CONJ – prefixed conjunction wa (and) REL – masculine plural relative pronoun الواو عاطفة اسم موصول
إذا
|
ÎZ̃E
iƶā
zaman
when
,Zel,Elif, ,700,1,
T – time adverb ظرف زمان
أصابهم
ص و ب | ṦWB
ÊṦEBHM
eSābehumu
uğradıkları
strikes them
,Sad,Elif,Be,He,Mim, ,90,1,2,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb PRON – 3rd person masculine plural object pronoun فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
البغي
ب غ ي | BĞY
ELBĞY
l-beğyu
saldırıya
tyranny,
Elif,Lam,Be,Ğayn,Ye, 1,30,2,1000,10,
N – nominative masculine noun اسم مرفوع
هم
|
HM
hum
kendilerini
they
He,Mim, 5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun ضمير منفصل
ينتصرون
ن ص ر | NṦR
YNTṦRWN
yenteSirūne
savunurlar
defend themselves.
Ye,Nun,Te,Sad,Re,Vav,Nun, 10,50,400,90,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِينَ: ve o kimseler | إِذَا: zaman | أَصَابَهُمُ: uğradıkları | الْبَغْيُ: saldırıya | هُمْ: kendilerini | يَنْتَصِرُونَ: savunurlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذين WELZ̃YNve o kimseler | إذا ÎZ̃Ezaman | أصابهم ÊṦEBHMuğradıkları | البغي ELBĞYsaldırıya | هم HMkendilerini | ينتصرون YNTṦRWNsavunurlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶīne: ve o kimseler | iƶā: zaman | eSābehumu: uğradıkları | l-beğyu: saldırıya | hum: kendilerini | yenteSirūne: savunurlar |
Kırık Meal (Transcript) : |WELZ̃YN: ve o kimseler | ÎZ̃E: zaman | ÊṦEBHM: uğradıkları | ELBĞY: saldırıya | HM: kendilerini | YNTṦRWN: savunurlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve bir zulme uğradıkları zaman haddi aşmaksızın birbirlerine yardım ederek karşı duranlara.
Adem Uğur : Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.
Ahmed Hulusi : Onlar ki, zorbalıkla karşılaştıklarında birlikte mücadele ederek galip gelirler!
Ahmet Tekin : İman edenler, bir haksızlığa, bir saldırıya, bir baskıya ve zulme uğradıkları zaman, zâlimlere, saldırganlara ve baskı yapanlara yardımlaşarak hadlerini bildirenlerdir.
Ahmet Varol : Bir tecavüze uğradıklarında birlikte karşı koyarlar.
Ali Bulaç : Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.
Ali Fikri Yavuz : O kimselerdir ki, kendi haklarına tecavüz vaki olduğu zaman, onlar yardımlaşırlar (ve intikam alırlar, haklarını yerine getirirler).
Bekir Sadak : Bir haksizliga ugradiklarinda, ustun gelmek icin aralarinda yardimlasirlar.
Celal Yıldırım : Ve zulme, hakları tecâvüze uğradıkları zaman, yardımlaşıp kendilerini savunanlar içindir.
Diyanet İşleri : (36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.
Diyanet İşleri (eski) : Bir haksızlığa uğradıklarında, üstün gelmek için aralarında yardımlaşırlar.
Diyanet Vakfi : Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.
Edip Yüksel : Haksızlığa uğradıklarında kendilerini savunurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kendilerine bir saldırı olduğu vakit birbirleriyle yardımlaşır, öçlerini alırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onlar ki kendilerine bağy (haklarına tecavüz) vaki' olduğu vakıt yardımlaşır onlar öcünü alırlar
Fizilal-il Kuran : Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman, yardımlaşarak kendilerini savunurlar.
Gültekin Onan : Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.
Hakkı Yılmaz : (36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], işleri de kendi aralarında Şura; “işin en iyi yanını ortaklaşa bulup ortaya çıkarma” olan, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcarlar/ başta yakınları olmak üzere başkalarının nafakalarını temin eden kimseler için ve kendilerine bir haksızlık ve saldırı isabet ettiği zaman birbirleriyle yardımlaşan/ intikam alan kimseler için daha hayırlı ve daha kalıcıdır. "
Hasan Basri Çantay : (36-37-38-39) Size verilen şey dünyâ hayaatının (geçici birer) fâidesidir. Allah indinde olan (sevab) ise daha hayırlı, daha süreklidir. (Bu sevablar) îman edib de ancak Rablerine güvenib dayanmakda, büyük günâhlardan ve faahiş kötülüklerden kaçınmakda, öfkelendikleri zaman bizzat (kusurları) örtmekde (bağışlamakda) olanlara, Rablerinin (tevhîd ve ibâdete âid da'vetine) icabet edenlere, namaz (ların) ı dosdoğru kılanlara — ki bunların işleri aralarında müşavere (ile) dir—, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allaha tâat uğrunda) harcamakda bulunanlara, kendilerine tağallüb ve zulüm vaaki olduğu zaman elbirlik (mazluma) yardım eyleyenlere mahsusdur.
Hayrat Neşriyat : Ve kendilerine zulüm vâki' olduğu zaman, onlar yardımlaş(arak intikamlarını al)an kimselerdir.
İbni Kesir : Onlar ki; kendilerine zulüm vaki olunca yardımlaşırlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar, kendilerine bir saldırı isabet ettiği zaman yardımlaşırlar.
Muhammed Esed : ve bir zorbalık ile karşılaştıkları zaman kendilerini savunanlar (için).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kimse için ki onlara bir zulüm isabet ettiği zaman onlar yardımlaşmakta bulunurlar.
Ömer Öngüt : Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman birbirine yardım ederler.
Şaban Piriş : Haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyarlar.
Suat Yıldırım : Onlar zulme uğradıklarında yardımlaşıp haklarını alırlar.
Süleyman Ateş : Bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman kendilerini savunurlar.
Tefhim-ul Kuran : Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır.
Ümit Şimşek : Onların hakkına tecavüz edildiği zaman hep birlikte yardımlaşarak haklarını alırlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerine zulüm ve haksızlık gelip çattığında, yardımlaşırlar.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]