» 8 / Enfâl  7:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88
Enfal Suresi = Ganimetler Suresi
Savas ganimetlerinin durumundan bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذْ (WÎZ̃) = ve iƶ : o zaman
2. يَعِدُكُمُ (YAD̃KM) = yeǐdukumu : size va'dediyordu
3. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
4. إِحْدَى (ÎḪD̃) = iHdā : birinin
5. الطَّائِفَتَيْنِ (ELŦEÙFTYN) = T-Tāifeteyni : iki topluluktan
6. أَنَّهَا (ÊNHE) = ennehā : muhakkak
7. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin olduğunu
8. وَتَوَدُّونَ (WTWD̃WN) = ve teve ddūne : siz de istiyordunuz
9. أَنَّ (ÊN) = enne : gerçekten
10. غَيْرَ (ĞYR) = ğayra :
11. ذَاتِ (Z̃ET) = ƶāti : hali
12. الشَّوْكَةِ (ELŞWKT) = ş-şevketi : kuvvetsiz olanın
13. تَكُونُ (TKWN) = tekūnu : olmasını
14. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin
15. وَيُرِيدُ (WYRYD̃) = veyurīdu : oysa istiyordu
16. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
17. أَنْ (ÊN) = en :
18. يُحِقَّ (YḪG) = yuHiḳḳa : gerçekleştirmek
19. الْحَقَّ (ELḪG) = l-Haḳḳa : hakkı
20. بِكَلِمَاتِهِ (BKLMETH) = bikelimātihi : sözleriyle
21. وَيَقْطَعَ (WYGŦA) = ve yeḳTaǎ : ve kesmek
22. دَابِرَ (D̃EBR) = dābira : ardını
23. الْكَافِرِينَ (ELKEFRYN) = l-kāfirīne : kafirlerin
o zaman | size va'dediyordu | Allah | birinin | iki topluluktan | muhakkak | sizin olduğunu | siz de istiyordunuz | gerçekten | | hali | kuvvetsiz olanın | olmasını | sizin | oysa istiyordu | Allah | | gerçekleştirmek | hakkı | sözleriyle | ve kesmek | ardını | kafirlerin |

[] [WAD̃] [] [EḪD̃] [ŦWF] [] [] [WD̃D̃] [] [ĞYR] [] [ŞWK] [KWN] [] [RWD̃] [] [] [ḪGG] [ḪGG] [KLM] [GŦA] [D̃BR] [KFR]
WÎZ̃ YAD̃KM ELLH ÎḪD̃ ELŦEÙFTYN ÊNHE LKM WTWD̃WN ÊN ĞYR Z̃ET ELŞWKT TKWN LKM WYRYD̃ ELLH ÊN YḪG ELḪG BKLMETH WYGŦA D̃EBR ELKEFRYN

ve iƶ yeǐdukumu llahu iHdā T-Tāifeteyni ennehā lekum ve teve ddūne enne ğayra ƶāti ş-şevketi tekūnu lekum veyurīdu llahu en yuHiḳḳa l-Haḳḳa bikelimātihi ve yeḳTaǎ dābira l-kāfirīne
وإذ يعدكم الله إحدى الطائفتين أنها لكم وتودون أن غير ذات الشوكة تكون لكم ويريد الله أن يحق الحق بكلماته ويقطع دابر الكافرين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذ | WÎZ̃ ve iƶ o zaman And when
يعدكم و ع د | WAD̃ YAD̃KM yeǐdukumu size va'dediyordu promised you
الله | ELLH llahu Allah Allah
إحدى ا ح د | EḪD̃ ÎḪD̃ iHdā birinin one
الطائفتين ط و ف | ŦWF ELŦEÙFTYN T-Tāifeteyni iki topluluktan (of) the two groups -
أنها | ÊNHE ennehā muhakkak that it (would be)
لكم | LKM lekum sizin olduğunu for you -
وتودون و د د | WD̃D̃ WTWD̃WN ve teve ddūne siz de istiyordunuz and you wished
أن | ÊN enne gerçekten that
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra (one) other than
ذات | Z̃ET ƶāti hali that
الشوكة ش و ك | ŞWK ELŞWKT ş-şevketi kuvvetsiz olanın (of) the armed
تكون ك و ن | KWN TKWN tekūnu olmasını would be
لكم | LKM lekum sizin for you.
ويريد ر و د | RWD̃ WYRYD̃ veyurīdu oysa istiyordu But intended
الله | ELLH llahu Allah Allah
أن | ÊN en to
يحق ح ق ق | ḪGG YḪG yuHiḳḳa gerçekleştirmek justify
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳa hakkı the truth
بكلماته ك ل م | KLM BKLMETH bikelimātihi sözleriyle by His words,
ويقطع ق ط ع | GŦA WYGŦA ve yeḳTaǎ ve kesmek and cut off
دابر د ب ر | D̃BR D̃EBR dābira ardını (the) roots
الكافرين ك ف ر | KFR ELKEFRYN l-kāfirīne kafirlerin (of) the disbelievers

8:7 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

o zaman | size va'dediyordu | Allah | birinin | iki topluluktan | muhakkak | sizin olduğunu | siz de istiyordunuz | gerçekten | | hali | kuvvetsiz olanın | olmasını | sizin | oysa istiyordu | Allah | | gerçekleştirmek | hakkı | sözleriyle | ve kesmek | ardını | kafirlerin |

[] [WAD̃] [] [EḪD̃] [ŦWF] [] [] [WD̃D̃] [] [ĞYR] [] [ŞWK] [KWN] [] [RWD̃] [] [] [ḪGG] [ḪGG] [KLM] [GŦA] [D̃BR] [KFR]
WÎZ̃ YAD̃KM ELLH ÎḪD̃ ELŦEÙFTYN ÊNHE LKM WTWD̃WN ÊN ĞYR Z̃ET ELŞWKT TKWN LKM WYRYD̃ ELLH ÊN YḪG ELḪG BKLMETH WYGŦA D̃EBR ELKEFRYN

ve iƶ yeǐdukumu llahu iHdā T-Tāifeteyni ennehā lekum ve teve ddūne enne ğayra ƶāti ş-şevketi tekūnu lekum veyurīdu llahu en yuHiḳḳa l-Haḳḳa bikelimātihi ve yeḳTaǎ dābira l-kāfirīne
وإذ يعدكم الله إحدى الطائفتين أنها لكم وتودون أن غير ذات الشوكة تكون لكم ويريد الله أن يحق الحق بكلماته ويقطع دابر الكافرين

[] [و ع د] [] [ا ح د] [ط و ف] [] [] [و د د] [] [غ ي ر] [] [ش و ك] [ك و ن] [] [ر و د] [] [] [ح ق ق] [ح ق ق] [ك ل م] [ق ط ع] [د ب ر] [ك ف ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذ | WÎZ̃ ve iƶ o zaman And when
Vav,,Zel,
6,,700,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الواو استئنافية
ظرف زمان
يعدكم و ع د | WAD̃ YAD̃KM yeǐdukumu size va'dediyordu promised you
Ye,Ayn,Dal,Kef,Mim,
10,70,4,20,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
إحدى ا ح د | EḪD̃ ÎḪD̃ iHdā birinin one
,Ha,Dal,,
,8,4,,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
الطائفتين ط و ف | ŦWF ELŦEÙFTYN T-Tāifeteyni iki topluluktan (of) the two groups -
Elif,Lam,Tı,Elif,,Fe,Te,Ye,Nun,
1,30,9,1,,80,400,10,50,
N – genitive feminine dual noun
اسم مجرور
أنها | ÊNHE ennehā muhakkak that it (would be)
,Nun,He,Elif,
,50,5,1,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«ها» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لكم | LKM lekum sizin olduğunu for you -
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
وتودون و د د | WD̃D̃ WTWD̃WN ve teve ddūne siz de istiyordunuz and you wished
Vav,Te,Vav,Dal,Vav,Nun,
6,400,6,4,6,50,
CIRC – prefixed circumstantial particle
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو حالية
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN enne gerçekten that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
غير غ ي ر | ĞYR ĞYR ğayra (one) other than
Ğayn,Ye,Re,
1000,10,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
ذات | Z̃ET ƶāti hali that
Zel,Elif,Te,
700,1,400,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
الشوكة ش و ك | ŞWK ELŞWKT ş-şevketi kuvvetsiz olanın (of) the armed
Elif,Lam,Şın,Vav,Kef,Te merbuta,
1,30,300,6,20,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
تكون ك و ن | KWN TKWN tekūnu olmasını would be
Te,Kef,Vav,Nun,
400,20,6,50,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
لكم | LKM lekum sizin for you.
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ويريد ر و د | RWD̃ WYRYD̃ veyurīdu oysa istiyordu But intended
Vav,Ye,Re,Ye,Dal,
6,10,200,10,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
أن | ÊN en to
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يحق ح ق ق | ḪGG YḪG yuHiḳḳa gerçekleştirmek justify
Ye,Ha,Gaf,
10,8,100,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳa hakkı the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
بكلماته ك ل م | KLM BKLMETH bikelimātihi sözleriyle by His words,
Be,Kef,Lam,Mim,Elif,Te,He,
2,20,30,40,1,400,5,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ويقطع ق ط ع | GŦA WYGŦA ve yeḳTaǎ ve kesmek and cut off
Vav,Ye,Gaf,Tı,Ayn,
6,10,100,9,70,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب
دابر د ب ر | D̃BR D̃EBR dābira ardını (the) roots
Dal,Elif,Be,Re,
4,1,2,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الكافرين ك ف ر | KFR ELKEFRYN l-kāfirīne kafirlerin (of) the disbelievers
Elif,Lam,Kef,Elif,Fe,Re,Ye,Nun,
1,30,20,1,80,200,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذْ: o zaman | يَعِدُكُمُ: size va'dediyordu | اللَّهُ: Allah | إِحْدَى: birinin | الطَّائِفَتَيْنِ: iki topluluktan | أَنَّهَا: muhakkak | لَكُمْ: sizin olduğunu | وَتَوَدُّونَ: siz de istiyordunuz | أَنَّ: gerçekten | غَيْرَ: | ذَاتِ: hali | الشَّوْكَةِ: kuvvetsiz olanın | تَكُونُ: olmasını | لَكُمْ: sizin | وَيُرِيدُ: oysa istiyordu | اللَّهُ: Allah | أَنْ: | يُحِقَّ: gerçekleştirmek | الْحَقَّ: hakkı | بِكَلِمَاتِهِ: sözleriyle | وَيَقْطَعَ: ve kesmek | دَابِرَ: ardını | الْكَافِرِينَ: kafirlerin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذ WÎZ̃ o zaman | يعدكم YAD̃KM size va'dediyordu | الله ELLH Allah | إحدى ÎḪD̃ birinin | الطائفتين ELŦEÙFTYN iki topluluktan | أنها ÊNHE muhakkak | لكم LKM sizin olduğunu | وتودون WTWD̃WN siz de istiyordunuz | أن ÊN gerçekten | غير ĞYR | ذات Z̃ET hali | الشوكة ELŞWKT kuvvetsiz olanın | تكون TKWN olmasını | لكم LKM sizin | ويريد WYRYD̃ oysa istiyordu | الله ELLH Allah | أن ÊN | يحق YḪG gerçekleştirmek | الحق ELḪG hakkı | بكلماته BKLMETH sözleriyle | ويقطع WYGŦA ve kesmek | دابر D̃EBR ardını | الكافرين ELKEFRYN kafirlerin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶ: o zaman | yeǐdukumu: size va'dediyordu | llahu: Allah | iHdā: birinin | T-Tāifeteyni: iki topluluktan | ennehā: muhakkak | lekum: sizin olduğunu | ve teve ddūne: siz de istiyordunuz | enne: gerçekten | ğayra: | ƶāti: hali | ş-şevketi: kuvvetsiz olanın | tekūnu: olmasını | lekum: sizin | veyurīdu: oysa istiyordu | llahu: Allah | en: | yuHiḳḳa: gerçekleştirmek | l-Haḳḳa: hakkı | bikelimātihi: sözleriyle | ve yeḳTaǎ: ve kesmek | dābira: ardını | l-kāfirīne: kafirlerin |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎZ̃: o zaman | YAD̃KM: size va'dediyordu | ELLH: Allah | ÎḪD̃: birinin | ELŦEÙFTYN: iki topluluktan | ÊNHE: muhakkak | LKM: sizin olduğunu | WTWD̃WN: siz de istiyordunuz | ÊN: gerçekten | ĞYR: | Z̃ET: hali | ELŞWKT: kuvvetsiz olanın | TKWN: olmasını | LKM: sizin | WYRYD̃: oysa istiyordu | ELLH: Allah | ÊN: | YḪG: gerçekleştirmek | ELḪG: hakkı | BKLMETH: sözleriyle | WYGŦA: ve kesmek | D̃EBR: ardını | ELKEFRYN: kafirlerin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hani Allah, o iki bölükten birinin muhakkak sizin olacağını vaad ediyordu da siz, silâhı bulunmayanların, elinize düşmesini istiyordunuz. Halbuki Allah, sözleriyle, gerçeği yerine getirmek ve kâfirlerin kökünü kesmek istiyordu.
Adem Uğur : Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.
Ahmed Hulusi : Hani Allâh size iki gruptan (Kureyş ordusu veya kervandan) birinin sizin olacağını vadediyordu. . . Silah sahibi olmayanın (kervanın) sizin olmasını arzu ediyordunuz (kısa vâdeli kazanca, getirisi kolay olana bakıyordunuz, hâlbuki uzun vâdede size zarar verecekti bu isteğiniz). . . Allâh da uyarılarıyla Hakk'ı gerçekleştirmek ve hakikat bilgisini inkâr edenlerin ardını kesmeyi diliyordu.
Ahmet Tekin : Hani Allah size iki gruptan, Kureyş Kervanı ve Kureyş ordusundan birinin sizin olacağını va’dediyordu. Siz kuvvetsiz olanın, kuvvet kullanılmadan elde edilecek olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah âyetleriyle, emirleriyle, icraatıyla, hakkı, İslâm’ı yüceltmek, toplumda hakça İslâmî bir düzen gerçekleştirmek ve Kureyş ordusunu yok ederek kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin kökünü kazımak istiyordu.
Ahmet Varol : Allah size iki gruptan [2] birinin sizin olacağını vadetmişti. Sizse güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah sözleriyle hakkı açığa çıkarmak ve kâfirlerin sonlarını getirmek istiyordu.
Ali Bulaç : Hani Allah, iki topluluktan birinin muhakkak sizin olacağını size vadetmişti; siz de güçsüz olanın sizin olmasını istemekteydiniz. Oysa Allah, sözleriyle hakkın gerçekleşmesini sağlamak ve küfre sapanların arkasını kesmek (kökünü kurutmak) istiyordu.
Ali Fikri Yavuz : O vakit Allah, yük kervanı ve silâhlı birlikten birini size vâd ediyordu, ki sizin olsun. Siz de, silâhı bulunmıyan kervanın size ait olmasını arzu ediyordunuz. Halbuki Allah, âyetleriyle hakkı ve İslâmı açığa vurmayı ve kâfirlerin arkasını kesmeyi diliyordu.
Bekir Sadak : (7-8) Allah bu iki taifeden birini size vadetmisti; siz, kuvvetsiz olanin size dusmesini istiyordunuz. Oysa, suclularin hosuna gitmese de, hakki ortaya cikarmak ve batili tepelemek icin, Allah sozleriyle hakki ortaya koymak ve inkarcilarin kokunu kesmek istiyordu.
Celal Yıldırım : Hani Allah iki taifeden birini size va'dediyordu da siz ise güçsüz, silâhsız olanın size düşmesini arzu ediyordunuz. Allah da sözleriyle hakkın yerine gelmesini ve kâfirlerin kökünü kesmeyi diliyor;
Diyanet İşleri : Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va’dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.
Diyanet İşleri (eski) : (7-8) Allah bu iki taifeden birini size vadetmişti; siz, kuvvetsiz olanın size düşmesini istiyordunuz. Oysa, suçluların hoşuna gitmese de, hakkı ortaya çıkarmak ve batılı tepelemek için, Allah sözleriyle hakkı ortaya koymak ve inkarcıların kökünü kesmek istiyordu.
Diyanet Vakfi : Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.
Edip Yüksel : ALLAH iki gruptan birisini (yenmeyi) size söz vermişti; siz ise, güçsüz olanıyla karşılaşmayı istiyordunuz. Oysa ALLAH kelimeleriyle gerçeği gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmek diliyor.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte o zaman Allah size iki taifeden (kervan veya kureyş ordusundan) birini vaad ediyordu ki, sizin olacaktı. Siz ise arzu ediyordunuz ki, şanı ve şerefi olmayan şey (kervan) sizin olsun. Halbuki Allah, âyetleriyle hakkı yerine oturtmak ve kâfirlerin arkasını kesmek istiyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve o zaman Allah, size iki topluluktan birini va'd ediyordu ki, sizin olsun! Siz ise arzu ediyordunuz ki güçsüz olan sizin olsun! Oysa Allah sözleriyle gerçeği ortaya çıkarmak ve kafirlerin arkasını kesmek istiyordu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve o vakıt Allah, size iki taifenin birini va'dediyordu ki sizin olsun, siz, ise arzu ediyordunuz ki şekvetsiz olan sizin olsun, halbuki Allah, kelimatiyle hakkı ihkak etmek ve kâfîrlerin arkasını kesmek dileyordu
Fizilal-il Kuran : Allah, iki gruptan birinin hakkından geleceğinizi vadettiği zaman, siz güçsüz olan grubun size düşmesini istediniz. Oysa Allah sözleri aracılığı ile gerçeği yüceltmeyi ve kâfirlerin kökünü kazımayı, soylarını kurutmayı istiyordu.
Gültekin Onan : Hani Tanrı iki topluluktan birinin mutlaka sizin olacağını vadetmişti; siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Tanrı, sözleriyle hakkın ve kafirlerin arkasını kesmek (kökünü kurutmak) istiyordu.
Hakkı Yılmaz : (7,8) "Ve hani Allah, size, iki tâifeden birinin kesinlikle sizin olacağını vaat ediyordu. Siz ise şanı ve şerefi olmayan şeyin/çapulun kendinizin olmasını istiyordunuz. Allah da, kelimeleriyle hakkı yerine oturtmak ve suçluların hoşuna gitmese de gerçeği ortaya çıkarmak ve bâtılı yok etmek için kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerin arkasını kesmek; hak dini geliştirmek istiyordu. "
Hasan Basri Çantay : Hani Allah size iki taaifeden birinin muhakkak sizin olduğunu va'dediyordu, siz ise kuvvetli ve silâhı bulunmayanın kendinizin olmasını arzu ediyordunuz. Allah da emirleriyle hakkı açığa vurmayı, kâfirlerin arkasını kesmeyi irâde buyuruyordu.
Hayrat Neşriyat : O vakit Allah size, iki tâifeden (silâhsız kervan veya silâhlı düşmandan) birinin şübhesiz sizin olacağını va'd ediyordu; fakat (siz,) gerçekten zayıf (ve silahsız) olanın sizin olmasını istiyordunuz; hâlbuki Allah, sözleriyle o hakkı gerçekleştirmek (İslâm’ı üstün kılmak) ve kâfirlerin kökünü kesmek istiyordu.
İbni Kesir : Hani Allah; iki taifeden birini size vaadediyordu. Siz ise, kuvvetli bulunmayanın sizin olmasını arzu ediyordunuz. Allah ta istiyordu ki; sözleriyle hakkı gerçekleştirsin ve kafirlerin kökünü kessin.
İskender Evrenosoğlu : Ve Allah, iki taifeden birinin sizin olmasını, size vaadediyordu. Ve siz, silâhsız olanın (silâh sahibi olmayanın) sizin olmasını temenni ediyorsunuz. Ve Allah (da) O'nun (Kendi) sözleri ile hakkın gerçekleşmesini ve kâfirlerin arkasının (neslin devamının) kesilmesini istiyor.
Muhammed Esed : İmdi, (hatırlayın) Allah, (bu) iki (düşman) topluluğundan birinin sizin elinize düşeceği konusunda size söz vermişti; sizlerse güçsüz olanın elinize düşmesini arzu ediyordunuz; oysa Allahın muradı, sözleriyle tam bir uyum içinde, hakkın hak olduğunu göstermek ve hakkı inkar edenlerin son kalıntılarını da silip atmak yönündeydi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve hani Allah Teâlâ size iki tâifeden birini, «Şüphesiz o sizindir!» diye vaadleşti. Siz ise arzu ediyordunuz ki, kuvvet sahibi olmayan sizin olsun. Halbuki, Allah Teâlâ emirleriyle hakkı izhar etmeyi ve kâfirlerin arkasını kesmeyi irâde buyuruyordu.
Ömer Öngüt : Hani Allah size iki tâifeden birinin muhakkak sizin olacağını vâdediyordu. Siz ise güçsüz ve silahsız olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah sözleriyle hakkın yerine gelmesini, kâfirlerin kökünü kesmeyi istiyordu.
Şaban Piriş : Allah, iki gruptan birinin sizin olacağını vaat etmişti. Siz güçsüz ve silahsız olanın sizin olmasını arzu ediyordunuz. Oysa Allah, emirleriyle hakkın gerçekleşmesini ve kafirlerin gücünün arkasını kesmek istiyordu.
Suat Yıldırım : (7-8) Allah iki topluluktan birine sizi galip kılacağını vâd ettiğinde siz silahsız olan topluluğun (kervanın) sizin olmasını arzu ediyordunuz. Halbuki Allah ise, emirleriyle hakkı üstün kılmak ve şirkin kuvvetini yok ederek kâfirlerin ardını kesmek istiyordu ki, o suçlu müşrik gürûhu hoşlanmasa da, hak olan İslâm’ı yüceltsin, batıl olan şirki de ortadan kaldırsın.
Süleyman Ateş : Allâh size, iki topluluktan birinin sizin olduğunu va'dediyordu; siz de kuvvetsiz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allâh, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (kuvvetli olan takımı yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.
Tefhim-ul Kuran : Hani Allah, iki topluluktan birinin muhakkak sizin olacağını size vadetmişti; siz de güçsüz olanın sizin olmasını istemekteydiniz. Oysa Allah, sözleriyle hakkın gerçekleşmesini sağlamak ve küfre sapanların arkasını kesmek (kökünü kurutmak) istiyordu.
Ümit Şimşek : Allah iki topluluktan birini size vaad ettiğinde, siz güçsüz olan topluluk elinize geçsin istiyordunuz. Allah ise buyrukları ve müjdeleriyle hakkı ortaya çıkarmayı ve kâfirlerin kökünü kesmeyi murad etmişti.
Yaşar Nuri Öztürk : O sırada Allah, iki gruptan birinin kesinlikle sizin olacağını vaat ediyordu. Ve siz, güçsüz ve silahsız olanın size düşmesini arzu ediyordunuz. Allah ise hakkı kendi kelimeleriyle tam bir biçimde ortaya koymayı ve küfre batmışların ardını, arkasını kesmeyi istiyordu.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}