V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
وآمن
ا م ن | EMN
W ËMN
ve āmene
ve inananlar
and believed
Vav,,Mim,Nun, 6,,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb الواو عاطفة فعل ماض
وعمل
ع م ل | AML
WAML
ve ǎmile
ve yapanlar
and did
Vav,Ayn,Mim,Lam, 6,70,40,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine singular perfect verb الواو عاطفة فعل ماض
صالحا
ص ل ح | ṦLḪ
ṦELḪE
SāliHen
iyi işler
good (deeds).
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif, 90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle اسم منصوب
فأولئك
|
FÊWLÙK
feulāike
işte onlar
Then those
Fe,,Vav,Lam,,Kef, 80,,6,30,,20,
REM – prefixed resumption particle DEM – plural demonstrative pronoun الفاء استئنافية اسم اشارة
يدخلون
د خ ل | D̃ḢL
YD̃ḢLWN
yedḣulūne
girecekler
will enter
Ye,Dal,Hı,Lam,Vav,Nun, 10,4,600,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الجنة
ج ن ن | CNN
ELCNT
l-cennete
cennete
Paradise
Elif,Lam,Cim,Nun,Te merbuta, 1,30,3,50,400,
"PN – accusative feminine proper noun → Paradise" اسم علم منصوب
ولا
|
WLE
ve lā
ve
and not
Vav,Lam,Elif, 6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) NEG – negative particle الواو عاطفة حرف نفي
يظلمون
ظ ل م | ƵLM
YƵLMWN
yuZlemūne
haksızlığa uğratılmayacaklardır
they will be wronged
Ye,Zı,Lam,Mim,Vav,Nun, 10,900,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
شيئا
ش ي ا | ŞYE
ŞYÙE
şey'en
hiç
(in) anything.
Şın,Ye,,Elif, 300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |إِلَّا: ancak | مَنْ: kimseler | تَابَ: tevbe eden | وَامَنَ: ve inananlar | وَعَمِلَ: ve yapanlar | صَالِحًا: iyi işler | فَأُولَٰئِكَ: işte onlar | يَدْخُلُونَ: girecekler | الْجَنَّةَ: cennete | وَلَا: ve | يُظْلَمُونَ: haksızlığa uğratılmayacaklardır | شَيْئًا: hiç |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إلا ÎLEancak | من MNkimseler | تاب TEBtevbe eden | وآمن W ËMNve inananlar | وعمل WAMLve yapanlar | صالحا ṦELḪEiyi işler | فأولئك FÊWLÙKişte onlar | يدخلون YD̃ḢLWNgirecekler | الجنة ELCNTcennete | ولا WLEve | يظلمون YƵLMWNhaksızlığa uğratılmayacaklardır | شيئا ŞYÙEhiç |
Kırık Meal (Okunuş) : |illā: ancak | men: kimseler | tābe: tevbe eden | ve āmene: ve inananlar | ve ǎmile: ve yapanlar | SāliHen: iyi işler | feulāike: işte onlar | yedḣulūne: girecekler | l-cennete: cennete | ve lā: ve | yuZlemūne: haksızlığa uğratılmayacaklardır | şey'en: hiç |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎLE: ancak | MN: kimseler | TEB: tevbe eden | W ËMN: ve inananlar | WAML: ve yapanlar | ṦELḪE: iyi işler | FÊWLÙK: işte onlar | YD̃ḢLWN: girecekler | ELCNT: cennete | WLE: ve | YƵLMWN: haksızlığa uğratılmayacaklardır | ŞYÙE: hiç |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ancak tövbe eden, inanan ve iyi işlerde bulunan müstesna. Bu çeşit kişiler cennete girerler ve hiçbir hususta zulüm görmezler.
Adem Uğur : Ancak tevbe edip, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, cennete, girecekler. Ve hiç bir haksızlığa uğratılmayacaklardır.
Ahmed Hulusi : Tövbe eden, iman eden ve imanın gereğini uygulayanlar müstesna. . . İşte onlar cennete dâhil olurlar ve hiçbir şekilde haksızlığa maruz kalmazlar.
Ahmet Tekin : Ancak geçmişin kirlerinden arınarak tevbe edip, Allah’a itaate yönelen, iman eden ve gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetinürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, işte onlar cennete girecekler. Hiçbir şekilde de onlara haksızlık edilmeyecek.
Ahmet Varol : Ancak tevbe eden, inanan ve salih amel işleyenler müstesnadır. Bunlar cennete girerler ve hiçbir şeyde haksızlığa uğratılmazlar.
Ali Bulaç : Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.
Ali Fikri Yavuz : Ancak tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenler müstesna; çünkü bunlar, zerre kadar zulme uğratılmayacaklar, Cennete gireceklerdir.
Bekir Sadak : (60-61) Ancak tevbe eden, inanip yararli is yapanlar bunun disindadir. Bunlar hicbir haksizliga ugratilmadan, Rahman'in kullarina gaybde vadettigi cennete, Adn cennetlerine gireceklerdir. suphesiz, O'nun sozu yerini bulacaktir.
Celal Yıldırım : Ancak tevbe edip imân eden ve iyi-yararlı işlerde bulunanlar müstesna.. Bunlar Cennet'e girecekler ve hiçbir haksızlığa uğramıyacaklar.
Diyanet İşleri : (60-61) Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O’nun va’di kesinlikle gerçekleşir.
Diyanet İşleri (eski) : (60-61) Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş yapanlar bunun dışındadır. Bunlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan, Rahman'ın kullarına gaybde vadettiği cennete, Adn cennetlerine gireceklerdir. Şüphesiz, O'nun sözü yerini bulacaktır.
Diyanet Vakfi : (60-61) Ancak tevbe eden, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın cennete, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetlerine girecekler. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.
Edip Yüksel : Tevbe eden, inanan ve erdemli davrananlar hariç. Onlar en ufak bir haksızlığa uğramadan cennete girerler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak tevbe edip imana gelenler ve yararlı iş yapanlar başka; çünkü onlar hiçbir haksızlığa uğratılmayarak cennete gireceklerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ancak tevbe edip iymana gelen ve salih amel işliyenler müstesna, çünkü bunlar zerre kadar hakları yenmiyerek Cennete gireceklerdir
Fizilal-il Kuran : Yalnız tövbe ederek iman edip iyi ameller işleyenler bu genel hükmün kapsamı dışındadırlar. Onlar cennete girecekler ve en ufak bir haksızlığa uğratılmayacaklardır.
Gültekin Onan : Ancak tevbe eden, inanan ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.
Hakkı Yılmaz : (59-61) "Sonra onların ardından kötü bir nesil geldi ki, salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı] kaybettiler/hayatlarından çıkarıp attılar. Ve şehvetlerine uydular. Bundan dolayı tevbe eden ve iman eden ve sâlihi işleyenler hariç onlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. İşte tevbe eden, iman eden ve sâlihi işleyenler cennete; Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] kullarına –görmedikleri hâlde– vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O'nun vaadi kesinlikle yerini bulacaktır. "
Hasan Basri Çantay : Tevbe edenler ve iyi amel ve hareketde bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiçbir şeyle haksızlığa uğratılmayarak cennete,
Hayrat Neşriyat : Ancak tevbe edip îmân ederek sâlih amel işleyenler müstesnâ; işte onlar hiçbirzulme uğratılmadan Cennete gireceklerdir.
İbni Kesir : Ancak tevbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır. Onlar, hiç bir haksızlığa uğratılmadan cennete girerler.
İskender Evrenosoğlu : Tövbe edenler, âmenû olanlar ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, cennete girecekler. Ve onlara, hiçbir şeyle zulmedilmez.
Muhammed Esed : Ancak, pişman olup Allah'a yönelen, inanıp dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanlar bunun dışındadır; zaten hiçbir haksızlığa uğratılmadan cennete girecek olanlar da işte böyleleridir;
Ömer Nasuhi Bilmen : Ancak tövbekar olan ve imân eden ve sâlih amelde bulunan kimseler müstesna. Çünkü onlar cennete girerler ve birşey ile zulme uğratılmış olmazlar.
Ömer Öngüt : Ancak tevbe eden, iman eden ve sâlih amel işleyen kimseler bunun dışındadır. Onlar hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın cennete girerler.
Şaban Piriş : Ancak tevbe edip, iman ederek doğruları yapanlar, işte bunlar cennete girecekler ve hiç bir şekilde haksızlığa uğramayacaklardır.
Suat Yıldırım : Ancak tövbe eden, iman edip makbul ve güzel işler yapanlar cennete girecekler ve asla haksızlığa uğramayacaklardır.
Süleyman Ateş : Ancak tevbe eden, inanan ve iyi işler yapanlar, cennete girecekler ve hiç haksızlığa uğratılmayacaklardır.
Tefhim-ul Kuran : Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır) ; işte bunlar, cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.
Ümit Şimşek : Ancak tevbe ederek iman eden ve güzel işler yapan kimseler müstesnadır; onlar, hiçbir haksızlığa uğramadan Cennete girerler.
Yaşar Nuri Öztürk : Tövbe eden, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]