» 13 / Ra’d  27:

Kuran Sırası: 13
İniş Sırası: 96
Rad Suresi = Gök Gürültüsü Suresi
13. ayetinde gök gürültüsünün Allah’i tesbih edip yücelttigi anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَيَقُولُ (WYGWL) = ve yeḳūlu : ve diyorlar
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. كَفَرُوا (KFRWE) = keferū : inkar eden(ler)
4. لَوْلَا (LWLE) = levlā : değil miydi?
5. أُنْزِلَ (ÊNZL) = unzile : indirilmeli
6. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : ona
7. ايَةٌ ( ËYT) = āyetun : bir ayet
8. مِنْ (MN) = min : -nden
9. رَبِّهِ (RBH) = rabbihi : Rabbi-
10. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
11. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
12. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
13. يُضِلُّ (YŽL) = yuDillu : saptırır
14. مَنْ (MN) = men : kimseyi
15. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : dilediği
16. وَيَهْدِي (WYHD̃Y) = ve yehdī : ve iletir
17. إِلَيْهِ (ÎLYH) = ileyhi : kendisine
18. مَنْ (MN) = men : kimseyi
19. أَنَابَ (ÊNEB) = enābe : yönelen
ve diyorlar | kimseler | inkar eden(ler) | değil miydi? | indirilmeli | ona | bir ayet | -nden | Rabbi- | de ki | şüphesiz | Allah | saptırır | kimseyi | dilediği | ve iletir | kendisine | kimseyi | yönelen |

[GWL] [] [KFR] [] [NZL] [] [EYY] [] [RBB] [GWL] [] [] [ŽLL] [] [ŞYE] [HD̃Y] [] [] [NWB]
WYGWL ELZ̃YN KFRWE LWLE ÊNZL ALYH ËYT MN RBH GL ÎN ELLH YŽL MN YŞEÙ WYHD̃Y ÎLYH MN ÊNEB

ve yeḳūlu elleƶīne keferū levlā unzile ǎleyhi āyetun min rabbihi ḳul inne llahe yuDillu men yeşā'u ve yehdī ileyhi men enābe
ويقول الذين كفروا لولا أنزل عليه آية من ربه قل إن الله يضل من يشاء ويهدي إليه من أناب

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويقول ق و ل | GWL WYGWL ve yeḳūlu ve diyorlar And say
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(ler) disbelieved,
لولا | LWLE levlā değil miydi? """Why has not"
أنزل ن ز ل | NZL ÊNZL unzile indirilmeli been sent down
عليه | ALYH ǎleyhi ona upon him
آية ا ي ي | EYY ËYT āyetun bir ayet a Sign
من | MN min -nden from
ربه ر ب ب | RBB RBH rabbihi Rabbi- "his Lord?"""
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
إن | ÎN inne şüphesiz """Indeed,"
الله | ELLH llahe Allah Allah
يضل ض ل ل | ŽLL YŽL yuDillu saptırır lets go astray
من | MN men kimseyi whom
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
ويهدي ه د ي | HD̃Y WYHD̃Y ve yehdī ve iletir and guides
إليه | ÎLYH ileyhi kendisine to Himself
من | MN men kimseyi whoever
أناب ن و ب | NWB ÊNEB enābe yönelen turns back,

13:27 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve diyorlar | kimseler | inkar eden(ler) | değil miydi? | indirilmeli | ona | bir ayet | -nden | Rabbi- | de ki | şüphesiz | Allah | saptırır | kimseyi | dilediği | ve iletir | kendisine | kimseyi | yönelen |

[GWL] [] [KFR] [] [NZL] [] [EYY] [] [RBB] [GWL] [] [] [ŽLL] [] [ŞYE] [HD̃Y] [] [] [NWB]
WYGWL ELZ̃YN KFRWE LWLE ÊNZL ALYH ËYT MN RBH GL ÎN ELLH YŽL MN YŞEÙ WYHD̃Y ÎLYH MN ÊNEB

ve yeḳūlu elleƶīne keferū levlā unzile ǎleyhi āyetun min rabbihi ḳul inne llahe yuDillu men yeşā'u ve yehdī ileyhi men enābe
ويقول الذين كفروا لولا أنزل عليه آية من ربه قل إن الله يضل من يشاء ويهدي إليه من أناب

[ق و ل] [] [ك ف ر] [] [ن ز ل] [] [ا ي ي] [] [ر ب ب] [ق و ل] [] [] [ض ل ل] [] [ش ي ا] [ه د ي] [] [] [ن و ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويقول ق و ل | GWL WYGWL ve yeḳūlu ve diyorlar And say
Vav,Ye,Gaf,Vav,Lam,
6,10,100,6,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(ler) disbelieved,
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لولا | LWLE levlā değil miydi? """Why has not"
Lam,Vav,Lam,Elif,
30,6,30,1,
EXH – exhortation particle
حرف تحضيض
أنزل ن ز ل | NZL ÊNZL unzile indirilmeli been sent down
,Nun,Ze,Lam,
,50,7,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
عليه | ALYH ǎleyhi ona upon him
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
آية ا ي ي | EYY ËYT āyetun bir ayet a Sign
,Ye,Te merbuta,
,10,400,
N – nominative feminine singular indefinite noun
اسم مرفوع
من | MN min -nden from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ربه ر ب ب | RBB RBH rabbihi Rabbi- "his Lord?"""
Re,Be,He,
200,2,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
إن | ÎN inne şüphesiz """Indeed,"
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يضل ض ل ل | ŽLL YŽL yuDillu saptırır lets go astray
Ye,Dad,Lam,
10,800,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
من | MN men kimseyi whom
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ويهدي ه د ي | HD̃Y WYHD̃Y ve yehdī ve iletir and guides
Vav,Ye,He,Dal,Ye,
6,10,5,4,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
إليه | ÎLYH ileyhi kendisine to Himself
,Lam,Ye,He,
,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
من | MN men kimseyi whoever
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أناب ن و ب | NWB ÊNEB enābe yönelen turns back,
,Nun,Elif,Be,
,50,1,2,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَيَقُولُ: ve diyorlar | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | لَوْلَا: değil miydi? | أُنْزِلَ: indirilmeli | عَلَيْهِ: ona | ايَةٌ: bir ayet | مِنْ: -nden | رَبِّهِ: Rabbi- | قُلْ: de ki | إِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | يُضِلُّ: saptırır | مَنْ: kimseyi | يَشَاءُ: dilediği | وَيَهْدِي: ve iletir | إِلَيْهِ: kendisine | مَنْ: kimseyi | أَنَابَ: yönelen |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ويقول WYGWL ve diyorlar | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar eden(ler) | لولا LWLE değil miydi? | أنزل ÊNZL indirilmeli | عليه ALYH ona | آية ËYT bir ayet | من MN -nden | ربه RBH Rabbi- | قل GL de ki | إن ÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | يضل YŽL saptırır | من MN kimseyi | يشاء YŞEÙ dilediği | ويهدي WYHD̃Y ve iletir | إليه ÎLYH kendisine | من MN kimseyi | أناب ÊNEB yönelen |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve yeḳūlu: ve diyorlar | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | levlā: değil miydi? | unzile: indirilmeli | ǎleyhi: ona | āyetun: bir ayet | min: -nden | rabbihi: Rabbi- | ḳul: de ki | inne: şüphesiz | llahe: Allah | yuDillu: saptırır | men: kimseyi | yeşā'u: dilediği | ve yehdī: ve iletir | ileyhi: kendisine | men: kimseyi | enābe: yönelen |
Kırık Meal (Transcript) : |WYGWL: ve diyorlar | ELZ̃YN: kimseler | KFRWE: inkar eden(ler) | LWLE: değil miydi? | ÊNZL: indirilmeli | ALYH: ona | ËYT: bir ayet | MN: -nden | RBH: Rabbi- | GL: de ki | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | YŽL: saptırır | MN: kimseyi | YŞEÙ: dilediği | WYHD̃Y: ve iletir | ÎLYH: kendisine | MN: kimseyi | ÊNEB: yönelen |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kâfir olanlar derler ki: Ona Rabbinden bir mûcize indirilseydi ya. De ki: Şüphe yok ki Allah, dilediğini sapıklığa ve gönlüyle ona, onun tapısına dönenleriyse doğru yola sevk eder.
Abdullah Aydın : Kafir olanlar: “Peygambere Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?” derler. De ki: “Şüphesiz Allah dilediğini saptırır. Kendisine yöneleni de hidayete erdirir.”
Adem Uğur : Kâfir olanlar diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi? De ki: Kuşkusuz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de hidayete erdirir.
Ahmed Hulusi : O hakikat bilgisini inkâr edenler: "O'na Rabbinden bir mucize inzâl edilseydi ya?" derler. . . De ki: "Muhakkak ki Allâh dilediğini saptırır, kendisine dönüp yöneleni de hakikate erdirir. "
Ahmet Davudoğlu : Yine o küfredenler, “O'na Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” diyorlar. De ki: “Hiç şüphesiz Allah dilediği kimseyi şaşırtır; gönlünü kendisine çevirene de hidayet buyurur!”
Ahmet Tekin : Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler: 'Ona, hak peygamber olduğunun delili olarak Rabbinden maddî bir mûcize indirilmeli değil miydi?' diyorlar. 'Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkların hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti tercihine özgürlük tanır, kendisine gönül vereni, boyun eğeni de doğru yola iletir' de.
Ahmet Varol : İnkâr edenler diyorlar ki: 'Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?' De ki: 'Doğrusu Allah dilediğini saptırır ve gönülden boyun eğeni de kendine yöneltir.
Ali Arslan : De ki: “Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, (hakka) yöneleni de kendisine iletir.”
Ali Bulaç : İnkâr edenler: "Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!" derler. De ki: "Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, kendisine katıksızca yöneleni de dosdoğru yola yöneltip iletir."
Ali Fikri Yavuz : Yine o küfredenler diyorlar ki: “- Peygambere Rabbinden bir mûcize indirilseydi ya! De ki, Allah dilediği kimseyi şaşırtır ve kendisine kalbi ile yöneleni hidayete erdirir.
Arif Pamuk : Kafir olanlar diyorlar ki: "Ona Rabbi tarafından bir mucize indirilmeli değil miydi?" De ki: "Kuşkusuz Allah dilediğini saptırır. Kendisine yöneleni de hidayete erdirir."
Ayntabî Mehmet Efendi : O küfredenler: “Rabbi celle şânüh'den, ne olur, O'na bir âyet indirilse!” derler. De ki: “Hakikat, Allahû Tealâ dilediğini idlâl ve kendisine rucû eden kimseyi de dinine (İslâm yoluna) hidayet eder.”
Bahaeddin Sağlam : De ki: “Allah, istediğini (hak edeni) saptırır, kendisine dönüş yapanı da doğru yola iletir.” (Onun için mucizeler asıl faktör değiller.)
Bekir Sadak : Inkar edenler: «Rabbinden ona bir mucize indirilmeli degil miydi?» derler. De ki: «Dogrusu Allah dileyeni saptirir ve Kendisine yoneleni dogru yola eristirir.»
Bir Heyet : De ki: “Kuşkusuz Allah dilediğini saptırır, Kendisine yöneleni de hidayete eriştirir.”
Celal Yıldırım : O inkâr edenler derler ki: «Ona Rabbinden bir mu'cize indirilseydi ya». De ki: Şüphesiz Allah dilediğini saptırır ve kendisine gönül verip yöneleni de doğru yola eriştirir.
Diyanet İşleri : İnkâr edenler diyorlar ki: “Ona (Muhammed’e) Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” De ki: “Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir.”
Diyanet İşleri (eski) : İnkar edenler: 'Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?' derler. De ki: 'Doğrusu Allah dileyeni saptırır ve Kendisine yöneleni doğru yola eriştirir.'
Diyanet Vakfi : Kâfir olanlar diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi? De ki: Kuşkusuz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de hidayete erdirir.
Diyanet Vakfı (1993) : De ki: “Kuşkusuz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de hidayete erdirir.”
Edip Yüksel : İnkar edenler, 'Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi,' diyorlar. De ki: 'ALLAH dileyeni saptırır ve yöneleni doğruya ulaştırır.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: «Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya.» De ki: «Hakikaten Allah, dilediğini şaşırtır ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yine o küfredenler diyorlar ki: «Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! De ki: «Gerçekten Allah dilediği kimseyi şaşırtıyor, kendisine gönül vereni de hidayete eriştiriyor.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yine o küfredenler diyorlar ki: Ona Rabbından bir âyet indirilseydi ya!.. De ki, hakikat Allah dilediği kimseyi şaşırtıyor, kim de gönül verirse kendini hidayet buyuruyor
Fizilal-il Kuran : Kâfirler «Muhammed'e, Rabbi tarafından somut bir mucize, indirilseydi ya» derler. Onlara de ki; «Allah, dilediğini saptırır ve kendisine yöneleni doğru yola iletir.»
Gültekin Onan : Küfredenler: "Ona rabbinden bir ayet indirilseydi ya!" derler. De ki: "Şüphesiz Tanrı dilediğini şaşırtıp saptırır, kendisine katıksızca yöneleni de dosdoğru yola yöneltip iletir."
Hakkı Yılmaz : (27-29,31) "Yine o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler: “Ona Rabbinden bir alâmet/gösterge indirilmeli değil miydi, eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’ân olsaydı…” diyorlar. De ki: “Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtır ve gönülden bağlanan kimseleri; inanan ve kalpleri Allah'ı anmakla zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişileri Kendisine kılavuzlar.” Gözünüzü açın! Kalpler, yalnız ve yalnız Allah'ı anmakla; zihnindeki tüm soru işaretlerini gidermekle rahata kavuşur. İman etmiş ve düzeltmeye yönelik işler yapmış kimseler; tuba; güzellikler, müjdeler ve güzel dönüş yeri sadece onlar içindir. Aslında emrin tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ anlamadılar mı ki eğer Allah dilemiş olsaydı, kesinlikle insanların tümüne kılavuzluk ederdi. İnkâr eden kimseler, Allah'ın vaadi gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez/miadını şaşırmaz. "
Hasan Basri Çantay : O küfredenler: «Ona (peygambere) Rabbinden bir (azâb) mu'cize (si) indirilmeli değil miydi»? derler. De ki: «Şübhesiz Allah kimi dilerse onu dalâlete götürür, gönlünü kendine çevirdiklerini ise doğru yola iletir».
Hasan Tahsin Feyizli : De ki (Hâbibim): “Allah, dilediğini sapıklıkta bırakır.”
Hayrat Neşriyat : Hem inkâr edenler: 'Ona (Muhammed’e) Rabbinden (bizim istediğimiz) bir mu'cize indirilmeli değil miydi?' diyor. De ki: 'Şübhesiz ki Allah, dilediğini (kendi isyânı sebebiyle) dalâlete atar; (rızâsına) yöneleni ise kendi (dîni)ne hidâyet eder.'
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : De ki: “Doğrusu Allah dileyeni saptırır ve kendisine yöneleni doğru yola eriştirir.”
Hüseyin Kaleli : “Küfredenler de: “Rabbi tarafından ona bir âyet indirilmeli değil miydi” derler. (Habibim)! “Şüphesiz Allâh dileyeceği kimseleri saptırır. Kendisine inabe eden kimselere de hidâyet eder.” de.”
İbni Kesir : Küfredenler dediler ki: Rabbından kendisine bir ayet inidirilmeli değil miydi? De ki: Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir.
İskender Evrenosoğlu : Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O'na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : İnkar edenler, "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" derler. Sen de ki: "Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola iletir."
Muhammed Esed : İmdi, (Peygamber'in getirdiği mesajın) doğruluğunu inkar edenler, "Ona Rabbinden mucizevi bir alamet indirilmeli değil miydi?" diyorlar. Sen de şöyle de: "Bilin ki, (sapmayı) dileyeni saptıran da, O'na yöneleni Kendisine yaklaştıran da, şüphesiz Allah'tır;
Mustafa İslamoğlu : Yine inkârda direnenler, “Ona Rabbinden bir mucize indirilmesi gerekmez miydi?” derler. De ki: “Allah dileyen kimsenin sapmasını diler, kendisine yönelen kimseyi ise doğru yola yönlendirir”
Nedim Yılmaz : İnkâr edenler: “O’na Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?” diyorlar. De ki: “Allah dilediğini sapıklığa düşürür ve (Hakk’a) yönelene de Kendi (dîni)ne giden yolu gösterir.”
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kâfir olanlar derler ki: «Ona Rabbinden bir âyet indirilmiş olmalı değil mi idi?» De ki: «Muhakkak Allah Teâlâ dilediğini sapıklığa düşürür ve Hakk'a yöneleni de kendisine hidâyet eder.»
Ömer Öngüt : Kâfirler: “Ona Rabbinden bir âyet (mucize) indirilmeli değil miydi?” dediler. De ki: “Şüphesiz ki Allah dilediğini dalâlete düşürür ve Hakk'a inabe edene de hidayet eder. ”
Ömer Rıza Doğrul : Münkir olanlar derler ki: "Niçin ona Rabbi tarafından bir mucize gönderilmiyor?". De ki: Allah dalalete sapmak isteyeni saptırır.
Şaban Piriş : İnkar edenler: -O’na Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi? derler. De ki: -Kuşkusuz Allah dileyeni saptırır ve Kendisine yöneleni doğru yola eriştirir.
Suat Yıldırım : (27-28) Yine o inkâr edenler diyorlar ki: "Peygambere Rabbi tarafından bir mûcize verilmeli değil miydi?" De ki: "Allah dilediğini bu tür iddiaları sebebiyle saptırır. Kendisine yöneleni de hidâyete erdirir. İşte onlar iman edip gönülleri Allah’ı zikretmekle, O’nu anmakla huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki gönüller ancak Allah’ı anmakla huzur bulur."
Süleyman Ateş : İnkâr edenler: "Ona Rabbinden bir âyet indirilmeli değil miydi?" diyorlar. De ki: "Allâh, dilediğini (bu tür sözlerle) saptırır. Yöneleni de kendisine iletir."
Talat Koçyiğit : (Ey Muhammed onlara) de ki: “(Mucizenin ne faydası var?) Allah, dilediğini saptırır; hakk'a döneni de kendisine hidayet eder.”
Tefhim-ul Kuran : Küfre sapanlar: «Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!» derler. De ki: «Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, kendisine katıksızca yöneleni de dosdoğru yola yöneltip iletir.»
Ümit Şimşek : İnkâr edenler, 'Rabbinden ona bir âyet indirilse ya' dediler. De ki: Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola iletir.
Yaşar Nuri Öztürk : Küfre sapanlar derler ki: "Rabbinden ona bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Allah dilediğini/dileyeni saptırır. Doğruya yöneleni de kendisine iletir."
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : De ki: “Şüphesiz Allah dilediğini dalâlete düşürür, gönlünü kendine çevirdiklerini de doğru yola iletir.”


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}