» 13 / Ra’d  18:

Kuran Sırası: 13
İniş Sırası: 96
Rad Suresi = Gök Gürültüsü Suresi
13. ayetinde gök gürültüsünün Allah’i tesbih edip yücelttigi anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لِلَّذِينَ (LLZ̃YN) = lilleƶīne : için vardır
2. اسْتَجَابُوا (ESTCEBWE) = stecābū : buyruğuna uyanlar
3. لِرَبِّهِمُ (LRBHM) = lirabbihimu : Rablerinin
4. الْحُسْنَىٰ (ELḪSN) = l-Husnā : en güzel (karşılık)
5. وَالَّذِينَ (WELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimseler ise
6. لَمْ (LM) = lem :
7. يَسْتَجِيبُوا (YSTCYBWE) = yestecībū : uymayan(lar)
8. لَهُ (LH) = lehu : ona
9. لَوْ (LW) = lev : şayet
10. أَنَّ (ÊN) = enne :
11. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendilerinin olsa
12. مَا (ME) = mā : bulunaların
13. فِي (FY) = fī :
14. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yeryüzünde
15. جَمِيعًا (CMYAE) = cemīǎn : hepsi
16. وَمِثْلَهُ (WMS̃LH) = ve miṧlehu : ve bir misli daha
17. مَعَهُ (MAH) = meǎhu : yanında
18. لَافْتَدَوْا (LEFTD̃WE) = lāftedev : fidye verirlerdi
19. بِهِ (BH) = bihi : onu
20. أُولَٰئِكَ (ÊWLÙK) = ulāike : işte
21. لَهُمْ (LHM) = lehum : onların
22. سُوءُ (SWÙ) = sū'u : çok kötüdür
23. الْحِسَابِ (ELḪSEB) = l-Hisābi : hesabı
24. وَمَأْوَاهُمْ (WMÊWEHM) = ve me'vāhum : ve varacakları yer
25. جَهَنَّمُ (CHNM) = cehennemu : cehennemdir
26. وَبِئْسَ (WBÙS) = ve bi'se : ve ne kötü
27. الْمِهَادُ (ELMHED̃) = l-mihādu : bir yataktır
için vardır | buyruğuna uyanlar | Rablerinin | en güzel (karşılık) | ve kimseler ise | | uymayan(lar) | ona | şayet | | kendilerinin olsa | bulunaların | | yeryüzünde | hepsi | ve bir misli daha | yanında | fidye verirlerdi | onu | işte | onların | çok kötüdür | hesabı | ve varacakları yer | cehennemdir | ve ne kötü | bir yataktır |

[] [CWB] [RBB] [ḪSN] [] [] [CWB] [] [] [] [] [] [] [ERŽ] [CMA] [MS̃L] [] [FD̃Y] [] [] [] [SWE] [ḪSB] [EWY] [] [BES] [MHD̃]
LLZ̃YN ESTCEBWE LRBHM ELḪSN WELZ̃YN LM YSTCYBWE LH LW ÊN LHM ME FY ELÊRŽ CMYAE WMS̃LH MAH LEFTD̃WE BH ÊWLÙK LHM SWÙ ELḪSEB WMÊWEHM CHNM WBÙS ELMHED̃

lilleƶīne stecābū lirabbihimu l-Husnā velleƶīne lem yestecībū lehu lev enne lehum l-erDi cemīǎn ve miṧlehu meǎhu lāftedev bihi ulāike lehum sū'u l-Hisābi ve me'vāhum cehennemu ve bi'se l-mihādu
للذين استجابوا لربهم الحسنى والذين لم يستجيبوا له لو أن لهم ما في الأرض جميعا ومثله معه لافتدوا به أولئك لهم سوء الحساب ومأواهم جهنم وبئس المهاد

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne için vardır For those who
استجابوا ج و ب | CWB ESTCEBWE stecābū buyruğuna uyanlar responded
لربهم ر ب ب | RBB LRBHM lirabbihimu Rablerinin to their Lord
الحسنى ح س ن | ḪSN ELḪSN l-Husnā en güzel (karşılık) (is) the bliss.
والذين | WELZ̃YN velleƶīne ve kimseler ise And for those who
لم | LM lem (did) not
يستجيبوا ج و ب | CWB YSTCYBWE yestecībū uymayan(lar) respond
له | LH lehu ona to Him,
لو | LW lev şayet if
أن | ÊN enne that
لهم | LHM lehum kendilerinin olsa they had
ما | ME bulunaların whatever
في | FY (is) in
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn hepsi all
ومثله م ث ل | MS̃L WMS̃LH ve miṧlehu ve bir misli daha and like of it
معه | MAH meǎhu yanında with it,
لافتدوا ف د ي | FD̃Y LEFTD̃WE lāftedev fidye verirlerdi surely they would offer ransom
به | BH bihi onu with it.
أولئك | ÊWLÙK ulāike işte Those
لهم | LHM lehum onların for them
سوء س و ا | SWE SWÙ sū'u çok kötüdür (is) a terrible
الحساب ح س ب | ḪSB ELḪSEB l-Hisābi hesabı reckoning,
ومأواهم ا و ي | EWY WMÊWEHM ve me'vāhum ve varacakları yer and their abode
جهنم | CHNM cehennemu cehennemdir (is) Hell,
وبئس ب ا س | BES WBÙS ve bi'se ve ne kötü and wretched
المهاد م ه د | MHD̃ ELMHED̃ l-mihādu bir yataktır (is) the resting place.

13:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

için vardır | buyruğuna uyanlar | Rablerinin | en güzel (karşılık) | ve kimseler ise | | uymayan(lar) | ona | şayet | | kendilerinin olsa | bulunaların | | yeryüzünde | hepsi | ve bir misli daha | yanında | fidye verirlerdi | onu | işte | onların | çok kötüdür | hesabı | ve varacakları yer | cehennemdir | ve ne kötü | bir yataktır |

[] [CWB] [RBB] [ḪSN] [] [] [CWB] [] [] [] [] [] [] [ERŽ] [CMA] [MS̃L] [] [FD̃Y] [] [] [] [SWE] [ḪSB] [EWY] [] [BES] [MHD̃]
LLZ̃YN ESTCEBWE LRBHM ELḪSN WELZ̃YN LM YSTCYBWE LH LW ÊN LHM ME FY ELÊRŽ CMYAE WMS̃LH MAH LEFTD̃WE BH ÊWLÙK LHM SWÙ ELḪSEB WMÊWEHM CHNM WBÙS ELMHED̃

lilleƶīne stecābū lirabbihimu l-Husnā velleƶīne lem yestecībū lehu lev enne lehum l-erDi cemīǎn ve miṧlehu meǎhu lāftedev bihi ulāike lehum sū'u l-Hisābi ve me'vāhum cehennemu ve bi'se l-mihādu
للذين استجابوا لربهم الحسنى والذين لم يستجيبوا له لو أن لهم ما في الأرض جميعا ومثله معه لافتدوا به أولئك لهم سوء الحساب ومأواهم جهنم وبئس المهاد

[] [ج و ب] [ر ب ب] [ح س ن] [] [] [ج و ب] [] [] [] [] [] [] [ا ر ض] [ج م ع] [م ث ل] [] [ف د ي] [] [] [] [س و ا] [ح س ب] [ا و ي] [] [ب ا س] [م ه د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne için vardır For those who
Lam,Lam,Zel,Ye,Nun,
30,30,700,10,50,
P – prefixed preposition lām
REL – masculine plural relative pronoun
جار ومجرور
استجابوا ج و ب | CWB ESTCEBWE stecābū buyruğuna uyanlar responded
Elif,Sin,Te,Cim,Elif,Be,Vav,Elif,
1,60,400,3,1,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لربهم ر ب ب | RBB LRBHM lirabbihimu Rablerinin to their Lord
Lam,Re,Be,He,Mim,
30,200,2,5,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الحسنى ح س ن | ḪSN ELḪSN l-Husnā en güzel (karşılık) (is) the bliss.
Elif,Lam,Ha,Sin,Nun,,
1,30,8,60,50,,
ADJ – nominative feminine singular adjective
صفة مرفوعة
والذين | WELZ̃YN velleƶīne ve kimseler ise And for those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
لم | LM lem (did) not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يستجيبوا ج و ب | CWB YSTCYBWE yestecībū uymayan(lar) respond
Ye,Sin,Te,Cim,Ye,Be,Vav,Elif,
10,60,400,3,10,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
له | LH lehu ona to Him,
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
لو | LW lev şayet if
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
أن | ÊN enne that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
لهم | LHM lehum kendilerinin olsa they had
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ما | ME bulunaların whatever
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn hepsi all
Cim,Mim,Ye,Ayn,Elif,
3,40,10,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ومثله م ث ل | MS̃L WMS̃LH ve miṧlehu ve bir misli daha and like of it
Vav,Mim,Se,Lam,He,
6,40,500,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
معه | MAH meǎhu yanında with it,
Mim,Ayn,He,
40,70,5,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لافتدوا ف د ي | FD̃Y LEFTD̃WE lāftedev fidye verirlerdi surely they would offer ransom
Lam,Elif,Fe,Te,Dal,Vav,Elif,
30,1,80,400,4,6,1,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onu with it.
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
أولئك | ÊWLÙK ulāike işte Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
لهم | LHM lehum onların for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
سوء س و ا | SWE SWÙ sū'u çok kötüdür (is) a terrible
Sin,Vav,,
60,6,,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الحساب ح س ب | ḪSB ELḪSEB l-Hisābi hesabı reckoning,
Elif,Lam,Ha,Sin,Elif,Be,
1,30,8,60,1,2,
N – genitive masculine (form III) verbal noun
اسم مجرور
ومأواهم ا و ي | EWY WMÊWEHM ve me'vāhum ve varacakları yer and their abode
Vav,Mim,,Vav,Elif,He,Mim,
6,40,,6,1,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
جهنم | CHNM cehennemu cehennemdir (is) Hell,
Cim,He,Nun,Mim,
3,5,50,40,
"PN – nominative proper noun → Hell"
اسم علم مرفوع
وبئس ب ا س | BES WBÙS ve bi'se ve ne kötü and wretched
Vav,Be,,Sin,
6,2,,60,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
المهاد م ه د | MHD̃ ELMHED̃ l-mihādu bir yataktır (is) the resting place.
Elif,Lam,Mim,He,Elif,Dal,
1,30,40,5,1,4,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لِلَّذِينَ: için vardır | اسْتَجَابُوا: buyruğuna uyanlar | لِرَبِّهِمُ: Rablerinin | الْحُسْنَىٰ: en güzel (karşılık) | وَالَّذِينَ: ve kimseler ise | لَمْ: | يَسْتَجِيبُوا: uymayan(lar) | لَهُ: ona | لَوْ: şayet | أَنَّ: | لَهُمْ: kendilerinin olsa | مَا: bulunaların | فِي: | الْأَرْضِ: yeryüzünde | جَمِيعًا: hepsi | وَمِثْلَهُ: ve bir misli daha | مَعَهُ: yanında | لَافْتَدَوْا: fidye verirlerdi | بِهِ: onu | أُولَٰئِكَ: işte | لَهُمْ: onların | سُوءُ: çok kötüdür | الْحِسَابِ: hesabı | وَمَأْوَاهُمْ: ve varacakları yer | جَهَنَّمُ: cehennemdir | وَبِئْسَ: ve ne kötü | الْمِهَادُ: bir yataktır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |للذين LLZ̃YN için vardır | استجابوا ESTCEBWE buyruğuna uyanlar | لربهم LRBHM Rablerinin | الحسنى ELḪSN en güzel (karşılık) | والذين WELZ̃YN ve kimseler ise | لم LM | يستجيبوا YSTCYBWE uymayan(lar) | له LH ona | لو LW şayet | أن ÊN | لهم LHM kendilerinin olsa | ما ME bulunaların | في FY | الأرض ELÊRŽ yeryüzünde | جميعا CMYAE hepsi | ومثله WMS̃LH ve bir misli daha | معه MAH yanında | لافتدوا LEFTD̃WE fidye verirlerdi | به BH onu | أولئك ÊWLÙK işte | لهم LHM onların | سوء SWÙ çok kötüdür | الحساب ELḪSEB hesabı | ومأواهم WMÊWEHM ve varacakları yer | جهنم CHNM cehennemdir | وبئس WBÙS ve ne kötü | المهاد ELMHED̃ bir yataktır |
Kırık Meal (Okunuş) : |lilleƶīne: için vardır | stecābū: buyruğuna uyanlar | lirabbihimu: Rablerinin | l-Husnā: en güzel (karşılık) | velleƶīne: ve kimseler ise | lem: | yestecībū: uymayan(lar) | lehu: ona | lev: şayet | enne: | lehum: kendilerinin olsa | : bulunaların | : | l-erDi: yeryüzünde | cemīǎn: hepsi | ve miṧlehu: ve bir misli daha | meǎhu: yanında | lāftedev: fidye verirlerdi | bihi: onu | ulāike: işte | lehum: onların | sū'u: çok kötüdür | l-Hisābi: hesabı | ve me'vāhum: ve varacakları yer | cehennemu: cehennemdir | ve bi'se: ve ne kötü | l-mihādu: bir yataktır |
Kırık Meal (Transcript) : |LLZ̃YN: için vardır | ESTCEBWE: buyruğuna uyanlar | LRBHM: Rablerinin | ELḪSN: en güzel (karşılık) | WELZ̃YN: ve kimseler ise | LM: | YSTCYBWE: uymayan(lar) | LH: ona | LW: şayet | ÊN: | LHM: kendilerinin olsa | ME: bulunaların | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | CMYAE: hepsi | WMS̃LH: ve bir misli daha | MAH: yanında | LEFTD̃WE: fidye verirlerdi | BH: onu | ÊWLÙK: işte | LHM: onların | SWÙ: çok kötüdür | ELḪSEB: hesabı | WMÊWEHM: ve varacakları yer | CHNM: cehennemdir | WBÙS: ve ne kötü | ELMHED̃: bir yataktır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rablerinin dâvetine icâbet edenlere güzel bir mükâfat var; fakat icâbet etmeyenlere gelince: O çeşit adamlar, yeryüzünde ne varsa hepsine sahip olsalar ve bir misli daha malları olsa da kurtulmak için hepsini fedâ etseler gene onlar için kötü bir son var, yurtları cehennemdir ve orası ne de kötü yataktır ya.
Adem Uğur : İşte Rablerinin emrine uyanlar için en güzel (mükâfat) vardır. Ona uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tümü ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, (kurtulmak için) onu mutlaka feda ederler. İşte onlar var ya, hesabın en kötüsü onlaradır. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!
Ahmed Hulusi : Rablerine icabet edenlere (hakikatlerine yönelenlere) Hüsnâ (cennet - varlıklarındaki Esmâ kuvvelerinin açığa çıkış güzelliklerini yaşamak) vardır. . . O'na icabet etmeyenlere gelince, eğer ki arzdakilerin tamamı ve onunla beraber bir misli daha onların olsa elbette (Bi-)onu fidye verirlerdi (yaşayacakları mahrumiyet azabından kurtulmak için). . . İşte yaşam muhasebesi sonucunun en kötüsü onlar içindir. . . Onların barınakları Cehennem'dir. . . Ne kötü yataktır o!
Ahmet Tekin : Rablerinin emirlerini yerine getirenler için en güzel mükâfat vardır. O’nun emirlerine uymayanlar, O’na itaat etmeyenler ise, yeryüzündeki servetlerin ve imkânların tamamı, bir misli fazlasıyla kendilerinin olsa, hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte hesabın en kötüsü onlara çıkarılacak, en ağır şekilde onlar sorgulanacaktır. Mekânları cehennemdir. Orası ne kötü bir mekândır.
Ahmet Varol : Rabblerinin çağrısını kabul edenlere en güzel karşılık vardır. O'nun çağrısını kabul etmeyenler ise, yeryüzünde olanların tümü ve bir o kadarı daha onların olsa (azaptan kurtulmak için) fidye olarak verirlerdi. Onlar için kötü sorgulama vardır. Varacakları yer de cehennemdir. Orası ne kötü bir yataktır!
Ali Bulaç : Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O'na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o!..
Ali Fikri Yavuz : Dünyada Rablerinin emrine itaat edenler için, ahirette (mükâfatın) daha güzeli var. Allah’ın emrine itaat etmiyenler ise, arzda bulunan şeylerin hepsine bir o kadarı ile beraber sahip olsalar, (azabdan) kurtulmak için hepsini verirlerdi. İşte bunlar (var ya!) Hesabın kötüsü olanlar içindir. Sığınakları da cehennemdir, o ne fena yataktır! (*) Dikkat! (Secde) âyetidir.
Bekir Sadak : Rablerinin cagrisina gelenlere en guzel karsilik vardir. O'nun cagrisina uymayanlar ise, yeryuzunde olan her sey ve daha bir kati onlarin olsa, kurtulmak icin fidye verirlerdi. Iste hesaplari kotu olanlar bunlardir. Varacaklari yer cehennemdir; ne kotu konaktÙr! *
Celal Yıldırım : Rablerinin çağrısına olumlu cevap verip gelenlere, en güzeli vardır. Onun çağrısına olumlu cevap vermeyenler ise, yeryüzündekilerin hepsi ve bir misliyle beraber onların olmuş olsaydı, (elbette) onu kurtuluş fidyesi verirlerdi. İşte bunlara hesabın kötüsü vardır; yurtları Cehennem'dir, o ne kötü yataktır!
Diyanet İşleri : Rablerinin emrine uyanlar için mükâfatın en güzeli vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve onun yanında bir katı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!
Diyanet İşleri (eski) : Rablerinin çağrısına gelenlere en güzel karşılık vardır. O'nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve daha bir katı onların olsa, kurtulmak için fidye verirlerdi. İşte hesapları kötü olanlar bunlardır. Varacakları yer cehennemdir; ne kötü konaktır!
Diyanet Vakfi : İşte Rablerinin emrine uyanlar için en güzel (mükâfat) vardır. Ona uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tümü ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, (kurtulmak için) onu mutlaka feda ederler. İşte onlar var ya, hesabın en kötüsü onlaradır. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!
Edip Yüksel : Rab'lerinin çağrısına uyanlar güzeli hak ederler. O'nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzündekilerin hepsine ve bir o kadarına sahip olsalar dahi kurtulmak için hepsini fidye olarak vermeye hazır olacaklardır. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir ve yerleri cehennemdir; ne de felaketli bir konaktır o!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardır. O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarını bütünüyle kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte onlar, hesabın kötüsü kendileri için olanlardır. Varacakları yer de cehennemdir. Orası da ne fena yataktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rablerinin emrine uyanlara daha güzeli vardır. O'na uymayanlar ise, yeryüzünde olanların tamamı ve bunların bir katı da kendilerinin olsa, hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. işte onlar! Hesabın kötüsü onlar içindir; varacakları yer de cehennemdir; o ne kötü yataktır!
Elmalılı Hamdi Yazır : Rablarının emrine icabet edenlere daha güzeli var, ona icabet etmiyenler ise Arzda bulunanın cemiisi bir misli de beraber kendilerinin olsa, hepsini fidyei necat olarak verirlerdi, işte onlar, hisabın kötüsü onlar içindir, me'vaları da Cehennemdir, ve o, ne fena yataktır
Fizilal-il Kuran : Rabblerinin çağrısına olumlu cevap verenlere karşılıkların en güzeli verilir. O'nun çağrısına olumlu karşılık vermeyenlere gelince, eğer dünyada bulunan her şey, bir kat fazlası ile ellerinde olsa, bütün bunları kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. Böylelerini kötü bir hesaplaşma işlemi bekliyor, varacakları yer cehennemdir; orası ne fena bir barınaktır!
Gültekin Onan : Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O'na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekilerin tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir; ne kötü bir yaratıktır o!..
Hakkı Yılmaz : Rablerine uyanlar için “en güzel” vardır. O'na uymayanlar ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha kendilerinin olsa, onu kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte onlar, hesabın kötüsü kendileri için olanlardır. Varacakları yer de cehennemdir. Orası da ne fena yataktır!
Hasan Basri Çantay : Rableri (nin tâati) ne icabet edenlere (o icabetin) daha güzeli vardır. Ona icabet etmeyenler (e gelince:) yeryüzünde bulunan şeylerin tamâmı, bir misli de beraber (olarak) kendisinin olsa, onu (kurtuluşu uğrunda) muhakkak feda ederdi. İşte onlar! Hesabın kötüsü onlar içindir. Barınakları da cehennemdir. O, ne fena yatakdır!..
Hayrat Neşriyat : Rableri(nin emri)ne icâbet edenlere, (yaptıklarının) daha güzeli (olan bir karşılık, Cennet) vardır. O’na icâbet etmeyenler ise, eğer yeryüzünde bulunanların hepsi ve onunla berâber bir misli daha gerçekten kendilerinin olsa, (Allah’ın azâbından kurtulmak için) onu elbette fedâ ederlerdi. İşte onlara hesâbın kötüsü vardır ve varacakları yer Cehennemdir. O ise, ne kötü yataktır!
İbni Kesir : Rabblarına icabet edenlere; en güzel karşılık vardır. O'na icabet etmeyenler ise; şayet yeryüzünde bulunan her şey ve bir katı daha onların olsa, kurtulmak için onu fidye verirlerdi. Hesabın kötüsü, onlar içindir. Varacakları yer, cehennemdir ve o, ne kötü konaktır.
İskender Evrenosoğlu : Rab'lerine (Rabbinin emrine) icabet edenler için en güzeli vardır. Ve O'na icabet etmeyenler, yeryüzünde olanların hepsi ve bir o kadarı daha onların olsa, onu mutlaka fidye olarak verirlerdi. İşte onlar; onlar için hesabın kötüsü var. Ve onların barınacağı yer, cehennem; ne kötü bir döşektir.
Muhammed Esed : Rableri(nin daveti)ne güzel bir karşılık verenlerle O'na hiç karşılık vermeyenlerin durumları. (Bu sonrakiler), yeryüzünde ne varsa, hepsi onların olsa -hatta bunun iki katı- (Hesap Günü'nde) kurtulmak için hiç şüphesiz bunların hepsini gözden çıkarırlardı: İşte hesapların en kötüsü böylelerini bekliyor; böylelerinin sonunda varacakları yer de cehennem olacak: o ne kötü bir dinlenme yeri!
Ömer Nasuhi Bilmen : Rablerine (Cenâb-ı Hakk'ın davetine) icabet edenler için bir güzellik vardır. O'na icabet etmemiş olanlar içinde yeryüzünde olan şeyleri hepsi ve bir misli de beraber olacak olsa idi elbette kendilerini azaptan kurtarmak için hepsini feda ederlerdi. İşte onlar ki, hesabın en kötüsü kendileri içindir ve onların dönüp girecekleri yer cehennemdir. Ve o ne fena yataktır!
Ömer Öngüt : Rablerine icabet edenlere en güzel karşılık vardır. O'na uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde bulunan her şey ve bir o kadarı daha onların olsa, azaptan kurtulmak için hepsini fedâ ederlerdi. Hesabın en kötüsü onlar içindir, varacakları yer cehennemdir, o ne kötü yataktır!
Şaban Piriş : Rablerinin çağrısına uyanlara en güzel karşılık vardır. O’nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve daha bir katı onların olsa, kurtulmak için fidye verirlerdi. İşte hesapları kötü olanlar bunlardır. Barınakları cehennemdir; ne kötü bir yerdir!
Suat Yıldırım : Rab’lerinin çağrısına icabet edenlere en güzel mükâfat, cennet vardır. Fakat O’nun dâvetini kabul etmeyenlere gelince, şayet dünyada olan bütün şeyler ve onların bir misli daha kendilerinin olsaydı, kurtulmaları için fidye olarak hepsini verirlerdi. İşte bunlar çetin bir hesaba mâruz kalacaklardır. Onların kalacakları yer cehennem olacaktır. Orası ne kötü bir yerleşim yeridir!
Süleyman Ateş : Rablerinin buyruğuna uyanlara, en güzel karşılık vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde bulunan her şey ve bunun bir misli daha kendilerinin olsa, (Allâh'ın azâbından kurtulmak için) onu fidye verirlerdi. Onların hesâbı çok kötüdür. Varacakları yer de cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!
Tefhim-ul Kuran : Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O'na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekileri tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi. Sorgulamanın en kötüsü onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o!..
Ümit Şimşek : Rablerinin çağrısına cevap verenler için ödülün en güzeli vardır. Ona cevap vermeyenler ise, dünyadaki herşey kendilerinin olsa, hattâ bir o kadarı daha olsa, azaptan kurtulmak için hepsini fidye olarak verirlerdi. Onlar için hesabın kötüsü vardır; barınakları ise Cehennemdir. Ne kötü bir döşektir o!
Yaşar Nuri Öztürk : Rablerinin çağrısına olumlu cevap verenler için güzellik vardır. O'na olumlu cevap vermeyenlere gelince, yeryüzündekilerin tamamı onların olsa, bir o kadar da ilave edilse, kurtulmak için bunların tümünü fidye verirlerdi. Böylelerinin hesabı kötü olacaktır; varacakları yer de cehennemdir. Ne kötü yataktır o!


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}