» 68 / Kalem  26:

Kuran Sırası: 68
İniş Sırası: 2
Kalem Suresi = Kalem Suresi
adini 1. ayetinde yer alan kalem kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : fakat
2. رَأَوْهَا (RÊWHE) = raevhā : bahçeyi görünce
3. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler
4. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
5. لَضَالُّونَ (LŽELWN) = leDāllūne : biz (yolu) şaşırdık
fakat | bahçeyi görünce | dediler | elbette biz | biz (yolu) şaşırdık |

[] [REY] [GWL] [] [ŽLL]
FLME RÊWHE GELWE ÎNE LŽELWN

felemmā raevhā ḳālū innā leDāllūne
فلما رأوها قالوا إنا لضالون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā fakat But when
رأوها ر ا ي | REY RÊWHE raevhā bahçeyi görünce they saw it,
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler they said,
إنا | ÎNE innā elbette biz """Indeed, we"
لضالون ض ل ل | ŽLL LŽELWN leDāllūne biz (yolu) şaşırdık (are) surely lost.

68:26 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

fakat | bahçeyi görünce | dediler | elbette biz | biz (yolu) şaşırdık |

[] [REY] [GWL] [] [ŽLL]
FLME RÊWHE GELWE ÎNE LŽELWN

felemmā raevhā ḳālū innā leDāllūne
فلما رأوها قالوا إنا لضالون

[] [ر ا ي] [ق و ل] [] [ض ل ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā fakat But when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
رأوها ر ا ي | REY RÊWHE raevhā bahçeyi görünce they saw it,
Re,,Vav,He,Elif,
200,,6,5,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler they said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إنا | ÎNE innā elbette biz """Indeed, we"
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لضالون ض ل ل | ŽLL LŽELWN leDāllūne biz (yolu) şaşırdık (are) surely lost.
Lam,Dad,Elif,Lam,Vav,Nun,
30,800,1,30,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine plural active participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: fakat | رَأَوْهَا: bahçeyi görünce | قَالُوا: dediler | إِنَّا: elbette biz | لَضَالُّونَ: biz (yolu) şaşırdık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME fakat | رأوها RÊWHE bahçeyi görünce | قالوا GELWE dediler | إنا ÎNE elbette biz | لضالون LŽELWN biz (yolu) şaşırdık |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: fakat | raevhā: bahçeyi görünce | ḳālū: dediler | innā: elbette biz | leDāllūne: biz (yolu) şaşırdık |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: fakat | RÊWHE: bahçeyi görünce | GELWE: dediler | ÎNE: elbette biz | LŽELWN: biz (yolu) şaşırdık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bahçeyi görünce gerçekten de dediler, elbette yolumuzu şaşırdık.
Adem Uğur : Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.
Ahmed Hulusi : Bahçeyi gördüklerinde (harap olmuş): "Yanlış yere geldik herhâlde" dediler.
Ahmet Tekin : Bağı, bahçeyi gördüklerinde: 'Galiba biz yanlış yere geldik.' dediler.
Ahmet Varol : Fakat onu (bahçeyi) gördüklerinde: 'Herhalde yanlış geldik' dediler.
Ali Bulaç : Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler.
Ali Fikri Yavuz : Vakta ki o bahçeyi (böyle yanmış kapkara) gördüler : “-Biz, herhalde yanlış gelmişiz.” dediler.
Bekir Sadak : (26-27) Bahceyi gorduklerinde: «Herhalde yolumuzu sasirmis olacagiz; belki de biz yoksun birakildik» dediler.
Celal Yıldırım : (26-27) Bahçeyi görünce : «Biz şüphesiz şaşırıp (başka yere) sapmışız, hayır biz mahrum kalmışız» dediler.
Diyanet İşleri : Fakat bahçeyi o hâlde gördüklerinde, “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : (26-27) Bahçeyi gördüklerinde: 'Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız; belki de biz yoksun bırakıldık' dediler.
Diyanet Vakfi : Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.
Edip Yüksel : Fakat bahçeyi görünce, 'Biz yolu şaşırdık,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat bahçeyi gördüklerinde: «Biz herhalde yanlış gelmişiz» dediler .
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ama bağı gördüklerinde: «Biz her halde yanlış gelmişiz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vakta ki o bağı gördüler, biz, dediler: her halde yanlış gelmişiz
Fizilal-il Kuran : Fakat bahçeyi görünce «Herhalde biz yolu şaşırdık» dediler.
Gültekin Onan : Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler.
Hakkı Yılmaz : (25-29) "Sadece engelleme gücüne sahip/şiddete güçleri yeten bir tavırla erkenden gittiler. Ama çiftliği gördüklerinde: “Biz şüphesiz biz şaşırmışız/ yanlış yere gelmişiz; yok yok, biz yoksun bırakılmışız; Allah bizi cezalandırmış!” dediler. En hayırlı olanları: “Ben size ‘Allah'ı noksanlıklardan arındırmıyor musunuz?’ dememiş miydim?” dedi. Onlar: “Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler yanlış; kendi zararlarına iş yapan, haksız davranan kimselermişiz!” dediler. "
Hasan Basri Çantay : Fakat onu (bu halde) görüverince dediler ki: «Her halde biz yanlış gelenleriz».
Hayrat Neşriyat : Fakat orayı (bahçeyi o perişan hâlde) gördüklerinde: 'Muhakkak biz, elbette(bahçesinin yolunu) şaşıran kimseleriz (her hâlde yanlış yere geldik!)' dediler.
İbni Kesir : Onu gördüklerinde dediler ki: Herhalde biz yanlış geldik.
İskender Evrenosoğlu : Fakat onu (bostanın halini) görünce: “Muhakkak ki biz, gerçekten dalâlette olan kimseleriz.” dediler.
Muhammed Esed : Ama bahçeye bakıp onu (tanınmaz halde) görünce: "Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız!" diye bağırdılar;
Ömer Nasuhi Bilmen : (26-27) Vaktâ ki o bostanlarını (o halde) gördüler, dediler ki: «Şüphe yok bizler elbette sapık kimseleriz. Hayır, biz mahrum kimseleriz.»
Ömer Öngüt : Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Herhalde biz yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler.
Şaban Piriş : Onu gördüklerinde: -Yolu şaşırdık, dediler.
Suat Yıldırım : Bahçeyi görünce, apışıp kaldılar. "Galiba yolu şaşırdık, yanlış yere geldik!" dediler.
Süleyman Ateş : Fakat bahçeyi görünce: "Herhalde biz yolu şaşırdık." dediler.
Tefhim-ul Kuran : Ama onu görünce: «Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız» dediler.
Ümit Şimşek : Bir de ne görsünler! 'Herhalde biz yanlış geldik' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : Fakat bahçeyi görünce: "Yahu biz yanlış gelmişiz." dediler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}