» 25 / Furkân  13:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
Furkan Suresi = Furkan Suresi
ismini 1. ayetinde geçen hakki batildan ayiran manasindaki Furkan kelimesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (WÎZ̃E) = ve iƶā : ve zaman
2. أُلْقُوا (ÊLGWE) = ulḳū : atıldıkları
3. مِنْهَا (MNHE) = minhā : onun
4. مَكَانًا (MKENE) = mekānen : bir yerine
5. ضَيِّقًا (ŽYGE) = Deyyiḳan : dar
6. مُقَرَّنِينَ (MGRNYN) = muḳarranīne : bağlı olarak
7. دَعَوْا (D̃AWE) = deǎv : çağırırlar
8. هُنَالِكَ (HNELK) = hunālike : orada
9. ثُبُورًا (S̃BWRE) = ṧubūran : helâki
ve zaman | atıldıkları | onun | bir yerine | dar | bağlı olarak | çağırırlar | orada | helâki |

[] [LGY] [] [KWN] [ŽYG] [GRN] [D̃AW] [] [S̃BR]
WÎZ̃E ÊLGWE MNHE MKENE ŽYGE MGRNYN D̃AWE HNELK S̃BWRE

ve iƶā ulḳū minhā mekānen Deyyiḳan muḳarranīne deǎv hunālike ṧubūran
وإذا ألقوا منها مكانا ضيقا مقرنين دعوا هنالك ثبورا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
ألقوا ل ق ي | LGY ÊLGWE ulḳū atıldıkları they are thrown
منها | MNHE minhā onun thereof
مكانا ك و ن | KWN MKENE mekānen bir yerine (in) a place
ضيقا ض ي ق | ŽYG ŽYGE Deyyiḳan dar narrow
مقرنين ق ر ن | GRN MGRNYN muḳarranīne bağlı olarak bound in chains,
دعوا د ع و | D̃AW D̃AWE deǎv çağırırlar they will call
هنالك | HNELK hunālike orada there
ثبورا ث ب ر | S̃BR S̃BWRE ṧubūran helâki (for) destruction.

25:13 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve zaman | atıldıkları | onun | bir yerine | dar | bağlı olarak | çağırırlar | orada | helâki |

[] [LGY] [] [KWN] [ŽYG] [GRN] [D̃AW] [] [S̃BR]
WÎZ̃E ÊLGWE MNHE MKENE ŽYGE MGRNYN D̃AWE HNELK S̃BWRE

ve iƶā ulḳū minhā mekānen Deyyiḳan muḳarranīne deǎv hunālike ṧubūran
وإذا ألقوا منها مكانا ضيقا مقرنين دعوا هنالك ثبورا

[] [ل ق ي] [] [ك و ن] [ض ي ق] [ق ر ن] [د ع و] [] [ث ب ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃E ve iƶā ve zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
ألقوا ل ق ي | LGY ÊLGWE ulḳū atıldıkları they are thrown
,Lam,Gaf,Vav,Elif,
,30,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
منها | MNHE minhā onun thereof
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
مكانا ك و ن | KWN MKENE mekānen bir yerine (in) a place
Mim,Kef,Elif,Nun,Elif,
40,20,1,50,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ضيقا ض ي ق | ŽYG ŽYGE Deyyiḳan dar narrow
Dad,Ye,Gaf,Elif,
800,10,100,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
مقرنين ق ر ن | GRN MGRNYN muḳarranīne bağlı olarak bound in chains,
Mim,Gaf,Re,Nun,Ye,Nun,
40,100,200,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form II) passive participle
اسم منصوب
دعوا د ع و | D̃AW D̃AWE deǎv çağırırlar they will call
Dal,Ayn,Vav,Elif,
4,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
هنالك | HNELK hunālike orada there
He,Nun,Elif,Lam,Kef,
5,50,1,30,20,
T – time adverb
ظرف زمان
ثبورا ث ب ر | S̃BR S̃BWRE ṧubūran helâki (for) destruction.
Se,Be,Vav,Re,Elif,
500,2,6,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: ve zaman | أُلْقُوا: atıldıkları | مِنْهَا: onun | مَكَانًا: bir yerine | ضَيِّقًا: dar | مُقَرَّنِينَ: bağlı olarak | دَعَوْا: çağırırlar | هُنَالِكَ: orada | ثُبُورًا: helâki |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E ve zaman | ألقوا ÊLGWE atıldıkları | منها MNHE onun | مكانا MKENE bir yerine | ضيقا ŽYGE dar | مقرنين MGRNYN bağlı olarak | دعوا D̃AWE çağırırlar | هنالك HNELK orada | ثبورا S̃BWRE helâki |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: ve zaman | ulḳū: atıldıkları | minhā: onun | mekānen: bir yerine | Deyyiḳan: dar | muḳarranīne: bağlı olarak | deǎv: çağırırlar | hunālike: orada | ṧubūran: helâki |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎZ̃E: ve zaman | ÊLGWE: atıldıkları | MNHE: onun | MKENE: bir yerine | ŽYGE: dar | MGRNYN: bağlı olarak | D̃AWE: çağırırlar | HNELK: orada | S̃BWRE: helâki |
Abdulbaki Gölpınarlı : Elleri, boyunlarına zincirlerle bağlanarak ateşin dar bir yerine atıldıkları zaman da helâk olduk, bittik diye bağrışacaklar.
Adem Uğur : Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yok oluvermeyi isterler.
Ahmed Hulusi : Bağlanmış (çaresiz) olarak orada dar bir mekâna atıldıklarında, "Yetiş ey ölüm!" diye haykırırlar (içine düştükleri acı azaptan tek kurtuluşun ölüm olduğunu fark ederler).
Ahmet Tekin : Elleri boyunlarına bağlı olarak cehennemin dar bir yerine atıldıkları zaman oracıkta yok olmayı isterler.
Ahmet Varol : Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman orada yokoluşu (ölümü) çağırırlar.
Ali Bulaç : Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip çağırırlar.
Ali Fikri Yavuz : Elleri boyunlarına bağlı olarak, o ateşin dar bir yerine atıldıkları vakit, orada: “-Ey helâk, neredesin, yetiş!” diye bağırırlar.
Bekir Sadak : Elleri boyunlarina baglanarak, dar bir yerden atildiklari zaman, orada, yok olup gitmeyi isterler.
Celal Yıldırım : (Şeytanlarla birlikte) elleri boyunlarına bağlı bulunduğu halde ateşten daracık bir yere atıldıkları zaman orada yok olmayı dövünerek isterler.
Diyanet İşleri : Elleri boyunlarına bağlanmış, çatılmış olarak cehennemin daracık bir yerine atıldıkları zaman orada, yok olup gitmeyi isterler
Diyanet İşleri (eski) : Elleri boyunlarına bağlanarak, dar bir yerden atıldıkları zaman, orada, yok olup gitmeyi isterler.
Diyanet Vakfi : Elleri boyunlarına bağlı olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta yok oluvermeyi isterler.
Edip Yüksel : Zincirlenmiş olarak onun dar bir yerinden atıldıkları zaman ölümü çağırırlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve çatılıp çatılıp onun dar bir yerine atıldıkları zaman, orada «yetiş ey helak (bizi kurtar)» diye helake haykırırlar!
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve çatılıp çatılıp onun dar bir yerine atıldıkları vakıt de orada helâke haykırırlar
Fizilal-il Kuran : Zincirlerle elleri, ayaklarına bağlanmış olarak bu ateşin dar yerine atıldıklarında ise orada «yok olmayı» imdada çağırırlar.
Gültekin Onan : Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip çağırırlar.
Hakkı Yılmaz : Ve bağlanmış kimseler olarak cehennemden dar bir yere atıldıkları zaman, oracıkta ölümü isterler. –
Hasan Basri Çantay : Elleri boyunlarına bağlı olarak onun en dar yerine atıldıkları vakit orada (Yetiş ey) helak (diye) bağırırlar.
Hayrat Neşriyat : Elleri boyunlarına bağlı kimseler olarak onun (o Cehennemin) dar bir yerine atıldıkları zaman, oracıkta (ölsek de kurtulsak diyerek) helâki çağırırlar.
İbni Kesir : Elleri boyunlarına bağlı olarak onun en dar bir yerine atıldıkları zaman orada yok olup gitmeyi isterler.
İskender Evrenosoğlu : Ve birbirine bağlanmış olarak oradan, dar sıkışık bir yere atıldıkları zaman orada helâk (yok) olmayı istediler.
Muhammed Esed : ve birbirlerine bağlı olarak daracık bir yerden onun içine atıldıkları zaman, orada o an yok olup gitmek için yakaracaklar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o ateşten dar bir yere etleri boyunlarına bağlı bir halde atıldıkları zaman orada helâki davet eder dururlar.
Ömer Öngüt : Elleri boyunlarına bağlanarak o ateşin dar bir yerine atıldıkları zaman, orada ölümü çağırırlar.
Şaban Piriş : Elleri boyunlarına bağlı olarak dar bir yere atıldıkları zaman, orada yok olup gitmek için yalvarırlar.
Suat Yıldırım : Elleri boyunlarına kelepçelenmiş, ayakları bukağılı olarak cehennemin daracık bir yerine tıkılınca, orada yok olmak için can atarlar.
Süleyman Ateş : (Elleri boyunlarına zincirlerle) Bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman orada ölümü çağırırlar (yetiş ey ölüm, nerdesin, gel bizi bu azâbdan kurtar! derler).
Tefhim-ul Kuran : Elleri boyunlarına bağlı olarak, onun sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip çağırırlar.
Ümit Şimşek : Bağlı olarak Cehennemin dar bir yerine tıkıldıkları zaman yok olup gitmek isterler.
Yaşar Nuri Öztürk : Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıklarında, orada haykırırlar: "Nerdesin ey ölüm!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}