» 24 / Nûr  15:

Kuran Sırası: 24
İniş Sırası: 102
Nur Suresi = Isik Suresi
ismini 35. ayetinde yer alan ve Allah’in nurunu tasvir eden ayetten alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : çünkü
2. تَلَقَّوْنَهُ (TLGWNH) = teleḳḳavnehu : siz onu alıveriyorsunuz
3. بِأَلْسِنَتِكُمْ (BÊLSNTKM) = bielsinetikum : dillerinizle
4. وَتَقُولُونَ (WTGWLWN) = ve teḳūlūne : ve söylüyorsunuz
5. بِأَفْوَاهِكُمْ (BÊFWEHKM) = biefvāhikum : ağızlarınızla
6. مَا (ME) = mā : bir şeyi
7. لَيْسَ (LYS) = leyse : hiç olmayan
8. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin
9. بِهِ (BH) = bihi : hakkında
10. عِلْمٌ (ALM) = ǐlmun : bilgi(niz)
11. وَتَحْسَبُونَهُ (WTḪSBWNH) = ve teHsebūnehu : ve onu sanıyorsunuz
12. هَيِّنًا (HYNE) = heyyinen : önemsiz bir iş
13. وَهُوَ (WHW) = vehuve : oysa o
14. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : yanında
15. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
16. عَظِيمٌ (AƵYM) = ǎZīmun : büyüktür
çünkü | siz onu alıveriyorsunuz | dillerinizle | ve söylüyorsunuz | ağızlarınızla | bir şeyi | hiç olmayan | sizin | hakkında | bilgi(niz) | ve onu sanıyorsunuz | önemsiz bir iş | oysa o | yanında | Allah | büyüktür |

[] [LGY] [LSN] [GWL] [FWH] [] [LYS] [] [] [ALM] [ḪSB] [HWN] [] [AND̃] [] [AƵM]
ÎZ̃ TLGWNH BÊLSNTKM WTGWLWN BÊFWEHKM ME LYS LKM BH ALM WTḪSBWNH HYNE WHW AND̃ ELLH AƵYM

teleḳḳavnehu bielsinetikum ve teḳūlūne biefvāhikum leyse lekum bihi ǐlmun ve teHsebūnehu heyyinen vehuve ǐnde llahi ǎZīmun
إذ تلقونه بألسنتكم وتقولون بأفواهكم ما ليس لكم به علم وتحسبونه هينا وهو عند الله عظيم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ çünkü When
تلقونه ل ق ي | LGY TLGWNH teleḳḳavnehu siz onu alıveriyorsunuz you received it
بألسنتكم ل س ن | LSN BÊLSNTKM bielsinetikum dillerinizle with your tongues
وتقولون ق و ل | GWL WTGWLWN ve teḳūlūne ve söylüyorsunuz and you said
بأفواهكم ف و ه | FWH BÊFWEHKM biefvāhikum ağızlarınızla with your mouths
ما | ME bir şeyi what
ليس ل ي س | LYS LYS leyse hiç olmayan not
لكم | LKM lekum sizin for you
به | BH bihi hakkında of it
علم ع ل م | ALM ALM ǐlmun bilgi(niz) any knowledge,
وتحسبونه ح س ب | ḪSB WTḪSBWNH ve teHsebūnehu ve onu sanıyorsunuz and you thought it
هينا ه و ن | HWN HYNE heyyinen önemsiz bir iş (was) insignificant,
وهو | WHW vehuve oysa o while it
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında (was) near Allah
الله | ELLH llahi Allah (was) near Allah
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmun büyüktür great.

24:15 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

çünkü | siz onu alıveriyorsunuz | dillerinizle | ve söylüyorsunuz | ağızlarınızla | bir şeyi | hiç olmayan | sizin | hakkında | bilgi(niz) | ve onu sanıyorsunuz | önemsiz bir iş | oysa o | yanında | Allah | büyüktür |

[] [LGY] [LSN] [GWL] [FWH] [] [LYS] [] [] [ALM] [ḪSB] [HWN] [] [AND̃] [] [AƵM]
ÎZ̃ TLGWNH BÊLSNTKM WTGWLWN BÊFWEHKM ME LYS LKM BH ALM WTḪSBWNH HYNE WHW AND̃ ELLH AƵYM

teleḳḳavnehu bielsinetikum ve teḳūlūne biefvāhikum leyse lekum bihi ǐlmun ve teHsebūnehu heyyinen vehuve ǐnde llahi ǎZīmun
إذ تلقونه بألسنتكم وتقولون بأفواهكم ما ليس لكم به علم وتحسبونه هينا وهو عند الله عظيم

[] [ل ق ي] [ل س ن] [ق و ل] [ف و ه] [] [ل ي س] [] [] [ع ل م] [ح س ب] [ه و ن] [] [ع ن د] [] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ çünkü When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
تلقونه ل ق ي | LGY TLGWNH teleḳḳavnehu siz onu alıveriyorsunuz you received it
Te,Lam,Gaf,Vav,Nun,He,
400,30,100,6,50,5,
V – 2nd person masculine plural (form V) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بألسنتكم ل س ن | LSN BÊLSNTKM bielsinetikum dillerinizle with your tongues
Be,,Lam,Sin,Nun,Te,Kef,Mim,
2,,30,60,50,400,20,40,
"P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun → Tongue
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun"
جار ومجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وتقولون ق و ل | GWL WTGWLWN ve teḳūlūne ve söylüyorsunuz and you said
Vav,Te,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
6,400,100,6,30,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بأفواهكم ف و ه | FWH BÊFWEHKM biefvāhikum ağızlarınızla with your mouths
Be,,Fe,Vav,Elif,He,Kef,Mim,
2,,80,6,1,5,20,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME bir şeyi what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ليس ل ي س | LYS LYS leyse hiç olmayan not
Lam,Ye,Sin,
30,10,60,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض من اخوات «كان»
لكم | LKM lekum sizin for you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
به | BH bihi hakkında of it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
علم ع ل م | ALM ALM ǐlmun bilgi(niz) any knowledge,
Ayn,Lam,Mim,
70,30,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
وتحسبونه ح س ب | ḪSB WTḪSBWNH ve teHsebūnehu ve onu sanıyorsunuz and you thought it
Vav,Te,Ha,Sin,Be,Vav,Nun,He,
6,400,8,60,2,6,50,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
هينا ه و ن | HWN HYNE heyyinen önemsiz bir iş (was) insignificant,
He,Ye,Nun,Elif,
5,10,50,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
وهو | WHW vehuve oysa o while it
Vav,He,Vav,
6,5,6,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında (was) near Allah
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الله | ELLH llahi Allah (was) near Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmun büyüktür great.
Ayn,Zı,Ye,Mim,
70,900,10,40,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِذْ: çünkü | تَلَقَّوْنَهُ: siz onu alıveriyorsunuz | بِأَلْسِنَتِكُمْ: dillerinizle | وَتَقُولُونَ: ve söylüyorsunuz | بِأَفْوَاهِكُمْ: ağızlarınızla | مَا: bir şeyi | لَيْسَ: hiç olmayan | لَكُمْ: sizin | بِهِ: hakkında | عِلْمٌ: bilgi(niz) | وَتَحْسَبُونَهُ: ve onu sanıyorsunuz | هَيِّنًا: önemsiz bir iş | وَهُوَ: oysa o | عِنْدَ: yanında | اللَّهِ: Allah | عَظِيمٌ: büyüktür |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إذ ÎZ̃ çünkü | تلقونه TLGWNH siz onu alıveriyorsunuz | بألسنتكم BÊLSNTKM dillerinizle | وتقولون WTGWLWN ve söylüyorsunuz | بأفواهكم BÊFWEHKM ağızlarınızla | ما ME bir şeyi | ليس LYS hiç olmayan | لكم LKM sizin | به BH hakkında | علم ALM bilgi(niz) | وتحسبونه WTḪSBWNH ve onu sanıyorsunuz | هينا HYNE önemsiz bir iş | وهو WHW oysa o | عند AND̃ yanında | الله ELLH Allah | عظيم AƵYM büyüktür |
Kırık Meal (Okunuş) : |: çünkü | teleḳḳavnehu: siz onu alıveriyorsunuz | bielsinetikum: dillerinizle | ve teḳūlūne: ve söylüyorsunuz | biefvāhikum: ağızlarınızla | : bir şeyi | leyse: hiç olmayan | lekum: sizin | bihi: hakkında | ǐlmun: bilgi(niz) | ve teHsebūnehu: ve onu sanıyorsunuz | heyyinen: önemsiz bir iş | vehuve: oysa o | ǐnde: yanında | llahi: Allah | ǎZīmun: büyüktür |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎZ̃: çünkü | TLGWNH: siz onu alıveriyorsunuz | BÊLSNTKM: dillerinizle | WTGWLWN: ve söylüyorsunuz | BÊFWEHKM: ağızlarınızla | ME: bir şeyi | LYS: hiç olmayan | LKM: sizin | BH: hakkında | ALM: bilgi(niz) | WTḪSBWNH: ve onu sanıyorsunuz | HYNE: önemsiz bir iş | WHW: oysa o | AND̃: yanında | ELLH: Allah | AƵYM: büyüktür |
Abdulbaki Gölpınarlı : O zaman siz, onu ağızdan ağıza naklediyor ve hiçbir bilginiz olmayan o şeyi ağızlarınızla söyleyip duruyordunuz ve sanıyordunuz ki o, kolay bir şey, halbuki o, Allah katında pek büyük birşeydi.
Adem Uğur : Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.
Ahmed Hulusi : İftirayı dedikodu yollu edinip, hakkında kesin bir bilginiz olmayan şeyi laflıyor ve bunu sıradan bir konuşma sanıyorsunuz. . . (Oysa) o, Allâh indînde azîmdir (büyük bir şey)!
Ahmet Tekin : Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız, ciddi, kesin bilgiye dayalı delilinizin bulunmadığı şeyi, ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki, bunun doğurduğu günah ve zarar Allah katında çok büyüktür.
Ahmet Varol : Çünkü siz onu dillerinize doluyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz ve onu önemsiz bir şey sanıyordunuz. Oysa o Allah katında büyüktür.
Ali Bulaç : O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç)tür.
Ali Fikri Yavuz : O vakit siz, o iftirayı dillerinizle birbirinize anlatıyordunuz; hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığınız şeyi, ağızlarınızla söyliyor ve bunu kolay (günah olmıyan şey) sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında (günah bakımından) çok büyüktür.
Bekir Sadak : Onu dilinize dolamistiniz. Bilmediginiz seyleri agziniza aliyordunuz. Onu onemsiz bir sey saniyordunuz, oysa Allah katinda onemi buyuktu.
Celal Yıldırım : Bir vakit ki o iftirayı dilden dile aktarıyor, hakkında hiçbir (doğru) bilginiz olmadığı şeyi söyleyip duruyordunuz ve siz bunu kolay sanıyordunuz. Halbuki o Allah yanında oldukça büyük bir bühtan (iftira)dır.
Diyanet İşleri : Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
Diyanet İşleri (eski) : Onu dilinize dolamıştınız. Bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Onu önemsiz bir şey sanıyordunuz, oysa Allah katında önemi büyüktü.
Diyanet Vakfi : Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.
Edip Yüksel : Onu dilinize dolamış ve hakkında bir bilginiz olmayan bir konuda ağzınızı açıp konuşuyordunuz. Onu basit bir şey sanmıştınız. Oysa o, ALLAH yanında büyüktür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü siz bu iftirayı, gelişi güzel birbirinizin ağzından alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız (bu uydurma haberi) ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hani siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyor, ağızlarınızla hiçbir bilgi sahibi olmadığınız birşeyi söylüyor ve onu kolay sanıyordunuz. Halbuki o Allah katında büyük bir günahtır.
Elmalılı Hamdi Yazır : O sırada ki dillerinizle telâkkı ediyordunuz ve ağızlarınızla hiç bir ılminiz olmıyan bir şey söyleyor ve onu kolay sanıyordunuz, halbuki o, Allah yanında büyük bir vebal
Fizilal-il Kuran : Hani bu iftirayı dilden dile yayıyordunuz. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bu söylentiyi rastgele ağızlarınızda geveliyordunuz. Yaptığınız kötülüğü önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında ağır bir suçtu.
Gültekin Onan : O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Tanrı katında çok büyük (bir suç)tur.
Hakkı Yılmaz : Hani siz bu iftirayı, birbirinizin dilinden alıyor ve kendisi hakkında bilgi sahibi olmadığınız bu uydurma haberi ağızlarınızla söylüyorsunuz ve bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Hâlbuki bu, Allah katında çok büyüktür.
Hasan Basri Çantay : O zaman siz o (iftirâyi) dillerinizle (birbirinize) yetişdiriyordunuz, (hakkında) hiç bir bilginiz olmayan şey'i ağızlarınızla söylüyordunuz, ve bunu kolay sanıyordunuz. Halbuki o (nun günâhı) Allah indinde büyükdür.
Hayrat Neşriyat : Bunu (bu iftirâyı) dillerinizle (birbirinizden) alıyor ve hakkında bir bilgi sâhibi olmadığınız bir şeyi ağızlarınızla söylüyor ve bunu (pek) kolay (ehemmiyetsiz) bir şey sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük (bir günah)tır.
İbni Kesir : Onu dilinize dolamıştınız. Ve bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Önemsiz bir şey sanıyorsunuz ama Allah katında önemi çok büyüktür.
İskender Evrenosoğlu : Onu (iftirayı) dillerinizle anlatıyordunuz (soruyordunuz) ve hakkında sizin bilginiz olmayan bir şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz. Ve o, Allah'ın katında büyük (bir suç) olduğu halde siz, onu önemsiz sandınız.
Muhammed Esed : hem de, onu tam dilinize doladığınız ve doğru bilgi sahibi olmadığınız konuda, bu Allah katında son derece önemli olduğu halde, hafife alıp ileri geri konuştuğunuz zaman!
Ömer Nasuhi Bilmen : O vakit ki, onu (iftirayı) dillerinizle karşılayıp kabul ediyordunuz. Kendisine sizin bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz ve onu kolay sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında pek büyüktür.
Ömer Öngüt : O zaman siz o iftirayı dillerinize dolamıştınız, bilmediğiniz şeyleri ağızlarınıza alıyordunuz. Mühim bir şey değil sanıyordunuz, amma Allah katında önemi çok büyüktü.
Şaban Piriş : Hani siz, onu dilinize dolamış ve hakkında bir bilginiz olmayan şeyi ağzınızda söylüyordunuz. Siz onu önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında çok büyüktür.
Suat Yıldırım : O sırada siz o iftirayı dilden dile birbirinize aktarıyor, işin aslına dair hiç bilginiz olmayan sözleri ağızlarınızda geveleyip duruyordunuz ve bunu basit, önemsiz bir şey sanıyordunuz. Halbuki o, Allah’ın nazarında pek büyük bir vebaldi!
Süleyman Ateş : Çünkü siz, onu dillerinizle alıveriyorsunuz ve hakkında hiç bilginiz olmayan bir şeyi, (düşünüp taşınmadan, hemen) ağızlarınızla söylüyorsunuz ve onu önemsiz bir iş sanıyorsunuz. Oysa o, Allâh yanında büyük(bir günâh)tır.
Tefhim-ul Kuran : O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu da kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç) tür.
Ümit Şimşek : O vakit siz bu iftirayı dilinize doluyor, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylüyor ve bunu kolay bir iş sanıyordunuz. Oysa bu Allah katında pek büyük birşeydi.
Yaşar Nuri Öztürk : O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}