V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالذكر
ذ ك ر | Z̃KR
BELZ̃KR
biƶ-ƶikri
Zikr'i (Kur'an'ı)
in the Reminder
Be,Elif,Lam,Zel,Kef,Re, 2,1,30,700,20,200,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine verbal noun جار ومجرور
لما
|
LME
lemmā
when
Lam,Mim,Elif, 30,40,1,
T – time adverb ظرف زمان
جاءهم
ج ي ا | CYE
CEÙHM
cā'ehum
kendilerine gelen
it comes to them.
Cim,Elif,,He,Mim, 3,1,,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb PRON – 3rd person masculine plural object pronoun فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وإنه
|
WÎNH
ve innehu
halbuki o
And indeed, it
Vav,,Nun,He, 6,,50,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine singular object pronoun الواو عاطفة حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لكتاب
ك ت ب | KTB
LKTEB
lekitābun
bir Kitaptır
(is) surely a Book
Lam,Kef,Te,Elif,Be, 30,20,400,1,2,
EMPH – emphatic prefix lām N – nominative masculine indefinite noun اللام لام التوكيد اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: onlar | كَفَرُوا: inkar ettiler | بِالذِّكْرِ: Zikr'i (Kur'an'ı) | لَمَّا: | جَاءَهُمْ: kendilerine gelen | وَإِنَّهُ: halbuki o | لَكِتَابٌ: bir Kitaptır | عَزِيزٌ: aziz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎNşüphesiz | الذين ELZ̃YNonlar | كفروا KFRWEinkar ettiler | بالذكر BELZ̃KRZikr'i (Kur'an'ı) | لما LME | جاءهم CEÙHMkendilerine gelen | وإنه WÎNHhalbuki o | لكتاب LKTEBbir Kitaptır | عزيز AZYZaziz |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | elleƶīne: onlar | keferū: inkar ettiler | biƶ-ƶikri: Zikr'i (Kur'an'ı) | lemmā: | cā'ehum: kendilerine gelen | ve innehu: halbuki o | lekitābun: bir Kitaptır | ǎzīzun: aziz |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: onlar | KFRWE: inkar ettiler | BELZ̃KR: Zikr'i (Kur'an'ı) | LME: | CEÙHM: kendilerine gelen | WÎNH: halbuki o | LKTEB: bir Kitaptır | AZYZ: aziz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kur'ân, kendisine tebliğ edildikten sonra kâfir olanlar; ve hem de şüphe yok ki bu Kur'ân, eşsiz ve üstün bir kitaptır ki;
Adem Uğur : Kendilerine Kitap geldiğinde onu inkâr edenler (şüphesiz bunun sonucuna katlanacaklardır). Halbuki o, eşsiz bir kitaptır.
Ahmed Hulusi : Gerçekten, kendilerine gelen hakikatlerini hatırlatıcıyı inkâr edenlerdir! Muhakkak ki O (hakikatlerini hatırlatıcı - zikir), Aziyz bir BİLGİdir!
Ahmet Tekin : Kendilerine okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân geldiğinde, onu inkârda ısrar edenler, bunun sonuçlarına katlanacaklar. O, kudretli ve hükümran bir kitaptır.
Ahmet Varol : Onlar (ateşe atılacaklar) kendilerine Kur'an gelince onu inkar ettiler. Oysa o çok ulu bir kitaptır.
Ali Bulaç : Şüphesiz, kendilerine zikir gelince onu inkâr edenler (ateşin içine bırakılırlar); oysa o, aziz (şerefi yüksek, üstün) bir Kitaptır.
Ali Fikri Yavuz : Kendilerine Kur’an geldiği vakit, onu inkâr edenler, (azaba uğratılacaklardır). Muhakkak ki, o çok şerefli bir kitabdır.
Bekir Sadak : (41-42) Kitap kendilerine gelince, onlar, onu inkar etmislerdir; oysa o, degerli bir Kitap'dir. Gecmiste ve gelecekte onu batil kilacak yoktur. Hakim ve ovulmege layik olan Allah katindan indirilmedir.
Celal Yıldırım : Onlar ki, Kur'ân kendilerine geldiği zaman onu tanımayıp reddettiler, (elbette bunun sonucuna katlanacaklardır). Çünkü O, aziz (şerefli, üstün, değerli) bir Kitap'tır.
Diyanet İşleri : Kur’an kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler mutlaka cezalarını göreceklerdir. Şüphesiz o, çok değerli ve sağlam bir kitaptır.
Diyanet İşleri (eski) : (41-42) Kitap kendilerine gelince, onlar, onu inkar etmişlerdir; oysa o, değerli bir Kitap'dır. Geçmişte ve gelecekte onu batıl kılacak yoktur. Hakim ve övülmeğe layık olan Allah katından indirilmedir.
Diyanet Vakfi : Kendilerine Kitap geldiğinde onu inkâr edenler (şüphesiz bunun sonucuna katlanacaklardır). Halbuki o, eşsiz bir kitaptır.
Edip Yüksel : Kendilerine mesaj ulaştıktan sonra onu inkar edenler bilsin ki o üstün bir kitaptır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kur'ân kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler, mutlaka cezalarını çekeceklerdir. O gerçekten çok değerli bir kitaptır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar, O Kur'an kendilerine geldiğinde onu inkar edenlerdir. Halbuki o, benzeri bulunmaz bir kitaptır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar: o zikir kendilerine geldiği vakıt ona körlük eden mülhidler, halbuki o misli bulunmaz azîz bir kitab
Fizilal-il Kuran : Kendilerine gelen Kur'ân'ı inkar ettiler. Halbuki o yüce bir Kitab'dır.
Gültekin Onan : Şüphesiz, kendilerine zikir gelince ona küfredenler (ateşin içine bırakılırlar); oysa o, aziz (şerefi yüksek, üstün) bir Kitaptır.
Hakkı Yılmaz : (41,42) Şüphesiz Öğüt/Kur’ân kendilerine geldiğinde onu bilerek reddeden kimseler... Ve şüphesiz o Öğüt/Kitap, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan, övülen, övgüye lâyık bulunan tarafından indirilmedir. Önünden ve ardından/ hiçbir tarafından kendisine bâtılın gelmediği çok şerefli bir kitaptır.
Hasan Basri Çantay : (Âyetlerimiz hakkında sapıklığa düşenler) o zikre (Kur'ana) — o, kendilerine gelince — küfredenler (dir ki işte bunlar şübhesiz bize gizli kalmazlar). Halbuki o, cidden sarp bir kitabdır.
Hayrat Neşriyat : Doğrusu o kimseler ki, kendilerine geldiğinde Kur’ân’ı inkâr ettiler. Hâlbuki şübhesiz o, gerçekten çok yüce bir Kitab’dır.
İbni Kesir : Kendilerine zikir gelince; onlar onu inkar etmişlerdir. Halbuki o, aziz bir kitabdır.
İskender Evrenosoğlu : Gerçekten onlar, kendilerine zikir (Kur'ân) geldiği zaman (O'nu) inkâr ettiler. Ve muhakkak ki O, Azîz (yüce ve şerefli) bir Kitap'tır.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, kendilerine gelen bu uyarıyı inkar edenler (var ya, işte onlar hüsrana uğrayanlardır); çünkü o yüce bir ilahi kelamdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok (mülhidler) o kimselerdir ki, kendilerine geldiği zaman Kur'an'ı inkâr etmişlerdir ve muhakkak ki o, elbette azîz bir kitaptır.
Ömer Öngüt : Kendilerine Zikir (Kur'an) geldiğinde onu inkâr edenler, (mutlaka cezalarını çekeceklerdir). Halbuki o aziz bir Kitap'tır.
Şaban Piriş : Kitap kendilerine geldiğinde onu inkar ettiler. Oysa o, eşsiz bir kitaptır.
Suat Yıldırım : (41-42) Kendilerine gelen bu şanı yüce dersi inkâr edenler elbette cezadan kurtulamazlar. Halbuki o eşsiz ve pek kıymetli bir kitaptır. Öyle bir kitaptır ki batıl ona ne önünden, ne ardından, hiç bir taraftan yol bulamaz.(Tam hüküm ve hikmet sahibi, bütün hamdlerin ve övgülerin sahibi) o Hakîm ve Hamîd tarafından indirilmiştir.
Süleyman Ateş : Onlar, kendilerine gelen Kur'ân'ı inkâr ettiler. Halbuki o, öyle eşsiz bir Kitaptır,
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz, kendilerine zikir gelince ona (karşı) küfre sapanlar (ateşin içine bırakılırlar); oysa o, aziz (şerefi yüksek, üstün) bir Kitaptır.
Ümit Şimşek : Kendilerine öğüt geldiğinde onu yalanladılar. Halbuki o aziz bir kitaptır.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar, o zikiri/Kur'an'ı kendilerine geldiğinde inkâr ettiler. Halbuki o, eşsiz yücelikte bir Kitap'tır.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]