» 51 / Zâriyât  27:

Kuran Sırası: 51
İniş Sırası: 67
Zariyat Suresi = Tozutanlar/Tozutup-Savuranlar Suresi
1. ayetinde geçen zariyat kelimesinden almistir ismini.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَقَرَّبَهُ (FGRBH) = fe ḳarrabehu : onu yaklaştırdı
2. إِلَيْهِمْ (ÎLYHM) = ileyhim : önlerine
3. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
4. أَلَا (ÊLE) = elā :
5. تَأْكُلُونَ (TÊKLWN) = te'kulūne : yemez misiniz?
onu yaklaştırdı | önlerine | dedi | | yemez misiniz? |

[GRB] [] [GWL] [] [EKL]
FGRBH ÎLYHM GEL ÊLE TÊKLWN

fe ḳarrabehu ileyhim ḳāle elā te'kulūne
فقربه إليهم قال ألا تأكلون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فقربه ق ر ب | GRB FGRBH fe ḳarrabehu onu yaklaştırdı And he placed it near
إليهم | ÎLYHM ileyhim önlerine [to] them,
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi he said,
ألا | ÊLE elā """Will not"
تأكلون ا ك ل | EKL TÊKLWN te'kulūne yemez misiniz? "you eat?"""

51:27 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onu yaklaştırdı | önlerine | dedi | | yemez misiniz? |

[GRB] [] [GWL] [] [EKL]
FGRBH ÎLYHM GEL ÊLE TÊKLWN

fe ḳarrabehu ileyhim ḳāle elā te'kulūne
فقربه إليهم قال ألا تأكلون

[ق ر ب] [] [ق و ل] [] [ا ك ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فقربه ق ر ب | GRB FGRBH fe ḳarrabehu onu yaklaştırdı And he placed it near
Fe,Gaf,Re,Be,He,
80,100,200,2,5,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إليهم | ÎLYHM ileyhim önlerine [to] them,
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi he said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
ألا | ÊLE elā """Will not"
,Lam,Elif,
,30,1,
INTG – prefixed interrogative alif
NEG – negative particle
الهمزة همزة استفهام
حرف نفي
تأكلون ا ك ل | EKL TÊKLWN te'kulūne yemez misiniz? "you eat?"""
Te,,Kef,Lam,Vav,Nun,
400,,20,30,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَقَرَّبَهُ: onu yaklaştırdı | إِلَيْهِمْ: önlerine | قَالَ: dedi | أَلَا: | تَأْكُلُونَ: yemez misiniz? |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فقربه FGRBH onu yaklaştırdı | إليهم ÎLYHM önlerine | قال GEL dedi | ألا ÊLE | تأكلون TÊKLWN yemez misiniz? |
Kırık Meal (Okunuş) : |fe ḳarrabehu: onu yaklaştırdı | ileyhim: önlerine | ḳāle: dedi | elā: | te'kulūne: yemez misiniz? |
Kırık Meal (Transcript) : |FGRBH: onu yaklaştırdı | ÎLYHM: önlerine | GEL: dedi | ÊLE: | TÊKLWN: yemez misiniz? |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onların önüne koymuştu da yemez misiniz demişti.
Adem Uğur : Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti.
Ahmed Hulusi : Onu onlara yaklaştırıp: "Yemeyecek misiniz?" dedi.
Ahmet Tekin : Kızarmış buzağı etini önlerine sürdü. 'Etten yemiyecek misiniz?' dedi.
Ahmet Varol : Onu onlara yaklaştırıp: 'Yemez misiniz?' dedi.
Ali Bulaç : Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi.
Ali Fikri Yavuz : Onu (yemek olarak) önlerine koydu. “-Yemeğe buyurmaz mısınız?” dedi. (Yemeğinden misafirlerin yemediğini görünce):
Bekir Sadak : (26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzagi getirmis, onlarin onune surup: «Yemez misiniz?» demisti.
Celal Yıldırım : Onlara yaklaştırıp, «buyrun yemez misiniz ?» dedi.
Diyanet İşleri : Onu önlerine koydu. “Yemez misiniz?” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : (26-27) Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: 'Yemez misiniz?' demişti.
Diyanet Vakfi : Onların önüne koyup «Yemez misiniz?» demişti.
Edip Yüksel : Onu onların önüne sürüp, 'Yemez misiniz?' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onu önlerine sürerek: «Yemez misiniz?» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onu yakınlarına koyarak: «Yemeğe buyurmaz mısınız?» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onu yakınlarına koydu, yemeğe buyurmaz mısınız? dedi.
Fizilal-il Kuran : Onu, önlerine yaklaştırdı «Yemez misiniz?» dedi.
Gültekin Onan : Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi.
Hakkı Yılmaz : Sonra altını onlara yaklaştırdı: “Nasiplenmez misiniz?” dedi.
Hasan Basri Çantay : Bunu onlara yaklaşdırdı. «Yemez misiniz?» dedi.
Hayrat Neşriyat : Sonra onu kendilerine yaklaştırdı: 'Yemez misiniz?' dedi.
İbni Kesir : Onlara yaklaştırıp; yemez misiniz? demişti.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onu (yemeği) onlara yaklaştırdı (ikram etti): “Yemez misiniz?” dedi.
Muhammed Esed : ve "Yemez misiniz?" diye önlerine koymuştu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Bunu onlara yaklaştırdı. Dedi ki: «Yemez misiniz?»
Ömer Öngüt : Önlerine sürüp: "Yemez misiniz?" dedi.
Şaban Piriş : Bunu onların önüne koydu ve: -Yemez misiniz? dedi.
Suat Yıldırım : (26-27) Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup "buyurmaz mısınız?" diye ikram etti.
Süleyman Ateş : Onu, önlerine yaklaştırdı, "Yemez misiniz?" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Derken onlara yaklaştırıp (önlerine sürdü); «Yemez misiniz?» dedi.
Ümit Şimşek : Önlerine koydu, 'Buyurmaz mısınız?' dedi.
Yaşar Nuri Öztürk : Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}