦYRKM: gideceğiniz yer | ÎL: | ELNER: ateştir | (14:30)
|GL: söyle | LABED̃Y: kullarıma | ELZ̃YN: -kimseler | ËMNWE: doğrulayan/emin | YGYMWE: -doğrulurlar | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe(MESAJ)- | WYNFGWE: ve harcarlar | MME: -şeyden | RZGNEHM: rızıklandırıldıkları- | SRE: gizli | WALENYT: ve açık | MN: | GBL: önce | ÊN: | YÊTY: gelmeden | YWM: bir gün | LE: ki yoktur | BYA: bir alışveriş | FYH: onda | WLE: ne yoktur | ḢLEL: bir dostluk | (14:31)
|ELLH: Allah | ELZ̃Y: O'dur ki | ḢLG: yarattı | ELSMEWET: gökleri | WELÊRŽ: ve yeri | WÊNZL: ve indirdi | MN: | ELSMEÙ: gökten | MEÙ: su | FÊḢRC: ve çıkardı | BH: onunla | MN: (çeşitli) | ELS̃MRET: meyvalar | RZGE: rızık olarak | LKM: size | WSḢR: ve emrinize verdi | LKM: sizin | ELFLK: gemileri | LTCRY: akıp gitmesi için | FY: | ELBḪR: denizde | BÊMRH: buyruğuyla | WSḢR: ve emrinize verdi | LKM: sizin | ELÊNHER: ırmakları | (14:32)
|WSḢR: ve emrinize verdi | LKM: sizin | ELŞMS: güneşi | WELGMR: ve ay'ı | D̃EÙBYN: düzenli seyreden | WSḢR: ve emrinize verdi | LKM: sizin | ELLYL: geceyi | WELNHER: ve gündüzü | (14:33)
|W ËTEKM: ve size verdi | MN: -den | KL: herşey- | ME: ne varsa | SÊLTMWH: kendisinden istediğiniz | WÎN: ve eğer | TAD̃WE: saymak isteseniz | NAMT: ni'metini | ELLH: Allah'ın | LE: | TḪṦWHE: sayamazsınız | ÎN: doğrusu | ELÎNSEN: insan | LƵLWM: çok haksızlık edendir | KFER: çok nankördür | (14:34)
|WÎZ̃: bir zaman | GEL: şöyle demişti | ÎBREHYM: İbrahim | RB: Rabbim | ECAL: kıl | HZ̃E: bu | ELBLD̃: şehri | ËMNE: güvenli | WECNBNY: beni uzak tut | WBNY: ve oğullarımı | ÊN: | NABD̃: tapmaktan | ELÊṦNEM: putlara | (14:35)
|RB: Rabbim | ÎNHN: şüphesiz onlar | ÊŽLLN: şaşırttılar | KS̃YRE: birçoğunu | MN: -dan | ELNES: insanlar- | FMN: artık kim | TBANY: bana uyarsa | FÎNH: şüphsiz o | MNY: bendendir | WMN: ve kim | AṦENY: bana karşı gelirse | FÎNK: şüphesiz sen | ĞFWR: bağışlayansın | RḪYM: esirgeyensin | (14:36)
|RBNE: Rabbimiz | ÎNY: ben | ÊSKNT: yerleştirdim | MN: (bazısını) | Z̃RYTY: çocuklarımdan | BWED̃: bir vadiye | ĞYR: olmayan | Z̃Y: sahibi | ZRA: ekin | AND̃: katında | BYTK: Yapı'n(-senin) | ELMḪRM: Yasaklılaştırılmış | RBNE: Rabbimiz | LYGYMWE: doğrulsunlar diye | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | FECAL: artık kıl | ÊFÙD̃T: gönüllerini | MN: birtakım | ELNES: insanların | THWY: meylettir | ÎLYHM: onlara | WERZGHM: ve onları rızıklandır | MN: (çeşitli) | ELS̃MRET: meyvalarla | LALHM: umulur ki | YŞKRWN: şükrederler | (14:37)
|RBNE: Rabbimiz | ÎNK: şüphesiz sen | TALM: bilirsin | ME: şeyi | NḢFY: bizim gizlediğimiz | WME: ve şeyi | NALN: açığa vurduğumuz | WME: ve | YḢF: gizli kalmaz | AL: | ELLH: Allah'a | MN: hiçbir | ŞYÙ: şey | FY: | ELÊRŽ: yerde | WLE: ve ne de | FY: | ELSMEÙ: gökte | (14:38)
|ELḪMD̃: hamdolsun | LLH: Allah'a | ELZ̃Y: | WHB: lutfeden | LY: bana | AL: | ELKBR: ihtiyarlık çağımda | ÎSMEAYL: İsma'il'i | WÎSḪEG: ve İshak'ı | ÎN: şüphesiz | RBY: Rabbim | LSMYA: işitendir | ELD̃AEÙ: du'ayı | (14:39)
|RB: Rabbim | ECALNY: beni kıl | MGYM: -doğrulmuş | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe- | WMN: ve | Z̃RYTY: zürriyetimi | RBNE: Rabbimiz | WTGBL: kabul buyur | D̃AEÙ: du'amı | (14:40)
|RBNE: Rabbimiz | EĞFR: bağışla | LY: beni | WLWELD̃Y: anamı-babamı | WLLMÙMNYN: ve mü'minleri | YWM: gün | YGWM: görüleceği | ELḪSEB: hesabın | (14:41)
|WLE: | TḪSBN: sanma | ELLH: Allah'ı | ĞEFLE: gafil | AME: şeylerden | YAML: yaptığı | ELƵELMWN: zalimlerin | ÎNME: muhakkak O | YÙḢRHM: ertelemektedir | LYWM: bir güne | TŞḢṦ: (dehşetten) donup kalacağı | FYH: onda | ELÊBṦER: gözlerin | (14:42)
|MHŦAYN: koşarlar | MGNAY: dikerek | RÙWSHM: başlarını | LE: | YRTD̃: dönmez | ÎLYHM: kendilerine | ŦRFHM: bakışları | WÊFÙD̃THM: ve yüreklerinin içi de | HWEÙ: bomboştur | (14:43)
|WÊNZ̃R: ve uyar | ELNES: insanları | YWM: güne (karşı) | YÊTYHM: kendilerine geleceği | ELAZ̃EB: azabın | FYGWL: ve diyecekleri | ELZ̃YN: | ƵLMWE: zalimlerin | RBNE: Rabbimiz | ÊḢRNE: bizi ertele | ÎL: -ye kadar | ÊCL: bir süre- | GRYB: yakın | NCB: gelelim | D̃AWTK: senin çağrına | WNTBA: ve uyalım | ELRSL: elçilere | ÊWLM: | TKWNWE: etmemiş miydiniz? | ÊGSMTM: yemininizi | MN: | GBL: önceden | ME: olmadığına | LKM: sizin için | MN: hiçbir | ZWEL: zeval | (14:44)
|WSKNTM: ve oturmuştunuz | FY: | MSEKN: yerlerinde | ELZ̃YN: kimselerin | ƵLMWE: zulmeden(lerin) | ÊNFSHM: kendilerine | WTBYN: ve belli olmuştu | LKM: size | KYF: nasıl | FALNE: yaptığımız | BHM: onlara | WŽRBNE: ve anlatmıştık | LKM: size | ELÊMS̃EL: misallerle | (14:45)
|WGD̃: ve kuşkusuz | MKRWE: onlar kurdular | MKRHM: tuzaklarını | WAND̃: oysa yanındadır | ELLH: Allah'ın | MKRHM: onların tuzakları | WÎN: eğer | KEN: olsa bile | MKRHM: tuzakları | LTZWL: yerinden kaldıracak | MNH: | ELCBEL: dağları | (14:46)
|FLE: sakın | TḪSBN: sanma | ELLH: Allah'ı | MḢLF: cayar | WAD̃H: verdiği sözden | RSLH: elçilerine | ÎN: çünkü | ELLH: Allah | AZYZ: daima üstündür | Z̃W: sahibidir | ENTGEM: intikam | (14:47)
|YWM: o gün | TBD̃L: değiştirilir | ELÊRŽ: yer | ĞYR: başka | ELÊRŽ: yere | WELSMEWET: ve gökler de | WBRZWE: ve gelirler | LLH: Allah'ın huzuruna | ELWEḪD̃: tek (olan) | ELGHER: kahredici (olan) | (14:48)
|WTR: ve görürsün | ELMCRMYN: suçluları | YWMÙZ̃: o gün | MGRNYN: birbirine yaklaştırılmış | FY: içinde | ELÊṦFED̃: zincirler | (14:49)
|SREBYLHM: gömlekleri | MN: -dandır | GŦREN: katran- | WTĞŞ: ve kaplamaktadır | WCWHHM: yüzlerini | ELNER: ateş | (14:50)
|LYCZY: karşılığını verecektir | ELLH: Allah | KL: her | NFS: nefsin | ME: ne varsa | KSBT: kazandığı | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | SRYA: çabuk görendir | ELḪSEB: hesabı | (14:51)
|HZ̃E: bu | BLEĞ: bir tebliğdir | LLNES: insanlara | WLYNZ̃RWE: uyarılsınlar diye | BH: bununla | WLYALMWE: ve bilsinler diye | ÊNME: yalnızca | HW: O | ÎLH: tanrıdır | WEḪD̃: birtek | WLYZ̃KR: ve öğüt alsınlar diye | ÊWLW: sahipleri | ELÊLBEB: sağduyu | (14:52)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}