Diyanet İşleri (eski) Meali |
|
(1-6) Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir.(51:1) | |
(7-8) İçinde yörüngeler bulunan göğe and olsun ki, ey inkarcılar, siz, şüphesiz aykırı görüştesiniz.(51:7) | |
Bundan, dönebilecek kimseler döndürülür.(51:9) | |
(10-11) Yalancılığı itiyat edinenlerin, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın!(51:10) | |
İşlerin karşılık göreceği günün zamanını sorarlar.(51:12) | |
O, kendilerinin ateşte azap görecekleri gündür.(51:13) | |
Onlara: 'Azabınızı tadın; işte acele beklediğiniz bu idi' denir.(51:14) | |
(15-16) Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı.(51:15) | |
Onlar, geceleri az uyuyanlardı.(51:17) | |
Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.(51:18) | |
Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi.(51:19) | |
(20-21) Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinizde Allah'ın varlığına nice deliller vardır; görmez misiniz?(51:20) | |
Rızkınız da, size söz verilen azap da yukarıdan gelir.(51:22) | |
Göğün ve yerin Rabbine and olsun ki bu, sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir.(51:23) | |
İbrahim'in ikram edilmiş konuklarının haberi sana geldi mi?(51:24) | |
Onlar, İbrahim'in yanına girip: 'Selam sana' demişlerdi, İbrahim de: 'Selam size' demişti; içinden de, onların 'tanınmamış bir topluluk' olduğunu geçirmişti.(51:25) | |
(26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: 'Yemez misiniz?' demişti.(51:26) | |
(Yemediklerini görünce) onlardan endişeye düştü; 'Korkma' dediler ve ona bilgin bir oğul sahibi olacağını müjdelediler.(51:28) | |
Bunun üzerine karısı hayretle seslenerek geldi, elleriyle yüzünü kapayarak: 'kısır bir kocakarı!' dedi.(51:29) | |
Melekler: 'Bu böyledir, Rabbin söylemiştir; doğrusu O, Hakim olandır, bilendir' dediler.(51:30) | |
İbrahim: 'Ey Elçiler! Göreviniz nedir?' dedi.(51:31) | |
(32-34) Elçiler: 'Suçlu bir milletin üzerine, Rabbinin katından işaretli olarak, aşırı gidenlere mahsus sert taşlar göndermekle görevlendirildik' dediler.(51:32) | |
Bunun üzerine, suçlu milletin arasında bulunan müminleri çıkardık.(51:35) | |
Zaten orada, kendini Allah'a vermiş sadece bir tek ev halkı bulduk.(51:36) | |
Can yakıcı azabdan korkanlar için, o beldede bir işaret, bir kalıntı bıraktık.(51:37) | |
Musa'nın başından geçenlerde de ibret vardır: Onu apaçık delille Firavun'a gönderdik.(51:38) | |
Firavun, erkaniyle birlikte hakdan yüz çevirdi; 'sihirbazdır veya delidir' dedi.(51:39) | |
Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti.(51:40) | |
(41-42) Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.(51:41) | |
Semud milletinin başına gelende de ibret vardır: Onlara, 'Bir süreye kadar zevklenin' denmişti.(51:43) | |
Onlar Rablerinin buyruğundan çıkmışlardı; bunun üzerine kendilerini gözleri göre göre yıldırım çarptı.(51:44) | |
Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler.(51:45) | |
Daha önce de Nuh milletini cezalandırmıştık. Çünkü onlar da yoldan çıkmış bir milletti.(51:46) | |
Göğü, gücümüzle Biz kurduk; şüphesiz biz onu genişleticiyiz.(51:47) | |
Yeryüzünü biz yayıp döşedik: Ne güzel döşeyiciyiz!(51:48) | |
İbret alasınız diye her şeyi çift çift yaratmışızdır.(51:49) | |
De ki: 'Öyleyse Allah'a koşusun; doğrusu ben sizi O'nun azabı ile açıkça uyaranım.'(51:50) | |
'Allah'ın yanında başkasını tanrı kılmayın; doğrusu ben sizi O'nun azabı ile açıkça uyaranım.'(51:51) | |
Onlardan öncekilere, herhangi bir peygamber gelince: 'sihirbazdır' veya 'Delidir' derlerdi.(51:52) | |
Öncekiler sonrakilere böyle mi vasiyet ettiler? Hayır; bunlar azgın bir millettir.(51:53) | |
Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin.(51:54) | |
Öğüt ver; doğrusu öğüt inananlara fayda verir.(51:55) | |
Cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etmeleri için yaratmışımdır.(51:56) | |
Onlardan bir rızık istemem; Beni doyurmalarını da istemem.(51:57) | |
Şüphesiz rızıklandıran da, güç ve kuvvet sahibi olan da Allah'tır.(51:58) | |
Zulmedenlerin, geçmiş arkadaşlarının suçlarına benzer suçları vardır; cezalarını Benden acele istemesinler.(51:59) | |
Söz verilen günün azabından vay o inkar edenlere!(51:60) | |