» 31 / Lokman  21:

Kuran Sırası: 31
İniş Sırası: 57
Lokman Suresi = Lokman Suresi
ismini Allah’in Hz. Lokman’a verdigi hikmetten bahseden 12. ayetten almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (WÎZ̃E) = ve iƶā : ne zaman ki
2. قِيلَ (GYL) = ḳīle : dense
3. لَهُمُ (LHM) = lehumu : onlara
4. اتَّبِعُوا (ETBAWE) = ttebiǔ : uyun
5. مَا (ME) = mā :
6. أَنْزَلَ (ÊNZL) = enzele : indirdiğine
7. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
8. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : derler
9. بَلْ (BL) = bel : hayır
10. نَتَّبِعُ (NTBA) = nettebiǔ : biz uyarız
11. مَا (ME) = mā : şeye
12. وَجَدْنَا (WCD̃NE) = vecednā : bulduğumuz
13. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : üzerinde
14. ابَاءَنَا ( ËBEÙNE) = ābā'enā : babalarımızı
15. أَوَلَوْ (ÊWLW) = evelev : şayet
16. كَانَ (KEN) = kāne : olsa da mı?
17. الشَّيْطَانُ (ELŞYŦEN) = ş-şeyTānu : şeytan
18. يَدْعُوهُمْ (YD̃AWHM) = yed'ǔhum : onları çağırmış
19. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
20. عَذَابِ (AZ̃EB) = ǎƶābi : azabına
21. السَّعِيرِ (ELSAYR) = s-seǐyri : alevli ateşin
ne zaman ki | dense | onlara | uyun | | indirdiğine | Allah'ın | derler | hayır | biz uyarız | şeye | bulduğumuz | üzerinde | babalarımızı | şayet | olsa da mı? | şeytan | onları çağırmış | | azabına | alevli ateşin |

[] [GWL] [] [TBA] [] [NZL] [] [GWL] [] [TBA] [] [WCD̃] [] [EBW] [] [KWN] [ŞŦN] [D̃AW] [] [AZ̃B] [SAR]
WÎZ̃E GYL LHM ETBAWE ME ÊNZL ELLH GELWE BL NTBA ME WCD̃NE ALYH ËBEÙNE ÊWLW KEN ELŞYŦEN YD̃AWHM ÎL AZ̃EB ELSAYR

ve iƶā ḳīle lehumu ttebiǔ enzele llahu ḳālū bel nettebiǔ vecednā ǎleyhi ābā'enā evelev kāne ş-şeyTānu yed'ǔhum ilā ǎƶābi s-seǐyri
وإذا قيل لهم اتبعوا ما أنزل الله قالوا بل نتبع ما وجدنا عليه آباءنا أولو كان الشيطان يدعوهم إلى عذاب السعير

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃E ve iƶā ne zaman ki And when
قيل ق و ل | GWL GYL ḳīle dense it is said
لهم | LHM lehumu onlara to them,
اتبعوا ت ب ع | TBA ETBAWE ttebiǔ uyun """Follow"
ما | ME what
أنزل ن ز ل | NZL ÊNZL enzele indirdiğine "Allah (has) revealed,"""
الله | ELLH llahu Allah'ın "Allah (has) revealed,"""
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū derler they say,
بل | BL bel hayır """Nay,"
نتبع ت ب ع | TBA NTBA nettebiǔ biz uyarız we will follow
ما | ME şeye what
وجدنا و ج د | WCD̃ WCD̃NE vecednā bulduğumuz we found
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinde on it
آباءنا ا ب و | EBW ËBEÙNE ābā'enā babalarımızı "our forefathers."""
أولو | ÊWLW evelev şayet Even if
كان ك و ن | KWN KEN kāne olsa da mı? Shaitaan was
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan Shaitaan was
يدعوهم د ع و | D̃AW YD̃AWHM yed'ǔhum onları çağırmış (to) call them
إلى | ÎL ilā to
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābi azabına (the) punishment
السعير س ع ر | SAR ELSAYR s-seǐyri alevli ateşin (of) the Blaze!

31:21 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | dense | onlara | uyun | | indirdiğine | Allah'ın | derler | hayır | biz uyarız | şeye | bulduğumuz | üzerinde | babalarımızı | şayet | olsa da mı? | şeytan | onları çağırmış | | azabına | alevli ateşin |

[] [GWL] [] [TBA] [] [NZL] [] [GWL] [] [TBA] [] [WCD̃] [] [EBW] [] [KWN] [ŞŦN] [D̃AW] [] [AZ̃B] [SAR]
WÎZ̃E GYL LHM ETBAWE ME ÊNZL ELLH GELWE BL NTBA ME WCD̃NE ALYH ËBEÙNE ÊWLW KEN ELŞYŦEN YD̃AWHM ÎL AZ̃EB ELSAYR

ve iƶā ḳīle lehumu ttebiǔ enzele llahu ḳālū bel nettebiǔ vecednā ǎleyhi ābā'enā evelev kāne ş-şeyTānu yed'ǔhum ilā ǎƶābi s-seǐyri
وإذا قيل لهم اتبعوا ما أنزل الله قالوا بل نتبع ما وجدنا عليه آباءنا أولو كان الشيطان يدعوهم إلى عذاب السعير

[] [ق و ل] [] [ت ب ع] [] [ن ز ل] [] [ق و ل] [] [ت ب ع] [] [و ج د] [] [ا ب و] [] [ك و ن] [ش ط ن] [د ع و] [] [ع ذ ب] [س ع ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃E ve iƶā ne zaman ki And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
قيل ق و ل | GWL GYL ḳīle dense it is said
Gaf,Ye,Lam,
100,10,30,
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
لهم | LHM lehumu onlara to them,
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
اتبعوا ت ب ع | TBA ETBAWE ttebiǔ uyun """Follow"
Elif,Te,Be,Ayn,Vav,Elif,
1,400,2,70,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أنزل ن ز ل | NZL ÊNZL enzele indirdiğine "Allah (has) revealed,"""
,Nun,Ze,Lam,
,50,7,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah'ın "Allah (has) revealed,"""
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū derler they say,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بل | BL bel hayır """Nay,"
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
نتبع ت ب ع | TBA NTBA nettebiǔ biz uyarız we will follow
Nun,Te,Be,Ayn,
50,400,2,70,
V – 1st person plural (form VIII) imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME şeye what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
وجدنا و ج د | WCD̃ WCD̃NE vecednā bulduğumuz we found
Vav,Cim,Dal,Nun,Elif,
6,3,4,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinde on it
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
آباءنا ا ب و | EBW ËBEÙNE ābā'enā babalarımızı "our forefathers."""
,Be,Elif,,Nun,Elif,
,2,1,,50,1,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أولو | ÊWLW evelev şayet Even if
,Vav,Lam,Vav,
,6,30,6,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
COND – conditional particle
الهمزة همزة استفهام
الواو زائدة
حرف شرط
كان ك و ن | KWN KEN kāne olsa da mı? Shaitaan was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan Shaitaan was
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun,
1,30,300,10,9,1,50,
"PN – nominative masculine proper noun → Satan"
اسم علم مرفوع
يدعوهم د ع و | D̃AW YD̃AWHM yed'ǔhum onları çağırmış (to) call them
Ye,Dal,Ayn,Vav,He,Mim,
10,4,70,6,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābi azabına (the) punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
السعير س ع ر | SAR ELSAYR s-seǐyri alevli ateşin (of) the Blaze!
Elif,Lam,Sin,Ayn,Ye,Re,
1,30,60,70,10,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: ne zaman ki | قِيلَ: dense | لَهُمُ: onlara | اتَّبِعُوا: uyun | مَا: | أَنْزَلَ: indirdiğine | اللَّهُ: Allah'ın | قَالُوا: derler | بَلْ: hayır | نَتَّبِعُ: biz uyarız | مَا: şeye | وَجَدْنَا: bulduğumuz | عَلَيْهِ: üzerinde | ابَاءَنَا: babalarımızı | أَوَلَوْ: şayet | كَانَ: olsa da mı? | الشَّيْطَانُ: şeytan | يَدْعُوهُمْ: onları çağırmış | إِلَىٰ: | عَذَابِ: azabına | السَّعِيرِ: alevli ateşin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E ne zaman ki | قيل GYL dense | لهم LHM onlara | اتبعوا ETBAWE uyun | ما ME | أنزل ÊNZL indirdiğine | الله ELLH Allah'ın | قالوا GELWE derler | بل BL hayır | نتبع NTBA biz uyarız | ما ME şeye | وجدنا WCD̃NE bulduğumuz | عليه ALYH üzerinde | آباءنا ËBEÙNE babalarımızı | أولو ÊWLW şayet | كان KEN olsa da mı? | الشيطان ELŞYŦEN şeytan | يدعوهم YD̃AWHM onları çağırmış | إلى ÎL | عذاب AZ̃EB azabına | السعير ELSAYR alevli ateşin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: ne zaman ki | ḳīle: dense | lehumu: onlara | ttebiǔ: uyun | : | enzele: indirdiğine | llahu: Allah'ın | ḳālū: derler | bel: hayır | nettebiǔ: biz uyarız | : şeye | vecednā: bulduğumuz | ǎleyhi: üzerinde | ābā'enā: babalarımızı | evelev: şayet | kāne: olsa da mı? | ş-şeyTānu: şeytan | yed'ǔhum: onları çağırmış | ilā: | ǎƶābi: azabına | s-seǐyri: alevli ateşin |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎZ̃E: ne zaman ki | GYL: dense | LHM: onlara | ETBAWE: uyun | ME: | ÊNZL: indirdiğine | ELLH: Allah'ın | GELWE: derler | BL: hayır | NTBA: biz uyarız | ME: şeye | WCD̃NE: bulduğumuz | ALYH: üzerinde | ËBEÙNE: babalarımızı | ÊWLW: şayet | KEN: olsa da mı? | ELŞYŦEN: şeytan | YD̃AWHM: onları çağırmış | ÎL: | AZ̃EB: azabına | ELSAYR: alevli ateşin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve onlara, Allah ne indirdiyse ona uyun dendi mi hayır derler, biz, atalarımızı neye uymuş bulduysak ona uyarız; ya Şeytan, onları yakıp kavuran azâba çağırıyorduysa.
Adem Uğur : Onlara "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan; onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!
Ahmed Hulusi : Onlara: "Allâh'ın inzâl ettiğine tâbi olun" denildiğinde: "Hayır, babalarımız ne yaptıysa biz de ona tâbiyiz" dediler. . . Şeytan (bedensel istekleri) kendilerini alevli ateşin azabına çağırırsa da mı?
Ahmet Tekin : Onlara: 'Allah’ın indirdiğine, Kur’ân’daki hükümlere uyun!' denildiğinde, 'Hayır! Biz bildiğimiz, gördüğümüz, atalarımızın hayat tarzına uyarız.' derler. Ya şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler onları körüklenen alev püsküren ateşin azâbına çağırıyor ise, o zaman da mı atalarının izinden gidecekler?
Ahmet Varol : Onlara: 'Allah'ın indirdiğine uyun' denildiğinde: 'Hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız' derler. Şeytan onları dehşetli ateşin azabına çağırıyor olsa da mı?
Ali Bulaç : Onlara; "Allah'ın indirdiklerine uyun" denildiğinde, derler ki; "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)?
Ali Fikri Yavuz : O kâfirlere: “- Allah’ın indirdiği Kur’an’a tabi olun” denildiği zaman, derler ki: “- Hayır, biz atalarımızı neyin (hangi dinin) üzerinde bulduksa onun ardınca gideriz.” Ya Şeytan, atalarını cehennem azabına çağırıyorduysa da mı (onlara uyacaklar)?
Bekir Sadak : Onlara, «Allah'in indirdigine uyun» denince: «Babalarimizi uzerinde buldugumuz yola uyariz» derler. Ya seytan, babalarini alevli atesin azabina cagirmissa.
Celal Yıldırım : Onlara, «Allah'ın indirdiğine uyun !» denildiği zaman, «hayır, babalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız» derler. Ya Şeytan babalarını çılgın alevli ateşe cağırmışsa (ona ne derler)?.
Diyanet İşleri : Kendilerine, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” derler. Şeytan, kendilerini cehennem azabına çağırıyor olsa da mı?
Diyanet İşleri (eski) : Onlara, 'Allah'ın indirdiğine uyun' denince: 'Babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız' derler. Ya şeytan, babalarını alevli ateşin azabına çağırmışsa?
Diyanet Vakfi : Onlara «Allah'ın indirdiğine uyun» dendiğinde: Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan, onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!
Edip Yüksel : Kendilerine, 'ALLAH'ın indirdiğine uyun,' denildiği zaman, 'Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yolu izleriz,' derler. ?eytan kendilerini alevli ateşin azabına çağırıyor olsada mı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara: «Allah'ın indirdiğine tabi olun!» dendiği zaman: «Hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa, onun ardınca gideriz.» diyorlar. Ya şeytan onları cehennnem azabına çağırıyor idiyse de mi onlara uyacaklar?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlara: «Allah'ın indirdiğine uyun!» denildiği zaman: «Hayır biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa onun ardınca gideriz.» diyorlar. Ya şeytan onları kızgın alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse de mi?
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve Allahın indirdiğine tabi' olun denildiği vakıt kendilerine «hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa onun ardınca gideriz» diyorlar, ya Şeytan onları saîr azâbına da'vet ediyor idise de mi?
Fizilal-il Kuran : Onlara; «Allah'ın indirdiğine uyun!» dense; «Hayır biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız» derler. Şeytan babalarınızı alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı?
Gültekin Onan : Onlara: "Tanrı'nın indirdiklerine uyun" denildiğinde derler ki: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Şayet şeytan onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)?
Hakkı Yılmaz : Ve onlara: “Allah'ın indirdiğine tâbi olun!” dendiği zaman: “Aksine, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” dediler. Ya şeytan onları cehennemin azabına çağırıyor idiyse!
Hasan Basri Çantay : Onlara: «Allahın indirdiğine tâbi' olun» denildiği zaman «Hayır, dediler, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeylere uyarız». Ya şeytan onları yalınlı (cehennem) azâb (ın) a çağırıyor idiyse?
Hayrat Neşriyat : Ve onlara: 'Allah’ın indirdiğine tâbi' olun!' denildiği zaman: 'Hayır! (Biz) atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye tâbi' oluruz!' derler. Ya şeytan, onları o alevli ateşin azâbına çağırıyor idiyse! (Yine de onlara mı tâbi' olacaklar?)
İbni Kesir : Onlara: Allah'ın indirdiklerine uyun, denilince: Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan, onları yalımlı azaba çağırıyor idiyse?
İskender Evrenosoğlu : Ve onlara "Allah'ın indirdiği şeye (Kitaba) tâbî olun!" denildiği zaman: "Hayır, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (putlara) tâbî oluruz." dediler. Ve şeytan onları, alevli ateşin (cehennemin) azabına çağırıyor olsa da mı?
Muhammed Esed : ve böyle (insanlara) Allah'ın bahşettiğine tabi olmaları söylendiğinde, "Hayır, biz, atalarımızdan gördüğümüz (inanç ve eylem biçimlerin)e uyarız!" derler. Öyle mi, ya Şeytan onları yakıcı ateşin azabına çağırmışsa?
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlara «Allah'ın indirmiş olduğuna tâbi olun», denildiği vakit, dediler ki: «Hayır. Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye tâbi oluruz.» Ya şeytan onları alevli ateşin azabına davet eder olsa da mı (yine tâbi olacaklar)?
Ömer Öngüt : Onlara: “Allah'ın indirdiğine uyun!” denildiğinde: “Hayır! Biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız. ” derler. Ya şeytan babalarını alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!
Şaban Piriş : Onlara: -Allah’ın indirdiğine uyun, denilince: -Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan onları çılgın azaba çağırıyor idiyse?
Suat Yıldırım : Kendilerine: "Gelin, Allah’ın indirdiği buyruklara uyun!" denilince:"Hayır, biz babalarımızdan ne görmüşsek onu uygularız, sadece onlara uyarız" derler. Peki şeytan atalarını o alevli ateş azabına çağırmış olsa da mı onların peşinden gidecekler?
Süleyman Ateş : Onlara: "Allâh'ın indirdiğine uyun!" dense: "Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız (onların yolundan gideriz)" derler. Şeytân onları alevli ateşin azâbına çağırmış olsa da mı (babalarının izinde gidecekler)?
Tefhim-ul Kuran : Onlara; «Allah'ın indirdiklerine uyun» denildiğinde, derler ki; «Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.» Şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)?
Ümit Şimşek : Onlara 'Allah'ın indirdiğine uyun' dendiğinde, onlar 'Biz, atalarımızdan ne gördüysek ona uyarız' dediler. Peki, ya Şeytan onları alevli ateş azabına çağırıyorsa?
Yaşar Nuri Öztürk : Böylelerine, Allah'ın indirdiğine uyun dendiğinde şu cevabı verirler: "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı?


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}