» 71 / Nûh  4:

Kuran Sırası: 71
İniş Sırası: 71
Nuh Suresi = Nuh Suresi
Hz. Nuh’un elçi olarak gönderilisi ve mücadelesi anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَغْفِرْ (YĞFR) = yeğfir : bağışlasın
2. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin için
3. مِنْ (MN) = min : bir kısmını
4. ذُنُوبِكُمْ (Z̃NWBKM) = ƶunūbikum : günahlarınızdan
5. وَيُؤَخِّرْكُمْ (WYÙḢRKM) = ve yu'eḣḣirkum : ve sizi ertelesin
6. إِلَىٰ (ÎL) = ilā : kadar
7. أَجَلٍ (ÊCL) = ecelin : bir süreye
8. مُسَمًّى (MSM) = musemmen : belli
9. إِنَّ (ÎN) = inne : zira
10. أَجَلَ (ÊCL) = ecele : süresi
11. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
12. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
13. جَاءَ (CEÙ) = cā'e : geldiği
14. لَا (LE) = lā :
15. يُؤَخَّرُ (YÙḢR) = yu'eḣḣaru : ertelenmez
16. لَوْ (LW) = lev : keşke
17. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum : olsaydınız
18. تَعْلَمُونَ (TALMWN) = teǎ'lemūne : bilenlerden
bağışlasın | sizin için | bir kısmını | günahlarınızdan | ve sizi ertelesin | kadar | bir süreye | belli | zira | süresi | Allah'ın | zaman | geldiği | | ertelenmez | keşke | olsaydınız | bilenlerden |

[ĞFR] [] [] [Z̃NB] [EḢR] [] [ECL] [SMW] [] [ECL] [] [] [CYE] [] [EḢR] [] [KWN] [ALM]
YĞFR LKM MN Z̃NWBKM WYÙḢRKM ÎL ÊCL MSM ÎN ÊCL ELLH ÎZ̃E CEÙ LE YÙḢR LW KNTM TALMWN

yeğfir lekum min ƶunūbikum ve yu'eḣḣirkum ilā ecelin musemmen inne ecele llahi iƶā cā'e yu'eḣḣaru lev kuntum teǎ'lemūne
يغفر لكم من ذنوبكم ويؤخركم إلى أجل مسمى إن أجل الله إذا جاء لا يؤخر لو كنتم تعلمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يغفر غ ف ر | ĞFR YĞFR yeğfir bağışlasın He will forgive
لكم | LKM lekum sizin için for you
من | MN min bir kısmını [of]
ذنوبكم ذ ن ب | Z̃NB Z̃NWBKM ƶunūbikum günahlarınızdan your sins
ويؤخركم ا خ ر | EḢR WYÙḢRKM ve yu'eḣḣirkum ve sizi ertelesin and give you respite
إلى | ÎL ilā kadar for
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecelin bir süreye a term
مسمى س م و | SMW MSM musemmen belli specified.
إن | ÎN inne zira Indeed,
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecele süresi (the) term,
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah,
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e geldiği it comes
لا | LE not
يؤخر ا خ ر | EḢR YÙḢR yu'eḣḣaru ertelenmez is delayed,
لو | LW lev keşke if
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum olsaydınız you
تعلمون ع ل م | ALM TALMWN teǎ'lemūne bilenlerden "know."""

71:4 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bağışlasın | sizin için | bir kısmını | günahlarınızdan | ve sizi ertelesin | kadar | bir süreye | belli | zira | süresi | Allah'ın | zaman | geldiği | | ertelenmez | keşke | olsaydınız | bilenlerden |

[ĞFR] [] [] [Z̃NB] [EḢR] [] [ECL] [SMW] [] [ECL] [] [] [CYE] [] [EḢR] [] [KWN] [ALM]
YĞFR LKM MN Z̃NWBKM WYÙḢRKM ÎL ÊCL MSM ÎN ÊCL ELLH ÎZ̃E CEÙ LE YÙḢR LW KNTM TALMWN

yeğfir lekum min ƶunūbikum ve yu'eḣḣirkum ilā ecelin musemmen inne ecele llahi iƶā cā'e yu'eḣḣaru lev kuntum teǎ'lemūne
يغفر لكم من ذنوبكم ويؤخركم إلى أجل مسمى إن أجل الله إذا جاء لا يؤخر لو كنتم تعلمون

[غ ف ر] [] [] [ذ ن ب] [ا خ ر] [] [ا ج ل] [س م و] [] [ا ج ل] [] [] [ج ي ا] [] [ا خ ر] [] [ك و ن] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يغفر غ ف ر | ĞFR YĞFR yeğfir bağışlasın He will forgive
Ye,Ğayn,Fe,Re,
10,1000,80,200,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
لكم | LKM lekum sizin için for you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min bir kısmını [of]
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ذنوبكم ذ ن ب | Z̃NB Z̃NWBKM ƶunūbikum günahlarınızdan your sins
Zel,Nun,Vav,Be,Kef,Mim,
700,50,6,2,20,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ويؤخركم ا خ ر | EḢR WYÙḢRKM ve yu'eḣḣirkum ve sizi ertelesin and give you respite
Vav,Ye,,Hı,Re,Kef,Mim,
6,10,,600,200,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إلى | ÎL ilā kadar for
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecelin bir süreye a term
,Cim,Lam,
,3,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
مسمى س م و | SMW MSM musemmen belli specified.
Mim,Sin,Mim,,
40,60,40,,
ADJ – genitive masculine indefinite (form II) passive participle
صفة مجرورة
إن | ÎN inne zira Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecele süresi (the) term,
,Cim,Lam,
,3,30,
N – accusative masculine singular noun
اسم منصوب
الله | ELLH llahi Allah'ın (of) Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e geldiği it comes
Cim,Elif,,
3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يؤخر ا خ ر | EḢR YÙḢR yu'eḣḣaru ertelenmez is delayed,
Ye,,Hı,Re,
10,,600,200,
V – 3rd person masculine singular (form II) passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول
لو | LW lev keşke if
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
كنتم ك و ن | KWN KNTM kuntum olsaydınız you
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
تعلمون ع ل م | ALM TALMWN teǎ'lemūne bilenlerden "know."""
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
400,70,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَغْفِرْ: bağışlasın | لَكُمْ: sizin için | مِنْ: bir kısmını | ذُنُوبِكُمْ: günahlarınızdan | وَيُؤَخِّرْكُمْ: ve sizi ertelesin | إِلَىٰ: kadar | أَجَلٍ: bir süreye | مُسَمًّى: belli | إِنَّ: zira | أَجَلَ: süresi | اللَّهِ: Allah'ın | إِذَا: zaman | جَاءَ: geldiği | لَا: | يُؤَخَّرُ: ertelenmez | لَوْ: keşke | كُنْتُمْ: olsaydınız | تَعْلَمُونَ: bilenlerden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يغفر YĞFR bağışlasın | لكم LKM sizin için | من MN bir kısmını | ذنوبكم Z̃NWBKM günahlarınızdan | ويؤخركم WYÙḢRKM ve sizi ertelesin | إلى ÎL kadar | أجل ÊCL bir süreye | مسمى MSM belli | إن ÎN zira | أجل ÊCL süresi | الله ELLH Allah'ın | إذا ÎZ̃E zaman | جاء CEÙ geldiği | لا LE | يؤخر YÙḢR ertelenmez | لو LW keşke | كنتم KNTM olsaydınız | تعلمون TALMWN bilenlerden |
Kırık Meal (Okunuş) : |yeğfir: bağışlasın | lekum: sizin için | min: bir kısmını | ƶunūbikum: günahlarınızdan | ve yu'eḣḣirkum: ve sizi ertelesin | ilā: kadar | ecelin: bir süreye | musemmen: belli | inne: zira | ecele: süresi | llahi: Allah'ın | iƶā: zaman | cā'e: geldiği | : | yu'eḣḣaru: ertelenmez | lev: keşke | kuntum: olsaydınız | teǎ'lemūne: bilenlerden |
Kırık Meal (Transcript) : |YĞFR: bağışlasın | LKM: sizin için | MN: bir kısmını | Z̃NWBKM: günahlarınızdan | WYÙḢRKM: ve sizi ertelesin | ÎL: kadar | ÊCL: bir süreye | MSM: belli | ÎN: zira | ÊCL: süresi | ELLH: Allah'ın | ÎZ̃E: zaman | CEÙ: geldiği | LE: | YÙḢR: ertelenmez | LW: keşke | KNTM: olsaydınız | TALMWN: bilenlerden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Suçlarınızı yarlıgasın ve sizi, muayyen bir vakte dek geciktirsin. Şüphe yok ki Allah'ın takdîr ettiği vakit geldi mi gecikmesine imkân yoktur eğer biliyorsanız.
Adem Uğur : Ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın) Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz!"
Ahmed Hulusi : "Ki, hatalarınızdan bazılarını mağfiret etsin ve sizi tayin edilmiş ömrünüzün sonuna kadar yaşatsın. Muhakkak ki Allâh'ın eceli (yaşam süresi sonu) geldiğinde ertelenmez! Eğer bilseydiniz!"
Ahmet Tekin : 'Allah da sizin günahlarınızın bir kısmını bağışlasın. Belirli vakte kadar size mühlet versin. Allah’ın tayin ettiği ecel geldiği zaman ertelenmez. Keşke bilebilseydiniz!'
Ahmet Varol : Ki, (Allah) günâhlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi belirli bir süreye kadar geciktirsin. Şüphesiz Allah'ın süresi geldiğinde geciktirilmez. Keşke bilseydiniz.'
Ali Bulaç : "Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız."
Ali Fikri Yavuz : (Bu takdirde Allah) günahlarınızdan size bağışlar ve sizi muayyen bir vakte kadar (azab çektirmeksizin ölüm anına dek) geri bırakır. Şüphe yok ki, Allah’ın takdir ettiği ecel (ölüm) gelince geri bırakılmaz; eğer bilseydiniz, (iman eder de azabdan kurtulurdunuz.)
Bekir Sadak : (3-4) «Allah'a kulluk edin; O'ndan sakinin ve bana itaat edin ki Allah gunahlarinizi size bagislasin ve sizi belli bir sureye kadar ertelesin; dogrusu Allah'in belirttigi sure gelince geri birakilamaz; keske bilseniz!»
Celal Yıldırım : (3-4) Allah'a kulluk edin; O'ndan korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir vakte kadar da geciktirsin. Şüphesiz ki Allah'ın belirlediği vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keşke bir bilseniz!.»
Diyanet İşleri : (3-4) “Allah’a ibadet edin. O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah’ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz.”
Diyanet İşleri (eski) : (3-4) 'Allah'a kulluk edin; O'ndan sakının ve bana itaat edin ki Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin; doğrusu Allah'ın belirttiği süre gelince geri bırakılamaz; keşke bilseniz!'
Diyanet Vakfi : (2-4) Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, «Allah'a kulluk edin; O'na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)» diyerek apaçık uyaran bir kimseyim. Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz!
Edip Yüksel : 'Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuşkusuz, ALLAH'ın verdiği süre gelince ertelenmez; bir bilseydiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuşkusuz Allah'ın takdir ettiği süre gelince ertelenmez. Eğer bilseydiniz..» (inanırdınız).
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirli bir vakte kadar ertelesin. Kuşkusuz, Allah'ın takdir ettiği vakit gelince ertelenmez, eğer bilseydiniz!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Günahlarınızdan size mağfiret buyursun ve sizi müsemma bir ecele kadar te'hîr eylesin, muhakkak ki Allahın takdir eylediği ecel gelince te'hîr olunmaz eğer bilse idiniz!
Fizilal-il Kuran : Ki Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin; doğrusu Allah'ın belirttiği süre gelince geri bırakılmaz; keşki bilseniz.
Gültekin Onan : "Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Tanrı'nın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız."
Hakkı Yılmaz : (2-4) Nûh, dedi ki: “Ey toplumum! Şüphesiz ben, sizin için apaçık bir uyarıcıyım. Allah'a kulluk edin, O'nun koruması altına girin ve bana itaat edin ki, günahlarınızdan sizi yarlıgasın ve sizi adı konmuş bir sürenin sonuna kadar ertelesin. Şüphesiz Allah'ın ayarladığı/belirlediği sürenin sonu, gelince ertelenmez. Eğer bilseydiniz.”
Hasan Basri Çantay : «Tâki (Allah) sizin günâhlarınızdan bir kısmını yarlığasın, sizi (azâbsız olarak) mukadder bir müddete kadar gecikdirsin. Şübhe yok ki Allahın (ta'yîn etdiği) müddet gelince geri bırakılmaz. Eğer bilseydiniz..».
Hayrat Neşriyat : (3-4) 'Şöyle ki: Allah’a kulluk edin, O’ndan sakının ve bana itâat edin. (Tâ ki Allah,)günahlarınızdan bir kısmını size bağışlasın ve sizi(n ecelinizi) belirli bir vakte kadar ertelesin! Şübhe yok ki Allah’ın (size takdîr ettiği) eceli geldiği zaman, ertelenmez! Eğer biliyor olsaydınız!'
İbni Kesir : Ta ki, günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar geciktirsin. Muhakkak ki Allah'ın süresi gelince geri bırakılmaz. Keşki bilseydiniz.
İskender Evrenosoğlu : (Allah da) sizin günahlarınızı mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin) ve sizi belirlenmiş bir zamana kadar tehir etsin (ömür versin)! Muhakkak ki Allah'ın eceli (onun belirlediği an) gelince tehir edilmez. Keşke siz bilmiş olsaydınız.
Muhammed Esed : ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve (yalnız O'na) malum olan bir zamana kadar size mühlet tanısın; ama bilin ki Allah'ın belirlediği vade gelip çattığında hiçbir şekilde ertelenemez. Keşke bunu bilseydiniz!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Sizin için günahlarınızı bağışlasın ve sizi mukadder müddete kadar tehir etsin. Muhakkak ki, Allah'ın takdir ettiği vakit gelince sonraya bırakılamaz, eğer bilir kimseler oldu iseniz.»
Ömer Öngüt : "Ki, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar geciktirsin (cezalandırmadan yaşatsın). Bilinmeli ki, Allah'ın belirttiği süre gelince artık o ertelenmez. Keşke bilseniz!"
Şaban Piriş : O, sizin günahlarınızı bağışlasın ve belli bir süreye kadar sizi ertelesin. Allah’ın belirlediği süre gelince artık o geri bırakılmaz, eğer bilmiş olursanız...
Suat Yıldırım : (2-4) O da: "Ey benim milletim! Ben size gönderilen kesin bir uyarıcıyım. Şöyle ki: Yalnız Allah’a ibadet edin, O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki: Sizin günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir vakte, yani ölüm anına kadar azap çektirmeksizin hayatta bıraksın. Çünkü Allah’ın takdir ettiği vâde gelince, asla ertelenmez. Keşke bunu bir bilseniz!
Süleyman Ateş : "Ki (Allâh) günâhlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Zira Allâh'ın süresi geldiği zaman ertelenmez. Bilir (kişiler) olsaydınız (bunu anlardınız)."
Tefhim-ul Kuran : «Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız.
Ümit Şimşek : 'Tâ ki Allah da bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve belirlenmiş bir vakte kadar sizi geciktirsin. Allah'ın takdir ettiği ecel gelecek olursa asla ertelenmez. Keşke bunu bilseniz.'
Yaşar Nuri Öztürk : Allah, günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah'ın eceli geldiğinde ertelenmez. Bir bilebilseydiniz!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}