» 30 / Rûm  58:

Kuran Sırası: 30
İniş Sırası: 84
Rum Suresi = Romalilar Suresi
ismini 1. ayetinde Persliler ile yapilan savasta yenilgiye ugrayan Romalilarin yakinda gelip geleceginin ifade edilmesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَقَدْ (WLGD̃) = veleḳad : ve andolsun
2. ضَرَبْنَا (ŽRBNE) = Derabnā : biz anlattık
3. لِلنَّاسِ (LLNES) = linnāsi : insanlara
4. فِي (FY) = fī :
5. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : bu
6. الْقُرْانِ (ELGR ËN) = l-ḳurāni : Kur'an'da
7. مِنْ (MN) = min :
8. كُلِّ (KL) = kulli : her çeşit
9. مَثَلٍ (MS̃L) = meṧelin : misali ile
10. وَلَئِنْ (WLÙN) = velein : ve eğer
11. جِئْتَهُمْ (CÙTHM) = ci'tehum : onlara getirsen
12. بِايَةٍ (B ËYT) = biāyetin : bir ayet
13. لَيَقُولَنَّ (LYGWLN) = leyeḳūlenne : derler
14. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
15. كَفَرُوا (KFRWE) = keferū : inkar edenler
16. إِنْ (ÎN) = in : değil(siniz)
17. أَنْتُمْ (ÊNTM) = entum : siz
18. إِلَّا (ÎLE) = illā : başka
19. مُبْطِلُونَ (MBŦLWN) = mubTilūne : iptal edenler(den)
ve andolsun | biz anlattık | insanlara | | bu | Kur'an'da | | her çeşit | misali ile | ve eğer | onlara getirsen | bir ayet | derler | kimseler | inkar edenler | değil(siniz) | siz | başka | iptal edenler(den) |

[] [ŽRB] [NWS] [] [] [GRE] [] [KLL] [MS̃L] [] [CYE] [EYY] [GWL] [] [KFR] [] [] [] [BŦL]
WLGD̃ ŽRBNE LLNES FY HZ̃E ELGR ËN MN KL MS̃L WLÙN CÙTHM B ËYT LYGWLN ELZ̃YN KFRWE ÎN ÊNTM ÎLE MBŦLWN

veleḳad Derabnā linnāsi hāƶā l-ḳurāni min kulli meṧelin velein ci'tehum biāyetin leyeḳūlenne elleƶīne keferū in entum illā mubTilūne
ولقد ضربنا للناس في هذا القرآن من كل مثل ولئن جئتهم بآية ليقولن الذين كفروا إن أنتم إلا مبطلون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun And verily,
ضربنا ض ر ب | ŽRB ŽRBNE Derabnā biz anlattık We (have) set forth
للناس ن و س | NWS LLNES linnāsi insanlara for mankind
في | FY in
هذا | HZ̃E hāƶā bu this -
القرآن ق ر ا | GRE ELGR ËN l-ḳurāni Kur'an'da [the] Quran
من | MN min of
كل ك ل ل | KLL KL kulli her çeşit every
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L meṧelin misali ile example.
ولئن | WLÙN velein ve eğer But if
جئتهم ج ي ا | CYE CÙTHM ci'tehum onlara getirsen you bring them
بآية ا ي ي | EYY B ËYT biāyetin bir ayet a sign,
ليقولن ق و ل | GWL LYGWLN leyeḳūlenne derler surely will say
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar edenler disbelieve,
إن | ÎN in değil(siniz) """Not"
أنتم | ÊNTM entum siz you
إلا | ÎLE illā başka (are) except
مبطلون ب ط ل | BŦL MBŦLWN mubTilūne iptal edenler(den) "falsifiers."""

30:58 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve andolsun | biz anlattık | insanlara | | bu | Kur'an'da | | her çeşit | misali ile | ve eğer | onlara getirsen | bir ayet | derler | kimseler | inkar edenler | değil(siniz) | siz | başka | iptal edenler(den) |

[] [ŽRB] [NWS] [] [] [GRE] [] [KLL] [MS̃L] [] [CYE] [EYY] [GWL] [] [KFR] [] [] [] [BŦL]
WLGD̃ ŽRBNE LLNES FY HZ̃E ELGR ËN MN KL MS̃L WLÙN CÙTHM B ËYT LYGWLN ELZ̃YN KFRWE ÎN ÊNTM ÎLE MBŦLWN

veleḳad Derabnā linnāsi hāƶā l-ḳurāni min kulli meṧelin velein ci'tehum biāyetin leyeḳūlenne elleƶīne keferū in entum illā mubTilūne
ولقد ضربنا للناس في هذا القرآن من كل مثل ولئن جئتهم بآية ليقولن الذين كفروا إن أنتم إلا مبطلون

[] [ض ر ب] [ن و س] [] [] [ق ر ا] [] [ك ل ل] [م ث ل] [] [ج ي ا] [ا ي ي] [ق و ل] [] [ك ف ر] [] [] [] [ب ط ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun And verily,
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
ضربنا ض ر ب | ŽRB ŽRBNE Derabnā biz anlattık We (have) set forth
Dad,Re,Be,Nun,Elif,
800,200,2,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
للناس ن و س | NWS LLNES linnāsi insanlara for mankind
Lam,Lam,Nun,Elif,Sin,
30,30,50,1,60,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
هذا | HZ̃E hāƶā bu this -
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
القرآن ق ر ا | GRE ELGR ËN l-ḳurāni Kur'an'da [the] Quran
Elif,Lam,Gaf,Re,,Nun,
1,30,100,200,,50,
"PN – genitive masculine proper noun → Quran"
اسم علم مجرور
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
كل ك ل ل | KLL KL kulli her çeşit every
Kef,Lam,
20,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
مثل م ث ل | MS̃L MS̃L meṧelin misali ile example.
Mim,Se,Lam,
40,500,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ولئن | WLÙN velein ve eğer But if
Vav,Lam,,Nun,
6,30,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
COND – conditional particle
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف شرط
جئتهم ج ي ا | CYE CÙTHM ci'tehum onlara getirsen you bring them
Cim,,Te,He,Mim,
3,,400,5,40,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بآية ا ي ي | EYY B ËYT biāyetin bir ayet a sign,
Be,,Ye,Te merbuta,
2,,10,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular indefinite noun
جار ومجرور
ليقولن ق و ل | GWL LYGWLN leyeḳūlenne derler surely will say
Lam,Ye,Gaf,Vav,Lam,Nun,
30,10,100,6,30,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRWE keferū inkar edenler disbelieve,
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إن | ÎN in değil(siniz) """Not"
,Nun,
,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
أنتم | ÊNTM entum siz you
,Nun,Te,Mim,
,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
إلا | ÎLE illā başka (are) except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
مبطلون ب ط ل | BŦL MBŦLWN mubTilūne iptal edenler(den) "falsifiers."""
Mim,Be,Tı,Lam,Vav,Nun,
40,2,9,30,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَقَدْ: ve andolsun | ضَرَبْنَا: biz anlattık | لِلنَّاسِ: insanlara | فِي: | هَٰذَا: bu | الْقُرْانِ: Kur'an'da | مِنْ: | كُلِّ: her çeşit | مَثَلٍ: misali ile | وَلَئِنْ: ve eğer | جِئْتَهُمْ: onlara getirsen | بِايَةٍ: bir ayet | لَيَقُولَنَّ: derler | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar edenler | إِنْ: değil(siniz) | أَنْتُمْ: siz | إِلَّا: başka | مُبْطِلُونَ: iptal edenler(den) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولقد WLGD̃ ve andolsun | ضربنا ŽRBNE biz anlattık | للناس LLNES insanlara | في FY | هذا HZ̃E bu | القرآن ELGR ËN Kur'an'da | من MN | كل KL her çeşit | مثل MS̃L misali ile | ولئن WLÙN ve eğer | جئتهم CÙTHM onlara getirsen | بآية B ËYT bir ayet | ليقولن LYGWLN derler | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar edenler | إن ÎN değil(siniz) | أنتم ÊNTM siz | إلا ÎLE başka | مبطلون MBŦLWN iptal edenler(den) |
Kırık Meal (Okunuş) : |veleḳad: ve andolsun | Derabnā: biz anlattık | linnāsi: insanlara | : | hāƶā: bu | l-ḳurāni: Kur'an'da | min: | kulli: her çeşit | meṧelin: misali ile | velein: ve eğer | ci'tehum: onlara getirsen | biāyetin: bir ayet | leyeḳūlenne: derler | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar edenler | in: değil(siniz) | entum: siz | illā: başka | mubTilūne: iptal edenler(den) |
Kırık Meal (Transcript) : |WLGD̃: ve andolsun | ŽRBNE: biz anlattık | LLNES: insanlara | FY: | HZ̃E: bu | ELGR ËN: Kur'an'da | MN: | KL: her çeşit | MS̃L: misali ile | WLÙN: ve eğer | CÙTHM: onlara getirsen | B ËYT: bir ayet | LYGWLN: derler | ELZ̃YN: kimseler | KFRWE: inkar edenler | ÎN: değil(siniz) | ÊNTM: siz | ÎLE: başka | MBŦLWN: iptal edenler(den) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve biz, bu Kur'ân'da, insanlara her çeşit örneği getirdik ve sen, onlara bir delil göstersen: Siz derler, ancak aslı olmayan şeyleri öne sürenlersiniz.
Adem Uğur : Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çeşit misale yer vermişizdir. Şayet onlara bir mucize getirsen inkârcılar kesinlikle şöyle diyeceklerdir: Siz ancak bâtıl şeyler ortaya atmaktasınız.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki şu Kurân'da insanlar için her çeşit misalden vurguladık! Yemin olsun ki, onlara bir delil getirsen, o hakikat bilgisini inkâr edenler elbette şöyle diyeceklerdir: "Siz palavracısınız!"
Ahmet Tekin : Andolsun, biz bu Kur’ân’da dini hakikatların delillerini, gerekçelerini, insani ve ahlaki değerlerin zaruretini insanların iyiliği, kurtuluşu için insanlara sunduk. Onlara bir mûcize bile getirsen, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar:
'Siz ancak, bâtıl şeyler ortaya atıyorsunuz' diyecekler.
Ahmet Varol : Andolsun biz bu Kur'an'da insanlara her tür örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen inkar edenler mutlaka: 'Siz ancak batıla yöneltenlersiniz' diyeceklerdir.
Ali Bulaç : Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her örneği gösterdik. Şüphesiz, sen onlara bir ayetle geldiğin zaman, o inkâr edenler, mutlaka: "Siz ancak muptil olanlardan başkası değilsiniz" derler.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten biz bu Kur’an’da, insanlar için, her çeşit misalden beyan ettik. Şübhe yok ki (ey Rasûlüm), sen onlara (istedikleri gibi gökten başka) bir ayet de getirsen, o küfre varanlar mutlaka: “- Siz (ey peygamberler ve müminler), ancak yalan uyduranlarsınız.” diyeceklerdir.
Bekir Sadak : And olsun ki bu Kuran'da insanlar icin her turlu misali vermisizdir. Bununla beraber, eger sen onlara bir mucize getirmis olsan, inkar edenler: «Siz ancak batil seyler ortaya atanlarsiniz» derler.
Celal Yıldırım : Şanıma yemin olsun ki, biz bu Kur'ân'da insanlar için her çeşit misâlden getirdik. And olsun ki sen onlara başka bir âyet (açık belge ya da mu'cize) de getirsen, şüphen olmasın ki o küfredenler, «siz ancak bâtılla (boş anlamsız gerçek dışı şeyhi uğraşanlarsınız» diyecekler.
Diyanet İşleri : Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun, eğer sen onlara bir âyet getirsen, inkâr edenler mutlaka, “Siz ancak asılsız şeyler uyduranlarsınız” derler.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki bu Kuran'da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Bununla beraber, eğer sen onlara bir mucize getirmiş olsan, inkar edenler: 'Siz ancak batıl şeyler ortaya atanlarsınız' derler.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çeşit misale yer vermişizdir. Şayet onlara bir mucize getirsen inkârcılar kesinlikle şöyle diyeceklerdir: Siz ancak bâtıl şeyler ortaya atmaktasınız.
Edip Yüksel : Biz bu Kuran'da halka her türlü örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen, kafirler, 'Siz yanılanlarsınız,' diyeceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara başka bir âyet de getirsen o kâfirler yine: «Siz yalancılardan (uydurduğunuz sözü Allah'a nispet edenlerden) başkası değilsiniz.» diyeceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki bu Kur'an'da her çeşit misaller getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara başka bir ayet de getirsen o küfredenler yine diyecekler ki: «Siz muptilsiniz (olmayanı gerçek gibi gösteren kimselersiniz)!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için bu Kur'anda her türlü meselden temsil getirdik, yemîn ederim ki sen onlara başka bir âyet de getirsen o küfredenler yine diyecekler ki: siz her halde mubtılsiniz
Gültekin Onan : Andolsun, biz bu Kuran'da insanlar için her örneği gösterdik. Şüphesiz, sen onlara bir ayet ile geldiğin zaman, o küfredenler mutlaka: "Siz ancak muptil olanlardan başkası değilsiniz" derler.
Hakkı Yılmaz : "Ve andolsun ki Biz, insanlar için bu Kur’ân'da tüm örneklerden kesinlikle örnekler getirdik. Ve andolsun ki sen, onlara bir âyet de getirsen o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kimseler: “Siz, sadece, bâtıl şeyleri ortaya koyanlarsınız” diyeceklerdir. "
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki bu Kur'anda insanlar için her (çeşid) misâl (ler) irâd etmişizdir. Andolsun ki (Habîbim) onlara herhalde bir âyeti getirsen küfreden (o adam) lar mutlakaa: «Siz tezvircilerden başkası değilsiniz» diyeceklerdir.
Hayrat Neşriyat : Şânım hakkı için, bu Kur’ân’da insanlara her çeşit misâlden (ve ma'nâdan)getirdik. Ve muhakkak ki, onlara bir âyet de getirsen, o inkâr edenler elbette: 'Siz ancak bâtıl şeyler uyduran kimselersiniz' diyeceklerdir.
İbni Kesir : Andolsun ki; bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali irad etmişizdir. Bununla beraber sen, onlara herhangi bir ayet getirmiş olsan küfredenler: Siz ancak batıl şeyler ortaya atanlarsınız, derler.
İskender Evrenosoğlu : Ve andolsun ki, bu Kur’ân’da insanlar için bütün meselelerden örnekler verdik. Ve eğer onlara bir âyet getirsen, kâfirler mutlaka: "Siz sadece batılla uğraşan kimselersiniz." derler.
Muhammed Esed : Biz bu Kuran'da insanların önüne her türlü örnek olayı koyduk. Ama onlara (böyle) bir mesajla yaklaşırsan, hakikati inkara şartlanmış olanlar, mutlaka, "Siz düzmece iddialarda bulunmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz!" derler.
Mustafa İslamoğlu : Doğrusu Biz bu Kur'an'da, insanlara (hakikati) her türlü dolaylı anlatım tarzını kullanarak açıkladık. Ama onlara (bu türden mesel içeren) bir ayetle gelsen, inkarda direnenler yine de: "Siz sadece batılın peşine düşen kişilersiniz" derler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki, bu Kur'an'da insanlar için herbir meselden irâd ettik. Ve muhakkak ki, onlara herhangi bir âyet getirecek olsan elbette kâfir olanlar diyeceklerdir ki, siz mubtil kimselerden başka değilsiniz.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali getirdik. Şayet sen onlara bir âyet (mucize) getirsen, kâfir olanlar: “Siz ancak bâtıl şeyler ortaya atmaktasınız. ” derler.
Şaban Piriş : Gerçekten, bu Kur’an’da insanlar için her türlü örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen bile, inkarcılar: -Siz, ancak batıl şeyleri ileri sürenlersiniz derler.
Suat Yıldırım : Biz gerçekten bu Kur’ân’da insanlar için nice meseller getirdik. Eğer sen onlara karşı istedikleri bir mûcizeyi getirmiş olsan dahi, o kâfirler: "Siz ancak, batıl iddialar peşindesiniz" derler.
Süleyman Ateş : Andolsun biz bu Kur'ân'da insanlara her çeşit misali getirip anlattık. Onlara bir âyet getirdiğin zaman inkâr edenler: "Siz (geleneklerimizi) iptal edenlerden başka bir şey değilsiniz." derler.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her örneği gösterdik. Hiç tartışmasız, sen onlara bir ayetle geldiğin zaman, o küfre sapanlar, mutlaka: «Siz ancak muptil olanlardan başkası değilsiniz» derler.
Ümit Şimşek : Doğrusu Biz bu Kur'ân'da insanlara her türlü misali vermiş bulunuyoruz. Fakat sen onlara bir âyet getirdiğinde, inkâr edenler, 'Siz ancak bâtıl şeyler uydurup duruyorsunuz' derler.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun ki, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği verdik. Sen onlara bir mucize getirsen, o inkâr edenler mutlaka şöyle diyeceklerdir: "Siz, eskiyi hükümsüz kılanlardan başkası değilsiniz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}