» 50 / Kâf  5:

Kuran Sırası: 50
İniş Sırası: 34
Kaf Suresi = Kaf Suresi
adini 1. ayetinde geçen kaf harfinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. بَلْ (BL) = bel : doğrusu
2. كَذَّبُوا (KZ̃BWE) = keƶƶebū : onlar yalanladılar
3. بِالْحَقِّ (BELḪG) = bil-Haḳḳi : hak ile
4. لَمَّا (LME) = lemmā :
5. جَاءَهُمْ (CEÙHM) = cā'ehum : kendilerine gelince
6. فَهُمْ (FHM) = fehum : şimdi onlar
7. فِي (FY) = fī : içindedirler
8. أَمْرٍ (ÊMR) = emrin : bir durumun
9. مَرِيجٍ (MRYC) = merīcin : çalkantılı
doğrusu | onlar yalanladılar | hak ile | | kendilerine gelince | şimdi onlar | içindedirler | bir durumun | çalkantılı |

[] [KZ̃B] [ḪGG] [] [CYE] [] [] [EMR] [MRC]
BL KZ̃BWE BELḪG LME CEÙHM FHM FY ÊMR MRYC

bel keƶƶebū bil-Haḳḳi lemmā cā'ehum fehum emrin merīcin
بل كذبوا بالحق لما جاءهم فهم في أمر مريج

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel doğrusu Nay,
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BWE keƶƶebū onlar yalanladılar they denied
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi hak ile the truth
لما | LME lemmā when
جاءهم ج ي ا | CYE CEÙHM cā'ehum kendilerine gelince it came (to) them,
فهم | FHM fehum şimdi onlar so they
في | FY içindedirler (are) in
أمر ا م ر | EMR ÊMR emrin bir durumun a state
مريج م ر ج | MRC MRYC merīcin çalkantılı confused.

50:5 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

doğrusu | onlar yalanladılar | hak ile | | kendilerine gelince | şimdi onlar | içindedirler | bir durumun | çalkantılı |

[] [KZ̃B] [ḪGG] [] [CYE] [] [] [EMR] [MRC]
BL KZ̃BWE BELḪG LME CEÙHM FHM FY ÊMR MRYC

bel keƶƶebū bil-Haḳḳi lemmā cā'ehum fehum emrin merīcin
بل كذبوا بالحق لما جاءهم فهم في أمر مريج

[] [ك ذ ب] [ح ق ق] [] [ج ي ا] [] [] [ا م ر] [م ر ج]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel doğrusu Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BWE keƶƶebū onlar yalanladılar they denied
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi hak ile the truth
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf,
2,1,30,8,100,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
لما | LME lemmā when
Lam,Mim,Elif,
30,40,1,
T – time adverb
ظرف زمان
جاءهم ج ي ا | CYE CEÙHM cā'ehum kendilerine gelince it came (to) them,
Cim,Elif,,He,Mim,
3,1,,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فهم | FHM fehum şimdi onlar so they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
في | FY içindedirler (are) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
أمر ا م ر | EMR ÊMR emrin bir durumun a state
,Mim,Re,
,40,200,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
مريج م ر ج | MRC MRYC merīcin çalkantılı confused.
Mim,Re,Ye,Cim,
40,200,10,3,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |بَلْ: doğrusu | كَذَّبُوا: onlar yalanladılar | بِالْحَقِّ: hak ile | لَمَّا: | جَاءَهُمْ: kendilerine gelince | فَهُمْ: şimdi onlar | فِي: içindedirler | أَمْرٍ: bir durumun | مَرِيجٍ: çalkantılı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |بل BL doğrusu | كذبوا KZ̃BWE onlar yalanladılar | بالحق BELḪG hak ile | لما LME | جاءهم CEÙHM kendilerine gelince | فهم FHM şimdi onlar | في FY içindedirler | أمر ÊMR bir durumun | مريج MRYC çalkantılı |
Kırık Meal (Okunuş) : |bel: doğrusu | keƶƶebū: onlar yalanladılar | bil-Haḳḳi: hak ile | lemmā: | cā'ehum: kendilerine gelince | fehum: şimdi onlar | : içindedirler | emrin: bir durumun | merīcin: çalkantılı |
Kırık Meal (Transcript) : |BL: doğrusu | KZ̃BWE: onlar yalanladılar | BELḪG: hak ile | LME: | CEÙHM: kendilerine gelince | FHM: şimdi onlar | FY: içindedirler | ÊMR: bir durumun | MRYC: çalkantılı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hayır, gerçek olan Kur'ân, onlara gelince yalanladılar da şimdi darmadağın bir işe daldılar.
Adem Uğur : Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Ahmed Hulusi : Hayır, onlara geldiğinde Hakikatlerini yalanladılar! Onlar pek karışık bir iş içindedirler.
Ahmet Tekin : Doğrusu gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân ve peygamber kendilerine geldiği zaman yalanladılar. Onlar şimdi karmakarışık bir plan, bir düşünce içindeler.
Ahmet Varol : Hayır, onlar hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar çalkantılı bir durum içindedirler.
Ali Bulaç : Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı içinde bulunuyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu, kendilerine hak (Kur’an ve Peygamber) gelince yalanladılar da, şimdi muztarıb bir haldedirler.
Bekir Sadak : Hayir; onlar, gercek kendilerine gelince onu yalanladilar; kararsizlik icindedirler.
Celal Yıldırım : (4-5) Biz, muhakkak yerin onlardan neyin (çürütüp) eksilttiğini biliriz. Yanımızda (her şeyin yazılı bulunduğu) muhafazalı bir kitap vardır. Hayır, onlar hakk kendilerine gelince yalanladılar. Bu bakımdan onlar, kararsızlık ve perişanlık içindedirler.
Diyanet İşleri : Hatta gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar. Artık onlar kararsız bir hâldedirler.
Diyanet İşleri (eski) : Hayır; onlar, gerçek kendilerine gelince onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler.
Diyanet Vakfi : Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Edip Yüksel : Oysa onlar gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar; kararsızlık içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıztırap içindeler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğrusu, gerçek kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıstırap içindeler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman tekzib ettiler de şimdi karma karışık bir ıztırab içindeler
Fizilal-il Kuran : Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Gültekin Onan : Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı (emrin meriyc) içinde bulunuyorlar.
Hakkı Yılmaz : Aksine, gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar, onun için onlar karmakarışık bir iş içindedirler.
Hasan Basri Çantay : Hayır, onlar, kendilerine hak gelince (onu) tekzîb etdiler. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
Hayrat Neşriyat : Hayır! Kendilerine geldiğinde o hakkı yalanladılar; şimdi onlar, karmakarışık bir iş içindedirler.
İbni Kesir : Hayır, onlar; hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi de şaşırmış bir haldedirler.
İskender Evrenosoğlu : Hayır (öyle değil), onlar kendilerine hak gelince onu yalanladılar. Bu durumda onlar, karışık bir emr (problem) içindeler.
Muhammed Esed : Buna rağmen onlar, (yeniden dirilmeyi inkar edenler,) ne zaman kendilerine tebliğ edildiyse hakikati yalanladılar; ve şimdi bir şaşkınlık içindeler.
Ömer Nasuhi Bilmen : (4-5) Muhakkak ki, yer onlardan neyi eksiltirse Biz bilmişizdir ve Bizim nezdimizde hıfzedici bir kitap vardır. Fakat kendilerine geldiği vakit hakkı tekzîp ettiler. İmdi onlar karmakarışık bir ızdırap içindedirler.
Ömer Öngüt : Hayır! Onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar karışık bir durum içindedirler.
Şaban Piriş : Hayır onlar, kendilerine hak gelince yalanladılar. Çünkü onlar şaşkınlık içindedirler.
Suat Yıldırım : Bilakis onlar, kendi önlerine kadar gelen gerçeği yalan saydılar. Artık onlar kararsızlık ve perişanlık içindedirler.
Süleyman Ateş : Doğrusu onlar, hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar çalkantılı bir durumun içindedirler.
Tefhim-ul Kuran : Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir sarsıntı içinde bulunuyorlar.
Ümit Şimşek : Doğrusu, onlar kendilerine hak geldiğinde onu yalanladılar; onun için şaşkın bir haldedirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Hayır, hayır! Onlar, hak kendilerine geldiğinde, onu yalanladılar. Şimdi perişan mı perişan bir durum içindedirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}