İbni Kesir Meali |
|
Elif, Lam, Mim.(32:1) | |
Şüphe götürmeyen kitabın indirilmesi alemlerin Rabbındandır.(32:2) | |
Yoksa; O, bunu kendiliğinden uydurdu mu diyorlar; Hayır, o haktır, Rabbındandır. Ve senden evvel kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir kavme korkunç akıbetlerini haber vermen içindir. Belki hidayeti bulurlar.(32:3) | |
Allah, O'dur ki; gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yaratmış, sonra Arş'a hükmetmiştir. Sizin O'ndan başka bir dostunuz ve şefaatçınız yoktur. Hala düşünmüyor musunuz?(32:4) | |
Gökten yere kadar her işi O, düzenler. Sonra sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir günde yine O'na yükselir.(32:5) | |
Görülmeyeni de, görüleni de bilen, Aziz ve Rahim olan, O'dur.(32:6) | |
Ki, yarattığı her şeyi güzel yaratan O'dur. İnsanı yaratmaya da çamurdan başlamıştır.(32:7) | |
Sonra onun soyunu bayağı bir suyun özünden yapmıştır.(32:8) | |
Sonra onu düzeltip tamamlamış ve ruhundan ona üflemiştir. Size de kulaklar, gözler ve kalbler vermiştir. Ne de az şükrediyorsunuz.(32:9) | |
Dediler ki: Toprağa karışıp yok olduktan sonra mı, biz, yeniden yaratılacağız. Evet onlar; Rabblarına kavuşmayı inkar edenlerdir.(32:10) | |
De ki: Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbınıza döndürüleceksiniz.(32:11) | |
Suçluları Rabblarının huzurunda başları öne eğilmiş olarak: Rabbımız, gördük ve dinledik. Artık bizi dünyaya geri çevir de salih amel işleyelim. Gerçekten biz, kesin olarak inandık, derlerken bir görsen.(32:12) | |
Eğer Biz isteseydik; herkesi elbette hidayete erdirirdik. Fakat: Cehennemi tamamen cinn ve insanlarla dolduracağım, diye Benden hak söz sadır olmuştur.(32:13) | |
Öyleyse şu günümüze kavuşmayı unuttuğunuzdan ötürü tadın azabı. Doğrusu Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonsuz azabı tadın.(32:14) | |
Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rabblarını hamd ile tesbih edenler inanırlar.(32:15) | |
Onların yanları yataklarından uzaklaşır. Korku ve ümid ile Rabblarına yalvarırlar. Verdiğimiz rızıklardan da infak ederler.(32:16) | |
Yaptıklarına karşılık olarak onlara gözlerin aydın olacağı, nelerin gizlenmiş bulunduğunu kimse bilmez.(32:17) | |
Mü'min olan kimse yoldan çıkmış kimse gibi midir? Bunlar hiç bir olmazlar.(32:18) | |
İman edip salih amel işleyenlere gelince; onlar için yapmış oldukları amellere karşılık koymak üzere Me'va Cennetleri vardır.(32:19) | |
Yoldan çıkanlara gelince; onların sığınağı da ateştir. Oradan çıkmak istedikleri her seferinde geri çevrilirler. Ve onlara: Yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadın, denir.(32:20) | |
Belki dönerler diye andolsun ki onlara büyük azabdan önce de mutlaka yakın azabdan tattıracağız.(32:21) | |
Rabbının ayetleri kendisine hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim kim vardır? Muhakkak ki Biz, suçlulardan intikam alıcıyız.(32:22) | |
Andolsun ki; Musa'ya da kitab verdik. Sakın, sen O'na kavuşacağından kuşku içinde olma. Ve onu İsrailoğullarına hidayet yaptık.(32:23) | |
İçlerinden de sabrettikleri zaman emrimizle doğru yola götürecek kılavuzlar tayin ettik. Ve onlar ayetlerimizi çok iyi biliyorlardı.(32:24) | |
Ayrılığa düştükleri şeylerde; Rabbın, muhakkak ki kıyamet günü aralarında hükmedecektir.(32:25) | |
Şimdi yurtlarında gezip dolaştıkları, kendilerinden önceki nesillerden nicesini yok etmiş olmamız, onları doğru yola sevketmez mi? Şüphesiz bunlarda ayetler vardır. Hala dinlemezler mi?(32:26) | |
Görmezler mi ki; Biz, kuru yerlere suyu gönderiyor, onunla hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri ekinleri çıkarıyoruz. Hala da görmeyecekler mi?(32:27) | |
Ve derler ki: Doğru söylüyorsanız bu fetih ne zamandır?(32:28) | |
De ki: Fetih günü o kafirlere imanları fayda vermeyecek ve onlara bakılmayacak.(32:29) | |
Bırak onları ve bekle. Zaten onlar da beklemektedir.(32:30) | |