» 30 / Rûm  53:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
Rum Suresi = Romalilar Suresi
ismini 1. ayetinde Persliler ile yapilan savasta yenilgiye ugrayan Romalilarin yakinda gelip geleceginin ifade edilmesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (WME) = ve mā : ve değilsin
2. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sen
3. بِهَادِ (BHED̃) = bihādi : yola getirecek
4. الْعُمْيِ (ELAMY) = l-ǔmyi : körleri
5. عَنْ (AN) = ǎn : -ndan
6. ضَلَالَتِهِمْ (ŽLELTHM) = Delāletihim : sapıklıkları-
7. إِنْ (ÎN) = in :
8. تُسْمِعُ (TSMA) = tusmiǔ : sen işittiremezsin
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : başkasına
10. مَنْ (MN) = men : kimseler(den)
11. يُؤْمِنُ (YÙMN) = yu'minu : inanan(lar)
12. بِايَاتِنَا (B ËYETNE) = biāyātinā : ayetlerimize
13. فَهُمْ (FHM) = fehum : ve onlar
14. مُسْلِمُونَ (MSLMWN) = muslimūne : müslüman olurlar
ve değilsin | sen | yola getirecek | körleri | -ndan | sapıklıkları- | | sen işittiremezsin | başkasına | kimseler(den) | inanan(lar) | ayetlerimize | ve onlar | müslüman olurlar |

[] [] [HD̃Y] [AMY] [] [ŽLL] [] [SMA] [] [] [EMN] [EYY] [] [SLM]
WME ÊNT BHED̃ ELAMY AN ŽLELTHM ÎN TSMA ÎLE MN YÙMN B ËYETNE FHM MSLMWN

ve mā ente bihādi l-ǔmyi ǎn Delāletihim in tusmiǔ illā men yu'minu biāyātinā fehum muslimūne
وما أنت بهاد العمي عن ضلالتهم إن تسمع إلا من يؤمن بآياتنا فهم مسلمون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WME ve mā ve değilsin And not
أنت | ÊNT ente sen you
بهاد ه د ي | HD̃Y BHED̃ bihādi yola getirecek can guide
العمي ع م ي | AMY ELAMY l-ǔmyi körleri the blind
عن | AN ǎn -ndan from
ضلالتهم ض ل ل | ŽLL ŽLELTHM Delāletihim sapıklıkları- their error.
إن | ÎN in Not
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ sen işittiremezsin you can make hear
إلا | ÎLE illā başkasına except
من | MN men kimseler(den) (those) who
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minu inanan(lar) believe
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimize in Our Verses
فهم | FHM fehum ve onlar so they
مسلمون س ل م | SLM MSLMWN muslimūne müslüman olurlar surrender.

30:53 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve değilsin | sen | yola getirecek | körleri | -ndan | sapıklıkları- | | sen işittiremezsin | başkasına | kimseler(den) | inanan(lar) | ayetlerimize | ve onlar | müslüman olurlar |

[] [] [HD̃Y] [AMY] [] [ŽLL] [] [SMA] [] [] [EMN] [EYY] [] [SLM]
WME ÊNT BHED̃ ELAMY AN ŽLELTHM ÎN TSMA ÎLE MN YÙMN B ËYETNE FHM MSLMWN

ve mā ente bihādi l-ǔmyi ǎn Delāletihim in tusmiǔ illā men yu'minu biāyātinā fehum muslimūne
وما أنت بهاد العمي عن ضلالتهم إن تسمع إلا من يؤمن بآياتنا فهم مسلمون

[] [] [ه د ي] [ع م ي] [] [ض ل ل] [] [س م ع] [] [] [ا م ن] [ا ي ي] [] [س ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WME ve mā ve değilsin And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أنت | ÊNT ente sen you
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
بهاد ه د ي | HD̃Y BHED̃ bihādi yola getirecek can guide
Be,He,Elif,Dal,
2,5,1,4,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine active participle
جار ومجرور
العمي ع م ي | AMY ELAMY l-ǔmyi körleri the blind
Elif,Lam,Ayn,Mim,Ye,
1,30,70,40,10,
ADJ – genitive masculine plural adjective
صفة مجرورة
عن | AN ǎn -ndan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
ضلالتهم ض ل ل | ŽLL ŽLELTHM Delāletihim sapıklıkları- their error.
Dad,Lam,Elif,Lam,Te,He,Mim,
800,30,1,30,400,5,40,
N – genitive feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN in Not
,Nun,
,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
تسمع س م ع | SMA TSMA tusmiǔ sen işittiremezsin you can make hear
Te,Sin,Mim,Ayn,
400,60,40,70,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
إلا | ÎLE illā başkasına except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
من | MN men kimseler(den) (those) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'minu inanan(lar) believe
Ye,,Mim,Nun,
10,,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimize in Our Verses
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهم | FHM fehum ve onlar so they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
مسلمون س ل م | SLM MSLMWN muslimūne müslüman olurlar surrender.
Mim,Sin,Lam,Mim,Vav,Nun,
40,60,30,40,6,50,
"N – nominative masculine plural (form IV) active participle → Islam"
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve değilsin | أَنْتَ: sen | بِهَادِ: yola getirecek | الْعُمْيِ: körleri | عَنْ: -ndan | ضَلَالَتِهِمْ: sapıklıkları- | إِنْ: | تُسْمِعُ: sen işittiremezsin | إِلَّا: başkasına | مَنْ: kimseler(den) | يُؤْمِنُ: inanan(lar) | بِايَاتِنَا: ayetlerimize | فَهُمْ: ve onlar | مُسْلِمُونَ: müslüman olurlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve değilsin | أنت ÊNT sen | بهاد BHED̃ yola getirecek | العمي ELAMY körleri | عن AN -ndan | ضلالتهم ŽLELTHM sapıklıkları- | إن ÎN | تسمع TSMA sen işittiremezsin | إلا ÎLE başkasına | من MN kimseler(den) | يؤمن YÙMN inanan(lar) | بآياتنا B ËYETNE ayetlerimize | فهم FHM ve onlar | مسلمون MSLMWN müslüman olurlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve değilsin | ente: sen | bihādi: yola getirecek | l-ǔmyi: körleri | ǎn: -ndan | Delāletihim: sapıklıkları- | in: | tusmiǔ: sen işittiremezsin | illā: başkasına | men: kimseler(den) | yu'minu: inanan(lar) | biāyātinā: ayetlerimize | fehum: ve onlar | muslimūne: müslüman olurlar |
Kırık Meal (Transcript) : |WME: ve değilsin | ÊNT: sen | BHED̃: yola getirecek | ELAMY: körleri | AN: -ndan | ŽLELTHM: sapıklıkları- | ÎN: | TSMA: sen işittiremezsin | ÎLE: başkasına | MN: kimseler(den) | YÙMN: inanan(lar) | B ËYETNE: ayetlerimize | FHM: ve onlar | MSLMWN: müslüman olurlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve sen, körleri sapıklıklarından döndürüp doğru yola sevkedemezsin. Sen, ancak delillerimize inananlara duyurursun; gerçekten de onlardır Müslüman olanlar.
Adem Uğur : Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
Ahmed Hulusi : Sen basîretsizleri, sapık inançlarından çıkarıp, hakikati gösteremezsin! Sen ancak müslimler (teslim olmuşlar) olmaları dolayısıyla, varlıklarındaki işaretlerimize iman eden kimselere işittirirsin!
Ahmet Tekin : Kör kesilenleri, başlarına buyruk bir hayattan, dalâlet, bozuk düzen, ahmaklık ve cehaletten kurtaramazsın, doğru yolu gösteremezsin. Tebliğini ancak, âyetlerimize, iman edenlere duyurabilirsin. İşte onlar İslâm’ı yaşayan müslümanlardır.
Ahmet Varol : Sen körleri sapıklıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin. İşte Müslüman olanlar onlardır.
Ali Bulaç : Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin ki onlar müslümanlardır.
Ali Fikri Yavuz : Körleri, (kalbleri kör olanları) da, sen, sapıklıklarından ayırıb doğru yola iletici değilsin. Sen ancak ayetlerimize iman edeceklere (davetini) duyurursun da, onlar İslâma gelir, selâmeti bulurlar.
Bekir Sadak : Korleri sapiklikalrindan vazgecirip dogru yola donduremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; iste onlar muslumanlardir. *
Celal Yıldırım : Ve sen, körleri sapıklıktan doğru yola çevirecek de değilsin. Sen ancak âyetlerimize inananlara duyurabilirsin ki onlar Müslümanlar (Hakk'a dosdoğru teslimiyet gösterenleridir,.
Diyanet İşleri : Sen, körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
Diyanet İşleri (eski) : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.
Diyanet Vakfi : Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
Edip Yüksel : Körü de sapıklığından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara işittirebilirsin ki onlar hemen teslim olurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Körleri de sapıklıklarından hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Körleri de sapıklıktan doğru yola çıkaramazsın; sen ancak ayetlerimize iman edeceklere duyurabilirsin de onlar İslam'a gelir, selameti bulurlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Körlerin de şaşkınlıklarından yol göstericisi değilsin, ancak âyetlerimize iyman edeceklere işittirirsin de onlar islâma gelir, selâmeti bulurlar
Gültekin Onan : Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca bizim ayetlerimize inananlara duyurabilirsin ki onlar müslümanlardır.
Hakkı Yılmaz : "Sen körleri de sapıklıklarından doğru yola götüremezsin. Sen ancak âyetlerimizi, iman edeceklere duyurursun; artık onlar Müslümanlardır. "
Hasan Basri Çantay : Sen körleri dahi sapıklıklarından ayırıb doğru yola iletici değilsin. Sen (başkalarına değil) ancak âyetlerimize îman edib de müslüman olanlara, (yalınız) onlara dinletebilirsin.
Hayrat Neşriyat : Ve sen, körlerin sapıklıklarından (kendilerini çıkaran) hidâyet vericisi değilsin! Çünki sen (da'vetini), ancak âyetlerimize îmân edip de kendileri Müslüman olan kişilere işittirebilirsin.
İbni Kesir : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin. Sen; ayetlerimizi ancak inananlara duyurabilirsin. İşte onlar, müslümanlardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve sen, körleri dalâletlerinden kurtarıp hidayete erdirecek değilsin. Sen ancak âyetlerimize îmân edenlere duyurursun. İşte onlar teslim olanlardır.
Muhammed Esed : Ve yine, (kalpleri) kör olanları sapıklıklarından döndürüp doğru yola iletemezsin. Sen (davetini) ancak mesajlarımıza inan(mak istey)enlere ve böylece kendilerini Bize teslim edenlere duyurabilirsin.
Mustafa İslamoğlu : Yine sen (kalbi) kör olanları sapıklıktan çevirip de doğru yola yöneltemezsin. Sen ancak ayetlerimize iman eden kimselere duyurabilirsin ve onlar da hemen teslim oluverirler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sen körleri de sapıklıklarından (kurtarıp) doğru yola iletici değilsin. Sen ancak âyetlerimize imân edenlere dinletebilirsin. İşte müslüman olanlar onlardır.
Ömer Öngüt : Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin. Sen âyetlerimizi ancak inananlara duyurabilirsin. İşte onlar müslümanlardır.
Şaban Piriş : Körleri de sapıklıklarından doğru yola iletemezsin. Sen, ancak ayetlerimize inananlara sesini duyurabilirsin. Çünkü onlar teslim olmuşlardır.
Suat Yıldırım : Sen, körleri de şaşkınlıktan, yanlış yola girmekten kurtaramazsın. Sen ancak, âyetlerimize iman etmeye yatkın kimselere çağrını duyurabilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar.
Süleyman Ateş : Ve sen, körleri de sapıklıklarından çıkarıp yola getiremezsin. Sen ancak, âyetlerimize inananlara işittirirsin de onlar müslüman olurlar.
Tefhim-ul Kuran : Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman etmekte olanlara duyurabilirsin ki onlar Müslümanlardır.
Ümit Şimşek : Körleri de şaşkınlıklarından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak âyetlerimize iman edip teslim olmuş kimselere söz dinletebilirsin.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak, ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslüman oluverirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}