» 35 / Fâtir  24:

Kuran Sırası: 35
İniş Sırası: 43
Fatir Suresi = Yaratan Suresi
ismini 1. ayetinde geçen fâtir kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : şüphesiz biz
2. أَرْسَلْنَاكَ (ÊRSLNEK) = erselnāke : seni gönderdik
3. بِالْحَقِّ (BELḪG) = bil-Haḳḳi : gerçek ile
4. بَشِيرًا (BŞYRE) = beşīran : müjdeleyici
5. وَنَذِيرًا (WNZ̃YRE) = ve neƶīran : ve uyarıcı
6. وَإِنْ (WÎN) = ve in : ve yoktur
7. مِنْ (MN) = min : hiçbir
8. أُمَّةٍ (ÊMT) = ummetin : millet
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : olmayan
10. خَلَا (ḢLE) = ḣalā : (gelip) geçmiş
11. فِيهَا (FYHE) = fīhā : içinde
12. نَذِيرٌ (NZ̃YR) = neƶīrun : bir uyarıcı
şüphesiz biz | seni gönderdik | gerçek ile | müjdeleyici | ve uyarıcı | ve yoktur | hiçbir | millet | olmayan | (gelip) geçmiş | içinde | bir uyarıcı |

[] [RSL] [ḪGG] [BŞR] [NZ̃R] [] [] [EMM] [] [ḢLW] [] [NZ̃R]
ÎNE ÊRSLNEK BELḪG BŞYRE WNZ̃YRE WÎN MN ÊMT ÎLE ḢLE FYHE NZ̃YR

innā erselnāke bil-Haḳḳi beşīran ve neƶīran ve in min ummetin illā ḣalā fīhā neƶīrun
إنا أرسلناك بالحق بشيرا ونذيرا وإن من أمة إلا خلا فيها نذير

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz Indeed, We
أرسلناك ر س ل | RSL ÊRSLNEK erselnāke seni gönderdik [We] have sent you
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi gerçek ile with the truth,
بشيرا ب ش ر | BŞR BŞYRE beşīran müjdeleyici (as) a bearer of glad tidings
ونذيرا ن ذ ر | NZ̃R WNZ̃YRE ve neƶīran ve uyarıcı and (as) a warner.
وإن | WÎN ve in ve yoktur And not
من | MN min hiçbir (was) any
أمة ا م م | EMM ÊMT ummetin millet nation
إلا | ÎLE illā olmayan but
خلا خ ل و | ḢLW ḢLE ḣalā (gelip) geçmiş had passed
فيها | FYHE fīhā içinde within it
نذير ن ذ ر | NZ̃R NZ̃YR neƶīrun bir uyarıcı a warner.

35:24 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz biz | seni gönderdik | gerçek ile | müjdeleyici | ve uyarıcı | ve yoktur | hiçbir | millet | olmayan | (gelip) geçmiş | içinde | bir uyarıcı |

[] [RSL] [ḪGG] [BŞR] [NZ̃R] [] [] [EMM] [] [ḢLW] [] [NZ̃R]
ÎNE ÊRSLNEK BELḪG BŞYRE WNZ̃YRE WÎN MN ÊMT ÎLE ḢLE FYHE NZ̃YR

innā erselnāke bil-Haḳḳi beşīran ve neƶīran ve in min ummetin illā ḣalā fīhā neƶīrun
إنا أرسلناك بالحق بشيرا ونذيرا وإن من أمة إلا خلا فيها نذير

[] [ر س ل] [ح ق ق] [ب ش ر] [ن ذ ر] [] [] [ا م م] [] [خ ل و] [] [ن ذ ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أرسلناك ر س ل | RSL ÊRSLNEK erselnāke seni gönderdik [We] have sent you
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,Kef,
,200,60,30,50,1,20,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi gerçek ile with the truth,
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf,
2,1,30,8,100,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
بشيرا ب ش ر | BŞR BŞYRE beşīran müjdeleyici (as) a bearer of glad tidings
Be,Şın,Ye,Re,Elif,
2,300,10,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
ونذيرا ن ذ ر | NZ̃R WNZ̃YRE ve neƶīran ve uyarıcı and (as) a warner.
Vav,Nun,Zel,Ye,Re,Elif,
6,50,700,10,200,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
وإن | WÎN ve in ve yoktur And not
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
من | MN min hiçbir (was) any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أمة ا م م | EMM ÊMT ummetin millet nation
,Mim,Te merbuta,
,40,400,
N – genitive feminine singular indefinite noun
اسم مجرور
إلا | ÎLE illā olmayan but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
خلا خ ل و | ḢLW ḢLE ḣalā (gelip) geçmiş had passed
Hı,Lam,Elif,
600,30,1,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
فيها | FYHE fīhā içinde within it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
نذير ن ذ ر | NZ̃R NZ̃YR neƶīrun bir uyarıcı a warner.
Nun,Zel,Ye,Re,
50,700,10,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: şüphesiz biz | أَرْسَلْنَاكَ: seni gönderdik | بِالْحَقِّ: gerçek ile | بَشِيرًا: müjdeleyici | وَنَذِيرًا: ve uyarıcı | وَإِنْ: ve yoktur | مِنْ: hiçbir | أُمَّةٍ: millet | إِلَّا: olmayan | خَلَا: (gelip) geçmiş | فِيهَا: içinde | نَذِيرٌ: bir uyarıcı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE şüphesiz biz | أرسلناك ÊRSLNEK seni gönderdik | بالحق BELḪG gerçek ile | بشيرا BŞYRE müjdeleyici | ونذيرا WNZ̃YRE ve uyarıcı | وإن WÎN ve yoktur | من MN hiçbir | أمة ÊMT millet | إلا ÎLE olmayan | خلا ḢLE (gelip) geçmiş | فيها FYHE içinde | نذير NZ̃YR bir uyarıcı |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: şüphesiz biz | erselnāke: seni gönderdik | bil-Haḳḳi: gerçek ile | beşīran: müjdeleyici | ve neƶīran: ve uyarıcı | ve in: ve yoktur | min: hiçbir | ummetin: millet | illā: olmayan | ḣalā: (gelip) geçmiş | fīhā: içinde | neƶīrun: bir uyarıcı |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: şüphesiz biz | ÊRSLNEK: seni gönderdik | BELḪG: gerçek ile | BŞYRE: müjdeleyici | WNZ̃YRE: ve uyarıcı | WÎN: ve yoktur | MN: hiçbir | ÊMT: millet | ÎLE: olmayan | ḢLE: (gelip) geçmiş | FYHE: içinde | NZ̃YR: bir uyarıcı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz seni gerçek üzere bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik ve hiçbir ümmet yoktur ki içlerinden bir korkutucu çıkmasın.
Adem Uğur : Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki biz seni Hak olarak irsâl ettik, müjdeci ve uyarıcı! Hiçbir ümmet yoktur ki onun içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
Ahmet Tekin : Biz seni, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân ile rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik. Her milletten kendi içinde, vazifelerini ifa eden uyarıcılar mutlaka var olagelmiştir.
Ahmet Varol : Biz seni hak üzere müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki içinde bir uyarıcı geçmiş olmasın.
Ali Bulaç : Şüphesiz biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), muhakkak ki, biz seni cennetle müjdeleyici, cehennemle korkutucu bir peygamber olarak Kur’an ile gönderdik. Hiç bir ümmet de yoktur ki, içlerinde cehennem ile korkutucu bir peygamber geçmiş olmasın.
Bekir Sadak : suphesiz Biz seni, mujdeci ve uyarici olarak, gercekle gonderdik. Gecmis her ummet icinde de mutlaka bir uyarici bulunagelmistir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki biz seni (rahmet müjdecisi), (azaba karşı) uyarıcı olarak hakk ile gönderdik. Hiçbir millet yoktur ki içlerinden (gelecek felâkete, inkâr ve sapıklıklarındaki inatlarına karşı) bir uyarıcı peygamber gelip geçmiş olmasın.
Diyanet İşleri : Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
Diyanet İşleri (eski) : Şüphesiz Biz seni, müjdeci ve uyarıcı olarak, gerçekle gönderdik. Geçmiş her ümmet içinde de mutlaka bir uyarıcı bulunagelmiştir.
Diyanet Vakfi : Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur.
Edip Yüksel : Seni bir müjdeci ve uyarıcı olarak gerçekle gönderdik. Her toplum içinde mutlaka bir uyarıcı gelmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet de yoktur ki, içlerinde bir uyarıcı geçmiş olmasın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Muhakkak ki, Biz seni gerçek ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet de yoktur ki, içlerinden bir uyarıcı geçmiş olmasın.
Elmalılı Hamdi Yazır : Muhakkak ki seni hakk ile hem bir beşîr hem bir nezîr gönderdik, hiç bir ümmet de yoktur ki içlerinde bir nezîr geçmiş olmasın
Fizilal-il Kuran : Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı (korkutucusu) olarak gönderdik. Her millete mutlaka bir uyarıcı gönderilmiştir.
Gültekin Onan : Şüphesiz, biz seni hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz Biz, seni hak ile bir müjdeci, bir uyarıcı olarak gönderdik/elçi yaptık. Her ümmetin de içinde bir uyarıcı kesinlikle gelip geçmiştir.
Hasan Basri Çantay : Şübhesiz ki biz seni (rahmetimizin) müjdeci (si,) (azabımızın) korkutucu (su) olarak hidâyetle gönderdik. Hiçbir ümmet müstesna olmamak üzere mutlakaa içinde (azâbdan) bir korkutucu (peygamber gelib) geçmişdir.
Hayrat Neşriyat : Muhakkak ki biz seni, bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hak ile gönderdik. Ve hiçbir ümmet yoktur ki, içlerinde bir korkutucu gelip geçmiş olmasın.
İbni Kesir : Muhakkak ki Biz; seni, müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki ona, bir uyarıcı gelmiş olmasın.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve nezir (uyarıcı) olarak gönderdik. İçinden bir nezir gelip geçmiş olmayan hiçbir ümmet yoktur.
Muhammed Esed : Biz seni hakikat ehli bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; çünkü hiçbir topluluk yoktur ki içlerinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, Biz seni bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak gönderdik ve hiçbir ümmet yoktur ki illâ içlerinde bir korkutucu gelip geçmiştir.
Ömer Öngüt : Biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Geçmiş her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı peygamber gelip geçmiştir.
Şaban Piriş : Biz seni müjdeci ve uyarıcı olman için, hak ile gönderdik. İçinde uyarıcı olmayan hiç bir ümmet yoktur.
Suat Yıldırım : Evet, Biz seni gerçeğin ta kendisine malik olarak, rahmetle müjdeleyen ve kâfirleri azapla uyaran bir elçi olarak gönderdik. Zaten uyaran bir peygamber gelmiş olmayan hiçbir millet yoktur.
Süleyman Ateş : Biz seni gerçek ile birlikte müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Her millet içinde mutlaka bir uyarıcı (peygamber gelip) geçmiştir.
Tefhim-ul Kuran : Hiç şüphesiz biz seni, Hak ile bir müjde verici bir uyarıcı, korkutucu olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı, korkutucu gelip geçmiş olmasın.
Ümit Şimşek : Biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, onda bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
Yaşar Nuri Öztürk : Şu bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}