» 35 / Fâtir  18:

Kuran Sırası: 35
İniş Sırası: 43
Fatir Suresi = Yaratan Suresi
ismini 1. ayetinde geçen fâtir kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَا (WLE) = ve lā : ve
2. تَزِرُ (TZR) = teziru : çekmez
3. وَازِرَةٌ (WEZRT) = vāziratun : hiçbir günahkar
4. وِزْرَ (WZR) = vizra : günahını
5. أُخْرَىٰ (ÊḢR) = uḣrā : başkasının
6. وَإِنْ (WÎN) = ve in : ve eğer
7. تَدْعُ (TD̃A) = ted'ǔ : (başkalarını) çağırsa
8. مُثْقَلَةٌ (MS̃GLT) = muṧḳaletun : yükü ağır gelen kimse
9. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
10. حِمْلِهَا (ḪMLHE) = Himlihā : onu taşımak için
11. لَا (LE) = lā :
12. يُحْمَلْ (YḪML) = yuHmel : taşınmaz
13. مِنْهُ (MNH) = minhu : ondan (yükünden)
14. شَيْءٌ (ŞYÙ) = şey'un : hiçbir şey
15. وَلَوْ (WLW) = velev : ve şayet
16. كَانَ (KEN) = kāne : (dahi) olsa
17. ذَا (Z̃E) = ƶā : akrabası
18. قُرْبَىٰ (GRB) = ḳurbā : akrabası
19. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā : sen ancak
20. تُنْذِرُ (TNZ̃R) = tunƶiru : uyarırsın
21. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
22. يَخْشَوْنَ (YḢŞWN) = yeḣşevne : -ürken
23. رَبَّهُمْ (RBHM) = rabbehum : Rablerinin
24. بِالْغَيْبِ (BELĞYB) = bil-ğaybi : bilinmezliğiyle-
25. وَأَقَامُوا (WÊGEMWE) = ve eḳāmū : ve -doğrularak
26. الصَّلَاةَ (ELṦLET) = S-Salāte : SaLâTe/Desteğe
27. وَمَنْ (WMN) = ve men : ve -den/dan
28. تَزَكَّىٰ (TZK) = tezekkā : arındıran-
29. فَإِنَّمَا (FÎNME) = feinnemā : Kİ -şey-
30. يَتَزَكَّىٰ (YTZK) = yetezekkā : arınacakları-
31. لِنَفْسِهِ (LNFSH) = linefsihi : canları/kendileri için
32. وَإِلَى (WÎL) = ve ilā : ve
33. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'adır
34. الْمَصِيرُ (ELMṦYR) = l-meSīru : dönüş
ve | çekmez | hiçbir günahkar | günahını | başkasının | ve eğer | (başkalarını) çağırsa | yükü ağır gelen kimse | | onu taşımak için | | taşınmaz | ondan (yükünden) | hiçbir şey | ve şayet | (dahi) olsa | akrabası | akrabası | sen ancak | uyarırsın | kimseleri | -ürken | Rablerinin | bilinmezliğiyle- | ve -doğrularak | SaLâTe/Desteğe | ve -den/dan | arındıran- | Kİ -şey- | arınacakları- | canları/kendileri için | ve | Allah'adır | dönüş |

[] [WZR] [WZR] [WZR] [EḢR] [] [D̃AW] [S̃GL] [] [ḪML] [] [ḪML] [] [ŞYE] [] [KWN] [] [GRB] [] [NZ̃R] [] [ḢŞY] [RBB] [ĞYB] [GWM] [ṦLW] [] [ZKW] [] [ZKW] [NFS] [] [] [ṦYR]
WLE TZR WEZRT WZR ÊḢR WÎN TD̃A MS̃GLT ÎL ḪMLHE LE YḪML MNH ŞYÙ WLW KEN Z̃E GRB ÎNME TNZ̃R ELZ̃YN YḢŞWN RBHM BELĞYB WÊGEMWE ELṦLET WMN TZK FÎNME YTZK LNFSH WÎL ELLH ELMṦYR

ve lā teziru vāziratun vizra uḣrā ve in ted'ǔ muṧḳaletun ilā Himlihā yuHmel minhu şey'un velev kāne ƶā ḳurbā innemā tunƶiru elleƶīne yeḣşevne rabbehum bil-ğaybi ve eḳāmū S-Salāte ve men tezekkā feinnemā yetezekkā linefsihi ve ilā llahi l-meSīru
ولا تزر وازرة وزر أخرى وإن تدع مثقلة إلى حملها لا يحمل منه شيء ولو كان ذا قربى إنما تنذر الذين يخشون ربهم بالغيب وأقاموا الصلاة ومن تزكى فإنما يتزكى لنفسه وإلى الله المصير

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | WLE ve lā ve And not
تزر و ز ر | WZR TZR teziru çekmez will bear
وازرة و ز ر | WZR WEZRT vāziratun hiçbir günahkar bearer of burdens
وزر و ز ر | WZR WZR vizra günahını burden
أخرى ا خ ر | EḢR ÊḢR uḣrā başkasının (of) another.
وإن | WÎN ve in ve eğer And if
تدع د ع و | D̃AW TD̃A ted'ǔ (başkalarını) çağırsa calls
مثقلة ث ق ل | S̃GL MS̃GLT muṧḳaletun yükü ağır gelen kimse a heavily laden
إلى | ÎL ilā to
حملها ح م ل | ḪML ḪMLHE Himlihā onu taşımak için (carry) its load,
لا | LE not
يحمل ح م ل | ḪML YḪML yuHmel taşınmaz will be carried
منه | MNH minhu ondan (yükünden) of it
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'un hiçbir şey anything
ولو | WLW velev ve şayet even if
كان ك و ن | KWN KEN kāne (dahi) olsa he be
ذا | Z̃E ƶā akrabası near of kin.
قربى ق ر ب | GRB GRB ḳurbā akrabası near of kin.
إنما | ÎNME innemā sen ancak Only
تنذر ن ذ ر | NZ̃R TNZ̃R tunƶiru uyarırsın you can warn
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
يخشون خ ش ي | ḢŞY YḢŞWN yeḣşevne -ürken fear
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbehum Rablerinin their Lord -
بالغيب غ ي ب | ĞYB BELĞYB bil-ğaybi bilinmezliğiyle- unseen
وأقاموا ق و م | GWM WÊGEMWE ve eḳāmū ve -doğrularak and establish
الصلاة ص ل و | ṦLW ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe the prayer.
ومن | WMN ve men ve -den/dan And whoever
تزكى ز ك و | ZKW TZK tezekkā arındıran- purifies himself,
فإنما | FÎNME feinnemā Kİ -şey- then only
يتزكى ز ك و | ZKW YTZK yetezekkā arınacakları- he purifies
لنفسه ن ف س | NFS LNFSH linefsihi canları/kendileri için for his own self.
وإلى | WÎL ve ilā ve And to
الله | ELLH llahi Allah'adır Allah
المصير ص ي ر | ṦYR ELMṦYR l-meSīru dönüş (is) the destination.

35:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve | çekmez | hiçbir günahkar | günahını | başkasının | ve eğer | (başkalarını) çağırsa | yükü ağır gelen kimse | | onu taşımak için | | taşınmaz | ondan (yükünden) | hiçbir şey | ve şayet | (dahi) olsa | akrabası | akrabası | sen ancak | uyarırsın | kimseleri | -ürken | Rablerinin | bilinmezliğiyle- | ve -doğrularak | SaLâTe/Desteğe | ve -den/dan | arındıran- | Kİ -şey- | arınacakları- | canları/kendileri için | ve | Allah'adır | dönüş |

[] [WZR] [WZR] [WZR] [EḢR] [] [D̃AW] [S̃GL] [] [ḪML] [] [ḪML] [] [ŞYE] [] [KWN] [] [GRB] [] [NZ̃R] [] [ḢŞY] [RBB] [ĞYB] [GWM] [ṦLW] [] [ZKW] [] [ZKW] [NFS] [] [] [ṦYR]
WLE TZR WEZRT WZR ÊḢR WÎN TD̃A MS̃GLT ÎL ḪMLHE LE YḪML MNH ŞYÙ WLW KEN Z̃E GRB ÎNME TNZ̃R ELZ̃YN YḢŞWN RBHM BELĞYB WÊGEMWE ELṦLET WMN TZK FÎNME YTZK LNFSH WÎL ELLH ELMṦYR

ve lā teziru vāziratun vizra uḣrā ve in ted'ǔ muṧḳaletun ilā Himlihā yuHmel minhu şey'un velev kāne ƶā ḳurbā innemā tunƶiru elleƶīne yeḣşevne rabbehum bil-ğaybi ve eḳāmū S-Salāte ve men tezekkā feinnemā yetezekkā linefsihi ve ilā llahi l-meSīru
ولا تزر وازرة وزر أخرى وإن تدع مثقلة إلى حملها لا يحمل منه شيء ولو كان ذا قربى إنما تنذر الذين يخشون ربهم بالغيب وأقاموا الصلاة ومن تزكى فإنما يتزكى لنفسه وإلى الله المصير

[] [و ز ر] [و ز ر] [و ز ر] [ا خ ر] [] [د ع و] [ث ق ل] [] [ح م ل] [] [ح م ل] [] [ش ي ا] [] [ك و ن] [] [ق ر ب] [] [ن ذ ر] [] [خ ش ي] [ر ب ب] [غ ي ب] [ق و م] [ص ل و] [] [ز ك و] [] [ز ك و] [ن ف س] [] [] [ص ي ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | WLE ve lā ve And not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
تزر و ز ر | WZR TZR teziru çekmez will bear
Te,Ze,Re,
400,7,200,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
وازرة و ز ر | WZR WEZRT vāziratun hiçbir günahkar bearer of burdens
Vav,Elif,Ze,Re,Te merbuta,
6,1,7,200,400,
N – nominative feminine indefinite active participle
اسم مرفوع
وزر و ز ر | WZR WZR vizra günahını burden
Vav,Ze,Re,
6,7,200,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
أخرى ا خ ر | EḢR ÊḢR uḣrā başkasının (of) another.
,Hı,Re,,
,600,200,,
N – nominative feminine singular noun
اسم مرفوع
وإن | WÎN ve in ve eğer And if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
تدع د ع و | D̃AW TD̃A ted'ǔ (başkalarını) çağırsa calls
Te,Dal,Ayn,
400,4,70,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
مثقلة ث ق ل | S̃GL MS̃GLT muṧḳaletun yükü ağır gelen kimse a heavily laden
Mim,Se,Gaf,Lam,Te merbuta,
40,500,100,30,400,
N – nominative feminine indefinite (form IV) passive participle
اسم مرفوع
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
حملها ح م ل | ḪML ḪMLHE Himlihā onu taşımak için (carry) its load,
Ha,Mim,Lam,He,Elif,
8,40,30,5,1,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يحمل ح م ل | ḪML YḪML yuHmel taşınmaz will be carried
Ye,Ha,Mim,Lam,
10,8,40,30,
V – 3rd person masculine singular passive imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مبني للمجهول مجزوم
منه | MNH minhu ondan (yükünden) of it
Mim,Nun,He,
40,50,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'un hiçbir şey anything
Şın,Ye,,
300,10,,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
ولو | WLW velev ve şayet even if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
كان ك و ن | KWN KEN kāne (dahi) olsa he be
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
ذا | Z̃E ƶā akrabası near of kin.
Zel,Elif,
700,1,
N – accusative masculine singular noun
اسم منصوب
قربى ق ر ب | GRB GRB ḳurbā akrabası near of kin.
Gaf,Re,Be,,
100,200,2,,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
إنما | ÎNME innemā sen ancak Only
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
تنذر ن ذ ر | NZ̃R TNZ̃R tunƶiru uyarırsın you can warn
Te,Nun,Zel,Re,
400,50,700,200,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يخشون خ ش ي | ḢŞY YḢŞWN yeḣşevne -ürken fear
Ye,Hı,Şın,Vav,Nun,
10,600,300,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbehum Rablerinin their Lord -
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بالغيب غ ي ب | ĞYB BELĞYB bil-ğaybi bilinmezliğiyle- unseen
Be,Elif,Lam,Ğayn,Ye,Be,
2,1,30,1000,10,2,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
وأقاموا ق و م | GWM WÊGEMWE ve eḳāmū ve -doğrularak and establish
Vav,,Gaf,Elif,Mim,Vav,Elif,
6,,100,1,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصلاة ص ل و | ṦLW ELṦLET S-Salāte SaLâTe/Desteğe the prayer.
Elif,Lam,Sad,Lam,Elif,Te merbuta,
1,30,90,30,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
ومن | WMN ve men ve -den/dan And whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
تزكى ز ك و | ZKW TZK tezekkā arındıran- purifies himself,
Te,Ze,Kef,,
400,7,20,,
V – 3rd person masculine singular (form V) perfect verb
فعل ماض
فإنما | FÎNME feinnemā Kİ -şey- then only
Fe,,Nun,Mim,Elif,
80,,50,40,1,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
الفاء استئنافية
كافة ومكفوفة
يتزكى ز ك و | ZKW YTZK yetezekkā arınacakları- he purifies
Ye,Te,Ze,Kef,,
10,400,7,20,,
V – 3rd person masculine singular (form V) imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
لنفسه ن ف س | NFS LNFSH linefsihi canları/kendileri için for his own self.
Lam,Nun,Fe,Sin,He,
30,50,80,60,5,
P – prefixed preposition lām
N – genitive feminine singular noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وإلى | WÎL ve ilā ve And to
Vav,,Lam,,
6,,30,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah'adır Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
المصير ص ي ر | ṦYR ELMṦYR l-meSīru dönüş (is) the destination.
Elif,Lam,Mim,Sad,Ye,Re,
1,30,40,90,10,200,
N – nominative noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا: ve | تَزِرُ: çekmez | وَازِرَةٌ: hiçbir günahkar | وِزْرَ: günahını | أُخْرَىٰ: başkasının | وَإِنْ: ve eğer | تَدْعُ: (başkalarını) çağırsa | مُثْقَلَةٌ: yükü ağır gelen kimse | إِلَىٰ: | حِمْلِهَا: onu taşımak için | لَا: | يُحْمَلْ: taşınmaz | مِنْهُ: ondan (yükünden) | شَيْءٌ: hiçbir şey | وَلَوْ: ve şayet | كَانَ: (dahi) olsa | ذَا: akrabası | قُرْبَىٰ: akrabası | إِنَّمَا: sen ancak | تُنْذِرُ: uyarırsın | الَّذِينَ: kimseleri | يَخْشَوْنَ: -ürken | رَبَّهُمْ: Rablerinin | بِالْغَيْبِ: bilinmezliğiyle- | وَأَقَامُوا: ve -doğrularak | الصَّلَاةَ: SaLâTe/Desteğe | وَمَنْ: ve -den/dan | تَزَكَّىٰ: arındıran- | فَإِنَّمَا: Kİ -şey- | يَتَزَكَّىٰ: arınacakları- | لِنَفْسِهِ: canları/kendileri için | وَإِلَى: ve | اللَّهِ: Allah'adır | الْمَصِيرُ: dönüş |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE ve | تزر TZR çekmez | وازرة WEZRT hiçbir günahkar | وزر WZR günahını | أخرى ÊḢR başkasının | وإن WÎN ve eğer | تدع TD̃A (başkalarını) çağırsa | مثقلة MS̃GLT yükü ağır gelen kimse | إلى ÎL | حملها ḪMLHE onu taşımak için | لا LE | يحمل YḪML taşınmaz | منه MNH ondan (yükünden) | شيء ŞYÙ hiçbir şey | ولو WLW ve şayet | كان KEN (dahi) olsa | ذا Z̃E akrabası | قربى GRB akrabası | إنما ÎNME sen ancak | تنذر TNZ̃R uyarırsın | الذين ELZ̃YN kimseleri | يخشون YḢŞWN -ürken | ربهم RBHM Rablerinin | بالغيب BELĞYB bilinmezliğiyle- | وأقاموا WÊGEMWE ve -doğrularak | الصلاة ELṦLET SaLâTe/Desteğe | ومن WMN ve -den/dan | تزكى TZK arındıran- | فإنما FÎNME Kİ -şey- | يتزكى YTZK arınacakları- | لنفسه LNFSH canları/kendileri için | وإلى WÎL ve | الله ELLH Allah'adır | المصير ELMṦYR dönüş |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā: ve | teziru: çekmez | vāziratun: hiçbir günahkar | vizra: günahını | uḣrā: başkasının | ve in: ve eğer | ted'ǔ: (başkalarını) çağırsa | muṧḳaletun: yükü ağır gelen kimse | ilā: | Himlihā: onu taşımak için | : | yuHmel: taşınmaz | minhu: ondan (yükünden) | şey'un: hiçbir şey | velev: ve şayet | kāne: (dahi) olsa | ƶā: akrabası | ḳurbā: akrabası | innemā: sen ancak | tunƶiru: uyarırsın | elleƶīne: kimseleri | yeḣşevne: -ürken | rabbehum: Rablerinin | bil-ğaybi: bilinmezliğiyle- | ve eḳāmū: ve -doğrularak | S-Salāte: SaLâTe/Desteğe | ve men: ve -den/dan | tezekkā: arındıran- | feinnemā: Kİ -şey- | yetezekkā: arınacakları- | linefsihi: canları/kendileri için | ve ilā: ve | llahi: Allah'adır | l-meSīru: dönüş |
Kırık Meal (Transcript) : |WLE: ve | TZR: çekmez | WEZRT: hiçbir günahkar | WZR: günahını | ÊḢR: başkasının | WÎN: ve eğer | TD̃A: (başkalarını) çağırsa | MS̃GLT: yükü ağır gelen kimse | ÎL: | ḪMLHE: onu taşımak için | LE: | YḪML: taşınmaz | MNH: ondan (yükünden) | ŞYÙ: hiçbir şey | WLW: ve şayet | KEN: (dahi) olsa | Z̃E: akrabası | GRB: akrabası | ÎNME: sen ancak | TNZ̃R: uyarırsın | ELZ̃YN: kimseleri | YḢŞWN: -ürken | RBHM: Rablerinin | BELĞYB: bilinmezliğiyle- | WÊGEMWE: ve -doğrularak | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | WMN: ve -den/dan | TZK: arındıran- | FÎNME: Kİ -şey- | YTZK: arınacakları- | LNFSH: canları/kendileri için | WÎL: ve | ELLH: Allah'adır | ELMṦYR: dönüş |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve hiçbir suçlu, bir başkasının yükünü yüklenmez ve ağır bir yük taşıyan, onu yüklenmesi için bir başkasını çağırsa, çağırdığı, akrabası bile olsa o yükün bir kısmını bile yüklenemez. Sen, gizli olduğu, görmedikleri halde Rablerinden korkanları ve namaz kılanları korkutabilirsin ancak ve kim, temiz bir hâle gelirse faydası, ancak kendisinedir ve dönüp varılacak yer, Allah tapısıdır.
Abdullah Aydın : Hiç bir kimse, başkasının günahını çekmez, günahlarından bir kısmının taşınması için (başkasını) çağırsa da, yükünden bir şey yüklenilmez. İsterse (çağrılan, ana ve babası gibi) bir yakını olsun. (Resulüm!) Sen ancak (Allah'ın azabını) görmemişken, Rablerinden korkanları, namazı dosdoğru kılanları sakındırırsın. Kim temizlenirse (kötülüklerden sıyrılıp hayır işlerse) ancak kendi nefsini temizler. Sonunda dönüş Allah'adır.
Adem Uğur : Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.
Ahmed Hulusi : Hiçbir suç yüklenmiş benlik, bir başkasının yükünü yüklenmez. . . Yükü ağır biri, onu (yükünü) taşımaya çağırsa bile, ondan bir şey yüklenilip taşınılmaz. . . Akraba dahi olsa! Sen ancak gaybları olarak Rablerinden haşyet duyan ve salâtı ikame edenleri uyarırsın. . . Kim arınıp temizlenirse ancak kendi nefsi için temizlenmiştir. . . Dönüş Allâh'adır.
Ahmet Davudoğlu : Günahkâr hiçbir nefs, başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır basan kimse, onun bir kısmının alınmasına çağırsa da kendisinden birşey alınmaz. İsterse çağıranın yakını olsun. Sen, ancak o kimseleri uyarırsın ki, gayb hakkında Rablerinden korkarlar. Namazı dosdoğru kılarlar. Her kim temizlenirse, ancak kendi nefsi için temizlenir. Sonunda dönüş Allah'adır.
Ahmet Tekin : Günah işliyen bir kimse, başkasının günahını çekmez. Günah yükü ağır gelen bir kimse, günahlardan bir kısmının taşınmasına (başkasını) çağırsa da yükünden bir şey yüklenilmez; isterse (çağırılan ana ve babası gibi) bir yakın olsun. (Ey Rasûlüm!) Sen, ancak (Allah’ın azabını) görmemişken, Rablerinden korkanları, namazı gereği üzere kılanları sakındırırsın. Kim temizlenirse (durumunu düzeltir, hayır işlerse) ancak kendi nefsini temizler (sevabı kendisine olur). Sonunda dönüş Allah’adır.
Ahmet Varol : Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır olan biri (bir başkasını) onu yüklenmeye çağırsa, bir yakını bile olsa kendisine ondan bir şey yükletilmez. Sen ancak görmedikleri halde Rablerinden korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendi yararına arınmış olur. Dönüş Allah'adır.
Ali Arslan : Kim (farzları yerine getirip haramlardan da kaçınarak şirk ve günahlardan) temizlenirse o, ancak kendi (menfaati) için temizlenmiş olur. Neticede dönüş Allah'adır.
Ali Bulaç : Hiçbir günahkâr diğer bir günahkârın günahını taşımaz. Yükü ağır olanın, taşıması için —yakını bile olsa— yükünden hiçbir şey başkası tarafından taşınmaz. Sen ancak Rabbından gıyabında saygı ile korkanları ve namazı dosdoğru kılanları uyarırsın. Kim kendini (günah kirlerinden) pâk tutarsa, o ancak kendi lehine paklanmış olur. Varış ancak Allah'adır.
Ali Fikri Yavuz : Günah işliyen bir kimse, başkasının günahını çekmez. Günah yükü ağır gelen bir kimse, günahlardan bir kısmının taşınmasına (başkasını) çağırsa da yükünden bir şey yüklenilmez; isterse (çağırılan ana ve babası gibi) bir yakın olsun. (Ey Rasûlüm!) Sen, ancak (Allah’ın azabını) görmemişken, Rablerinden korkanları, namazı gereği üzere kılanları sakındırırsın. Kim temizlenirse (durumunu düzeltir, hayır işlerse) ancak kendi nefsini temizler (sevabı kendisine olur). Sonunda dönüş Allah’adır.
Arif Pamuk : Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır basan kimse, onun bir kısmının alınmasına çağırsa da, kendisinden bir şey alınmaz. İsterse çağıranın yakını olsun. Sen, ancak o kimseleri uyarırsın ki, gayb hakkında kendilerinden korkarlar, namazı dosdoğru kılarlar. Her kim temizlenirse, ancak kendisi için temizlenir. Sonunda dönüş Allah'adır.
Ayntabî Mehmet Efendi : Kimse, kimsenin günahını yüklenmez. Şayed günahı ağır basan kimse, bazı günahlarını taşımak için, başka birini da'vet ederse, bu akrabası bile olsa, ondan bir şey yüklenmeyi kabul etmez. (Ya Muhammed!) Sen, ancak, Rablerini görmemişken, azabından korkanları, namazı dürüst kılanları inzâr edersin. Kim (günahlardan sakınarak) temizlenirse, kendi nefsi için temizlenmiş olur. Herkesin varışı Allah'adır.
Bahaeddin Sağlam : Artık kim (bu şekilde) temizlenmişse, o kendi lehine temizlenmiştir. Ve her şeyin son dönüşü Allah'adır.
Bekir Sadak : Gunahkar kimse digerinin gunahini cekmez. Gunah yuku agir olan kimse, onun tasinmasini istese, yakini olsa bile, yukunden birsey tasinmaz. Sen ancak, gormedigi halde Rablerinden korkanlari, namazi kilanlari uyarirsin. Kim arinirsa, ancak kendisi icin arinmis olur; dnus ancak Allah'adir.
Bir Heyet : Kim (günahlardan) temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.
Celal Yıldırım : Hiçbir günahkâr diğer bir günahkârın günahını taşımaz. Yükü ağır olanın, taşıması için —yakını bile olsa— yükünden hiçbir şey başkası tarafından taşınmaz. Sen ancak Rabbından gıyabında saygı ile korkanları ve namazı dosdoğru kılanları uyarırsın. Kim kendini (günah kirlerinden) pâk tutarsa, o ancak kendi lehine paklanmış olur. Varış ancak Allah'adır.
Diyanet İşleri : Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır.
Diyanet İşleri (eski) : Günahkar kimse diğerinin günahını çekmez. Günah yükü ağır olan kimse, onun taşınmasını istese, yakını olsa bile, yükünden birşey taşınmaz. Sen ancak, görmediği halde Rablerinden korkanları, namazı kılanları uyarırsın. Kim arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur; dönüş ancak Allah'adır.
Diyanet Vakfi : Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.
Diyanet Vakfı (1993) : Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.
Edip Yüksel : Kimse kimsenin günahını yüklenmez. Günahla yüklenmiş birisi yükünü taşımak üzere akrabalarını bile çağırsa onun yükünden hiç bir şey taşınmaz. Sen yalnızca, kendi başlarına iken Rab'lerini sayan ve namazı gözeten kişileri uyarabilirsin. Kim kendisini arındırırsa kendisi yararına arınmıştır. Dönüş ALLAH'adır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hem günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek; yükü ağır basan, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek, isterse bir yakını olsun. Fakat sen ancak o kimseleri sakındırırsın ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dürüst kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir. Nihayet dönüş Allah'adır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de günah çeken bir kimse başkasının günahını çekmeyecek; yükü ağır basan, onun başkasına yüklenmesi için çağrıda bulunsa da, ondan birşey alınıp yüklenmeyecektir, isterse bir yakını olsun. Fakat ancak gıyaben Rablerinin korkusunu duyanları ve namazı dürüst kılanları sakındırırsın. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir. Nihayet gidiş Allah'adır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem günah çeken bir nefis, başkasının günahını çekmiyecek, yükü ağır basan onun yükletilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmiyecek, isterse bir yakını olsun, fakat sen ancak o kimseleri sakındırırsın ki gaybde rablarının haşyetini duyarlar, namazı dürüst kılarlar, temizlenen de sırf kendisi için temizlenir, nihayet gidiş Allahadır
Fizilal-il Kuran : Hiç kimse başkasının günahını yüklenmez. Eğer günah yükü ağır bir kimse, yükünün sırtından alınmasını istese, en yakını bile yükünün en küçük bölümünü kendi sırtına almaz. Sen sadece görmeden Rabb'lerinden korkanları ve namaz kılanları uyarabilirsin. Kim kötülüklerden arınırsa kendi yararına arınmış olur. Sonunda Allah'a dönülecektir.
Gültekin Onan : Hiçbir günahkar bir başka günahkarın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, bu, yakın akrabası da olsa, kendisine ondan hiç bir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile rablerinden 'içleri titreyerek korkmakta' olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenip arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip arınmıştır. Sonunda dönüş Tanrı'yadır.
Hakkı Yılmaz : "Ve günâhkar bir kimse, başkasının günahını çekmez. Eğer çok günahı olan/çok zengin olan bir kimse, günahını çektirmek için birini çağırsa da ondan hiçbir günah alınıp başkasına çektirtilmeyecek. –Bir akrabası olsa bile– Şüphesiz sen ancak Rablerine karşı ıssız yerlerde saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve salâtı ikame edenleri [mâlî yönden ve destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutanları] uyarırsın. Her kim arınırsa ancak kendisi için arınır. Dönüş de yalnızca Allah'adır. "
Hasan Basri Çantay : Günâh işleyen hiçbir nefs, başkasının günâhını çekmez. Eğer yükü (günâhı) ağır bir kişi (diğer birini) onu taşımıya çağırırsa, bu, hısımı da olsa, kendisine ondan hiçbir şey yükletil (mesine rızaa göstermez. Sen ancak gaaibâne Rabbinden korkmakda olanları, namazı dosdoğru kılanları sakındıracaksın. Kim temizlenirse sırf kendi fâidesine temizlenmiş olur. Nihayet varış Allâhadır.
Hasan Tahsin Feyizli : Kim (günahlardan) temizlenirse, sırf kendi (fayda)sı için temizlenmiş olur. Dönüş ancak Allah'adır.
Hayrat Neşriyat : Hem hiçbir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez. Artık (günâhı) ağır gelen kimse onu taşımaya (başkalarını) çağırsa ve (bu çağırdığı kimse) akrabâsı bile olsa, ondan (o günâhından) bir şey yüklenmez. (Ey Habîbim!) (Sen) ancak, gıyâben (görmeden)Rablerinden korkanları ve namazı hakkıyla edâ edenleri korkutursun. Artık kim (günahlardan)temizlenirse, o takdirde ancak kendi lehine temizlenmiş olur. Ve (nihâyet) dönüş ancak Allah’adır.
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : Kim arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur; dönüş ancak Allah'adır.
Hüseyin Kaleli : “Bir günahkar başkasının günahını çekmez. Ağır yüklü bir kimse de (başkasını) onu taşımaya çağırsa, -yakını da olsa- ondan bir şey taşıtılmaz. Ancak Rabblerinden gıyaben korkanları ve namazı kılanları inzar edersin. Kim de temizlenirse, artık ancak kendisi için temizlenir. Dönüş de yalnız Allâh’adır.”
İbni Kesir : Günah işleyen hiç bir nefis; başkasının günahını çekmez. Yükü ağır bir kişi onun yüklenilmesini istese-yakını bile olsaondan bir şey yüklenmez. Sen, ancak görmedikleri halde Rabblarından korkanları ve namazı kılmış olanları uyarırsın. Kim de arınırsa; ancak kendisi için arınmış olur ve dönüş, Allah'adır.
İskender Evrenosoğlu : Ve yük taşıyan birisi (bir günahkâr) başka birinin yükünü (günahını) yüklenmez. Eğer ağır yüklü kimse, onu (günahlarını) yüklenmeye (başkasını) çağırsa bile ondan hiçbir şey yükletilmez, onun yakını olsa dahi. Sen ancak gaybte Rabbine huşû duyanları ve namazı ikame edenleri uyarırsın. Ve kim tezkiye olursa (nefsini tezkiye ederse), o taktirde bunu sadece kendi nefsi için yapar. Ve dönüş (varış) Allah'adır (Nefs tezkiyesi ile ruh Allah'a döner, ulaşır).
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : Hiç bir günahkar başkasının günahını yüklenmez. Ağır bir günah yükü altındaki kimse yükünü taşımak için birini yardıma cağırsa, o cağırdığı kendi akrabasından bile olsa günahından hiçbir şeyi yüklenmez. Sen ancak görmedikleri halde Rabbinden korkan ve namazlarını dos doğru kılanlari sakındırabilirsin. Günahlardan temizlenen, kendisi için temizlenmiş olur. Dönüş ise Allah'adır.
Muhammed Esed : Kimse kimsenin yükünü taşıyacak değildir; kendi yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) yardıma çağırırsa, yakını da olsa, (bu kimse) o yükün hiçbir parçasını taşıyamaz. O halde (gerçekten) sen, ancak kavrayışlarının ötesinde olduğu halde Rablerinden korku duyanları ve namazlarında dikkatli ve devamlı olanları uyarabilirsin; ve (şunu bil ki,) kim arınırsa yalnız kendisi için arınmış olur ve bütün yollar yalnız Allah'a varır.
Mustafa İslamoğlu : Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu yüklenecek değildir; yükü ağır gelen kimse onu taşımak için yardım isterse, yakını da olsa (bir başkası) onun yükünün bir kısmını dâhi taşıyamaz. Şu bir gerçek ki sen, O idraki aşan bir hakikat olmasına karşın, Rablerine karşı derin bir ürperti duyanları ve kulluğun hakkını verenleri uyarabilirsin; hem kim arınırsa sırf kendisi için arınmış olur: zira bütün yollar Allah’a çıkar.
Nedim Yılmaz : Hiçkimse bir başkasının günahını yeklenmez. Yükü ağır gelen kimse (birini), o yükü taşımaya çağırsa; çağırdığı kişi, akrabası da olsa onun yükünden hiçbir şey taşınmaz. Sen ancak görmedikleri halde Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Kim günah kirlerinden temizlenirse ancak kendisi için temizlenir. Dönüş sadece Allah’adır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez ve eğer ağır yüklü bir kimse, onu taşımaya çağıracak olsa ondan hiçbir şey yükletilemez, velev ki (o çağırılan) karabet sahibi olsun. Sen ancak Rablerinden gıyaben korkar olanları ve namazı dosdoğru kılanları korkutursun ve her kim temizlenirse ancak kendi nefsi için temizlenmiş olur. Ve nihâyet dönüş Allah'adır.
Ömer Öngüt : Hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenemez. Günah yükü ağır olan bir kimse onu taşımak üzere (birini) çağırsa, yakını dahi olsa, onun yükünden bir şey yükletilmez. Sen ancak görmediği halde Rabbinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenirse, o ancak kendi menfaati için temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.
Ömer Rıza Doğrul : Hiçbir günahlı kimse başkasının yükünü (günahını) yüklenmez. Ağır yüklü biri bir başkasını yükünü taşımak için çağırsa, çağırdığı kimse hısmı da olsa onun yükü başkası tarafından taşınmaz. Sen yalnız Rabbinizden için için korkanları, namazı dosdoğru kılanları (iğri yolun sonundan) korkutursun. Her kim özünü paklarsa, kendi canını (hayrı için) paklamış olur. Herkesin varışı Allah’adır.
Şaban Piriş : Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez. Ağır bir yük taşıyan kimse, başkasını çağırsa, ondan hiçbir şey yakını bile olsa ona yükletilmez. Sen, ancak görmedikleri halde Rab’lerinden korkan ve namazı kılan kimseyi uyarabilirsin. Kim arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş Allah’adır.
Suat Yıldırım : Hiç kimse bir başkasının günahını yüklenmez. Eğer çok ağır bir yük altında ezilen biri, taşıma işinde başkasını yardıma çağırırsa o akrabası da olsa, yükünden az bir kısmını bile taşımayı kabul etmez. Sen ancak Rab’lerini görmedikleri halde O’nu tazim eden ve namazlarını hakkıyla ifa edenleri uyarırsın (yani senin uyarman, peşin hükümlü inatçılara değil, ancak böyle yapmaya yatkın olanlara fayda verir). Kim günahlarından temizlenir, arınırsa kendi lehine olarak arınır. Hepinizin dönüşü Allah’adır.
Süleyman Ateş : Hiçbir günâhkâr başkasının günâhını çekmez. Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiçbir şey, taşınmaz; akrabâsı dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz). Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarırsın. Ma'nen arınıp yücelen, kendi yararına arınmış olur. Dönüş Allah'adır, (Allâh, herkese yaptığının karşılığını verir).
Talat Koçyiğit : Kim günah kirinden arınırsa, kendisi için arınmış olur. Dönüş Allah'adır.
Tefhim-ul Kuran : Hiç bir günahkâr bir başka günahkârın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, onun yakın akrabası da olsa- kendisine ondan hiçbir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden 'içleri titreyerek korkmakta' olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarıp korkutursun. Kim temizlenip arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip arınmıştır. Sonunda dönüş Allah'adır.
Ümit Şimşek : Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır bir günahkâr, yükünü taşımak için yardım isteyecek olsa, hiç kimse o yükten birazını olsun üstüne almaz-isterse kendi akrabası olsun. Sen ancak görmedikleri halde Rablerinden korkan ve namazı dosdoğru kılan kimseleri uyarabilirsin. Arınan, kendisi için arınmış olur. Sonunda herkesin dönüşü Allah'adır.
Yaşar Nuri Öztürk : Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen, onu taşımaya çağırsa bile, kendisinden hiçbir şey yüklenilmez. Akraba bile olsa... Sen ancak Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp temizlenir. Dönüş Allah'adır.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : Kendini temizleyen kendi nefsi için temizlenmiş olur. Nihayet gidilecek yer Allah'tır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}