» 42 / Sûrâ  35:

Kuran Sırası: 42
İniş Sırası: 62
Sura Suresi = Danisma Suresi
38. ayetinde mü’minlerin islerini aralarinda danisma ile gördükleri anlatildigindan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَيَعْلَمَ (WYALM) = ve yeǎ'leme : ve bilsinler
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne :
3. يُجَادِلُونَ (YCED̃LWN) = yucādilūne : tartışanlar
4. فِي (FY) = fī : hakkında
5. ايَاتِنَا ( ËYETNE) = āyātinā : ayetlerimiz
6. مَا (ME) = mā : olmadığını
7. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendileri için
8. مِنْ (MN) = min : hiçbir
9. مَحِيصٍ (MḪYṦ) = meHīSin : kaçacak yer
ve bilsinler | | tartışanlar | hakkında | ayetlerimiz | olmadığını | kendileri için | hiçbir | kaçacak yer |

[ALM] [] [CD̃L] [] [EYY] [] [] [] [ḪYṦ]
WYALM ELZ̃YN YCED̃LWN FY ËYETNE ME LHM MN MḪYṦ

ve yeǎ'leme elleƶīne yucādilūne āyātinā lehum min meHīSin
ويعلم الذين يجادلون في آياتنا ما لهم من محيص

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويعلم ع ل م | ALM WYALM ve yeǎ'leme ve bilsinler And may know
الذين | ELZ̃YN elleƶīne those who
يجادلون ج د ل | CD̃L YCED̃LWN yucādilūne tartışanlar dispute
في | FY hakkında concerning
آياتنا ا ي ي | EYY ËYETNE āyātinā ayetlerimiz Our Signs
ما | ME olmadığını (that) not
لهم | LHM lehum kendileri için for them
من | MN min hiçbir any
محيص ح ي ص | ḪYṦ MḪYṦ meHīSin kaçacak yer place of refuge.

42:35 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve bilsinler | | tartışanlar | hakkında | ayetlerimiz | olmadığını | kendileri için | hiçbir | kaçacak yer |

[ALM] [] [CD̃L] [] [EYY] [] [] [] [ḪYṦ]
WYALM ELZ̃YN YCED̃LWN FY ËYETNE ME LHM MN MḪYṦ

ve yeǎ'leme elleƶīne yucādilūne āyātinā lehum min meHīSin
ويعلم الذين يجادلون في آياتنا ما لهم من محيص

[ع ل م] [] [ج د ل] [] [ا ي ي] [] [] [] [ح ي ص]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويعلم ع ل م | ALM WYALM ve yeǎ'leme ve bilsinler And may know
Vav,Ye,Ayn,Lam,Mim,
6,10,70,30,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يجادلون ج د ل | CD̃L YCED̃LWN yucādilūne tartışanlar dispute
Ye,Cim,Elif,Dal,Lam,Vav,Nun,
10,3,1,4,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY hakkında concerning
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
آياتنا ا ي ي | EYY ËYETNE āyātinā ayetlerimiz Our Signs
,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
,10,1,400,50,1,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME olmadığını (that) not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
لهم | LHM lehum kendileri için for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min hiçbir any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
محيص ح ي ص | ḪYṦ MḪYṦ meHīSin kaçacak yer place of refuge.
Mim,Ha,Ye,Sad,
40,8,10,90,
N – genitive masculine indefinite verbal noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَيَعْلَمَ: ve bilsinler | الَّذِينَ: | يُجَادِلُونَ: tartışanlar | فِي: hakkında | ايَاتِنَا: ayetlerimiz | مَا: olmadığını | لَهُمْ: kendileri için | مِنْ: hiçbir | مَحِيصٍ: kaçacak yer |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ويعلم WYALM ve bilsinler | الذين ELZ̃YN | يجادلون YCED̃LWN tartışanlar | في FY hakkında | آياتنا ËYETNE ayetlerimiz | ما ME olmadığını | لهم LHM kendileri için | من MN hiçbir | محيص MḪYṦ kaçacak yer |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve yeǎ'leme: ve bilsinler | elleƶīne: | yucādilūne: tartışanlar | : hakkında | āyātinā: ayetlerimiz | : olmadığını | lehum: kendileri için | min: hiçbir | meHīSin: kaçacak yer |
Kırık Meal (Transcript) : |WYALM: ve bilsinler | ELZ̃YN: | YCED̃LWN: tartışanlar | FY: hakkında | ËYETNE: ayetlerimiz | ME: olmadığını | LHM: kendileri için | MN: hiçbir | MḪYṦ: kaçacak yer |
Abdulbaki Gölpınarlı : Delillerimiz hakkında cedelleşmeye kalkışanlar, bilsinler ki onlara hiçbir yer yok ki kaçıp da kurtulsunlar.
Adem Uğur : Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Ahmed Hulusi : Tâ ki işaretlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için bir kaçış yeri bulunmadığını bilsinler.
Ahmet Tekin : Âyetlerimizi, ilkelerimizi bertaraf etme konusunda mücadele edenler bilsinler ki, azaptan kaçıp kurtulabilecekleri bir yer yoktur.
Ahmet Varol : Öyle ki, ayetlerimiz hakkında mücadele edenler kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilsinler.
Ali Bulaç : (Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler.
Ali Fikri Yavuz : Hem ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, (onları inkâr edenler) bilsinler ki, kendileri için kaçacak bir yer yoktur.
Bekir Sadak : Ayetlerimiz uzerinde tartisanlar, kendilerine kacacak yer olmadigini bilsinler.
Celal Yıldırım : Hem âyetlerimiz hakkında tartışıp iddialaşanlar, kendileri için kaçacak yer bulunmadığını bilsinler..
Diyanet İşleri : Allah, böyle yapar ki, âyetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Diyanet İşleri (eski) : Ayetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak yer olmadığını bilsinler.
Diyanet Vakfi : Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Edip Yüksel : Ayetlerimiz ve mucizelerimiz üzerinde tartışanlar kendilerinin kaçacak bir yeri olmadığını bilirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Âyetlerimiz hakkında mücadele edenler bilsinler ki kendileri için kaçacak bir yer yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem ayetlerimiz hakkında mücadele edenler bilsinler ki, kendileri için kaçacak bir yer yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem bilsinler diye o âyetlerimizde mücadele edenler ki kendileri için kaçacak yer yoktur.
Fizilal-il Kuran : Ayetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Gültekin Onan : (Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler.
Hakkı Yılmaz : (32-35) Denizde dağlar gibi akıp gidenler de O'nun alâmetlerinden/ göstergelerindendir. Eğer O dilerse rüzgârı durdurur da giden gemiler denizin sırtında duruverirler. Şüphesiz bunda tüm çok sabreden ve kendisine verilen nimetlerin karşılığını çok çok ödeyen kimseler için nice alâmetler/ göstergeler vardır. Yahut Allah, onların kazandıkları şeyler sebebiyle o gemileri değişime/ yıkıma uğratır. Birçoğunu da bağışlar. Ve âyetlerimiz/ alâmetlerimiz/ göstergelerimiz hakkında mücâdele edenler kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilirler.
Hasan Basri Çantay : (Tâki) âyetlerimiz hakkında mücâdele etmekde olanlar, kendileri için kaç (ıb kurtul) acakları hiçbir yer olmadığını bilsin (ler).
Hayrat Neşriyat : (Tâ ki) âyetlerimiz hakkında mücâdele edenler, kendileri için (azâbımızdan) kaçacak hiçbir yer olmadığını bilsinler!
İbni Kesir : Ayetlerimiz üzerinde tartışanlar bilsinler ki; kendileri için kaçacak bir yer yoktur.
İskender Evrenosoğlu : Ve âyetlerimiz hakkında mücâdele edenler, onlar için sığınacak bir yer olmadığını bilsinler.
Muhammed Esed : Ve bilsinler ki, mesajlarımızı sorgulayanlar için kurtuluş yoktur.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Bizim âyetlerimizde mücadele edenler bilsin ki, onlar için bir mahall-i halas yoktur.
Ömer Öngüt : Âyetlerimiz üzerinde tartışanlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Şaban Piriş : Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler bilsinler ki onların kaçıp kurtulacağı bir yer yoktur.
Suat Yıldırım : (32-35) Denizlerde dağlar gibi akıp giden gemiler de O’nun kudretinin ve hikmetinin delillerindendir. Eğer O dilerse rüzgârı durdurur, gemiler de denizin üstünde durakalır. Elbette bunda sabrı ve şükrü bol olanlar için alacak ibretler vardır. Yahut işledikleri günahlar sebebiyle o gemileri batırır, günahların birçoğunu da affeder. Böyle yapmasının bir sebebi de, âyetlerimiz hakkında tartışanların kaçacak bir yerleri olmadığını onlara bildirmektir.
Süleyman Ateş : Ki âyetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Tefhim-ul Kuran : (Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler.
Ümit Şimşek : Tâ ki, âyetlerimiz hakkında tartışanlar, sığınacak bir yerlerinin olmadığını bilsinler.
Yaşar Nuri Öztürk : Ki ayetlerimiz hakkında tartışıp duranlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}