Elmalılı Hamdi Yazır Meali |
|
Kaf ve Kur'an-i mecîd hakkı için(50:1) | |
Doğrusu şaştılar da kendilerine içlerinden korkutucu bir Peygamber geldiğine dediler ki kâfirler bu acîb bir şey(50:2) | |
Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakıt ha? Bu baıyd bir irca'(50:3) | |
fakat Arz onlardan neyi eksiltir bize ma'lûmdur ve nezdimizde hıfzedici bir kitab vardır(50:4) | |
Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman tekzib ettiler de şimdi karma karışık bir ıztırab içindeler(50:5) | |
Artık üstlerindeki Semâya bir baksalar a, biz onu nasıl bina etmişiz ve ziynetlemişiz hiçbir gediği yok.(50:6) | |
Arza da: bir imtidad vermişiz ve ağır baskılar oturtmuşuz ve her çeşidden çiftler bitirmişiz ki temaşasına doyulmaz(50:7) | |
Gözler gönüller açar, yaradanın kudretini ıhtar eder, dersler verir birer nişane-i basîret ve nümune-i ıbret olmak üzere, hakka yüz tutan her kul için(50:8) | |
Bir de Semadan mübarek bir su indirip de onunla bağlar bağçeler bitirmekteyiz ve biçilecek taneler(50:9) | |
Ve Semaya ser çeken hurma ağaçları ki sıvama dizilmiş bir tal'ı vardır(50:10) | |
Kullara rızk için ve onunla ölü bir beldeye hayat vermekteyiz, işte o huruc da böyledir.(50:11) | |
Tekzib etti onlardan evvel Nuhun kavmı ve Ashabı Ress ve Semûd(50:12) | |
Ve Âd ve Firavn ve ıhvanı Lût ve ashabı(50:13) | |
Eyke ve tübbe'in kavmı, her biri gönderilen Peygamberleri tekzib etti de hakk oldu veîd(50:14) | |
Ya artık birinci yaradış ile yoruluverdik mi? Doğrusu onlar, yeni bir yaradılıştan iltibastalar(50:15) | |
Hem şanıma kasem ederim ki hakıkat insanı biz yarattık ve biliriz; nefsi onu ne ile vesveselendirir ve biz ona «habl-i verîd»den daha yakınızdır.(50:16) | |
İki zabıt memuru zabıt tutarlarken, biri sağdan oturmuş biri soldan.(50:17) | |
Her ne söz atarsa mutlak yanında hâzır bir gözcü vardır(50:18) | |
Ve ölüm sekeratı hakk ile geldikte işte diye: o senin kaçıp durduğun(50:19) | |
Ve Sur üfürüldükte: ki işte o veîd günüdür(50:20) | |
Ve her nefis gelmiştir, beraberinde bir sevk me'muru ve bir şâhid vardır(50:21) | |
Celâlim hakkı için (denir) sen bundan bir gaflette idin. Şimdi senden perdeni açtık, artık bu gün gözün keskindir,(50:22) | |
Ve karîni demiştir: İşte bu yanımdaki hâzır.(50:23) | |
(Buyurulur:) Atın atın Cehenneme her nankör anud,(50:24) | |
hayra engel, haşarı işkilci kâfiri(50:25) | |
Ki Allahın yanında başka ilâh tutmuştur, haydin ikiniz bir atın onu o şiddetli azâb içine(50:26) | |
Arkadaşı der: Ya rabbenâ onu ben azdırmadım velâkin kendisi uzak bir dalâl içinde idi.(50:27) | |
Buyurur ki: Huzurumda çekişmeyin, ben size önceden veîd göndermiş iken(50:28) | |
Benim ındimde söz değiştirilmez ve ben kullara zulümkâr değilim(50:29) | |
O gün ki Cehenneme doldun mu? diyeceğiz. O, daha ziyade var mı? diyecek.(50:30) | |
Cennet de müttekılere uzak olmıyarak yaklaştırılmış bulunacak(50:31) | |
İşte bu, diye: o sizin va'd olunduğunuz. Her bir tevbekâr, vazifesine riayetkâr olan.(50:32) | |
Gaybde rahmana haşyet duyan ve inâbeli bir kalb ile gelen kimselere(50:33) | |
Girin ona bir selâm ile, bu işte o hulûd günü(50:34) | |
Orada onlara ne dilerlerse var, bizim nezdimizde ise ziyade var(50:35) | |
Hem önlerinde nice karn helâk ettik, onlar tutumca onlardan daha çetin idiler, beldelerde delik aradılar. Var mı bir kaçamak?(50:36) | |
Şübhesiz ki bu söylenende kalbi olan yâhud şuhud halinde kulak tutan kimse için uyandıracak bir ıhtar vardır(50:37) | |
Şanım hakkı için biz o Gökleri ve Yeri ve aralarındakileri altı günde halk ettik, bize bir yorgunluk da dokunmadı.(50:38) | |
O halde onların lâflarına karşı sabret de rabbına hamd ile tesbih eyle güneş doğmadan evvel ve batmadan evvel(50:39) | |
Geceden de tesbih et ona hem de secde arkalarında(50:40) | |
Ve dinle o münadînin bağıracağı günü yakın bir yerden(50:41) | |
Hakka çağıran o sayhayı işidecekleri gün, işte o, huruc günüdür(50:42) | |
Şübhesiz ki biz biziz, hem diriltiriz, hem öldürürüz ve dönüş bizedir.(50:43) | |
O gün ki Arz onlardan ayrılır sür'atle koşarlar, o, bir haşirdir ki ancak bize kolaydır(50:44) | |
Biz pek a'lâ biliyoruz ki ne diyorlar, maamafih sen onlara karşı bir cebbar değilsin, şimdi sen benim veîdlerimden korkacaklara bu Kur'an ile öğüd ver(50:45) | |