» 25 / Furkân  21:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
Furkan Suresi = Furkan Suresi
ismini 1. ayetinde geçen hakki batildan ayiran manasindaki Furkan kelimesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقَالَ (WGEL) = ve ḳāle : ve dedi(ler)
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. لَا (LE) = lā :
4. يَرْجُونَ (YRCWN) = yercūne : ummayan(lar)
5. لِقَاءَنَا (LGEÙNE) = liḳā'enā : bizimle karşılaşmayı
6. لَوْلَا (LWLE) = levlā : değil mi?
7. أُنْزِلَ (ÊNZL) = unzile : indirilmeli
8. عَلَيْنَا (ALYNE) = ǎleynā : bize
9. الْمَلَائِكَةُ (ELMLEÙKT) = l-melāiketu : melekler
10. أَوْ (ÊW) = ev : yahut
11. نَرَىٰ (NR) = nerā : görmeliydik
12. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimizi
13. لَقَدِ (LGD̃) = leḳadi : andolsun ki
14. اسْتَكْبَرُوا (ESTKBRWE) = stekberū : onlar büyüklük tasladılar
15. فِي (FY) = fī : içlerinde
16. أَنْفُسِهِمْ (ÊNFSHM) = enfusihim : kendi
17. وَعَتَوْا (WATWE) = ve ǎtev : ve haddi aştılar
18. عُتُوًّا (ATWE) = ǔtuvven : bir azgınlıkla
19. كَبِيرًا (KBYRE) = kebīran : büyük
ve dedi(ler) | kimseler | | ummayan(lar) | bizimle karşılaşmayı | değil mi? | indirilmeli | bize | melekler | yahut | görmeliydik | Rabbimizi | andolsun ki | onlar büyüklük tasladılar | içlerinde | kendi | ve haddi aştılar | bir azgınlıkla | büyük |

[GWL] [] [] [RCW] [LGY] [] [NZL] [] [MLK] [] [REY] [RBB] [] [KBR] [] [NFS] [ATW] [ATW] [KBR]
WGEL ELZ̃YN LE YRCWN LGEÙNE LWLE ÊNZL ALYNE ELMLEÙKT ÊW NR RBNE LGD̃ ESTKBRWE FY ÊNFSHM WATWE ATWE KBYRE

ve ḳāle elleƶīne yercūne liḳā'enā levlā unzile ǎleynā l-melāiketu ev nerā rabbenā leḳadi stekberū enfusihim ve ǎtev ǔtuvven kebīran
وقال الذين لا يرجون لقاءنا لولا أنزل علينا الملائكة أو نرى ربنا لقد استكبروا في أنفسهم وعتوا عتوا كبيرا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGEL ve ḳāle ve dedi(ler) And said
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
لا | LE (do) not
يرجون ر ج و | RCW YRCWN yercūne ummayan(lar) expect
لقاءنا ل ق ي | LGY LGEÙNE liḳā'enā bizimle karşılaşmayı (the) meeting with Us,
لولا | LWLE levlā değil mi? """Why not"
أنزل ن ز ل | NZL ÊNZL unzile indirilmeli are sent down
علينا | ALYNE ǎleynā bize to us
الملائكة م ل ك | MLK ELMLEÙKT l-melāiketu melekler the Angels
أو | ÊW ev yahut or
نرى ر ا ي | REY NR nerā görmeliydik we see
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimizi "our Lord?"""
لقد | LGD̃ leḳadi andolsun ki Indeed,
استكبروا ك ب ر | KBR ESTKBRWE stekberū onlar büyüklük tasladılar they have become arrogant
في | FY içlerinde within
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusihim kendi themselves
وعتوا ع ت و | ATW WATWE ve ǎtev ve haddi aştılar and (become) insolent
عتوا ع ت و | ATW ATWE ǔtuvven bir azgınlıkla (with) insolence
كبيرا ك ب ر | KBR KBYRE kebīran büyük great.

25:21 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve dedi(ler) | kimseler | | ummayan(lar) | bizimle karşılaşmayı | değil mi? | indirilmeli | bize | melekler | yahut | görmeliydik | Rabbimizi | andolsun ki | onlar büyüklük tasladılar | içlerinde | kendi | ve haddi aştılar | bir azgınlıkla | büyük |

[GWL] [] [] [RCW] [LGY] [] [NZL] [] [MLK] [] [REY] [RBB] [] [KBR] [] [NFS] [ATW] [ATW] [KBR]
WGEL ELZ̃YN LE YRCWN LGEÙNE LWLE ÊNZL ALYNE ELMLEÙKT ÊW NR RBNE LGD̃ ESTKBRWE FY ÊNFSHM WATWE ATWE KBYRE

ve ḳāle elleƶīne yercūne liḳā'enā levlā unzile ǎleynā l-melāiketu ev nerā rabbenā leḳadi stekberū enfusihim ve ǎtev ǔtuvven kebīran
وقال الذين لا يرجون لقاءنا لولا أنزل علينا الملائكة أو نرى ربنا لقد استكبروا في أنفسهم وعتوا عتوا كبيرا

[ق و ل] [] [] [ر ج و] [ل ق ي] [] [ن ز ل] [] [م ل ك] [] [ر ا ي] [ر ب ب] [] [ك ب ر] [] [ن ف س] [ع ت و] [ع ت و] [ك ب ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقال ق و ل | GWL WGEL ve ḳāle ve dedi(ler) And said
Vav,Gaf,Elif,Lam,
6,100,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يرجون ر ج و | RCW YRCWN yercūne ummayan(lar) expect
Ye,Re,Cim,Vav,Nun,
10,200,3,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لقاءنا ل ق ي | LGY LGEÙNE liḳā'enā bizimle karşılaşmayı (the) meeting with Us,
Lam,Gaf,Elif,,Nun,Elif,
30,100,1,,50,1,
N – accusative masculine (form III) verbal noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لولا | LWLE levlā değil mi? """Why not"
Lam,Vav,Lam,Elif,
30,6,30,1,
EXH – exhortation particle
حرف تحضيض
أنزل ن ز ل | NZL ÊNZL unzile indirilmeli are sent down
,Nun,Ze,Lam,
,50,7,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
علينا | ALYNE ǎleynā bize to us
Ayn,Lam,Ye,Nun,Elif,
70,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
الملائكة م ل ك | MLK ELMLEÙKT l-melāiketu melekler the Angels
Elif,Lam,Mim,Lam,Elif,,Kef,Te merbuta,
1,30,40,30,1,,20,400,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
أو | ÊW ev yahut or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
نرى ر ا ي | REY NR nerā görmeliydik we see
Nun,Re,,
50,200,,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimizi "our Lord?"""
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لقد | LGD̃ leḳadi andolsun ki Indeed,
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
استكبروا ك ب ر | KBR ESTKBRWE stekberū onlar büyüklük tasladılar they have become arrogant
Elif,Sin,Te,Kef,Be,Re,Vav,Elif,
1,60,400,20,2,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
في | FY içlerinde within
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
أنفسهم ن ف س | NFS ÊNFSHM enfusihim kendi themselves
,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
,50,80,60,5,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وعتوا ع ت و | ATW WATWE ve ǎtev ve haddi aştılar and (become) insolent
Vav,Ayn,Te,Vav,Elif,
6,70,400,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عتوا ع ت و | ATW ATWE ǔtuvven bir azgınlıkla (with) insolence
Ayn,Te,Vav,Elif,
70,400,6,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
كبيرا ك ب ر | KBR KBYRE kebīran büyük great.
Kef,Be,Ye,Re,Elif,
20,2,10,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقَالَ: ve dedi(ler) | الَّذِينَ: kimseler | لَا: | يَرْجُونَ: ummayan(lar) | لِقَاءَنَا: bizimle karşılaşmayı | لَوْلَا: değil mi? | أُنْزِلَ: indirilmeli | عَلَيْنَا: bize | الْمَلَائِكَةُ: melekler | أَوْ: yahut | نَرَىٰ: görmeliydik | رَبَّنَا: Rabbimizi | لَقَدِ: andolsun ki | اسْتَكْبَرُوا: onlar büyüklük tasladılar | فِي: içlerinde | أَنْفُسِهِمْ: kendi | وَعَتَوْا: ve haddi aştılar | عُتُوًّا: bir azgınlıkla | كَبِيرًا: büyük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقال WGEL ve dedi(ler) | الذين ELZ̃YN kimseler | لا LE | يرجون YRCWN ummayan(lar) | لقاءنا LGEÙNE bizimle karşılaşmayı | لولا LWLE değil mi? | أنزل ÊNZL indirilmeli | علينا ALYNE bize | الملائكة ELMLEÙKT melekler | أو ÊW yahut | نرى NR görmeliydik | ربنا RBNE Rabbimizi | لقد LGD̃ andolsun ki | استكبروا ESTKBRWE onlar büyüklük tasladılar | في FY içlerinde | أنفسهم ÊNFSHM kendi | وعتوا WATWE ve haddi aştılar | عتوا ATWE bir azgınlıkla | كبيرا KBYRE büyük |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳāle: ve dedi(ler) | elleƶīne: kimseler | : | yercūne: ummayan(lar) | liḳā'enā: bizimle karşılaşmayı | levlā: değil mi? | unzile: indirilmeli | ǎleynā: bize | l-melāiketu: melekler | ev: yahut | nerā: görmeliydik | rabbenā: Rabbimizi | leḳadi: andolsun ki | stekberū: onlar büyüklük tasladılar | : içlerinde | enfusihim: kendi | ve ǎtev: ve haddi aştılar | ǔtuvven: bir azgınlıkla | kebīran: büyük |
Kırık Meal (Transcript) : |WGEL: ve dedi(ler) | ELZ̃YN: kimseler | LE: | YRCWN: ummayan(lar) | LGEÙNE: bizimle karşılaşmayı | LWLE: değil mi? | ÊNZL: indirilmeli | ALYNE: bize | ELMLEÙKT: melekler | ÊW: yahut | NR: görmeliydik | RBNE: Rabbimizi | LGD̃: andolsun ki | ESTKBRWE: onlar büyüklük tasladılar | FY: içlerinde | ÊNFSHM: kendi | WATWE: ve haddi aştılar | ATWE: bir azgınlıkla | KBYRE: büyük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bize ulaşacaklarını ummayanlar, bize melekler inmeliydi, yahut da Rabbimizi görmeliydik dediler. And olsun ki onlar, kendi kendilerine ululanmadalar ve büyük bir azgınlığa ve inada düşmedeler.
Adem Uğur : Bizimle karşılaşmayı (bir gün huzurumuza geleceklerini) ummayanlar: Bize ya melekler indirilmeliydi ya da Rabbimizi görmeliydik, dediler. Andolsun ki onlar kendileri hakkında kibire kapılmışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdir.
Ahmed Hulusi : Bize likâyı (kavuşmayı; varlıklarında Esmâ'mızla açığa çıkışımızı yaşamayı) ummayanlar dedi ki: "Bizim üzerimize melâike inzâl edilmeli yahut Rabbimizi (gözümüzle) görmeli değil miydik?" (Hakikatlerindekini kavrayamayıp dışta tanrı aramakta ısrar!). . . Andolsun ki kendi nefslerinde kibre kapıldılar ve büyük bir azgınlık ile haddi aşıp itaatten çıktılar.
Ahmet Tekin : Bizim huzurumuzda hesaba çekileceklerini cezayı ve mükâfatı ummayanlar: 'Bize ya melek indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik.' dediler. Andolsun ki, akıllarınca kendilerini daha büyük gördüler ve azgınlıkta da, pek ileri gittiler.
Ahmet Varol : Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: 'Bize meleklerin indirilmesi veya Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?' Andolsun onlar kendi kendilerine büyüklenmiş ve büyük bir azgınlıkla haddi aşmışlardır.
Ali Bulaç : Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler ki: "Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?" Andolsun, onlar kendi nefislerinde büyüklüğe kapıldılar ve büyük bir azgınlıkla baş kaldırdılar.
Ali Fikri Yavuz : Bize kavuşmayı ummayanlar şöyle dediler: “- Üzerimize melekler indirilse ya (böylece verecekleri haber üzerine Muhammed’in (s.a.v.) hak peygamber olduğunu tasdik etsek), yahut Rabbimizi görsek (de O bize doğru haber verse).” Yemin olsun ki, onlar nefislerinde büyüklük ve inad tasladılar, büyük bir azgınlıkla hududu aştılar.
Bekir Sadak : Bizimle karsilasmayi ummayanlar: «Bize ya melekler indirilmeli, ya da Rabbimiz'i gormeliyiz» derler. And olsun ki kendi kendilerine buyuklenmisler, azginlikta pek ileri gitmislerdir.
Celal Yıldırım : Bize kavuşacaklarını ümit etmeyenler: «Üzerimize melekler indirilseydi ya, ya da Rabbimizi görmeli değil miydik» derler. And olsun ki onlar kendi kendilerine büyüklük tasladılar da azgınlık ve taşkınlıkta hayli ileri gittiler.
Diyanet İşleri : Bize kavuşacaklarını ummayanlar, “Bize melekler indirilseydi, yahut Rabbimizi görseydik ya!” dediler. Andolsun, onlar kendi benliklerinde büyüklük tasladılar ve büyük bir taşkınlık gösterdiler.
Diyanet İşleri (eski) : Bizimle karşılaşmayı ummayanlar: 'Bize ya melekler indirilmeli, ya da Rabbimiz'i görmeliyiz' derler. And olsun ki kendi kendilerine büyüklenmişler, azgınlıkta pek ileri gitmişlerdir.
Diyanet Vakfi : Bizimle karşılaşmayı (bir gün huzurumuza geleceklerini) ummayanlar: Bize ya melekler indirilmeliydi ya da Rabbimizi görmeliydik, dediler. Andolsun ki onlar kendileri hakkında kibire kapılmışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdir.
Edip Yüksel : Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, 'Bize ya melekler inmeli, yahut Rabbimizi görmeliyiz!,' dediler. Kendi kendilerine büyüklük taslamışlar ve azgınlıkta pek ileri gitmişlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bununla beraber, bize kavuşmayı ummayanlar «Bize ya melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik» dediler. Andolsun ki, doğrusu nefislerinde kendilerini büyük gördüler ve büyük azgınlık ettiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bununla beraber karşımıza çıkacaklarını ümit etmeyenler: «O melekler üzerimize indirilse yahut Rabbimizi görsek ya.» dediler. Andolsun ki, onlar kendilerini büyük gördüler, büyük azgınlık ettiler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bununla beraber likamızı ümid etmiyenler dediler ki: «o melâike bizim üzerimize indirilse ya, yâhud rabbımızı görsek â» celâlime kasem ederim ki doğrusu nefislerinde kendilerini büyüksündüler, büyük azgınlık ettiler
Fizilal-il Kuran : Bizimle karşılaşacaklarını beklemeyenler «bize melekler gönderilmeli değil miydi, ya da doğrudan doğruya Rabb'imizi görmeli değil miydik» dediler. Onlar büyüklük kompleksine kapılarak azgınlıkta son derece ileri gitmişlerdir.
Gültekin Onan : Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler ki: "Bize meleklerin indirilmesi ya da rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?" Andolsun, onlar kendi nefslerinde büyüklüğe kapıldılar ve büyük bir azgınlıkla baş kaldırdılar.
Hakkı Yılmaz : Bize kavuşmayı ummayanlar da, “Bizim üzerimize melekler/ doğal güçler indirilmeliydi” ya da “Rabbimizi görmeli değil miydik?” dediler. Andolsun ki onlar kendi içlerinde büyüklüklerine inandılar ve büyük bir azgınlık yapmak sûretiyle azgınlaştıkça azgınlaştılar.
Hasan Basri Çantay : Bize kavuşmayı ümîd etmeyenler dedi (ler) ki: «Bizim üzerimize melekler indirmeli değil miydi, yahud Rabbimizi görmeli (değil mi) ydik»? Andolsun ki onlar nefislerinden kibir (ve azamet) saklamışlar, büyük bir azgınlıkla haddi aşmışlar (küstahlığa kalkışmışlar) dır.
Hayrat Neşriyat : Bize kavuşmayı ummayanlar ise dedi ki: 'Bize melekler indirilmeli veya Rabbimizi görmeli değil miydik?' And olsun ki (onlar), nefislerinde büyüklük tasladılar ve büyük bir azgınlıkla haddi aştılar.
İbni Kesir : Bize kavuşmayı ummayanlar: Bize melekler indirilmeli değil miydi veya Rabbımızı görmeli değil miydik? derler. Andolsun ki; kendi kendilerine büyüklenmişler ve büyük bir azgınlıkla haddi aşmışlardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve Bize mülâki olmayı (ulaşmayı) dilemeyenler: “Bize de melekler indirilmesi veya Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?” dediler. Andolsun ki onlar, kendi nefslerinde kibirlendiler ve büyük taşkınlık ederek haddi aştılar.
Muhammed Esed : Fakat Bizim huzurumuza çıkarılacaklarını hiç beklemeyen kimseler: "Bize niçin melekler gönderilmedi?", yahut "Neden Rabbimizi görmüyoruz?" diye sorup duruyorlar. Gerçek şu ki, onlar büyük bir küstahlıkla (Allah'ın mesajına karşı böylece) burunlarını dikerek kendilerini onulmaz bir büyüklük duygusuna kaptırmış bulunuyorlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Bize kavuşmayı ümit etmeyenler dedi ki: «Bizim üzerimize melekler indirilmeli değil mi idi? Veya Rabbimizi görmeli idik.» Andolsun ki, (onlar) nefislerinde bir büyüklük görmüşlerdir ve büyük bir azgınlık ile azgınlıkta bulunmuşlardır.
Ömer Öngüt : Bize kavuşmayı ummayanlar: “Bize melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik. ” dediler. Andolsun ki onlar kendi kendilerine büyüklenmişler ve azgınlıkta haddi aşmışlardır.
Şaban Piriş : Bizimle karşılaşmayı beklemeyenler: -Bize meleklerin indirilmesi veya Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi? dediler. Kendi kendilerine büyüklenmişler ve büyük bir azgınlıkla haddi aşmışlardı.
Suat Yıldırım : Âhirette huzurumuza gelip Bizimle karşılaşacaklarını düşünmeyenler: "Bize elçi olarak melekler gönderilmeli yahut Rabbimizi görmeli değil miydik?" dediler. Gerçekten onlar kendilerini büyük görüp azgınlıkta haddi iyice aştılar.
Süleyman Ateş : Bizimle karşılaşmayı ummayanlar: "Bize melekler indirilmeliydi, yahut Rabbimizi görmeliydik değil mi?" dedi(ler). Andolsun ki onlar kendi içlerinde büyüklük tasladılar ve büyük bir azgınlıkla haddi aştılar.
Tefhim-ul Kuran : Bize kavuşmayı ummayanlar, dediler ki: «Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?» Andolsun, onlar kendi nefislerinde büyüklüğe kapıldılar ve büyük bir azgınlıkla baş kaldırdılar.
Ümit Şimşek : Bize kavuşmayı ummayanlar, 'Üzerimize melekler inseydi, yahut Rabbimizi görseydik ya!' dediler. Gerçekten onlar kendilerini pek büyük gördüler ve büyük bir küstahlıkla azdılar da azdılar.
Yaşar Nuri Öztürk : Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: "Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı?" Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}