» 18 / Kehf  61:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
Kehf Suresi = Magara Suresi
9-27. ayetlerinde putperest kavimlerinden kaçip magaraya gizlenen bir grup gencin hikayesi anlatildigindan dolayi bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : ne zaman ki
2. بَلَغَا (BLĞE) = beleğā : varınca
3. مَجْمَعَ (MCMA) = mecmeǎ : birleştiği yere
4. بَيْنِهِمَا (BYNHME) = beynihimā : iki (denizin) arasının
5. نَسِيَا (NSYE) = nesiyā : unuttular
6. حُوتَهُمَا (ḪWTHME) = Hūtehumā : balıklarını
7. فَاتَّخَذَ (FETḢZ̃) = fetteḣaƶe : (balık) tuttu
8. سَبِيلَهُ (SBYLH) = sebīlehu : yolunu
9. فِي (FY) = fī :
10. الْبَحْرِ (ELBḪR) = l-beHri : denizde
11. سَرَبًا (SRBE) = seraben : sıyrılıp
ne zaman ki | varınca | birleştiği yere | iki (denizin) arasının | unuttular | balıklarını | (balık) tuttu | yolunu | | denizde | sıyrılıp |

[] [BLĞ] [CMA] [BYN] [NSY] [ḪWT] [EḢZ̃] [SBL] [] [BḪR] [SRB]
FLME BLĞE MCMA BYNHME NSYE ḪWTHME FETḢZ̃ SBYLH FY ELBḪR SRBE

felemmā beleğā mecmeǎ beynihimā nesiyā Hūtehumā fetteḣaƶe sebīlehu l-beHri seraben
فلما بلغا مجمع بينهما نسيا حوتهما فاتخذ سبيله في البحر سربا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki But when
بلغا ب ل غ | BLĞ BLĞE beleğā varınca they reached
مجمع ج م ع | CMA MCMA mecmeǎ birleştiği yere the junction
بينهما ب ي ن | BYN BYNHME beynihimā iki (denizin) arasının between them,
نسيا ن س ي | NSY NSYE nesiyā unuttular they forgot
حوتهما ح و ت | ḪWT ḪWTHME Hūtehumā balıklarını their fish,
فاتخذ ا خ ذ | EḢZ̃ FETḢZ̃ fetteḣaƶe (balık) tuttu and it took
سبيله س ب ل | SBL SBYLH sebīlehu yolunu its way
في | FY into
البحر ب ح ر | BḪR ELBḪR l-beHri denizde the sea,
سربا س ر ب | SRB SRBE seraben sıyrılıp slipping away.

18:61 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | varınca | birleştiği yere | iki (denizin) arasının | unuttular | balıklarını | (balık) tuttu | yolunu | | denizde | sıyrılıp |

[] [BLĞ] [CMA] [BYN] [NSY] [ḪWT] [EḢZ̃] [SBL] [] [BḪR] [SRB]
FLME BLĞE MCMA BYNHME NSYE ḪWTHME FETḢZ̃ SBYLH FY ELBḪR SRBE

felemmā beleğā mecmeǎ beynihimā nesiyā Hūtehumā fetteḣaƶe sebīlehu l-beHri seraben
فلما بلغا مجمع بينهما نسيا حوتهما فاتخذ سبيله في البحر سربا

[] [ب ل غ] [ج م ع] [ب ي ن] [ن س ي] [ح و ت] [ا خ ذ ] [س ب ل] [] [ب ح ر] [س ر ب]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki But when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
بلغا ب ل غ | BLĞ BLĞE beleğā varınca they reached
Be,Lam,Ğayn,Elif,
2,30,1000,1,
V – 3rd person masculine dual perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
مجمع ج م ع | CMA MCMA mecmeǎ birleştiği yere the junction
Mim,Cim,Mim,Ayn,
40,3,40,70,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
بينهما ب ي ن | BYN BYNHME beynihimā iki (denizin) arasının between them,
Be,Ye,Nun,He,Mim,Elif,
2,10,50,5,40,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person dual possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
نسيا ن س ي | NSY NSYE nesiyā unuttular they forgot
Nun,Sin,Ye,Elif,
50,60,10,1,
V – 3rd person masculine dual perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
حوتهما ح و ت | ḪWT ḪWTHME Hūtehumā balıklarını their fish,
Ha,Vav,Te,He,Mim,Elif,
8,6,400,5,40,1,
"N – accusative masculine noun → Fish
PRON – 3rd person masculine dual possessive pronoun"
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فاتخذ ا خ ذ | EḢZ̃ FETḢZ̃ fetteḣaƶe (balık) tuttu and it took
Fe,Elif,Te,Hı,Zel,
80,1,400,600,700,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
سبيله س ب ل | SBL SBYLH sebīlehu yolunu its way
Sin,Be,Ye,Lam,He,
60,2,10,30,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
في | FY into
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
البحر ب ح ر | BḪR ELBḪR l-beHri denizde the sea,
Elif,Lam,Be,Ha,Re,
1,30,2,8,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
سربا س ر ب | SRB SRBE seraben sıyrılıp slipping away.
Sin,Re,Be,Elif,
60,200,2,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: ne zaman ki | بَلَغَا: varınca | مَجْمَعَ: birleştiği yere | بَيْنِهِمَا: iki (denizin) arasının | نَسِيَا: unuttular | حُوتَهُمَا: balıklarını | فَاتَّخَذَ: (balık) tuttu | سَبِيلَهُ: yolunu | فِي: | الْبَحْرِ: denizde | سَرَبًا: sıyrılıp |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME ne zaman ki | بلغا BLĞE varınca | مجمع MCMA birleştiği yere | بينهما BYNHME iki (denizin) arasının | نسيا NSYE unuttular | حوتهما ḪWTHME balıklarını | فاتخذ FETḢZ̃ (balık) tuttu | سبيله SBYLH yolunu | في FY | البحر ELBḪR denizde | سربا SRBE sıyrılıp |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: ne zaman ki | beleğā: varınca | mecmeǎ: birleştiği yere | beynihimā: iki (denizin) arasının | nesiyā: unuttular | Hūtehumā: balıklarını | fetteḣaƶe: (balık) tuttu | sebīlehu: yolunu | : | l-beHri: denizde | seraben: sıyrılıp |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: ne zaman ki | BLĞE: varınca | MCMA: birleştiği yere | BYNHME: iki (denizin) arasının | NSYE: unuttular | ḪWTHME: balıklarını | FETḢZ̃: (balık) tuttu | SBYLH: yolunu | FY: | ELBḪR: denizde | SRBE: sıyrılıp |
Abdulbaki Gölpınarlı : İki denizin kavuştuğu yere vardıkları zaman balıklarını unutmuşlardı; balık, denize atlamış, dalıp bir yol tutmuş gitmişti.
Adem Uğur : Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.
Ahmed Hulusi : Vaktaki iki denizin arasının birleştiği yere vardılar, balıklarını unuttular. . . Bunun üzerine o (balık) da o denizde yolunu bulup gitmişti!
Ahmet Tekin : İki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bu arada, balık denizde canlanarak yolunu bulup bir kanala girmişti.
Ahmet Varol : Böylece iki (deniz)in birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. O da denizde bir delik (menfez) bulup yolunu tuttu.
Ali Bulaç : Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Ali Fikri Yavuz : Bunun üzerine, ikisi de iki deniz kavşağına varınca (tuzlanmış olarak getirdikleri ve canlandığı zaman Hızır ile buluşmuş olacakları) balıklarını unuttular. (Allah’ın vaadı ve izniyle balık canlanmış ve) denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.
Bekir Sadak : Ikisi, iki denizin birlestigi yere ulasinca, baliklarini unutmuslardi, balik bir delikten kayip denizi boyladi.
Celal Yıldırım : ikisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca balıklarını unuttular. Balık ise, denize bir delikten girip yolunu bulmuştu.
Diyanet İşleri : Onlar iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti.
Diyanet İşleri (eski) : İkisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, balıklarını unutmuşlardı, balık bir delikten kayıp denizi boyladı.
Diyanet Vakfi : Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.
Edip Yüksel : İki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Sinsice kayıp denizin yolunu tuttu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. Bu arada balık, denizde yolunu bulup kaybolmuştu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. O zaman balık denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine ikisi bir vaktaki iki deniz arasının cemolduğu yere vardılar balıklarını unuttular o vakıt o, denizde bir deliğe yolunu tutmuştu
Fizilal-il Kuran : İki denizin birleştiği yere vardıklarında yanlarındaki balığı bir kenarda unuttular, o da bir yeraltı deliğinden kayarak denize kaçtı.
Gültekin Onan : Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Hakkı Yılmaz : Bunun üzerine “iki bilgin kişinin toplandığı yer”e vardıklarında ikisi de bunalımlarını/sıkıntılarını terk etti. O zaman bunalım/sıkıntı, bilgin kimse yardımıyla yok olup gitti.
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine onlar bu iki (deniz) arasının birleşik yerine ulaşınca balıklarını unutdular. (Balık) denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuşdu.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet ikisi, (o iki denizin) aralarının birleştiği yere varınca, (o yerin alâmeti olarak, canlanıp orada denize atlayacak olan) balıklarını unuttular, hâlbuki (balık, atlamış da) denizde bir iz bırakarak yolunu tutmuştu.
İbni Kesir : İkisi, iki denizin birleştiği yere gelince; balıklarını unuttular. O, bir delikten kayıp denizi boyladı.
İskender Evrenosoğlu : Böylece ikisinin (iki denizin) birleştiği yere ulaştıkları zaman ikisi de balığı unuttu. O zaman (balık), denizin içine doğru kendi yolunu tuttu.
Muhammed Esed : Fakat iki (denizin) birleştiği yere vardıklarında balıkları bütünüyle akıllarından çıktı ve denize dalıp gözden kayboldu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, iki denizin birleştikleri yere ulaştılar, balıklarını unuttular. O vakit (o balık) denizde bir yarığa doğru yolunu tutmuştu.
Ömer Öngüt : Her ikisi böylece iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular. Balık ise denizde bir deliğe doğru yol tutup gitmişti.
Şaban Piriş : Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaştıklarında balıklarını unuttular. O da denizde kaybolup gitti.
Suat Yıldırım : Onlar iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unutmuş bulundular. Balık sıyrılıp denizde bir yol tutmuştu bile.
Süleyman Ateş : İkisi (yürüdüler), iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular, (balık) sıyrılıp denizde yolunu tuttu.
Tefhim-ul Kuran : Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık da) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Ümit Şimşek : İki denizin birleştiği yere ulaştıklarında ise balığı unuttular. Bu arada balık denizde bir yol tutup gitmişti.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}