» 19 / Meryem  Suresi:

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
Meryem Suresi = Meryem Suresi
Hz. Meryem’den bahsedildigi için bu ismi almistir.

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Süleyman Ateş Meali
Kâf hâ yâ 'ayn sâd.(19:1)
Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyyâ'ya rahmetini anıştır.(19:2)
O, Rabbine gizli bir seslenişle yalvarmıştı:(19:3)
"Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'â ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'â ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin)."(19:4)
"Doğrusu ben arkamdan, yerime geçecek yakınlar(ımın iyi hareket etmeyecekler)inden korktum; karım da kısır. (Ne olur) katından bana yerime geçecek bir veli lutfet.(19:5)
"Ki, (o), bana ve Ya'kûb oğullarına mirâsçı olsun. Rabbim, onu beğendiğin bir insan yap."(19:6)
(Allâh buyurdu): Ey Zekeriyyâ, biz sana bir oğul müjdeleriz, adı Yahyâ'dır. Daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık (ondan önce kimseye bu adı vermedik.)"(19:7)
(Zekeriyyâ): "Rabbim, dedi benim nasıl oğlum olur? Karım da kısırdır. Ben ise ihtiyarlığın son sınırına vardım."(19:8)
Dedi: "Öyledir, ama Rabbin: 'O bana kolaydır, daha önce sen de hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım' dedi."(19:9)
"Rabbim, dedi, (öyle ise) bana bir işâret ver". "Senin işâretin, sapasağlam olduğun halde tam üç gece (ve gündüz) insanlarla konuşamamandır." dedi.(19:10)
(Zekeriyyâ), ma'bedden kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah akşam (Rabbinizi) tesbih edin!" diye işâret etti.(19:11)
"Ey Yahyâ, Kitabı kuvvetle tut (Onun emirlerini uygula)." (dedik) ve ona çocuk iken hikmet verdik.(19:12)
Katımızdan bir rahmet (bir acıma duygusu) ve temizlik de (verdik; o günâhlardan) korunan oldu.(19:13)
Ana babasına iyilik ediciydi, baş kaldıran bir zorba değildi.(19:14)
Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!(19:15)
Kitapta Meryem'i de an. Bir zaman o âilesinden ayrılıp doğu yönünde bir yere çekilmişti.(19:16)
Onlarla kendisi arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu (Cebrâil'i) ona gönderdik. (O) ona düzgün bir insan şeklinde göründü.(19:17)
(Meryem) dedi ki: "Ben senden, çok esirgeyen(Allâh)'a sığınırım. Eğer (Allah'tan) korkuyorsan (bana dokunma)."(19:18)
(Ruh): "Ben, dedi, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir erkek çocuğu hediye edeyim diye (geldim)."(19:19)
"Benim nasıl oğlum olur, dedi, bana bir insan dokunmadı ve ben bir kahpe de değilim."(19:20)
(Ruh): "Öyledir, dedi, Rabbin: 'O bana kolaydır. Onu insanlara bir mu'cize ve bizden bir rahmet kılmak için (bunu yapacağız)' dedi" ve iş olup bitti.(19:21)
(Meryem), ona gebe kaldı. Onunla uzak bir yere çekildi.(19:22)
Doğum sancısı onu, bir hurma dalı(nın altı)na getirdi. "Keşke dedi, bundan önce ölseydim, unutulup gitseydim!"(19:23)
Altından (Ruh) ona şöyle seslendi: "Üzülme Rabbin alt tarafında bir su arkı var etti."(19:24)
"Hurma dalını sana doğru silkele, üzerine olmuş, taze hurma dökülsün."(19:25)
"Ye, iç, gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen: "Ben Rahmân için (susma) oruc(u) adadım, bugün hiçbir insanla konuşmayacağım" de."(19:26)
(Meryem) onu taşıyarak kavmine getirdi: "Ey Meryem, dediler, sen tuhaf bir iş yaptın."(19:27)
"Ey Hârûn'un kızkardeşi, baban kötü bir adam değildi, annen de fâhişe değildi (sen ne yaptın böyle)?"(19:28)
(Meryem), çocuğu gösterdi. Dediler ki: "Beşikteki çocukla nasıl konuşuruz?"(19:29)
(Çocuk): "Ben Allâh'ın kuluyum, dedi,(O) bana Kitabı verdi, beni peygamber yaptı."(19:30)
"Beni bulunduğum her yerde yararlı kıldı. Sağ olduğum sürece bana namaz kılmayı, zekât vermeyi emretti!"(19:31)
"(Beni) anneme iyilik eder (kıldı), beni baş kaldıran bir zorba yapmadı."(19:32)
"Doğduğum gün de, öleceğim gün de ve diri olarak kaldırılacağım gün de bana esenlik verilmiştir.(19:33)
İşte Meryem oğlu Îsâ. Şüphe edip ayrılığa düştükleri şey, "gerçek söz"e göre budur.(19:34)
Çocuk edinmek, Allah'a yakışmaz. O'nun şânı yücedir. Bir işi yapmak istedi mi ona sadece "ol" der, (o da) olur.(19:35)
"Şüphesiz, Allâh benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir, O'na kulluk edin." İşte doğru yol budur.(19:36)
Kendi aralarından hizipler, ayrılığa düştüler. Artık büyük bir günü görmekten ötürü vay kâfirlerin haline!(19:37)
Bize geldikleri gün ne güzel işitir, ne güzel görürler. Ama o zâlimler, bugün apaçık sapıklık içindedirler!(19:38)
Onları şu hasret gününe karşı uyar ki, o zaman kendileri gaflet içinde inanmamakta ısrar ederlerken iş bitirilmiş olur (yaptıklarına pişman olup hasret çeker dururlar, ama iş işten geçmiştir artık).(19:39)
Dünyâya ve üzerinde bulunanlara biz vâris oluruz biz, ve bize döndürülürler.(19:40)
Kitapta İbrâhim'i de an; gerçekten o, çok doğru bir peygamberdi.(19:41)
Babasına demişti ki: "Babacığım, işitmeyen görmeyen ve sana hiçbir yararı olmayan şeylere niçin tapıyorsun?"(19:42)
"Babacığım, bana, sana gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni düzgün bir yola ileteyim."(19:43)
"Babacığım, şeytâna tapma, çünkü şeytân, Rahmân'a isyân etmiştir."(19:44)
"Babacığım, ben sana Rahmân'dan bir azâbın dokunmasından korkuyorum. O zaman, şeytânın dostu olursun."(19:45)
(Babası): "Ey İbrâhim, dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (onlara dil uzatmaktan) vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım. Uzun süre benden ayrıl, git!"(19:46)
(İbrâhim): "Selâm sana, (esenlik içinde kal), dedi, senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana çok lutufkârdır."(19:47)
"Sizden de, Allah'tan başka yalvardıklarınızdan da ayrılıyor ve yalnız Rabbime yalvarıyorum. Umarım ki Rabbime yalvarmakla bahtsız olmam (istediklerimden mahrum bırakılmam)."(19:48)
İşte onlardan ve onların Allah'tan başka taptıklarından ayrılınca biz ona İshak'ı ve (İshak'ın oğlu) Ya'kûb'u armağan ettik ve hepsini de peygamber yaptık.(19:49)
Onlara rahmetimizden (mal ve çocuk) lutfettik ve onlar için yüce bir doğruluk dili verdik.(19:50)
Kitapta Mûsâ'yı da an, çünkü o, içi temiz (bir insan)dı ve elçi bir peygamberdi.(19:51)
Ona Tûr'un sağ tarafından seslendik ve onu, özel konuşmak için (kendimize) yaklaştırdık.(19:52)
Ona, acıdığımızdan dolayı kardeşi Hârûn'u da peygamber olarak armağan ettik.(19:53)
Kitapta İsmâ'il'i de an. Çünkü o sözünde duran, elçi bir peygamberdi.(19:54)
Halkına namaz kılmayı, zekât vermeyi emrederdi. Rabbi yanında beğenilmişti.(19:55)
Kitapta İdris'i de an: Çünkü o, çok doğru bir peygamberdi.(19:56)
Onu yüce bir yere yükseltmiştik.(19:57)
İşte bunlar; Allâh'ın ni'met verdiği peygamberlerden, Âdem neslinden, Nûh ile beraber gemide taşıdıklarımızın neslinden, İbrâhim ve İsrâil (Ya'kûb) neslinden, yol gösterdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendir. Onlara Rahmân'ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.(19:58)
Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki, namazı zayi ettiler, şehvetlerine uydular. Onlar kötülük bulacaklardır.(19:59)
Ancak tevbe eden, inanan ve iyi işler yapanlar, cennete girecekler ve hiç haksızlığa uğratılmayacaklardır.(19:60)
Rahmân'ın kullarına gıyâben va'dettiği Adn cennetleri(ne gireceklerdir). Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir.(19:61)
Orada boş söz değil, yalnız selâm işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.(19:62)
İşte kullarımızdan, korunanlara vereceğimiz cennet budur.(19:63)
Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan herşey O'na âittir. Rabbin, asla unutkan değildir.(19:64)
(O), göklerin, yerin ve bunlar arasında bulunan şeylerin Rabbidir. O'na kulluk et ve O'na kullukta sabret. Hiç O'nun adıyla anılan birini biliyor musun?(19:65)
İnsan: "Ben öldükten sonra mı diri olarak çıkarılacağım?" diyor.(19:66)
İnsan önceden hiçbir şey değilken kendisini nasıl yarattığımızı düşünmüyor mu?(19:67)
Rabbine andolsun ki, onları ve şeytânları mutlaka toplayacağız, sonra onları diz çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde bulunduracağız.(19:68)
Sonra her milletten Rahmân'a en çok karşı geleni ayıracağız.(19:69)
Sonra, elbette biz, kimlerin oraya girmeğe uygun olduğunu daha iyi biliriz.(19:70)
İçinizden oraya gitmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin üzerine aldığı kesin borçtur.(19:71)
Sonra korunanları kurtarırız ve zâlimleri öyle diz üstü çökmüş olarak bırakırız.(19:72)
Onlara açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman, inkâr edenler, inananlar için "İki topluluktan hangisinin makamı daha hayırlı, meclisi (mevkii) daha güzeldir?" derler.(19:73)
Onlardan önce nice nesiller helâk ettik ki onlar eşyaca ve gösterişce daha güzeldi.(19:74)
De ki: "Kim sapıklık içinde ise Rahmân ona süre versin (ne çıkar). Nihâyet va'dedildiklerini -azâbı veya (Duruşma) sâ'ati(ni)- gördükleri zaman, kimin yerce daha kötü ve adamca daha zayıf olduğunu bileceklerdir.(19:75)
Allâh, yola gelenlerin hidâyetini artırır. Kalıcı olan yararlı işler, Rabbinin yanında hem mükâfât bakımından daha iyidir, hem varılacak yer bakımından daha iyidir!(19:76)
Âyetlerimizi inkâr edip: "Bana mal ve evlâd verilecek" diyen adamı gördün mü?(19:77)
Gaybe mi çık(ıp bak)tı, yoksa Rahmân'ın huzûrunda bir söz mü aldı (Allâh ile bir andlaşma mı yaptı)?(19:78)
Hayır (yanılıyor), biz onun dediğini yazacağız ve onun için azâbı uzattıkça uzatacağız.(19:79)
O dediği(malı ve evlâdı)na biz vâris olacağız (nesi varsa hepsi bize kalacak) ve o, bize tek başına gelecek (yanında ne malı, ne de evlâdı olmayacak).(19:80)
Kendilerine destek olsunlar diye Allah'tan başka tanrılar edindiler.(19:81)
Hayır, (yarın o taptıkları tanrılar), bunların tapmalarını inkâr edecekler ve bunlara zıd olacaklardır.(19:82)
Görmedin mi biz kâfirlere şeytânları gönderdik, onları oynatıp duruyorlar.(19:83)
Onlar hakkında acele etme, biz onlar(ın günlerini ve nefeslerini doldurmaları) için saydıkça sayıyoruz.(19:84)
Korunanları, binek üzerinde ikram ile Rahmân'a götürdüğümüz gün,(19:85)
Suçluları da yaya ve susuz olarak cehenneme sürdüğümüz (gün),(19:86)
Yalnız Rahmân'ın huzûrunda söz almış olanlardan başkaları şefâ'at edemezler.(19:87)
"Rahmân çocuk edindi" dediler.(19:88)
Andolsun ki, "Siz pek kötü bir cür'ette bulundunuz!"(19:89)
Neredeyse o(sözün dehşeti)nden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar yıkılıp dağılacaktır!.(19:90)
Rahmân için çocuk iddiâ ettiklerinden ötürü.(19:91)
Çocuk edinmek Rahmân'a yakışmaz.(19:92)
Göklerde ve yerde bulunan herkes Rahmân'a kul olarak gelecektir.(19:93)
O, onların hepsini kuşatmış ve onları bir bir saymıştır.(19:94)
Onların hepsi, kıyâmet günü O'na tek başına gelecektir.(19:95)
İnanıp faydalı işler yapanlar için Rahmân, (gönüllerde) bir sevgi yaratacak(onları herkese sevdirecek)tir.(19:96)
Biz o(Kur'â)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi onunla uyarasın.(19:97)
Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Şimdi onlardan hiçbirini duyuyor musun, yahut onların gizli bir sesini işitiyor musun?(19:98)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}