» 24 / Nûr  53:

Kuran Sırası: 24
İniş Sırası: 102
Nur Suresi = Isik Suresi
ismini 35. ayetinde yer alan ve Allah’in nurunu tasvir eden ayetten alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَقْسَمُوا (WÊGSMWE) = ve eḳsemū : ve yemin ettiler
2. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'a
3. جَهْدَ (CHD̃) = cehde : var gücüyle
4. أَيْمَانِهِمْ (ÊYMENHM) = eymānihim : yeminlerinin
5. لَئِنْ (LÙN) = lein : eğer
6. أَمَرْتَهُمْ (ÊMRTHM) = emertehum : onlara emredersen
7. لَيَخْرُجُنَّ (LYḢRCN) = leyeḣrucunne : (savaşa) çıkacaklarına
8. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
9. لَا (LE) = lā :
10. تُقْسِمُوا (TGSMWE) = tuḳsimū : yemin etmeyin
11. طَاعَةٌ (ŦEAT) = Tāǎtun : itaatiniz
12. مَعْرُوفَةٌ (MARWFT) = meǎ'rūfetun : malumdur
13. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
14. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
15. خَبِيرٌ (ḢBYR) = ḣabīrun : haberdardır
16. بِمَا (BME) = bimā : şeylerden
17. تَعْمَلُونَ (TAMLWN) = teǎ'melūne : yaptıklarınız
ve yemin ettiler | Allah'a | var gücüyle | yeminlerinin | eğer | onlara emredersen | (savaşa) çıkacaklarına | de ki | | yemin etmeyin | itaatiniz | malumdur | şüphesiz | Allah | haberdardır | şeylerden | yaptıklarınız |

[GSM] [] [CHD̃] [YMN] [] [EMR] [ḢRC] [GWL] [] [GSM] [ŦWA] [ARF] [] [] [ḢBR] [] [AML]
WÊGSMWE BELLH CHD̃ ÊYMENHM LÙN ÊMRTHM LYḢRCN GL LE TGSMWE ŦEAT MARWFT ÎN ELLH ḢBYR BME TAMLWN

ve eḳsemū billahi cehde eymānihim lein emertehum leyeḣrucunne ḳul tuḳsimū Tāǎtun meǎ'rūfetun inne llahe ḣabīrun bimā teǎ'melūne
وأقسموا بالله جهد أيمانهم لئن أمرتهم ليخرجن قل لا تقسموا طاعة معروفة إن الله خبير بما تعملون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأقسموا ق س م | GSM WÊGSMWE ve eḳsemū ve yemin ettiler And they swear
بالله | BELLH billahi Allah'a by Allah
جهد ج ه د | CHD̃ CHD̃ cehde var gücüyle strong
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānihim yeminlerinin their oaths
لئن | LÙN lein eğer that if
أمرتهم ا م ر | EMR ÊMRTHM emertehum onlara emredersen you ordered them,
ليخرجن خ ر ج | ḢRC LYḢRCN leyeḣrucunne (savaşa) çıkacaklarına surely they (would) go forth.
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
لا | LE """(Do) not"
تقسموا ق س م | GSM TGSMWE tuḳsimū yemin etmeyin swear.
طاعة ط و ع | ŦWA ŦEAT Tāǎtun itaatiniz Obedience
معروفة ع ر ف | ARF MARWFT meǎ'rūfetun malumdur (is) known.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
خبير خ ب ر | ḢBR ḢBYR ḣabīrun haberdardır (is) All-Aware
بما | BME bimā şeylerden of what
تعملون ع م ل | AML TAMLWN teǎ'melūne yaptıklarınız "you do."""

24:53 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve yemin ettiler | Allah'a | var gücüyle | yeminlerinin | eğer | onlara emredersen | (savaşa) çıkacaklarına | de ki | | yemin etmeyin | itaatiniz | malumdur | şüphesiz | Allah | haberdardır | şeylerden | yaptıklarınız |

[GSM] [] [CHD̃] [YMN] [] [EMR] [ḢRC] [GWL] [] [GSM] [ŦWA] [ARF] [] [] [ḢBR] [] [AML]
WÊGSMWE BELLH CHD̃ ÊYMENHM LÙN ÊMRTHM LYḢRCN GL LE TGSMWE ŦEAT MARWFT ÎN ELLH ḢBYR BME TAMLWN

ve eḳsemū billahi cehde eymānihim lein emertehum leyeḣrucunne ḳul tuḳsimū Tāǎtun meǎ'rūfetun inne llahe ḣabīrun bimā teǎ'melūne
وأقسموا بالله جهد أيمانهم لئن أمرتهم ليخرجن قل لا تقسموا طاعة معروفة إن الله خبير بما تعملون

[ق س م] [] [ج ه د] [ي م ن] [] [ا م ر] [خ ر ج] [ق و ل] [] [ق س م] [ط و ع] [ع ر ف] [] [] [خ ب ر] [] [ع م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأقسموا ق س م | GSM WÊGSMWE ve eḳsemū ve yemin ettiler And they swear
Vav,,Gaf,Sin,Mim,Vav,Elif,
6,,100,60,40,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالله | BELLH billahi Allah'a by Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
جهد ج ه د | CHD̃ CHD̃ cehde var gücüyle strong
Cim,He,Dal,
3,5,4,
N – accusative masculine verbal noun
اسم منصوب
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānihim yeminlerinin their oaths
,Ye,Mim,Elif,Nun,He,Mim,
,10,40,1,50,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لئن | LÙN lein eğer that if
Lam,,Nun,
30,,50,
EMPH – emphatic prefix lām
COND – conditional particle
اللام لام التوكيد
حرف شرط
أمرتهم ا م ر | EMR ÊMRTHM emertehum onlara emredersen you ordered them,
,Mim,Re,Te,He,Mim,
,40,200,400,5,40,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ليخرجن خ ر ج | ḢRC LYḢRCN leyeḣrucunne (savaşa) çıkacaklarına surely they (would) go forth.
Lam,Ye,Hı,Re,Cim,Nun,
30,10,600,200,3,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
لا | LE """(Do) not"
Lam,Elif,
30,1,
PRO – prohibition particle
حرف نهي
تقسموا ق س م | GSM TGSMWE tuḳsimū yemin etmeyin swear.
Te,Gaf,Sin,Mim,Vav,Elif,
400,100,60,40,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
طاعة ط و ع | ŦWA ŦEAT Tāǎtun itaatiniz Obedience
Tı,Elif,Ayn,Te merbuta,
9,1,70,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
معروفة ع ر ف | ARF MARWFT meǎ'rūfetun malumdur (is) known.
Mim,Ayn,Re,Vav,Fe,Te merbuta,
40,70,200,6,80,400,
N – nominative feminine indefinite passive participle
اسم مرفوع
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
خبير خ ب ر | ḢBR ḢBYR ḣabīrun haberdardır (is) All-Aware
Hı,Be,Ye,Re,
600,2,10,200,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
بما | BME bimā şeylerden of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
تعملون ع م ل | AML TAMLWN teǎ'melūne yaptıklarınız "you do."""
Te,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
400,70,40,30,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَقْسَمُوا: ve yemin ettiler | بِاللَّهِ: Allah'a | جَهْدَ: var gücüyle | أَيْمَانِهِمْ: yeminlerinin | لَئِنْ: eğer | أَمَرْتَهُمْ: onlara emredersen | لَيَخْرُجُنَّ: (savaşa) çıkacaklarına | قُلْ: de ki | لَا: | تُقْسِمُوا: yemin etmeyin | طَاعَةٌ: itaatiniz | مَعْرُوفَةٌ: malumdur | إِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | خَبِيرٌ: haberdardır | بِمَا: şeylerden | تَعْمَلُونَ: yaptıklarınız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأقسموا WÊGSMWE ve yemin ettiler | بالله BELLH Allah'a | جهد CHD̃ var gücüyle | أيمانهم ÊYMENHM yeminlerinin | لئن LÙN eğer | أمرتهم ÊMRTHM onlara emredersen | ليخرجن LYḢRCN (savaşa) çıkacaklarına | قل GL de ki | لا LE | تقسموا TGSMWE yemin etmeyin | طاعة ŦEAT itaatiniz | معروفة MARWFT malumdur | إن ÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | خبير ḢBYR haberdardır | بما BME şeylerden | تعملون TAMLWN yaptıklarınız |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve eḳsemū: ve yemin ettiler | billahi: Allah'a | cehde: var gücüyle | eymānihim: yeminlerinin | lein: eğer | emertehum: onlara emredersen | leyeḣrucunne: (savaşa) çıkacaklarına | ḳul: de ki | : | tuḳsimū: yemin etmeyin | Tāǎtun: itaatiniz | meǎ'rūfetun: malumdur | inne: şüphesiz | llahe: Allah | ḣabīrun: haberdardır | bimā: şeylerden | teǎ'melūne: yaptıklarınız |
Kırık Meal (Transcript) : |WÊGSMWE: ve yemin ettiler | BELLH: Allah'a | CHD̃: var gücüyle | ÊYMENHM: yeminlerinin | LÙN: eğer | ÊMRTHM: onlara emredersen | LYḢRCN: (savaşa) çıkacaklarına | GL: de ki | LE: | TGSMWE: yemin etmeyin | ŦEAT: itaatiniz | MARWFT: malumdur | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | ḢBYR: haberdardır | BME: şeylerden | TAMLWN: yaptıklarınız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Emredersen onlara, savaşa çıkacaklarına dâir olanca kuvvetleriyle yemin ederler elbette Allah'a de ki: Yemin etmeyin, bu, zâten âdet olan, gerekli bulunan bir itâatten ibâret; şüphe yok ki Allah, ne yaparsanız hepsinden haberdardır.
Adem Uğur : (Münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malûmdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Ahmed Hulusi : Eğer sen onlara (münafıklara) emredersen: "Mutlaka çıkacaklar" diye en şiddetle Allâh adına yemin ederler. . . De ki: "Yemin etmeyin! (Sizden istenen) şartların gerektirdiği bir tâattır. . . Muhakkak ki Allâh yaptıklarınızı Habiyr'dir. "
Ahmet Tekin : Münafıklar, sen, kendilerine emrettiğin takdirde, mutlaka savaşa çıkacaklarına dair peş peşe Allah’a büyük yeminler ettiler. 'Yemin etmeyin, itaatiniz mâlûmdur, sizden istenen meşrû emir ve kararlara, sadakatle, samimiyetle itaattir. Allah işlediğiniz gizli-açık bütün amellerden haberdardır.' de.
Ahmet Varol : Kendilerine emrettiğinde (cihada) mutlaka çıkacakları üzere bütün güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: 'Yemin etmeyin. İtaat(ınız) bilinmektedir. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.'
Ali Bulaç : Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a and içtiler; eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Allah, yaptıklarınızdan haberdârdır."
Ali Fikri Yavuz : Bir de münafıklar, kendilerine emrettiğin takdirde, muhakkak (savaş ve hicrete) çıkacaklarına en kuvvetli yeminleriyle yemin ettiler. (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: (Yalan yere) yemin etmeyin. Sizden istenen halis bir itaattır. Şübhe yok ki Allah, bütün yaptığınız ve yapacağınız şeylerden haberdardır.
Bekir Sadak : Eger kendilerine emredersen, o iki yuzluler, savasa cikacaklarina butun gucleriyle yemin ederler. De ki: «Yemin etmeyin; itaatiniz malumdur. Allah yaptiklarinizdan suphesiz haberdardir.»
Celal Yıldırım : Eğer kendilerine emredersen, elbette savaşa çıkacaklarına dair olanca yeminleriyle and içerler.De ki: And içmeyin, bu, bilinegelen (sahte) bir itaâtınızdır. Şüphesiz ki Allah, işleyegeldiğiniz şeylerden haberlidir.
Diyanet İşleri : Münâfıklar, sen kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka savaşa çıkacaklarına dair en ağır bir şekilde Allah’a yemin ettiler. De ki: “Yemin etmeyin. Sizden istenen güzelce itaat etmektir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
Diyanet İşleri (eski) : Eğer kendilerine emredersen, o iki yüzlüler, savaşa çıkacaklarına bütün güçleriyle yemin ederler. De ki: 'Yemin etmeyin; itaatiniz malumdur. Allah yaptıklarınızdan şüphesiz haberdardır.'
Diyanet Vakfi : (Münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malûmdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Edip Yüksel : Kendilerine emrettiğin taktirde çıkacaklarına dair yeminlerinin en ciddi olanıyla ALLAH'a yemin ettiler. De ki, 'Yemin etmeyin. Nasıl itaat ettiğiniz ortada. ALLAH yaptığınız her şeyden haberdardır.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ötekiler (münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malumdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ötekiler (münafıklar), kendilerine emrettiğin takdirde hemen tereddüt etmeden çıkıp gideceklermiş diye, Allah'a en kuvvetli yeminleri ile yemin ettiler. De ki: «Yemin etmeyin! Sizin ki bilinen bir itaattir! Allah, kesinlikle bütün yaptıklarınız ve yapacaklarınızdan haberdardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ötekiler Allaha en kuvvetli yemînleriyle kasem ettiler vallahi kendilerine emredersen behemehal bilâtereddüd çıkar giderlermiş, de ki: Yemîn etmeyin, ancak bir taati ma'rufe, her halde Allah bütün yaptıklarınıza ve yapacaklarınıza habîrdir
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed, münafıklar kesin kesin bir dille yemin ederek kendilerine emir verecek olursan savaşa çıkacaklarını söylerler. Onlara de ki; «Yemin etmeyiniz. İtaatkârlığınız bellidir. Hiç kuşkusuz Allah, ne yaptığınızdan haberdardır.»
Gültekin Onan : Yeminlerinin olanca gücüyle Tanrı'ya and içtiler; eğer sen onlara buyurursan (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Tanrı, yaptıklarınızdan haberdardır."
Hakkı Yılmaz : Ve o münâfıklar, sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde kesinlikle savaşa çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: “Yemin etmeyin. İtaat, örfe uygun/herkesçe iyi olduğu kabul edilen şekildir! Şüphesiz Allah, yaptıklarınıza haberdardır.”
Hasan Basri Çantay : (Münafıklar) eğer kendilerine emr edersen (cihâda) behemehal çıkacaklarına, olanca hızlarıyle, yemîn etdiler. (Onlara) de ki: «(Bîhûde) yemîn etmeyin. (Bu), âdet (iniz) vech ile (sâde dilinizin gevelediği) bir itâatdır. Şübhesiz ki Allah, yapageldiğiniz şeylerden hakkıyle haberdârdır».
Hayrat Neşriyat : Bir de (o münâfıklar), kendilerine emredersen, kesinlikle (savaşa) çıkacaklarına dâir bütün güçleriyle Allah’a yemîn ettiler. De ki: 'Yemîn etmeyin! (Sizden istenen) bilinen(hâlis) bir itâattir. Şübhesiz ki Allah, yapmakta olduklarınızdan hakkıyla haberdârdır.'
İbni Kesir : Var güçleriyle Allah'a yemin ettiler ki; eğer kendilerine emredersen çıkacaklardır. De ki: Yemin etmeyin. Makul bir itaat. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer sen onlara emretseydin (münafıklar), mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, Allah'a en kuvvetli yeminleri ile yemin ederler. De ki: “Yemin etmeyin! (Bu), bilinen (takdir edilen) bir itaattir. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
Muhammed Esed : (İki yüzlü kimselere gelince,) böyleleri, kendilerine emredersen, (savaş için) mutlaka çıkacaklarına (ve kendilerini bu işe adayacaklarına) var gücüyle yemin ederler. De ki: "Yemin etmeyin! (Sizden bütün istenen, Allah'ın mesajına) güzelce boyun eğmektir. Şüphesiz, Allah yaptıklarınızdan bütünüyle haberdardır!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah'a en ağır yeminleriyle kasem ederler ki, eğer onlara (cihad ile) emredersen elbette (cihada) çıkacaklardır. De ki: «Yemin etmeyin, (bu sözünüz) bilinmiş bir taattır. Şüphe yok ki, Allah yapar olduğunuz şeylerden bihakkın haberdardır.»
Ömer Öngüt : (Münâfıklar) Allah adına en ağır yeminleri ile yemin ederek; eğer kendilerine emredersen mutlaka savaşa çıkacaklarını söylediler. De ki: “Yemin etmeyin! İtaatınız mâlumdur. Hiç şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. ”
Şaban Piriş : Kendilerine emir verdiğin takdirde savaşa çıkacaklarına var güçleriyle Allah’a yemin ettiler. De ki: -Yemin etmeyin! İtaatiniz malumdur, Allah ise sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
Suat Yıldırım : Senin kendilerine emretmen halinde hicret edeceklerine veya savaşa çıkacaklarına dair vargüçleriyle yemin billah ettiler. De ki: "Yemine ne hacet! Yemin etmeyin, sizden istenen makul bir itaattır. Elbette Allah yaptığınız ve yapacağınız her şeyi bilir"
Süleyman Ateş : Yeminlerinin var gücüyle Allah'a yemin ettiler: Eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "Yemin etmeyin. (Sizden istenen, yalan yere yemin etmek değil), güzel itâ'at etmektir. Şüphesiz Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır".
Tefhim-ul Kuran : Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a and içtiler; eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: «And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.»
Ümit Şimşek : Sen emrettiğin takdirde seninle birlikte çıkacaklarına dair var güçleriyle yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. Sizden beklenen, münasip şekilde itaat etmektir. Allah ise sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a ant içtiler ki, sen onlara emredersen mutlaka savaşa çıkacaklar. De ki: "Ant içmeyin! Örfe uygun bir itaat yeterli! Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}