» 34 / Sebe’  12:

Kuran Sırası: 34
İniş Sırası: 58
Sebe Suresi = Sabalilar Suresi
ismini 15. ayetinde yer alan Yemen’de bir bölge veya kabile ismi olan Sebâ kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلِسُلَيْمَانَ (WLSLYMEN) = velisuleymāne : ve Süleyman'a
2. الرِّيحَ (ELRYḪ) = r-rīHa : rüzgarı
3. غُدُوُّهَا (ĞD̃WHE) = ğuduvvuhā : sabah gidişi
4. شَهْرٌ (ŞHR) = şehrun : bir ay(lık mesafe)
5. وَرَوَاحُهَا (WRWEḪHE) = ve ravāHuhā : ve akşam dönüşü
6. شَهْرٌ (ŞHR) = şehrun : bir ay(lık mesafe)
7. وَأَسَلْنَا (WÊSLNE) = ve eselnā : ve akıttık
8. لَهُ (LH) = lehu : onun için
9. عَيْنَ (AYN) = ǎyne : kaynağını
10. الْقِطْرِ (ELGŦR) = l-ḳiTri : katran
11. وَمِنَ (WMN) = ve mine : ve bir kısmı
12. الْجِنِّ (ELCN) = l-cinni : cinlerin
13. مَنْ (MN) = men : ki
14. يَعْمَلُ (YAML) = yeǎ'melu : çalışırdı
15. بَيْنَ (BYN) = beyne : onun önünde
16. يَدَيْهِ (YD̃YH) = yedeyhi : onun önünde
17. بِإِذْنِ (BÎZ̃N) = biiƶni : izniyle
18. رَبِّهِ (RBH) = rabbihi : Rabbinin
19. وَمَنْ (WMN) = ve men : ve kim
20. يَزِغْ (YZĞ) = yeziğ : sapsa
21. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
22. عَنْ (AN) = ǎn : -dan
23. أَمْرِنَا (ÊMRNE) = emrinā : buyruğumuz-
24. نُذِقْهُ (NZ̃GH) = nuƶiḳhu : ona taddırırdık
25. مِنْ (MN) = min :
26. عَذَابِ (AZ̃EB) = ǎƶābi : azabı
27. السَّعِيرِ (ELSAYR) = s-seǐyri : alevli
ve Süleyman'a | rüzgarı | sabah gidişi | bir ay(lık mesafe) | ve akşam dönüşü | bir ay(lık mesafe) | ve akıttık | onun için | kaynağını | katran | ve bir kısmı | cinlerin | ki | çalışırdı | onun önünde | onun önünde | izniyle | Rabbinin | ve kim | sapsa | onlardan | -dan | buyruğumuz- | ona taddırırdık | | azabı | alevli |

[] [RWḪ] [ĞD̃W] [ŞHR] [RWḪ] [ŞHR] [SYL] [] [AYN] [GŦR] [] [CNN] [] [AML] [BYN] [YD̃Y] [EZ̃N] [RBB] [] [ZYĞ] [] [] [EMR] [Z̃WG] [] [AZ̃B] [SAR]
WLSLYMEN ELRYḪ ĞD̃WHE ŞHR WRWEḪHE ŞHR WÊSLNE LH AYN ELGŦR WMN ELCN MN YAML BYN YD̃YH BÎZ̃N RBH WMN YZĞ MNHM AN ÊMRNE NZ̃GH MN AZ̃EB ELSAYR

velisuleymāne r-rīHa ğuduvvuhā şehrun ve ravāHuhā şehrun ve eselnā lehu ǎyne l-ḳiTri ve mine l-cinni men yeǎ'melu beyne yedeyhi biiƶni rabbihi ve men yeziğ minhum ǎn emrinā nuƶiḳhu min ǎƶābi s-seǐyri
ولسليمان الريح غدوها شهر ورواحها شهر وأسلنا له عين القطر ومن الجن من يعمل بين يديه بإذن ربه ومن يزغ منهم عن أمرنا نذقه من عذاب السعير

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولسليمان | WLSLYMEN velisuleymāne ve Süleyman'a And to Sulaiman,
الريح ر و ح | RWḪ ELRYḪ r-rīHa rüzgarı the wind -
غدوها غ د و | ĞD̃W ĞD̃WHE ğuduvvuhā sabah gidişi its morning course
شهر ش ه ر | ŞHR ŞHR şehrun bir ay(lık mesafe) (was) a month
ورواحها ر و ح | RWḪ WRWEḪHE ve ravāHuhā ve akşam dönüşü and its afternoon course
شهر ش ه ر | ŞHR ŞHR şehrun bir ay(lık mesafe) (was) a month,
وأسلنا س ي ل | SYL WÊSLNE ve eselnā ve akıttık and We caused to flow
له | LH lehu onun için for him
عين ع ي ن | AYN AYN ǎyne kaynağını a spring
القطر ق ط ر | GŦR ELGŦR l-ḳiTri katran (of) molten copper.
ومن | WMN ve mine ve bir kısmı And [of]
الجن ج ن ن | CNN ELCN l-cinni cinlerin the jinn
من | MN men ki who
يعمل ع م ل | AML YAML yeǎ'melu çalışırdı worked
بين ب ي ن | BYN BYN beyne onun önünde before him
يديه ي د ي | YD̃Y YD̃YH yedeyhi onun önünde before him
بإذن ا ذ ن | EZ̃N BÎZ̃N biiƶni izniyle by the permission
ربه ر ب ب | RBB RBH rabbihi Rabbinin (of) his Lord.
ومن | WMN ve men ve kim And whoever
يزغ ز ي غ | ZYĞ YZĞ yeziğ sapsa deviated
منهم | MNHM minhum onlardan among them
عن | AN ǎn -dan from
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emrinā buyruğumuz- Our Command,
نذقه ذ و ق | Z̃WG NZ̃GH nuƶiḳhu ona taddırırdık We will make him taste
من | MN min of
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābi azabı (the) punishment
السعير س ع ر | SAR ELSAYR s-seǐyri alevli (of) the Blaze.

34:12 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve Süleyman'a | rüzgarı | sabah gidişi | bir ay(lık mesafe) | ve akşam dönüşü | bir ay(lık mesafe) | ve akıttık | onun için | kaynağını | katran | ve bir kısmı | cinlerin | ki | çalışırdı | onun önünde | onun önünde | izniyle | Rabbinin | ve kim | sapsa | onlardan | -dan | buyruğumuz- | ona taddırırdık | | azabı | alevli |

[] [RWḪ] [ĞD̃W] [ŞHR] [RWḪ] [ŞHR] [SYL] [] [AYN] [GŦR] [] [CNN] [] [AML] [BYN] [YD̃Y] [EZ̃N] [RBB] [] [ZYĞ] [] [] [EMR] [Z̃WG] [] [AZ̃B] [SAR]
WLSLYMEN ELRYḪ ĞD̃WHE ŞHR WRWEḪHE ŞHR WÊSLNE LH AYN ELGŦR WMN ELCN MN YAML BYN YD̃YH BÎZ̃N RBH WMN YZĞ MNHM AN ÊMRNE NZ̃GH MN AZ̃EB ELSAYR

velisuleymāne r-rīHa ğuduvvuhā şehrun ve ravāHuhā şehrun ve eselnā lehu ǎyne l-ḳiTri ve mine l-cinni men yeǎ'melu beyne yedeyhi biiƶni rabbihi ve men yeziğ minhum ǎn emrinā nuƶiḳhu min ǎƶābi s-seǐyri
ولسليمان الريح غدوها شهر ورواحها شهر وأسلنا له عين القطر ومن الجن من يعمل بين يديه بإذن ربه ومن يزغ منهم عن أمرنا نذقه من عذاب السعير

[] [ر و ح] [غ د و] [ش ه ر] [ر و ح] [ش ه ر] [س ي ل] [] [ع ي ن] [ق ط ر] [] [ج ن ن] [] [ع م ل] [ب ي ن] [ي د ي] [ا ذ ن] [ر ب ب] [] [ز ي غ] [] [] [ا م ر] [ذ و ق] [] [ع ذ ب] [س ع ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولسليمان | WLSLYMEN velisuleymāne ve Süleyman'a And to Sulaiman,
Vav,Lam,Sin,Lam,Ye,Mim,Elif,Nun,
6,30,60,30,10,40,1,50,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Solomon"
الواو عاطفة
جار ومجرور
الريح ر و ح | RWḪ ELRYḪ r-rīHa rüzgarı the wind -
Elif,Lam,Re,Ye,Ha,
1,30,200,10,8,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
غدوها غ د و | ĞD̃W ĞD̃WHE ğuduvvuhā sabah gidişi its morning course
Ğayn,Dal,Vav,He,Elif,
1000,4,6,5,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
شهر ش ه ر | ŞHR ŞHR şehrun bir ay(lık mesafe) (was) a month
Şın,He,Re,
300,5,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
ورواحها ر و ح | RWḪ WRWEḪHE ve ravāHuhā ve akşam dönüşü and its afternoon course
Vav,Re,Vav,Elif,Ha,He,Elif,
6,200,6,1,8,5,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
شهر ش ه ر | ŞHR ŞHR şehrun bir ay(lık mesafe) (was) a month,
Şın,He,Re,
300,5,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
وأسلنا س ي ل | SYL WÊSLNE ve eselnā ve akıttık and We caused to flow
Vav,,Sin,Lam,Nun,Elif,
6,,60,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
له | LH lehu onun için for him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
عين ع ي ن | AYN AYN ǎyne kaynağını a spring
Ayn,Ye,Nun,
70,10,50,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
القطر ق ط ر | GŦR ELGŦR l-ḳiTri katran (of) molten copper.
Elif,Lam,Gaf,Tı,Re,
1,30,100,9,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ومن | WMN ve mine ve bir kısmı And [of]
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
الجن ج ن ن | CNN ELCN l-cinni cinlerin the jinn
Elif,Lam,Cim,Nun,
1,30,3,50,
"N – genitive masculine noun → Jinn"
اسم مجرور
من | MN men ki who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يعمل ع م ل | AML YAML yeǎ'melu çalışırdı worked
Ye,Ayn,Mim,Lam,
10,70,40,30,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
بين ب ي ن | BYN BYN beyne onun önünde before him
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
يديه ي د ي | YD̃Y YD̃YH yedeyhi onun önünde before him
Ye,Dal,Ye,He,
10,4,10,5,
N – nominative feminine dual noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بإذن ا ذ ن | EZ̃N BÎZ̃N biiƶni izniyle by the permission
Be,,Zel,Nun,
2,,700,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
ربه ر ب ب | RBB RBH rabbihi Rabbinin (of) his Lord.
Re,Be,He,
200,2,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومن | WMN ve men ve kim And whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
يزغ ز ي غ | ZYĞ YZĞ yeziğ sapsa deviated
Ye,Ze,Ğayn,
10,7,1000,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
منهم | MNHM minhum onlardan among them
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
عن | AN ǎn -dan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emrinā buyruğumuz- Our Command,
,Mim,Re,Nun,Elif,
,40,200,50,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
نذقه ذ و ق | Z̃WG NZ̃GH nuƶiḳhu ona taddırırdık We will make him taste
Nun,Zel,Gaf,He,
50,700,100,5,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābi azabı (the) punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
السعير س ع ر | SAR ELSAYR s-seǐyri alevli (of) the Blaze.
Elif,Lam,Sin,Ayn,Ye,Re,
1,30,60,70,10,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلِسُلَيْمَانَ: ve Süleyman'a | الرِّيحَ: rüzgarı | غُدُوُّهَا: sabah gidişi | شَهْرٌ: bir ay(lık mesafe) | وَرَوَاحُهَا: ve akşam dönüşü | شَهْرٌ: bir ay(lık mesafe) | وَأَسَلْنَا: ve akıttık | لَهُ: onun için | عَيْنَ: kaynağını | الْقِطْرِ: katran | وَمِنَ: ve bir kısmı | الْجِنِّ: cinlerin | مَنْ: ki | يَعْمَلُ: çalışırdı | بَيْنَ: onun önünde | يَدَيْهِ: onun önünde | بِإِذْنِ: izniyle | رَبِّهِ: Rabbinin | وَمَنْ: ve kim | يَزِغْ: sapsa | مِنْهُمْ: onlardan | عَنْ: -dan | أَمْرِنَا: buyruğumuz- | نُذِقْهُ: ona taddırırdık | مِنْ: | عَذَابِ: azabı | السَّعِيرِ: alevli |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولسليمان WLSLYMEN ve Süleyman'a | الريح ELRYḪ rüzgarı | غدوها ĞD̃WHE sabah gidişi | شهر ŞHR bir ay(lık mesafe) | ورواحها WRWEḪHE ve akşam dönüşü | شهر ŞHR bir ay(lık mesafe) | وأسلنا WÊSLNE ve akıttık | له LH onun için | عين AYN kaynağını | القطر ELGŦR katran | ومن WMN ve bir kısmı | الجن ELCN cinlerin | من MN ki | يعمل YAML çalışırdı | بين BYN onun önünde | يديه YD̃YH onun önünde | بإذن BÎZ̃N izniyle | ربه RBH Rabbinin | ومن WMN ve kim | يزغ YZĞ sapsa | منهم MNHM onlardan | عن AN -dan | أمرنا ÊMRNE buyruğumuz- | نذقه NZ̃GH ona taddırırdık | من MN | عذاب AZ̃EB azabı | السعير ELSAYR alevli |
Kırık Meal (Okunuş) : |velisuleymāne: ve Süleyman'a | r-rīHa: rüzgarı | ğuduvvuhā: sabah gidişi | şehrun: bir ay(lık mesafe) | ve ravāHuhā: ve akşam dönüşü | şehrun: bir ay(lık mesafe) | ve eselnā: ve akıttık | lehu: onun için | ǎyne: kaynağını | l-ḳiTri: katran | ve mine: ve bir kısmı | l-cinni: cinlerin | men: ki | yeǎ'melu: çalışırdı | beyne: onun önünde | yedeyhi: onun önünde | biiƶni: izniyle | rabbihi: Rabbinin | ve men: ve kim | yeziğ: sapsa | minhum: onlardan | ǎn: -dan | emrinā: buyruğumuz- | nuƶiḳhu: ona taddırırdık | min: | ǎƶābi: azabı | s-seǐyri: alevli |
Kırık Meal (Transcript) : |WLSLYMEN: ve Süleyman'a | ELRYḪ: rüzgarı | ĞD̃WHE: sabah gidişi | ŞHR: bir ay(lık mesafe) | WRWEḪHE: ve akşam dönüşü | ŞHR: bir ay(lık mesafe) | WÊSLNE: ve akıttık | LH: onun için | AYN: kaynağını | ELGŦR: katran | WMN: ve bir kısmı | ELCN: cinlerin | MN: ki | YAML: çalışırdı | BYN: onun önünde | YD̃YH: onun önünde | BÎZ̃N: izniyle | RBH: Rabbinin | WMN: ve kim | YZĞ: sapsa | MNHM: onlardan | AN: -dan | ÊMRNE: buyruğumuz- | NZ̃GH: ona taddırırdık | MN: | AZ̃EB: azabı | ELSAYR: alevli |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Süleymân'a da rüzgârı râm ettik, sabahleyin bir aylık yol alırdı, akşamleyin bir aylık yol ve ona bakır mâdenini, sel gibi akıttık ve cinlerden, huzûrundan iş işliyenler vardı Rabbinin izniyle ve onlardan, emrimizden çıkana yakıp kavuran azâbı tattırırdık.
Adem Uğur : Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.
Ahmed Hulusi : Süleyman'a da sabah gidişi bir aylık yol, akşam dönüşü bir aylık yol olan o rüzgâr (gibi hareket edeni verdik)! Onun için bakır kaynağını sel gibi akıttık! Rabbinin elvermesiyle cinnden (görünmeyen türden) kimileri de (ifrit türü) Onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona alevli bir ateş azabından tattırırız. (Bakır kaynağı tanımlamasını, Zülkarneyn'in yaptığı, yecüc mecüc'e karşı set inşaatında kullandığı eriyik bakır - demir olayıyla birlikte düşünürsek; anladığımız maddi anlamda değil, daha farklı bir alanda düşünmemiz zorunluluğu açığa çıkar. Gerek Zülkarneyn (iki boynuzlu {antenli?}) gerekse Süleyman a. s. ın görünmez varlıklara karşı tasarruf sahibi oldukları düşünülürse, olayın maddi bakır - demir konusu değil, bu iki maddenin elementsel bileşiminin gücünü kullanma olarak, belki farklı bir düşünce kapısı açılabilir bize. Daha derine girmek istemiyorum. A. H. )
Ahmet Tekin : Süleyman’ın faydalanması için de rüzgârı koyduğumuz kurallara boyun eğdirdik. Gündüzün ilk saatlerinde, bir aylık yol aldırıyor, gündüzün son saatlerinde de bir aylık yol, mesafe kat ettiriyordu. Erimiş bir bakır madenini de ocağından, onun için sel gibi akıttık. Rabbinin bilgisi ve iradesi dahilinde, emriyle, yalnız Süleyman’ın gözü önünde çalışan, iş yapan cinlerden bir grup da vardı. İçlerinden, icra planımızın dışına çıkanlara körüklenen, alev püsküren, dehşetli cehennem ateşinin azâbını tattıracağız.
Ahmet Varol : Süleyman'a da sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay(lık mesafe) olan rüzgârı (boyun eğdirdik). Onun için erimiş bakır madenini sel gibi akıttık. Cinlerden de, Rabbinin izniyle onun emrinde çalışanlar vardı. Onlardan kim emrimizden sapacak olsa ona şiddetli azaptan tattırırdık.
Ali Bulaç : Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından taddırırdık.
Ali Fikri Yavuz : Süleyman’ın emrine de rüzgâr verdik: (Hz. Süleyman o rüzgârla) sabah gidişi bir aylık, akşam dönüşü de bir aylık yol alırdı. Erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Hem Rabbisinin izniyle idaresi altında cinlerden çalışan da vardı. İçlerinden kim emrimizden ayrıldı ise, ona cehennem azabından tattıracağız.
Bekir Sadak : Gunduz estiginde bir aylik mesafeye gidip, aksam da bir aylik mesafeden gelen ruzgari Suleyman'in buyrugu altina verdik. Onun icin su gibi erimis bakir akittik. Rabbinin izniyle, yaninda is goren cinleri onun buyrugu altina verdik ki, bunlar icinde buyrugumuzdan cikan olursa ona alevli atesin azabini tattirirdik.
Celal Yıldırım : Süleyman'a da rüzgârı (boyun eğdirdik). Sabah bir aylık, akşam bir aylık (mesafeden esmekte idi). Erimiş bakırı ona sel gibi akıttık. Cinlerden de Rabbinin izniyle onun ellerinin altında çalışanlar vardı. Onlardan buyruğumuzun gereğini yapmayıp sapanlara çılgın ateşin azabını tattırdık.
Diyanet İşleri : Süleyman’ın emrine de, sabah esişi bir ay, akşam esişi de bir ay(lık yol) olan rüzgârı verdik. Erimiş bakır ocağını da ona sel gibi akıttık. Cinlerden de Rabbinin izniyle onun önünde çalışanlar vardı. İçlerinden kim bizim emrimizden çıkarsa, ona alevli ateş azabını tattırırız.
Diyanet İşleri (eski) : Gündüz estiğinde bir aylık mesafeye gidip, akşam da bir aylık mesafeden gelen rüzgarı Süleyman'ın buyruğu altına verdik. Onun için su gibi erimiş bakır akıttık. Rabbinin izniyle, yanında iş gören cinleri onun buyruğu altına verdik ki, bunlar içinde buyruğumuzdan çıkan olursa ona alevli ateşin azabını tattırırdık.
Diyanet Vakfi : Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.
Edip Yüksel : Süleyman'a da, sabah gidişi bir ay (lık yol alan), akşam dönüşü de bir ay (lık yol alan) rüzgarı verdik ve onun için petrol kaynağını fışkırtarak akıttık. Rabbinin izniyle, cinlerden de bir kısım emrinde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden saparsa onu çetin bir cezayı tattırırdık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Süleyman'ın emrine de rüzgarı verdik. Sabah gidişi bir aylık, akşam dönüşü bir aylık yol idi. Erimiş bakır menbaını da ona sel gibi akıttık. Hem Rabbi'nin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan da kim emrimizden dışarı çıkarsa ona ateş azabından tattırırdık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Süleyman'ın emrine de rüzgarı verdik. Sabah gidişi bir aylık akşam dönüşü bir aylık yol idi. Erimiş bakır kaynağını da ona sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan da her kim emrimizden saparsa, ona ateş azabını tattırırız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Süleymana da rüzgâr: sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay, erimiş bakır menbaını da ona seyl gibi akıttık, hem rabbının iznile elinin altında Cinnîlerden de çalışan vardı, onlardan da her kim emrimizden inhiraf ederse ona Saîr azâbını tattırırız
Fizilal-il Kuran : Süleyman'ın buyruğuna da rüzgârı vermiştik. Bu rüzgâr sabahleyin esince bir aylık uzaklığa gider ve akşamleyin de bir aylık mesafeyi aşarak geri gelirdi. Onun için erimiş bakırı su gibi akıttık. Rabb'inin izni ile yanında çalışan bazı cinleri de buyruğuna sunmuştuk. Bu cinlerden buyruğumuzun dışına çıkanlara kızgın alevli ateşin azabını tattırırız.
Gültekin Onan : Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim bizim buyruğumuzdan çıkıp sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırırdık.
Hakkı Yılmaz : "Süleymân için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı boyun eğdirdik; ve Biz erimiş bakır madenini o'na sel gibi akıttık. Ve eli altında Rabbinin izniyle/ bilgisiyle iş görmekte olan yabancı kişileri boyun eğdirdik. Ve onlardan kim Bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırdık. "
Hasan Basri Çantay : Süleymana da rüzgârı (müsahhar kıldık) ki sabahı bir ay (lık yol), akşamı bir ay (lık yol) du. Erimiş bakır ma'denini ona sel gibi, akıtdık. Önünde, Rabbinin izniyle, iş gören ba'zı cinler de vardı. İçlerinden kim bizim emrimizden ayrılıb saparsa ona çılgın azâbdan tatdırırdık.
Hayrat Neşriyat : Süleymân’a da rüzgârı (boyun eğdirdik)! (Öyle ki) sabah gidişi bir ay(lık mesâfe), akşam dönüşü de bir ay(lık mesâfe)dir. Ve erimiş bakır menba'ını onun için (sel gibi)akıttık. Rabbisinin izniyle onun önünde çalışan bir kısım cinler de vardı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli ateş azâbından tattırırız.
İbni Kesir : Süleyman'a da rüzgarı, gündüz estiğinde gidişi bir aylık mesafedir. Akşamleyin de gelişi bir aylık mesafedir. Ve onun için su gibi erimiş bakır akıttık. Cinnlerden de Rabbının izniyle elinin altında iş göreni verdik. Onlardan her kim, Bizim emrimizden çıkarsa; ona alevli ateşin azabından tattırırız.
İskender Evrenosoğlu : Ve sabah gidişi ile bir aylık, akşam gelişi ile bir aylık mesafeyi kateden rüzgâr, Süleyman içindi (onun emrine vermiştik). Erimiş bakırı, kaynağından onun için akıttık. Ve cinlerden, Rabbinin izniyle onun elinin altında (emrinde) çalışanlar vardı. Onlardan kim emrimizden çıkarsa, ona alevli ateşin azabını tattırırız (tattırdık).
Muhammed Esed : Biz rüzgarı Süleyman(ın emrin)e verdik: sabahki hareketi bir aylık yolculuk (mesafesinde), akşamki hareketi de bir aylık (mesafede tamamlanan) rüzgarı. Ve erimiş bakır menbaını o'nun buyruğu altında akıttık; görünmeyen varlıklardan bir kısmı (da) Rablerinin izniyle o'nun için çalış(maya mecbur kılın)dılar; ve hangisi emrimizden çıktıysa ona yakıcı ateşin azabını tattırırdık:
Ömer Nasuhi Bilmen : Süleyman'a da rüzgârları (musahhar kıldık). Sabahtan zevale kadar (gidişi) bir aylık ve zevalden guruba kadar (gidişi de) bir aylık yol kadar idi. Ve onun için bakır madenini sel gibi akıttık. Ve onun önünde Rabbinin izniyle çalışan bazı cinler de var idi ve onlardan her kim Bizim emrimizden sapmış olursa ona da ateş azabından tattırmış olduk.
Ömer Öngüt : Süleyman'a da sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü bir aylık mesafe olan rüzgârı boyun eğdirdik. Erimiş bakırı onun için sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan her kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık.
Şaban Piriş : Süleyman’a da, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü de bir ay süren rüzgarı verdik. Ona bakırı su gibi akıttık. Cinlerden bir kısmı da Rabbinin emriyle onun emrinde çalışırdı. Onlardan, kim emrimizden çıkarsa, ateş azabından tattırırdık.
Suat Yıldırım : Süleyman’ın emrine de rüzgârı verdik. Onun sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü de bir aylık mesafe idi. Onun istifadesi için, erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırlardı. Onlardan kim emrimizden saparsa, ona ateş azabı tattırırdık.
Süleyman Ateş : Süleymân'a da, sabah gidişi bir ay(lık mesafe), akşam dönüşü bir ay(lık mesafe) olan rüzgârı boyun eğdirdik ve onun için katran (petrol) kaynağını da akıttık. Rabbinin izniyle cinlerin bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim buyruğumuzdan sapsa, ona alevli azâbı taddırırdık.
Tefhim-ul Kuran : Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgâra (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş görmekte olan bir kısım cinler de vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırırdık.
Ümit Şimşek : Süleyman'ın emrine de rüzgârı verdik ki, sabah bir aylık, öğleden sonra bir aylık yol giderdi. Erimiş bakırı onun için sel gibi akıttık. Cinlerden de, Rabbinin izniyle onun gözü önünde çalışanlar vardı ki, onlardan her kim emrimizden çıkmak istese, ona alevli ateş azabından tattırırdık.
Yaşar Nuri Öztürk : Süleyman için de sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı görevlendirdik. Onun için erimiş katran/bakır kaynağını sel gibi akıttık. Cinlerden öylesi vardı ki, Rabbinin izniyle onun önünde iş yapardı. Onlardan hangisi buyruğumuzdan yan çizse, alevli ateş azabını kendisine tattırdık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}