CONJ – prefixed conjunction wa (and) COND – conditional particle الواو عاطفة حرف شرط
ترى
ر ا ي | REY
TR
terā
bir görsen
you (could) see
Te,Re,, 400,200,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb فعل مضارع
إذ
|
ÎZ̃
iƶ
zaman
when
,Zel, ,700,
T – time adverb ظرف زمان
فزعوا
ف ز ع | FZA
FZAWE
feziǔ
telaşa düştükleri
they will be terrified
Fe,Ze,Ayn,Vav,Elif, 80,7,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فلا
|
FLE
felā
but (there will be) no
Fe,Lam,Elif, 80,30,1,
REM – prefixed resumption particle NEG – negative particle الفاء استئنافية حرف نفي
فوت
ف و ت | FWT
FWT
fevte
hiçbiri kurtulamaz
escape,
Fe,Vav,Te, 80,6,400,
N – accusative masculine noun اسم منصوب
وأخذوا
ا خ ذ | EḢZ̃
WÊḢZ̃WE
ve uḣiƶū
ve yakalanmışlardır
and they will be seized
Vav,,Hı,Zel,Vav,Elif, 6,,600,700,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine plural passive perfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: şayet | تَرَىٰ: bir görsen | إِذْ: zaman | فَزِعُوا: telaşa düştükleri | فَلَا: | فَوْتَ: hiçbiri kurtulamaz | وَأُخِذُوا: ve yakalanmışlardır | مِنْ: -den | مَكَانٍ: yer- | قَرِيبٍ: yakın |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLWşayet | ترى TRbir görsen | إذ ÎZ̃zaman | فزعوا FZAWEtelaşa düştükleri | فلا FLE | فوت FWThiçbiri kurtulamaz | وأخذوا WÊḢZ̃WEve yakalanmışlardır | من MN-den | مكان MKENyer- | قريب GRYByakın |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: şayet | terā: bir görsen | iƶ: zaman | feziǔ: telaşa düştükleri | felā: | fevte: hiçbiri kurtulamaz | ve uḣiƶū: ve yakalanmışlardır | min: -den | mekānin: yer- | ḳarībin: yakın |
Kırık Meal (Transcript) : |WLW: şayet | TR: bir görsen | ÎZ̃: zaman | FZAWE: telaşa düştükleri | FLE: | FWT: hiçbiri kurtulamaz | WÊḢZ̃WE: ve yakalanmışlardır | MN: -den | MKEN: yer- | GRYB: yakın |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve dehşetli bir korkuya kapıldıkları ve hiçbirinin kurtulamayıp en yakın bir yerde azâba uğratıldıkları gün, bir görsen onları.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Telaşa düştükleri zaman, bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Ahmed Hulusi : Korku ve dehşete kapıldıklarında bir görsen! Kaçacakları yerleri yoktur; çok yakından yakalanmışlardır!
Ahmet Tekin : Onları korkudan, telaşa, dehşete düştükleri zaman bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerde, dünyada yakalanarak cezalandırılacaklar.
Ahmet Varol : Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yeri yoktur ve yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Ali Bulaç : Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yoktur ve yakın bir yerden yakalanıvermişlerdir.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, kıyamet günü o kâfirleri) dehşete düştükleri vakit görsen!... Artık kaçacak yerleri yoktur ve (cehenneme) yakın bir yerde yakalanmışlardır.
Bekir Sadak : (51-52) Onlari korktuklari zaman bir gorsen; artik kurtulus yoktur; cehenneme yakin bir yerde yakalanmislardir. O zaman, «Allah'a inandik» derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasil kolayca ulasirlar?
Celal Yıldırım : Onları, korkup telaşa kapıldıkları zaman görsen ! Artık kurtulma (şansları) hiç yoktur ve yakın bir yerde yakalanmışlardır.
Diyanet İşleri : Sen onları, dehşetli bir korkuya kapılıp da kaçıp kurtulamayacakları ve yakın bir yerden yakalanacakları zaman bir görsen!
Diyanet İşleri (eski) : (51-52) Onları korktukları zaman bir görsen; artık kurtuluş yoktur, cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır. O zaman, 'Allah'a inandık' derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasıl kolayca ulaşırlar?
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Telaşa düştükleri zaman, bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Edip Yüksel : Korkuya kapıldıkları anı bir görsen; kaçamazlar; yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onları telaşa düştükleri zaman görsen: Artık kaçamak yoktur. Yakın yerden yakalanmışlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O telaşa düştükleri zaman görsen, artık kaçamak yoktur, yakın yerden yakalanmışlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Görsen o telâşa düştükleri vakıt, artık kaçamak yoktur, yakın yerden yakalanmışlardır.
Fizilal-il Kuran : Onları bir de paniğe kapıldıklarında görsen! Kaçacakları hiçbir yer yok. Cehennemin yakınında yakayı ele vermişlerdir.
Gültekin Onan : Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yoktur ve yakın bir yerden yakalanıvermişlerdir.
Hakkı Yılmaz : "Ve sen onları korkuya kapıldıkları zaman bir görsen; artık kaçmak yoktur. Ve yakın bir yerden yakalanmışlardır. "
Hasan Basri Çantay : Onları can baş kaygısına düşdükleri vakıf görmelisin. Artık kaçacak yerleri de yokdur. Yakın bir mahalde yakalanmışlar,
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Hâlbuki (onları mahşer günü) dehşete düştükleri zaman bir görsen; artık (onlar için) kaçış yoktur, çünki (onlar) yakın bir yerden yakalanmışlardır.
İbni Kesir : Bir görsen, hani onlar korkmuşlardı. Artık kaçacak yerleri de yoktur, yakın bir yerde yakalanmışlardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve onları dehşete kapıldıkları zaman görsen. Artık kaçış (kurtuluş) yoktur. Ve onlar, (cehenneme) yakın bir yerden yakalandılar.
Muhammed Esed : Sen, (Kıyamet Günü, hakikati inkar edenlerin,) -can damarlarından yakalandıkları için- kaçacak bir yer bulamayıp korkuyla büzüldükleri (anki halleri)ni bir görsen;
Ömer Nasuhi Bilmen : Görecek olsan telaşa düştükleri zaman (ne garip bir manzara görmüş olursun) artık kurtuluş yok ve onlar yakın bir mahalden yakalanmışlardır.
Ömer Öngüt : Can baş kaygısına düştükleri zaman bir görmelisin! Artık kaçacak yerleri de yoktur. Yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Şaban Piriş : Onların dehşetli bir korkuya tutuldukları anı bir görsen! Geçip gitmek yok... Yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Suat Yıldırım : Kıyamet günü o kâfirler can kaygısına düştükleri zaman bir görsen! Artık kaçacak hiçbir yerleri yoktur ve cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır.
Süleyman Ateş : Telâşa düştükleri zaman (onları) bir görsen: Hiçbiri kurtulamaz, yakın yerden yakalanmışlardır.
Tefhim-ul Kuran : Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yoktur ve yakın bir yerden yakalanıvermişlerdir.
Ümit Şimşek : Can derdine düştükleri zaman onları bir görsen! Kaçacak hiçbir yer yoktur; azabın çok yakınında yakalanmışlardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Bir görsen onları korku ve telaşa düştüklerinde! Artık kaçış, kurtuluş yok! Çok yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]