» 29 / Ankebût  15:

Kuran Sırası: 29
İniş Sırası: 85
Ankebut Suresi = Disi Örümcek Suresi
41. ayetinde kâfirlerin isleri örümcek agina benzetildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَأَنْجَيْنَاهُ (FÊNCYNEH) = feenceynāhu : fakat onu kurtardık
2. وَأَصْحَابَ (WÊṦḪEB) = ve eSHābe : ve halkını
3. السَّفِينَةِ (ELSFYNT) = s-sefīneti : gemi
4. وَجَعَلْنَاهَا (WCALNEHE) = ve ceǎlnāhā : ve onu yaptık
5. ايَةً ( ËYT) = āyeten : bir ibret
6. لِلْعَالَمِينَ (LLAELMYN) = lil'ǎālemīne : alemlere
fakat onu kurtardık | ve halkını | gemi | ve onu yaptık | bir ibret | alemlere |

[NCW] [ṦḪB] [SFN] [CAL] [EYY] [ALM]
FÊNCYNEH WÊṦḪEB ELSFYNT WCALNEHE ËYT LLAELMYN

feenceynāhu ve eSHābe s-sefīneti ve ceǎlnāhā āyeten lil'ǎālemīne
فأنجيناه وأصحاب السفينة وجعلناها آية للعالمين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأنجيناه ن ج و | NCW FÊNCYNEH feenceynāhu fakat onu kurtardık But We saved him
وأصحاب ص ح ب | ṦḪB WÊṦḪEB ve eSHābe ve halkını and (the) people
السفينة س ف ن | SFN ELSFYNT s-sefīneti gemi (of) the ship,
وجعلناها ج ع ل | CAL WCALNEHE ve ceǎlnāhā ve onu yaptık and We made it
آية ا ي ي | EYY ËYT āyeten bir ibret a Sign
للعالمين ع ل م | ALM LLAELMYN lil'ǎālemīne alemlere for the worlds.

29:15 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

fakat onu kurtardık | ve halkını | gemi | ve onu yaptık | bir ibret | alemlere |

[NCW] [ṦḪB] [SFN] [CAL] [EYY] [ALM]
FÊNCYNEH WÊṦḪEB ELSFYNT WCALNEHE ËYT LLAELMYN

feenceynāhu ve eSHābe s-sefīneti ve ceǎlnāhā āyeten lil'ǎālemīne
فأنجيناه وأصحاب السفينة وجعلناها آية للعالمين

[ن ج و] [ص ح ب] [س ف ن] [ج ع ل] [ا ي ي] [ع ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأنجيناه ن ج و | NCW FÊNCYNEH feenceynāhu fakat onu kurtardık But We saved him
Fe,,Nun,Cim,Ye,Nun,Elif,He,
80,,50,3,10,50,1,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وأصحاب ص ح ب | ṦḪB WÊṦḪEB ve eSHābe ve halkını and (the) people
Vav,,Sad,Ha,Elif,Be,
6,,90,8,1,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
السفينة س ف ن | SFN ELSFYNT s-sefīneti gemi (of) the ship,
Elif,Lam,Sin,Fe,Ye,Nun,Te merbuta,
1,30,60,80,10,50,400,
"N – genitive feminine noun → Noah's Ark"
اسم مجرور
وجعلناها ج ع ل | CAL WCALNEHE ve ceǎlnāhā ve onu yaptık and We made it
Vav,Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,He,Elif,
6,3,70,30,50,1,5,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
آية ا ي ي | EYY ËYT āyeten bir ibret a Sign
,Ye,Te merbuta,
,10,400,
N – accusative feminine singular indefinite noun
اسم منصوب
للعالمين ع ل م | ALM LLAELMYN lil'ǎālemīne alemlere for the worlds.
Lam,Lam,Ayn,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
30,30,70,1,30,40,10,50,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَأَنْجَيْنَاهُ: fakat onu kurtardık | وَأَصْحَابَ: ve halkını | السَّفِينَةِ: gemi | وَجَعَلْنَاهَا: ve onu yaptık | ايَةً: bir ibret | لِلْعَالَمِينَ: alemlere |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فأنجيناه FÊNCYNEH fakat onu kurtardık | وأصحاب WÊṦḪEB ve halkını | السفينة ELSFYNT gemi | وجعلناها WCALNEHE ve onu yaptık | آية ËYT bir ibret | للعالمين LLAELMYN alemlere |
Kırık Meal (Okunuş) : |feenceynāhu: fakat onu kurtardık | ve eSHābe: ve halkını | s-sefīneti: gemi | ve ceǎlnāhā: ve onu yaptık | āyeten: bir ibret | lil'ǎālemīne: alemlere |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊNCYNEH: fakat onu kurtardık | WÊṦḪEB: ve halkını | ELSFYNT: gemi | WCALNEHE: ve onu yaptık | ËYT: bir ibret | LLAELMYN: alemlere |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu, âlemlere ibret olarak yaptık.
Adem Uğur : Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.
Ahmed Hulusi : Onu ve gemi halkını kurtardık ve onu insanlar için bir ibret kıldık.
Ahmet Tekin : Fakat biz Nûh’u ve gemilerdekileri kurtardık. Bunu âlemlere, insanlara ibret ve uyarı haline getirdik.
Ahmet Varol : Onu ve gemi halkını ise kurtardık ve bunu alemler için bir ibret kıldık.
Ali Bulaç : Böylece biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış olduk.
Ali Fikri Yavuz : Biz de onu (Nûh’u) ve gemi arkadaşlarını kurtardık; ve gemiyi alemlere bir ibret yaptık.
Bekir Sadak : Ama Biz, Nuh'u ve gemide bulunanlari kurtardik ve bunu dunyalara bir ibret kildik.
Celal Yıldırım : Biz onu da gemide bulunanları da kurtardık ve bu olayı bütün milletlere ibret ve öğüt kıldık.
Diyanet İşleri : Biz de onu (Nûh’u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık.
Diyanet İşleri (eski) : Ama Biz, Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu dünyalara bir ibret kıldık.
Diyanet Vakfi : Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.
Edip Yüksel : Onu ve gemi halkını kurtarıp herkese ibret yaptık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonunda onu ve gemi arkadaşlarını kurtardık ve o gemiyi alemlere bir ibret kıldık.
Elmalılı Hamdi Yazır : Binnetice onu ve gemi arkadaşlarını necâta çıkardık ve o gemiyi âlemlere bir âyet kıldık
Fizilal-il Kuran : Buna karşılık Nuh'u ve gemidekileri kurtararak bu olayı bütün insanların ders alacakları bir mucize yaptık.
Gültekin Onan : Böylece biz onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu alemlere bir ayet kılmış olduk.
Hakkı Yılmaz : Böylece Biz, o'nu ve gemi halkını kurtardık ve gemiyi/ cezayı/ kurtuluşu âlemlere bir alâmet/gösterge yaptık.
Hasan Basri Çantay : Fakat biz onu da, gemi arkadaşlarını da selâmete erdirmiş ve bunu aalemlere bir ibret yapmışızdır.
Hayrat Neşriyat : Fakat onu ve gemi halkını kurtardık ve onu (o gemiyi ve o tûfânı) âlemlere bir ibret kıldık.
İbni Kesir : Ama Biz; onu da, gemi arkadaşlarını da kurtardık ve bunu alemlere bir ayet yaptık.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onu ve gemi halkını kurtardık. Ve onu, âlemlere âyet (ibret) kıldık.
Muhammed Esed : fakat Nuh'u ve o'nunla birlikte gemide bulunanların tümünü kurtardık ve bunu, (hatırlayıp ders almaları için) bütün insanların önüne (rahmetimizin) bir işareti olarak koyduk.
Ömer Nasuhi Bilmen : Fakat Biz onu ve gemi arkadaşlarını necâta erdirdik ve onu (O hadiseyi) âlemler için bir ibret kıldık.
Ömer Öngüt : Fakat biz onu ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.
Şaban Piriş : Nuh’u ve gemide bulunanları kurtardık; bunu insanlığa bir ibret kıldık.
Suat Yıldırım : Onu ve gemide bulunanları kurtarıp o gemiyi ve o hadiseyi bütün insanlara ibret vesilesi yaptık.
Süleyman Ateş : Onu ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere bir ibret yaptık.
Tefhim-ul Kuran : Böylece biz onu da, gemi halkını da kurtardık ve bunu alemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir olay) kılmış oldu.
Ümit Şimşek : Nuh'u ve gemi ahalisini ise kurtardık; o gemiyi de âlemlere bir âyet yaptık.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz, Nûh'u ve gemi halkını kurtardık ve o gemiyi âlemlere ibret yaptık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}