» 13 / Ra’d  5:

Kuran Sırası: 13
İniş Sırası: 96
Rad Suresi = Gök Gürültüsü Suresi
13. ayetinde gök gürültüsünün Allah’i tesbih edip yücelttigi anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِنْ (WÎN) = ve in : eğer
2. تَعْجَبْ (TACB) = teǎ'ceb : şaşacaksan
3. فَعَجَبٌ (FACB) = feǎcebun : şaşmak lazım
4. قَوْلُهُمْ (GWLHM) = ḳavluhum : onların şu sözlerine
5. أَإِذَا (ÊÎZ̃E) = eiƶā : zaman mı?
6. كُنَّا (KNE) = kunnā : biz olduğumuz
7. تُرَابًا (TREBE) = turāben : toprak
8. أَإِنَّا (ÊÎNE) = einnā : gerçekten biz mi?
9. لَفِي (LFY) = lefī : içinde (olacağız)
10. خَلْقٍ (ḢLG) = ḣalḳin : bir yaratılış
11. جَدِيدٍ (CD̃YD̃) = cedīdin : yeniden
12. أُولَٰئِكَ (ÊWLÙK) = ulāike : işte onlar
13. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerdir
14. كَفَرُوا (KFRWE) = keferū : inkar eden(lerdir)
15. بِرَبِّهِمْ (BRBHM) = birabbihim : Rablerini
16. وَأُولَٰئِكَ (WÊWLÙK) = ve ulāike : ve onlar (bulunanlardır)
17. الْأَغْلَالُ (ELÊĞLEL) = l-eğlālu : halkalar
18. فِي (FY) = fī :
19. أَعْنَاقِهِمْ (ÊANEGHM) = eǎ'nāḳihim : boyunlarında
20. وَأُولَٰئِكَ (WÊWLÙK) = veulāike : ve onlar
21. أَصْحَابُ (ÊṦḪEB) = eSHābu : halkıdır
22. النَّارِ (ELNER) = n-nāri : ateş
23. هُمْ (HM) = hum : onlar
24. فِيهَا (FYHE) = fīhā : orada
25. خَالِدُونَ (ḢELD̃WN) = ḣālidūne : sürekli kalacaklardır
eğer | şaşacaksan | şaşmak lazım | onların şu sözlerine | zaman mı? | biz olduğumuz | toprak | gerçekten biz mi? | içinde (olacağız) | bir yaratılış | yeniden | işte onlar | kimselerdir | inkar eden(lerdir) | Rablerini | ve onlar (bulunanlardır) | halkalar | | boyunlarında | ve onlar | halkıdır | ateş | onlar | orada | sürekli kalacaklardır |

[] [ACB] [ACB] [GWL] [] [KWN] [TRB] [] [] [ḢLG] [CD̃D̃] [] [] [KFR] [RBB] [] [ĞLL] [] [ANG] [] [ṦḪB] [NWR] [] [] [ḢLD̃]
WÎN TACB FACB GWLHM ÊÎZ̃E KNE TREBE ÊÎNE LFY ḢLG CD̃YD̃ ÊWLÙK ELZ̃YN KFRWE BRBHM WÊWLÙK ELÊĞLEL FY ÊANEGHM WÊWLÙK ÊṦḪEB ELNER HM FYHE ḢELD̃WN

ve in teǎ'ceb feǎcebun ḳavluhum eiƶā kunnā turāben einnā lefī ḣalḳin cedīdin ulāike elleƶīne keferū birabbihim ve ulāike l-eğlālu eǎ'nāḳihim veulāike eSHābu n-nāri hum fīhā ḣālidūne
وإن تعجب فعجب قولهم أإذا كنا ترابا أإنا لفي خلق جديد أولئك الذين كفروا بربهم وأولئك الأغلال في أعناقهم وأولئك أصحاب النار هم فيها خالدون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | WÎN ve in eğer And if
تعجب ع ج ب | ACB TACB teǎ'ceb şaşacaksan you (are) astonished,
فعجب ع ج ب | ACB FACB feǎcebun şaşmak lazım then astonishing
قولهم ق و ل | GWL GWLHM ḳavluhum onların şu sözlerine (is) their saying,
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? """When"
كنا ك و ن | KWN KNE kunnā biz olduğumuz we are
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust,
أإنا | ÊÎNE einnā gerçekten biz mi? will we
لفي | LFY lefī içinde (olacağız) (be) indeed, in
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣalḳin bir yaratılış a creation
جديد ج د د | CD̃D̃ CD̃YD̃ cedīdin yeniden "new?"""
أولئك | ÊWLÙK ulāike işte onlar Those
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) the ones who
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(lerdir) disbelieved
بربهم ر ب ب | RBB BRBHM birabbihim Rablerini in their Lord,
وأولئك | WÊWLÙK ve ulāike ve onlar (bulunanlardır) and those
الأغلال غ ل ل | ĞLL ELÊĞLEL l-eğlālu halkalar the iron chains
في | FY (will be) in
أعناقهم ع ن ق | ANG ÊANEGHM eǎ'nāḳihim boyunlarında their necks,
وأولئك | WÊWLÙK veulāike ve onlar those
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu halkıdır (are the) companions
النار ن و ر | NWR ELNER n-nāri ateş (of) the Fire,
هم | HM hum onlar they
فيها | FYHE fīhā orada in it
خالدون خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃WN ḣālidūne sürekli kalacaklardır (will) abide forever.

13:5 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

eğer | şaşacaksan | şaşmak lazım | onların şu sözlerine | zaman mı? | biz olduğumuz | toprak | gerçekten biz mi? | içinde (olacağız) | bir yaratılış | yeniden | işte onlar | kimselerdir | inkar eden(lerdir) | Rablerini | ve onlar (bulunanlardır) | halkalar | | boyunlarında | ve onlar | halkıdır | ateş | onlar | orada | sürekli kalacaklardır |

[] [ACB] [ACB] [GWL] [] [KWN] [TRB] [] [] [ḢLG] [CD̃D̃] [] [] [KFR] [RBB] [] [ĞLL] [] [ANG] [] [ṦḪB] [NWR] [] [] [ḢLD̃]
WÎN TACB FACB GWLHM ÊÎZ̃E KNE TREBE ÊÎNE LFY ḢLG CD̃YD̃ ÊWLÙK ELZ̃YN KFRWE BRBHM WÊWLÙK ELÊĞLEL FY ÊANEGHM WÊWLÙK ÊṦḪEB ELNER HM FYHE ḢELD̃WN

ve in teǎ'ceb feǎcebun ḳavluhum eiƶā kunnā turāben einnā lefī ḣalḳin cedīdin ulāike elleƶīne keferū birabbihim ve ulāike l-eğlālu eǎ'nāḳihim veulāike eSHābu n-nāri hum fīhā ḣālidūne
وإن تعجب فعجب قولهم أإذا كنا ترابا أإنا لفي خلق جديد أولئك الذين كفروا بربهم وأولئك الأغلال في أعناقهم وأولئك أصحاب النار هم فيها خالدون

[] [ع ج ب] [ع ج ب] [ق و ل] [] [ك و ن] [ت ر ب] [] [] [خ ل ق] [ج د د] [] [] [ك ف ر] [ر ب ب] [] [غ ل ل] [] [ع ن ق] [] [ص ح ب] [ن و ر] [] [] [خ ل د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | WÎN ve in eğer And if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
تعجب ع ج ب | ACB TACB teǎ'ceb şaşacaksan you (are) astonished,
Te,Ayn,Cim,Be,
400,70,3,2,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
فعجب ع ج ب | ACB FACB feǎcebun şaşmak lazım then astonishing
Fe,Ayn,Cim,Be,
80,70,3,2,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine singular indefinite noun
الفاء استئنافية
اسم مرفوع
قولهم ق و ل | GWL GWLHM ḳavluhum onların şu sözlerine (is) their saying,
Gaf,Vav,Lam,He,Mim,
100,6,30,5,40,
N – nominative masculine verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? """When"
,,Zel,Elif,
,,700,1,
INTG – prefixed interrogative alif
T – time adverb
الهمزة همزة استفهام
ظرف زمان
كنا ك و ن | KWN KNE kunnā biz olduğumuz we are
Kef,Nun,Elif,
20,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust,
Te,Re,Elif,Be,Elif,
400,200,1,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Dust"
اسم منصوب
أإنا | ÊÎNE einnā gerçekten biz mi? will we
,,Nun,Elif,
,,50,1,
INTG – prefixed interrogative alif
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الهمزة همزة استفهام
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لفي | LFY lefī içinde (olacağız) (be) indeed, in
Lam,Fe,Ye,
30,80,10,
EMPH – emphatic prefix lām
P – preposition
اللام لام التوكيد
حرف جر
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣalḳin bir yaratılış a creation
Hı,Lam,Gaf,
600,30,100,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
جديد ج د د | CD̃D̃ CD̃YD̃ cedīdin yeniden "new?"""
Cim,Dal,Ye,Dal,
3,4,10,4,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة
أولئك | ÊWLÙK ulāike işte onlar Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) the ones who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar eden(lerdir) disbelieved
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بربهم ر ب ب | RBB BRBHM birabbihim Rablerini in their Lord,
Be,Re,Be,He,Mim,
2,200,2,5,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأولئك | WÊWLÙK ve ulāike ve onlar (bulunanlardır) and those
Vav,,Vav,Lam,,Kef,
6,,6,30,,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
DEM – plural demonstrative pronoun
الواو عاطفة
اسم اشارة
الأغلال غ ل ل | ĞLL ELÊĞLEL l-eğlālu halkalar the iron chains
Elif,Lam,,Ğayn,Lam,Elif,Lam,
1,30,,1000,30,1,30,
"N – nominative masculine plural noun → Iron"
اسم مرفوع
في | FY (will be) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
أعناقهم ع ن ق | ANG ÊANEGHM eǎ'nāḳihim boyunlarında their necks,
,Ayn,Nun,Elif,Gaf,He,Mim,
,70,50,1,100,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأولئك | WÊWLÙK veulāike ve onlar those
Vav,,Vav,Lam,,Kef,
6,,6,30,,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
DEM – plural demonstrative pronoun
الواو عاطفة
اسم اشارة
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu halkıdır (are the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
النار ن و ر | NWR ELNER n-nāri ateş (of) the Fire,
Elif,Lam,Nun,Elif,Re,
1,30,50,1,200,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
فيها | FYHE fīhā orada in it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
خالدون خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃WN ḣālidūne sürekli kalacaklardır (will) abide forever.
Hı,Elif,Lam,Dal,Vav,Nun,
600,1,30,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنْ: eğer | تَعْجَبْ: şaşacaksan | فَعَجَبٌ: şaşmak lazım | قَوْلُهُمْ: onların şu sözlerine | أَإِذَا: zaman mı? | كُنَّا: biz olduğumuz | تُرَابًا: toprak | أَإِنَّا: gerçekten biz mi? | لَفِي: içinde (olacağız) | خَلْقٍ: bir yaratılış | جَدِيدٍ: yeniden | أُولَٰئِكَ: işte onlar | الَّذِينَ: kimselerdir | كَفَرُوا: inkar eden(lerdir) | بِرَبِّهِمْ: Rablerini | وَأُولَٰئِكَ: ve onlar (bulunanlardır) | الْأَغْلَالُ: halkalar | فِي: | أَعْنَاقِهِمْ: boyunlarında | وَأُولَٰئِكَ: ve onlar | أَصْحَابُ: halkıdır | النَّارِ: ateş | هُمْ: onlar | فِيهَا: orada | خَالِدُونَ: sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإن WÎN eğer | تعجب TACB şaşacaksan | فعجب FACB şaşmak lazım | قولهم GWLHM onların şu sözlerine | أإذا ÊÎZ̃E zaman mı? | كنا KNE biz olduğumuz | ترابا TREBE toprak | أإنا ÊÎNE gerçekten biz mi? | لفي LFY içinde (olacağız) | خلق ḢLG bir yaratılış | جديد CD̃YD̃ yeniden | أولئك ÊWLÙK işte onlar | الذين ELZ̃YN kimselerdir | كفروا KFRWE inkar eden(lerdir) | بربهم BRBHM Rablerini | وأولئك WÊWLÙK ve onlar (bulunanlardır) | الأغلال ELÊĞLEL halkalar | في FY | أعناقهم ÊANEGHM boyunlarında | وأولئك WÊWLÙK ve onlar | أصحاب ÊṦḪEB halkıdır | النار ELNER ateş | هم HM onlar | فيها FYHE orada | خالدون ḢELD̃WN sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve in: eğer | teǎ'ceb: şaşacaksan | feǎcebun: şaşmak lazım | ḳavluhum: onların şu sözlerine | eiƶā: zaman mı? | kunnā: biz olduğumuz | turāben: toprak | einnā: gerçekten biz mi? | lefī: içinde (olacağız) | ḣalḳin: bir yaratılış | cedīdin: yeniden | ulāike: işte onlar | elleƶīne: kimselerdir | keferū: inkar eden(lerdir) | birabbihim: Rablerini | ve ulāike: ve onlar (bulunanlardır) | l-eğlālu: halkalar | : | eǎ'nāḳihim: boyunlarında | veulāike: ve onlar | eSHābu: halkıdır | n-nāri: ateş | hum: onlar | fīhā: orada | ḣālidūne: sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎN: eğer | TACB: şaşacaksan | FACB: şaşmak lazım | GWLHM: onların şu sözlerine | ÊÎZ̃E: zaman mı? | KNE: biz olduğumuz | TREBE: toprak | ÊÎNE: gerçekten biz mi? | LFY: içinde (olacağız) | ḢLG: bir yaratılış | CD̃YD̃: yeniden | ÊWLÙK: işte onlar | ELZ̃YN: kimselerdir | KFRWE: inkar eden(lerdir) | BRBHM: Rablerini | WÊWLÙK: ve onlar (bulunanlardır) | ELÊĞLEL: halkalar | FY: | ÊANEGHM: boyunlarında | WÊWLÙK: ve onlar | ÊṦḪEB: halkıdır | ELNER: ateş | HM: onlar | FYHE: orada | ḢELD̃WN: sürekli kalacaklardır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şaşıyorsan asıl şaşılacak şey, toprak olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız diyenlerin sözü. Onlar, öyle kişilerdir ki Rablerine kâfir olmuşlardır. Onlar, öyle kişilerdir ki boyunlarında demir zincirler var ve onlar, cehennem ehlidir; onlar, orada ebedî kalırlar.
Adem Uğur : (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanlamalarına) şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların: "Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız?" demeleridir. İşte onlar, Rablerini inkâr edenlerdir; işte onlar (kıyamet gününde) boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacaklardır!
Ahmed Hulusi : Eğer (kavrayamadığından dolayı) şaşıyorsan (bu işaretlerimize); asıl şaşılacak olan, onların şu sözüdür: "Biz toprak olduktan sonra, halkı cedîdde mi olacağız (yeni bir yaratılmayla yaşama devam mı edeceğiz)?". . . İşte bunlar Rablerinin hakikatleri olduğu bilgisini inkâr edenlerdir (Allâh Esmâ'sı hakikatleri olduğu için sonsuza dek ölümsüz yaşayacaklarını kavrayamayanlardır)! Boyunlarında bukağılar (halkalar - karınlarındaki ikinci beyinin oluşturduğu madde bedenden ibaret olma düşüncesinin esirleri) olanlar da bunlardır! Bunlar Ateş (yanma) ehlidir. . . Onlar orada sonsuz yaşarlar!
Ahmet Tekin : Kâfirlerin seni yalanlaması, putlara tapması, kâinattaki hârikulâde oluşlar hayretini mucip olsa da, asıl şaşılacak şey onların, 'Biz toprak olduğumuz zaman mı, yeniden mi yaratılacağız?' demeleridir. İşte onlar Rablerini inkârda ısrar edenlerdir. İşte onlar boyunlarına tasmalar takılacak olanlardır. Onlar ateş ehli, cehennemliktirler. Orada ebedî kalacaklar.
Ahmet Varol : Eğer şaşacaksan asıl şaşılacak şey onların: 'Biz toprak olduğumuzda mı, biz mi yeniden yaratılacağız?' demeleridir. İşte onlar Rabblerini inkâr edenlerdir. İşte onlar boyunlarında halkalar olanlardır. Ve işte onlar cehennemliktirler. Onlar orada sürekli kalacaklardır.
Ali Bulaç : Eğer şaşıracaksan, asıl şaşkınlık konusu onların şöyle söylemeleridir: "Biz toprak iken mi, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız?" İşte onlar Rablerine karşı inkâra sapanlar, işte onlar boyunlarına (ateşten) halkalar geçirilenler ve işte onlar -içinde ebedi kalacakları- ateşin arkadaşları olanlardır.
Ali Fikri Yavuz : Ey Rasûlüm, eğer kâfirlerin seni yalanlamasına şaşıyorsan, asıl şu sözleri şaşılacak şeydir: “- Biz bir toprak olduğumuz zaman mı cidden yeni bir yaratılışta olacağız (öldükten sonra yeniden mi dirileceğiz)?” İşte bunlar, Rablerini (hükümlerini) inkâr etmiş olanlardır; bunlar, boyunlarında (kıyamet gününde) demir halkalar bulunanlardır. Bunlar, Cehennemliktirler; ebedî olarak orada kalacaklardır.
Bekir Sadak : µasacaksan, onlarin: «Biz toprak olunca mi yeniden yaratilacagiz?» demelerine sasmak gerekir. Iste onlar Rablerini inkar edenlerdir. Iste onlar boyunlarina demir halkalar vurulanlardir. Iste onlar cehennemliklerdir, orada temelli kalacaklardir.
Celal Yıldırım : Eğer şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey, onların : «Biz toprak olunca mı yeni bir halk (canlı yaratık) olacağız ?» sözüdür. İşte bunlar Rablarını tanımıyanlardır ve bunlardır boyunlarında demir halka olanlar! işte bunlardır Cehennem yârânı. Orada devamlı kalıcılard'r bunlar.
Diyanet İşleri : Eğer şaşacaksan, asıl şaşılacak olan onların, “Biz toprak olunca yeniden mi yaratılacakmışız?” demeleridir. İşte bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. İşte onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır ve işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) : Şaşacaksan, onların: 'Biz toprak olunca mı yeniden yaratılacağız?' demelerine şaşmak gerekir. İşte onlar Rablerini inkar edenlerdir. İşte onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır. İşte onlar cehennemliklerdir, orada temelli kalacaklardır.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanlamalarına) şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların: «Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız?» demeleridir. İşte onlar, Rablerini inkâr edenlerdir; işte onlar (kıyamet gününde) boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacaklardır!
Edip Yüksel : Şaşacaksan, onların şu sözlerine şaşmalısın: 'Biz toprak olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?' İşte onlar, Rab'lerini inkar edenlerdir. Onlar, boyunlarına prangalar hakedenlerdir. Onlar ateşin halkıdır; nitekim orada ebedi kalıcıdırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların şu sözleridir: «Biz toprak olup gittikten sonra mı, yani biz gerçekten yeniden mi yaratılacağız?» İşte bunlar Rablerini inkâr etmişlerdir. Bunlar boyunlarında demir halkalar bulunanlardır. Ve işte bunlar cehennemliktirler, orada ebedî kalacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer şaşıracaksan, işte şaşılacak şey onların şu lakırdısı: «Biz toprak olduğumuz vakit mi; gerçekten biz mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?» işte bunlar Rablerini inkar edenlerdir, işte bunlar tomrukları boyunlarında ve işte bunlar cehennemliktirler, orada süresiz kalacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Eğer teaccüb edeceksen işte teaccüb edilecek şey: onların şu lâkırdısı: biz bir toprak olduğumuz vakıt mı, hele hele biz mi mutlaka yeni bir hılkat içinde bulunacağız!... İşte bunlar rablarına küfretmiş olanlar ve işte bunlar tomrukları boyunlarında ve işte bunlar eshabı nar, hep onda kalacaklardır
Fizilal-il Kuran : Eğer şaşacaksan, kâfirlerin 'Biz ölüp toprak olunca mı yeniden diriltileceğiz?' demelerine şaşmak gerekir. Onlar Rabb'lerini inkâr edenlerdir, onların boyunlarına demir halkalar geçirilecektir; onlar, orada ebedi olarak kalmak üzere, cehennemliktirler.
Gültekin Onan : Eğer şaşıracaksan, asıl şaşkınlık konusu onların şöyle söylemeleridir: "Biz toprak iken mi, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız?" İşte onlar rablerine küfredenler, işte onlar boyunlarına (ateşten) halkalar geçirilenler ve işte onlar -içinde ebedi kalacakları- ateşin arkadaşları olanlardır.
Hakkı Yılmaz : Ve eğer sen şaşıyorsan, asıl şaşırtıcı olan, onların: “Biz toprak olunca mı, biz gerçekten yeni bir oluşturuluşta mıyız?” sözleridir. İşte bunlar, Rablerine inanmamış kimselerdir. Ve işte bunlar, boyunlarında demir halkalar bulunanlardır. Ve işte bunlar, Ateş'in yâranıdırlar, onlar orada sürekli kalıcıdırlar.
Hasan Basri Çantay : Eğer (kâfirlerin seni yalana çıkardıklarına) şaşıyorsan asıl şaşılacak olan onların: «Biz toprak oldukdan sonra mı ve yeniden mi muhakkak yaratılacağız?» demeleridir,İşte bunlar Rablerini tanımayanlardır, işte boyunlarında lâleler bulunanlar bunlar ve işte içinde müebbed kalacakları ateşin yârânı da yine bunlar, bunlardır.
Hayrat Neşriyat : Buna rağmen (kâfirlerin yalanlamalarına) şaşıracaksan, asıl şaşılacak şey, onların: 'Bir toprak olduğumuz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışta olacağız?' sözleridir. İşte onlar, Rablerini inkâr edenlerdir. Hem yine onlar (âhiret gününde)boyunlarında (demir) halkalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidirler. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar.
İbni Kesir : Şaşacaksan, onların: Biz, toprak olunca yeniden mi yaratılacağız? demelerine şaşmak gerekir. İşte onlar; Rabblarını inkar edenlerdir. İşte onlar; boyunlarına demir halkalar vurulanlardır. Ve işte onlar; cehennemliklerdir, orada temelli kalacaklardır.
İskender Evrenosoğlu : Eğer acayip buluyorsan (şaşıyorsan) (bil ki;) asıl onların: “Biz toprak olduğumuz zaman mı, gerçekten, mutlaka yeniden mi halkedileceğiz (yaratılacağız)?" sözleri acayip (şaşılacak şey)dir. İşte onlar, Rab'lerini inkâr eden kimselerdir. Ve işte onlar, boyunlarında demir halkalar olanlardır ve işte onlar ateş ehlidir. Onlar orada ebedî kalanlardır.
Muhammed Esed : Fakat eğer (Allah'ın yarattığı bu harikalara) şaşıyorsanız inkarcıların şu sözlerine de şaşın: "Nasıl yani! Biz toza toprağa karıştıktan sonra (yeniden hayata dönmek üzre) bir kez daha mı yaratılacağız?" İşte (bunu söyleyenler) Rablerini inkara kalkışan kimselerdir; işte böyleleri boyunlarında (kendi davranışlarının bir sonucu olarak) bukağılar taşıyan kimselerdir; ve işte böyleleri, yerleşip kalmak üzere ateşe girecek olan kimselerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Eğer taaccüb edecek isen işte asıl teaccüb edilecek şey, onların «Biz toprak kesildikten sonra mı mutlaka yeniden yaratılacağız?» demeleridir. Onlar o kimselerdir ki, Rablerini inkâr etmişlerdir ve boyunlarında demir zincirler bulunan da onlardır ve onlar ateşin yârânıdırlar, onlar orada müebbeden kalacak kimselerdir.
Ömer Öngüt : Eğer şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların şu sözleridir: “Biz toprak olduğumuz zaman mı, biz mi yeniden yaratılacağız?” İşte onlar Rablerini inkâr edenlerdir. Onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır. İşte onlar cehennemliklerdir, orada ebedî kalacaklardır.
Şaban Piriş : Eğer şaşacaksan, onların: -Biz toprak olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız? demelerine şaşman gerekir. İşte onlar Rablerini tanımayanlardır. İşte onlar, boyunlarına zincir vurulanlardır. Onlar, ateş halkıdır. Orada temelli kalacaklardır.
Suat Yıldırım : Eğer onların iman etmemelerine şaşırıyorsan bil ki asıl şaşılacak olan, onların: "Ölüp toprak olduktan sonra biz yeniden mi yaratılacakmışız?" demeleridir. İşte onlardır Rab’lerini inkâr edenler. İşte onlardır boyunları tasmalı olanlar. Ve işte onlardır, hem de ebedî kalmak üzere cehennemlik olanlar.
Süleyman Ateş : Eğer şaşacaksan, onların şu sözlerine şaşmak lâzım: "Biz toprak olduğumuz zaman mı, biz mi yeniden yaratılacağız?" İşte onlar, Rablerine karşı nankörlük edenlerdir. Ve Onlar, boyunlarında halkalar bulunan kimselerdir, onlar ateş halkıdır. Onlar orada sürekli kalacaklardır.
Tefhim-ul Kuran : Eğer şaşıracaksan, asıl şaşkınlık konusu onların şöyle söylemeleridir: «Biz toprak iken mi, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız?» İşte onlar Rablerine karşı küfre sapanlar, işte onlar boyunlarına (ateşten) halkalar geçirenler ve işte onlar -içinde ebedi kalacakları- ateşin arkadaşları olanlardır.
Ümit Şimşek : Şaşacaksan, 'Toprak olduktan sonra yeniden yaratılacak mıyız?' diyenlerin sözüne şaş. Onlar Rablerine nankörlük edenlerdir. Onların boyunlarında bukağılar vardır. Onlar ateş ehlidir ve orada sürekli kalacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür: "Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?" Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada sürekli kalacaklardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}