» 18 / Kehf  91:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
Kehf Suresi = Magara Suresi
9-27. ayetlerinde putperest kavimlerinden kaçip magaraya gizlenen bir grup gencin hikayesi anlatildigindan dolayi bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte böyle
2. وَقَدْ (WGD̃) = ve ḳad : ve muhakkak
3. أَحَطْنَا (ÊḪŦNE) = eHaTnā : biliyorduk
4. بِمَا (BME) = bimā :
5. لَدَيْهِ (LD̃YH) = ledeyhi : onun yanındakini
6. خُبْرًا (ḢBRE) = ḣubran : ilmimizle
işte böyle | ve muhakkak | biliyorduk | | onun yanındakini | ilmimizle |

[] [] [ḪWŦ] [] [] [ḢBR]
KZ̃LK WGD̃ ÊḪŦNE BME LD̃YH ḢBRE

keƶālike ve ḳad eHaTnā bimā ledeyhi ḣubran
كذلك وقد أحطنا بما لديه خبرا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus.
وقد | WGD̃ ve ḳad ve muhakkak And verily,
أحطنا ح و ط | ḪWŦ ÊḪŦNE eHaTnā biliyorduk We encompassed
بما | BME bimā of what
لديه | LD̃YH ledeyhi onun yanındakini (was) with him
خبرا خ ب ر | ḢBR ḢBRE ḣubran ilmimizle (of the) information.

18:91 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

işte böyle | ve muhakkak | biliyorduk | | onun yanındakini | ilmimizle |

[] [] [ḪWŦ] [] [] [ḢBR]
KZ̃LK WGD̃ ÊḪŦNE BME LD̃YH ḢBRE

keƶālike ve ḳad eHaTnā bimā ledeyhi ḣubran
كذلك وقد أحطنا بما لديه خبرا

[] [] [ح و ط] [] [] [خ ب ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus.
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
وقد | WGD̃ ve ḳad ve muhakkak And verily,
Vav,Gaf,Dal,
6,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
حرف تحقيق
أحطنا ح و ط | ḪWŦ ÊḪŦNE eHaTnā biliyorduk We encompassed
,Ha,Tı,Nun,Elif,
,8,9,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بما | BME bimā of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
لديه | LD̃YH ledeyhi onun yanındakini (was) with him
Lam,Dal,Ye,He,
30,4,10,5,
LOC – location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
خبرا خ ب ر | ḢBR ḢBRE ḣubran ilmimizle (of the) information.
Hı,Be,Re,Elif,
600,2,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |كَذَٰلِكَ: işte böyle | وَقَدْ: ve muhakkak | أَحَطْنَا: biliyorduk | بِمَا: | لَدَيْهِ: onun yanındakini | خُبْرًا: ilmimizle |
Kırık Meal (Harekesiz) : |كذلك KZ̃LK işte böyle | وقد WGD̃ ve muhakkak | أحطنا ÊḪŦNE biliyorduk | بما BME | لديه LD̃YH onun yanındakini | خبرا ḢBRE ilmimizle |
Kırık Meal (Okunuş) : |keƶālike: işte böyle | ve ḳad: ve muhakkak | eHaTnā: biliyorduk | bimā: | ledeyhi: onun yanındakini | ḣubran: ilmimizle |
Kırık Meal (Transcript) : |KZ̃LK: işte böyle | WGD̃: ve muhakkak | ÊḪŦNE: biliyorduk | BME: | LD̃YH: onun yanındakini | ḢBRE: ilmimizle |
Abdulbaki Gölpınarlı : Böyleydi işte bu, gerçekten de nesi var, nesi yoksa bilgimiz hepsine şâmildir, hepsinden de haberdarız.
Adem Uğur : İşte böylece onunla ilgili her şeyden haberdardık.
Ahmed Hulusi : İşte böyle. . . Biz Onu, ondaki ile ihâta etmiştik.
Ahmet Tekin : Zülkarneyn burada da, önceki gibi, ihtiyaçlara cevap vererek sorumluluğunu yerine getirdi. Biz, onun sahip olduğu bilgiyi, medeniyet araçlarını, imkânlarını, gücünü, kudretini, tecrübesini biliyorduk.
Ahmet Varol : İşte böyle. Biz, onun yanında ne tür bilgi ve tecrübe varsa [3] (ilmimizle) kuşatmıştık.
Ali Bulaç : İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya yanında olup biten her şeyi) biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık.
Ali Fikri Yavuz : İşte Zü’l-karneyn’in kudret ve saltanatı böyleydi. Halbuki onun yanında (asker ve harp vasıtaları gibi daha) neler vardı ki, biz, tamamını ilmimizle kuşatmışızdır.
Bekir Sadak : Iste bunun gibi, onun yaptiklarinin hepsini bastanbasa biliyorduk.
Celal Yıldırım : İşte böylece onun yanında olan her şeyi kuşatıp biliyorduk.
Diyanet İşleri : İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle kuşatmışızdır.
Diyanet İşleri (eski) : İşte bunun gibi, onun yaptıklarının hepsini baştanbaşa biliyorduk.
Diyanet Vakfi : İşte böylece onunla ilgili her şeyden haberdardık.
Edip Yüksel : İşte böyle... Onun her bulduğunu tamamıyla biliyorduk.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte böyle. Halbuki Biz, onun yanında nelerin bulunduğunu tamamen biliyorduk.
Elmalılı Hamdi Yazır : Böyle, halbuki onun yanında neler vardı temamını biz biliyorduk
Fizilal-il Kuran : İşte böyle, onun serüveni, bütün ayrıntıları ile bilgimizin kapsamı içindedir.
Gültekin Onan : İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya yanında olup biten her şeyi) biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık.
Hakkı Yılmaz : İşte böyle! Ve Biz onun yanında olan şeyleri bilgi yönünden kuşatmıştık.
Hasan Basri Çantay : İşte (Zülkarneynin işi) böyle idi. Halbuki onun yanında (neler vardı) ki biz hepsini ilm (imiz) le kuşatmışızdır.
Hayrat Neşriyat : İşte (Zülkarneyn’in işi) böyledir! Ve onun yanında olan şeyleri, gerçekten(hepsinden) haberdâr olarak kuşatmıştık.
İbni Kesir : İşte bunun gibi, onun yaptıklarının hepsini baştan başa biliyorduk Biz.
İskender Evrenosoğlu : İşte böylece Biz, onun yanında oluşan şeyleri (olayları), haberdar olarak, (ilmimizle) ihata ettik.
Muhammed Esed : (Biz onları) işte böyle (bir yaşama tarzı içinde, böyle bir düzeyde bırakmıştık ve o da onları öylece kendi hallerine bıraktı;) ve muhakkak ki sınırsız bilgimizle Biz onun zihninden geçenleri kuşatmış bulunuyorduk.
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte böylece. Ve şüphe yok ki, onun yanında neler olduğunu Biz ilmen ihata etmişizdir.
Ömer Öngüt : İşte böylece onunla ilgili baştan başa her şeyden haberdar idik.
Şaban Piriş : İşte böyle, onun yanındakilerin hepsini baştan başa biliyorduk.
Suat Yıldırım : İşte Zülkarneyn, böyle yüksek bir hükümranlığa sahip idi. Onun yanında ne var, ne yoksa Biz hepsine vakıf idik.
Süleyman Ateş : İşte (Zu'l-Karneyn) böyle (yüksek bir mevkie ve hükümranlığa sâhip) idi. Onun yanında (daha) nice bilgi ve yetki bulunduğunu biliyorduk.
Tefhim-ul Kuran : İşte böyle, onun yanında «özü kapsayan bilgi olduğunu» (veya yanında olup biten her şeyi) Biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık.
Ümit Şimşek : İşte Zülkarneyn'in hali böyleydi; ve Bizim ilmimiz, onun herşeyini kuşatmış bulunuyordu.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}