» 50 / Kâf  2:

Kuran Sırası: 50
İniş Sırası: 34
Kaf Suresi = Kaf Suresi
adini 1. ayetinde geçen kaf harfinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. بَلْ (BL) = bel : doğrusu
2. عَجِبُوا (ACBWE) = ǎcibū : şaştılar
3. أَنْ (ÊN) = en :
4. جَاءَهُمْ (CEÙHM) = cā'ehum : gelmesine
5. مُنْذِرٌ (MNZ̃R) = munƶirun : bir uyarıcı
6. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : içlerinden
7. فَقَالَ (FGEL) = feḳāle : dediler
8. الْكَافِرُونَ (ELKEFRWN) = l-kāfirūne : kafirler
9. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bu
10. شَيْءٌ (ŞYÙ) = şey'un : bir şeydir
11. عَجِيبٌ (ACYB) = ǎcībun : tuhaf
doğrusu | şaştılar | | gelmesine | bir uyarıcı | içlerinden | dediler | kafirler | bu | bir şeydir | tuhaf |

[] [ACB] [] [CYE] [NZ̃R] [] [GWL] [KFR] [] [ŞYE] [ACB]
BL ACBWE ÊN CEÙHM MNZ̃R MNHM FGEL ELKEFRWN HZ̃E ŞYÙ ACYB

bel ǎcibū en cā'ehum munƶirun minhum feḳāle l-kāfirūne hāƶā şey'un ǎcībun
بل عجبوا أن جاءهم منذر منهم فقال الكافرون هذا شيء عجيب

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel doğrusu Nay,
عجبوا ع ج ب | ACB ACBWE ǎcibū şaştılar they wonder
أن | ÊN en that
جاءهم ج ي ا | CYE CEÙHM cā'ehum gelmesine has come to them
منذر ن ذ ر | NZ̃R MNZ̃R munƶirun bir uyarıcı a warner
منهم | MNHM minhum içlerinden from them.
فقال ق و ل | GWL FGEL feḳāle dediler So say
الكافرون ك ف ر | KFR ELKEFRWN l-kāfirūne kafirler the disbelievers,
هذا | HZ̃E hāƶā bu """This"
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'un bir şeydir (is) a thing
عجيب ع ج ب | ACB ACYB ǎcībun tuhaf amazing.

50:2 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

doğrusu | şaştılar | | gelmesine | bir uyarıcı | içlerinden | dediler | kafirler | bu | bir şeydir | tuhaf |

[] [ACB] [] [CYE] [NZ̃R] [] [GWL] [KFR] [] [ŞYE] [ACB]
BL ACBWE ÊN CEÙHM MNZ̃R MNHM FGEL ELKEFRWN HZ̃E ŞYÙ ACYB

bel ǎcibū en cā'ehum munƶirun minhum feḳāle l-kāfirūne hāƶā şey'un ǎcībun
بل عجبوا أن جاءهم منذر منهم فقال الكافرون هذا شيء عجيب

[] [ع ج ب] [] [ج ي ا] [ن ذ ر] [] [ق و ل] [ك ف ر] [] [ش ي ا] [ع ج ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
بل | BL bel doğrusu Nay,
Be,Lam,
2,30,
RET – retraction particle
حرف اضراب
عجبوا ع ج ب | ACB ACBWE ǎcibū şaştılar they wonder
Ayn,Cim,Be,Vav,Elif,
70,3,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
جاءهم ج ي ا | CYE CEÙHM cā'ehum gelmesine has come to them
Cim,Elif,,He,Mim,
3,1,,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
منذر ن ذ ر | NZ̃R MNZ̃R munƶirun bir uyarıcı a warner
Mim,Nun,Zel,Re,
40,50,700,200,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
منهم | MNHM minhum içlerinden from them.
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
فقال ق و ل | GWL FGEL feḳāle dediler So say
Fe,Gaf,Elif,Lam,
80,100,1,30,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
الكافرون ك ف ر | KFR ELKEFRWN l-kāfirūne kafirler the disbelievers,
Elif,Lam,Kef,Elif,Fe,Re,Vav,Nun,
1,30,20,1,80,200,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
هذا | HZ̃E hāƶā bu """This"
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'un bir şeydir (is) a thing
Şın,Ye,,
300,10,,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
عجيب ع ج ب | ACB ACYB ǎcībun tuhaf amazing.
Ayn,Cim,Ye,Be,
70,3,10,2,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |بَلْ: doğrusu | عَجِبُوا: şaştılar | أَنْ: | جَاءَهُمْ: gelmesine | مُنْذِرٌ: bir uyarıcı | مِنْهُمْ: içlerinden | فَقَالَ: dediler | الْكَافِرُونَ: kafirler | هَٰذَا: bu | شَيْءٌ: bir şeydir | عَجِيبٌ: tuhaf |
Kırık Meal (Harekesiz) : |بل BL doğrusu | عجبوا ACBWE şaştılar | أن ÊN | جاءهم CEÙHM gelmesine | منذر MNZ̃R bir uyarıcı | منهم MNHM içlerinden | فقال FGEL dediler | الكافرون ELKEFRWN kafirler | هذا HZ̃E bu | شيء ŞYÙ bir şeydir | عجيب ACYB tuhaf |
Kırık Meal (Okunuş) : |bel: doğrusu | ǎcibū: şaştılar | en: | cā'ehum: gelmesine | munƶirun: bir uyarıcı | minhum: içlerinden | feḳāle: dediler | l-kāfirūne: kafirler | hāƶā: bu | şey'un: bir şeydir | ǎcībun: tuhaf |
Kırık Meal (Transcript) : |BL: doğrusu | ACBWE: şaştılar | ÊN: | CEÙHM: gelmesine | MNZ̃R: bir uyarıcı | MNHM: içlerinden | FGEL: dediler | ELKEFRWN: kafirler | HZ̃E: bu | ŞYÙ: bir şeydir | ACYB: tuhaf |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hayır, onlar, içlerinden bir korkutucunun gelmesine şaşıp kaldılar da kâfirler, gerçekten de dediler, bu şaşılacak bir şey.
Adem Uğur : Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şeydir."
Ahmed Hulusi : Bilakis aralarından bir uyarıcı onlara geldi diye hayret ettiler de, o hakikat bilgisini inkâr edenler şöyle dedi: "Bu çok acayip bir şey. . . "
Ahmet Tekin : İçlerinden, kendilerine, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı, bir peygamber geldiğine doğrusu şaşırdılar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler: 'Bu şaşılacak bir şeydir.'dediler.
Ahmet Varol : Hayır, kendilerine içlerinden bir uyarıcı gelmesine hayret ettiler de o inkar edenler: 'Bu şaşılacak bir şeydir' dediler.
Ali Bulaç : Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: "Bu şaşılacak bir şey" dediler.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu (o Kureyşli) kâfirler, kendilerine içlerinden korkutucu bir peygamber geldiğine şaştılar da şöyle dediler: “- Bu, tuhaf bir şey!...
Bekir Sadak : (2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da: «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler.
Celal Yıldırım : (2-3) Hayır, içlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamberin gelmesine şaştılar da, kâfirler: «Bu şaşılacak şey!» dediler. «Biz öldüğümüz ve toprağa dönüştüğümüz zaman (tekrar dirilecek miyiz) ? Bu, uzak çok uzak bir dönüş!.
Diyanet İşleri : (1-2) Kâf. Şerefli Kur’ân’a andolsun ki kâfirler, aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: “Bu tuhaf bir şeydir!”
Diyanet İşleri (eski) : (2-3) Kafirler, Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da: 'Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir dönüştür' dediler.
Diyanet Vakfi : Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: «Bu şaşılacak bir şeydir.»
Edip Yüksel : İçlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesini tuhaf karşıladılar! Kafirler, 'Bu tuhaf bir şey' dediler,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Doğrusu kâfirler kendi içlerinden uyarıcı bir peygamber geldiğine şaşırdılar da dediler ki: «Bu şaşılacak bir şeydir!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğrusu kendilerine içlerinden korkutucu bir peygamber geldiğine şaştılar da kafirler dediler ki: «Bu şaşılacak şey!
Elmalılı Hamdi Yazır : Doğrusu şaştılar da kendilerine içlerinden korkutucu bir Peygamber geldiğine dediler ki kâfirler bu acîb bir şey
Fizilal-il Kuran : Kafirler aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da «Bu şaşılacak bir şeydir» dediler.
Gültekin Onan : Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: "Bu şaşılacak bir şey" dediler.
Hakkı Yılmaz : (2,3) "Ama onlar, kendilerine içlerinden uyarıcı geldiğine şaşırdılar da kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, “Bu, şaşılacak bir şeydir! Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi? Bu, uzak bir dönüştür” dediler. "
Hasan Basri Çantay : Bil'akis o kâfirler, kendilerine içlerinden inzâr edici (bir peygamber) geldi diye, hayrete düşdüler de «Bu, dediler, şaşılacak bir şey».
Hayrat Neşriyat : Bil'akis kendilerine içlerinden bir korkutucu gelmesine hayret ettiler de, o kâfirler dedi ki: 'Bu, şaşılacak bir şeydir!'
İbni Kesir : Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da o kafirler: Bu, şaşılacak bir şey, dediler.
İskender Evrenosoğlu : Hayır, kendilerinden bir nezirin onlara gelmesine şaşırdılar. Bunun üzerine kâfirler: “Bu şaşılacak bir şey.” dediler.
Muhammed Esed : Onlar içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar; ve bu hakikat inkarcıları: "Ne tuhaf bir şey bu!" diyorlar,
Ömer Nasuhi Bilmen : (1-2) Kâf. Ve bereketi pek ziyâde olan Kur'an hakkı için. Habibim! O kâfirler, seni tasdik etmediler. Belki kendilerinden bir korkutucu gelmesinden teaccüb ettiler. O kâfirler dedi ki: «Bu şaşılacak bir şey.»
Ömer Öngüt : Aralarından bir uyarıcının gelmiş olmasına şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şey!"
Şaban Piriş : Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar da, kafirler: Bu, acayip bir şey, dediler.
Suat Yıldırım : (2-3) Doğrusu, onlar, kendilerinden birinin, uyarıp irşad etmek için gelmesine şaşırdılar da kâfirler: "Bu, ne tuhaf şey!" dediler, "Biz ölüp de toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, aklın alamayacağı kadar uzak bir ihtimal!"
Süleyman Ateş : İçlerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kâfirler: "Bu tuhaf bir şeydir" dediler.
Tefhim-ul Kuran : Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı korkutucunun gelmesine şaştılar da, o kâfirler: «Bu şaşılacak bir şey» dediler.
Ümit Şimşek : Kâfirler içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar da 'Bu ne acaip şey!' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: "Acayip şey bu!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}