» 18 / Kehf  71:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
Kehf Suresi = Magara Suresi
9-27. ayetlerinde putperest kavimlerinden kaçip magaraya gizlenen bir grup gencin hikayesi anlatildigindan dolayi bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَانْطَلَقَا (FENŦLGE) = fenTaleḳā : sonra yürüdüler
2. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : nihayet
3. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
4. رَكِبَا (RKBE) = rakibā : bindikleri
5. فِي (FY) = fī :
6. السَّفِينَةِ (ELSFYNT) = s-sefīneti : gemiye
7. خَرَقَهَا (ḢRGHE) = ḣaraḳahā : onu deliverdi
8. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
9. أَخَرَقْتَهَا (ÊḢRGTHE) = eḣaraḳtehā : mi onu deldin?
10. لِتُغْرِقَ (LTĞRG) = lituğriḳa : boğmak için
11. أَهْلَهَا (ÊHLHE) = ehlehā : halkını
12. لَقَدْ (LGD̃) = leḳad : gerçekten
13. جِئْتَ (CÙT) = ci'te : sen yaptın
14. شَيْئًا (ŞYÙE) = şey'en : bir iş
15. إِمْرًا (ÎMRE) = imran : çok tehlikeli
sonra yürüdüler | nihayet | zaman | bindikleri | | gemiye | onu deliverdi | dedi | mi onu deldin? | boğmak için | halkını | gerçekten | sen yaptın | bir iş | çok tehlikeli |

[ŦLG] [] [] [RKB] [] [SFN] [ḢRG] [GWL] [ḢRG] [ĞRG] [EHL] [] [CYE] [ŞYE] [EMR]
FENŦLGE ḪT ÎZ̃E RKBE FY ELSFYNT ḢRGHE GEL ÊḢRGTHE LTĞRG ÊHLHE LGD̃ CÙT ŞYÙE ÎMRE

fenTaleḳā Hattā iƶā rakibā s-sefīneti ḣaraḳahā ḳāle eḣaraḳtehā lituğriḳa ehlehā leḳad ci'te şey'en imran
فانطلقا حتى إذا ركبا في السفينة خرقها قال أخرقتها لتغرق أهلها لقد جئت شيئا إمرا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فانطلقا ط ل ق | ŦLG FENŦLGE fenTaleḳā sonra yürüdüler So they both set out
حتى | ḪT Hattā nihayet until
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
ركبا ر ك ب | RKB RKBE rakibā bindikleri they had embarked
في | FY on
السفينة س ف ن | SFN ELSFYNT s-sefīneti gemiye the ship
خرقها خ ر ق | ḢRG ḢRGHE ḣaraḳahā onu deliverdi he made a hole in it.
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi He said,
أخرقتها خ ر ق | ḢRG ÊḢRGTHE eḣaraḳtehā mi onu deldin? """Have you made a hole in it,"
لتغرق غ ر ق | ĞRG LTĞRG lituğriḳa boğmak için to drown
أهلها ا ه ل | EHL ÊHLHE ehlehā halkını its people?
لقد | LGD̃ leḳad gerçekten Certainly,
جئت ج ي ا | CYE CÙT ci'te sen yaptın you have done
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en bir iş a thing
إمرا ا م ر | EMR ÎMRE imran çok tehlikeli "grave."""

18:71 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra yürüdüler | nihayet | zaman | bindikleri | | gemiye | onu deliverdi | dedi | mi onu deldin? | boğmak için | halkını | gerçekten | sen yaptın | bir iş | çok tehlikeli |

[ŦLG] [] [] [RKB] [] [SFN] [ḢRG] [GWL] [ḢRG] [ĞRG] [EHL] [] [CYE] [ŞYE] [EMR]
FENŦLGE ḪT ÎZ̃E RKBE FY ELSFYNT ḢRGHE GEL ÊḢRGTHE LTĞRG ÊHLHE LGD̃ CÙT ŞYÙE ÎMRE

fenTaleḳā Hattā iƶā rakibā s-sefīneti ḣaraḳahā ḳāle eḣaraḳtehā lituğriḳa ehlehā leḳad ci'te şey'en imran
فانطلقا حتى إذا ركبا في السفينة خرقها قال أخرقتها لتغرق أهلها لقد جئت شيئا إمرا

[ط ل ق] [] [] [ر ك ب] [] [س ف ن] [خ ر ق] [ق و ل] [خ ر ق] [غ ر ق] [ا ه ل] [] [ج ي ا] [ش ي ا] [ا م ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فانطلقا ط ل ق | ŦLG FENŦLGE fenTaleḳā sonra yürüdüler So they both set out
Fe,Elif,Nun,Tı,Lam,Gaf,Elif,
80,1,50,9,30,100,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine dual (form VII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
حتى | ḪT Hattā nihayet until
Ha,Te,,
8,400,,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
ركبا ر ك ب | RKB RKBE rakibā bindikleri they had embarked
Re,Kef,Be,Elif,
200,20,2,1,
V – 3rd person masculine dual perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY on
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السفينة س ف ن | SFN ELSFYNT s-sefīneti gemiye the ship
Elif,Lam,Sin,Fe,Ye,Nun,Te merbuta,
1,30,60,80,10,50,400,
"N – genitive feminine noun → Boat"
اسم مجرور
خرقها خ ر ق | ḢRG ḢRGHE ḣaraḳahā onu deliverdi he made a hole in it.
Hı,Re,Gaf,He,Elif,
600,200,100,5,1,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أخرقتها خ ر ق | ḢRG ÊḢRGTHE eḣaraḳtehā mi onu deldin? """Have you made a hole in it,"
,Hı,Re,Gaf,Te,He,Elif,
,600,200,100,400,5,1,
INTG – prefixed interrogative alif
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
الهمزة همزة استفهام
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لتغرق غ ر ق | ĞRG LTĞRG lituğriḳa boğmak için to drown
Lam,Te,Ğayn,Re,Gaf,
30,400,1000,200,100,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
أهلها ا ه ل | EHL ÊHLHE ehlehā halkını its people?
,He,Lam,He,Elif,
,5,30,5,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لقد | LGD̃ leḳad gerçekten Certainly,
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
جئت ج ي ا | CYE CÙT ci'te sen yaptın you have done
Cim,,Te,
3,,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en bir iş a thing
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
إمرا ا م ر | EMR ÎMRE imran çok tehlikeli "grave."""
,Mim,Re,Elif,
,40,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَانْطَلَقَا: sonra yürüdüler | حَتَّىٰ: nihayet | إِذَا: zaman | رَكِبَا: bindikleri | فِي: | السَّفِينَةِ: gemiye | خَرَقَهَا: onu deliverdi | قَالَ: dedi | أَخَرَقْتَهَا: mi onu deldin? | لِتُغْرِقَ: boğmak için | أَهْلَهَا: halkını | لَقَدْ: gerçekten | جِئْتَ: sen yaptın | شَيْئًا: bir iş | إِمْرًا: çok tehlikeli |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فانطلقا FENŦLGE sonra yürüdüler | حتى ḪT nihayet | إذا ÎZ̃E zaman | ركبا RKBE bindikleri | في FY | السفينة ELSFYNT gemiye | خرقها ḢRGHE onu deliverdi | قال GEL dedi | أخرقتها ÊḢRGTHE mi onu deldin? | لتغرق LTĞRG boğmak için | أهلها ÊHLHE halkını | لقد LGD̃ gerçekten | جئت CÙT sen yaptın | شيئا ŞYÙE bir iş | إمرا ÎMRE çok tehlikeli |
Kırık Meal (Okunuş) : |fenTaleḳā: sonra yürüdüler | Hattā: nihayet | iƶā: zaman | rakibā: bindikleri | : | s-sefīneti: gemiye | ḣaraḳahā: onu deliverdi | ḳāle: dedi | eḣaraḳtehā: mi onu deldin? | lituğriḳa: boğmak için | ehlehā: halkını | leḳad: gerçekten | ci'te: sen yaptın | şey'en: bir iş | imran: çok tehlikeli |
Kırık Meal (Transcript) : |FENŦLGE: sonra yürüdüler | ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | RKBE: bindikleri | FY: | ELSFYNT: gemiye | ḢRGHE: onu deliverdi | GEL: dedi | ÊḢRGTHE: mi onu deldin? | LTĞRG: boğmak için | ÊHLHE: halkını | LGD̃: gerçekten | CÙT: sen yaptın | ŞYÙE: bir iş | ÎMRE: çok tehlikeli |
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken kalkıp yola düştüler, nihâyet bir gemiye bindiler, o zât, gemiyi deldi. Mûsâ, içindekileri boğmak için mi gemiyi deldin dedi, andolsun ki pek kötü bir iş yaptın.
Adem Uğur : Bunun üzerine yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman o (Hızır) gemiyi deldi. Musa: Halkını boğmak için mi onu deldin? Gerçekten sen (ziyanı) büyük bir iş yaptın! dedi.
Ahmed Hulusi : Bunun üzerine ikisi (Musa ve Hızır) birlikte yola koyulup gittiler. . . Nihayet bir tekneye bindiklerinde, (Hızır) teknede yara açtı. (Musa) dedi: "Onun yolcuları boğulsun diye mi yara açtın teknede? Yemin olsun çok müthiş bir şey yaptın!"
Ahmet Tekin : Bunun üzerine birlikte yürüdüler. Nihayet bir gemiye bindiklerinde, Hızır su seviyesine yakın bir yerden gemide delik açtı. Mûsâ: 'Gemiyi, yolcularını boğmak için mi deldin? Çok kötü, tehlikeli bir şey yaptın.' dedi.
Ahmet Varol : Böylece ikisi de yola koyuldular. Nihayet gemiye bindiklerinde o, bunu deliverdi. (Musa): 'Sen içindekileri boğmak için mi bunu deldin? Andolsun şaşılacak bir şey yaptın!' dedi.
Ali Bulaç : Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: "İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın."
Ali Fikri Yavuz : Böylece kalkıp gittiler. Nihayet gemiye bindikleri zaman, Hızır, gemiyi (bir balta ile delip) yaraladı. Mûsa, ona şöyle dedi: “- Geminin içindekileri boğasın diye mi onu deldin? Doğrusu çok büyük bir iş yaptın!”
Bekir Sadak : Bunun uzerine kalkip gittiler; sonunda bir gemiye bindiklerinde, o gemiyi deliverdi; Musa: «Gemiyi icindekileri bogmak icin mi deldin? Dogrusu sasilacak bir sey yaptin» dedi.
Celal Yıldırım : Anlaşıp gittiler. Sonunda bir gemiye bindiler, derken o kul gemiyi deldi. Musa ona : «içindekilerini boğmak için mi onu deldin ? Doğrusu korkunç bir şey yaptın !» dedi.
Diyanet İşleri : Derken yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiklerinde (adam) gemiyi deldi. Mûsâ, “Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu, şaşılacak bir iş yaptın.” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Bunun üzerine kalkıp gittiler; sonunda bir gemiye bindiklerinde, o gemiyi deliverdi; Musa: 'Gemiyi içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu şaşılacak bir şey yaptın' dedi.
Diyanet Vakfi : Bunun üzerine yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman o (Hızır) gemiyi deldi. Musa: Halkını boğmak için mi onu deldin? Gerçekten sen (ziyanı) büyük bir iş yaptın! dedi.
Edip Yüksel : Böylece yürüdüler. Nihayet gemiye bindiklerinde, onda delik açtı. 'Halkını boğmak için mi gemide delik açtın? Gerçekten müthiş bir iş yaptın,' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunun üzerine ikisi beraber yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman, o kul (Hızır) gemiyi deldi. Musa, ona şöyle dedi: «Geminin içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine ikisi beraber gittiler; nihayet gemiye bindiklerinde tuttu gemiyi yaraladı. Musa: «A, içindekileri boğmak için mi yaraladın onu? Doğrusu kötü bir şey yaptın!» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine ikisi bir gittiler, nihayet gemiye bindiklerinde tuttu gemiyi yaraladı, â, dedi: ehalisini gark etmek için mi yaralandın onu? Alimallah müdhiş bir şey yaptın
Fizilal-il Kuran : Böylece yola koyuldular. Bir süre sonra bir gemiye bindiler. O kulumuz bu gemide bir delik açtı. Musa ona, «İçindekileri boğmak için mi gemiyi deldin? Gerçekten çok çirkin bir iş yaptın» dedi.
Gültekin Onan : Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: "Ehlini (içindekilerini) batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı / acayip / tuhaf (imra) (bir iş) yaptın."
Hakkı Yılmaz : "Bunun üzerine ikisi yürüdüler; sonunda gemiye bindiklerinde âlim ve rahmete mazhar kul gemide kusurlar oluşturdu. Mûsâ: “İçindekileri boğman için mi onu yırttın/kusurlar oluşturdun? Kesinlikle sen, şaşılacak bir şey yaptın!” dedi. "
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine gitdiler. Nihayet (bir) gemiye bindikleri zaman o, bunu deliverdi. (Musa) dedi ki: «Sahihlerini (suda) boğasın diye mi onu deldin? Andolsun, sen büyük bir iş yapdın».
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine ikisi gittiler; nihâyet gemiye bindikleri zaman, (Hızır) onu (o gemiyi tehlikeli olmayacak yerinden) deldi. (Mûsâ:) 'Onu, içinde bulunanları boğmak içinmi deldin? Gerçekten müdhiş bir şey yaptın!' dedi.
İbni Kesir : Bunun üzerine kalkıp gittiler. Nihayet bir gemiye bindiklerinde; o, bu gemiyi deliverdi. Musa: Gemiyi içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu şaşılacak bir şey yaptın, dedi.
İskender Evrenosoğlu : Böylece ikisi (yola) çıktılar. Gemiye bindikleri zaman onu deldi. (Musa A.S): “Onun ehlini (gemide bulunanları), boğmak için mi onu deldin? Andolsun ki sen, (vebali) büyük bir iş yaptın.” dedi.
Muhammed Esed : Bu ikisi böylece yola koyuldular; sonunda (bir kıyıya vardılar; ve onları karşı kıyıya taşıyan) tekneden inecekleri zaman, bilge kişi teknede bir delik açtı, (Musa bunu görünce:) "İçindekileri boğmak için mi onu deldin? Doğrusu, çok vahim bir şey yaptın!" diye çıkıştı.
Ömer Nasuhi Bilmen : (70-71) Dedi ki: «Eğer bana tabî olacak isen artık bana hiçbir şeyden sual etme, ondan sana ben haber verinceye değin.» Bunun üzerine gidiverdiler. Vaktâ ki bir gemiye bindiler, o, gemiyi yaraladı. Dedi ki: «Onu yaraladın mı ki, ahalisini garkediveresin? Doğrusu pek münker bir şey yaptın.»
Ömer Öngüt : Bunun üzerine kalkıp yola koyuldular. Nihayet bir gemiye bindiler. (Hızır) gemiyi deliverdi. Musa dedi ki: “İçindekileri boğmak için mi gemiyi deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın!”
Şaban Piriş : Musa da bu şartı kabul etti. Bunun üzerine kalkıp yürüdüler. Sonunda bir gemiye bindiler. O kul, gemiyi deldi. Musa: -Gemiyi içindekileri boğmak için mi deldin? Acayip bir iş yaptın, dedi.
Suat Yıldırım : Bunun üzerine kalkıp gittiler. Nihayet bir gemiye rastlayıp ona bindiler ve o zat gemiyi deldi. Mûsâ duramayıp: "Ne yaptın öyle?" dedi "İçindeki yolcuları denizde boğmak için mi yaptın bunu? Vallahi çok korkunç bir iş yaptın!"
Süleyman Ateş : Bunun üzerine yürüdüler. Nihâyet gemiye bindikleri zaman gemiyi deliverdi. (Mûsâ): "Halkını boğmak için mi gemiyi deldin? Gerçekten sen çok tehlikeli bir iş yaptın!" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: «İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın.»
Ümit Şimşek : Böylece yola koyuldular. Nihayet bir gemiye bindiklerinde, o zat gemiyi batırdı. Musa, 'İçindekileri boğmak için mi gemiyi batırdın?' dedi. 'Doğrusu sen büyük bir iş yaptın.'
Yaşar Nuri Öztürk : İkisi birlikte yola koyudular. Bir süre sonra gemiye bindiklerinde, tuttu gemiyi deliverdi. Mûsa dedi: "İçindekileri boğmak için mi deldin onu? Vallahi korkunç bir iş yaptın!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}