» 25 / Furkân  42:

Kuran Sırası: 25
İniş Sırası: 42
Furkan Suresi = Furkan Suresi
ismini 1. ayetinde geçen hakki batildan ayiran manasindaki Furkan kelimesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنْ (ÎN) = in :
2. كَادَ (KED̃) = kāde : nerdeyse
3. لَيُضِلُّنَا (LYŽLNE) = leyuDillunā : bizi saptıracaktı (diyorlar)
4. عَنْ (AN) = ǎn : -dan
5. الِهَتِنَا ( ËLHTNE) = ālihetinā : tanrılarımız-
6. لَوْلَا (LWLE) = levlā : eğer etmeseydik
7. أَنْ (ÊN) = en :
8. صَبَرْنَا (ṦBRNE) = Sabernā : biz kararlılık
9. عَلَيْهَا (ALYHE) = ǎleyhā : onda
10. وَسَوْفَ (WSWF) = ve sevfe : ve yakında
11. يَعْلَمُونَ (YALMWN) = yeǎ'lemūne : bileceklerdir
12. حِينَ (ḪYN) = Hīne : zaman
13. يَرَوْنَ (YRWN) = yeravne : gördükleri
14. الْعَذَابَ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābe : azabı
15. مَنْ (MN) = men : kimin
16. أَضَلُّ (ÊŽL) = eDellu : sapık olduğunu
17. سَبِيلًا (SBYLE) = sebīlen : yolunun
| nerdeyse | bizi saptıracaktı (diyorlar) | -dan | tanrılarımız- | eğer etmeseydik | | biz kararlılık | onda | ve yakında | bileceklerdir | zaman | gördükleri | azabı | kimin | sapık olduğunu | yolunun |

[] [KWD̃] [ŽLL] [] [ELH] [] [] [ṦBR] [] [] [ALM] [ḪYN] [REY] [AZ̃B] [] [ŽLL] [SBL]
ÎN KED̃ LYŽLNE AN ËLHTNE LWLE ÊN ṦBRNE ALYHE WSWF YALMWN ḪYN YRWN ELAZ̃EB MN ÊŽL SBYLE

in kāde leyuDillunā ǎn ālihetinā levlā en Sabernā ǎleyhā ve sevfe yeǎ'lemūne Hīne yeravne l-ǎƶābe men eDellu sebīlen
إن كاد ليضلنا عن آلهتنا لولا أن صبرنا عليها وسوف يعلمون حين يرون العذاب من أضل سبيلا

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN in He would have almost
كاد ك و د | KWD̃ KED̃ kāde nerdeyse He would have almost
ليضلنا ض ل ل | ŽLL LYŽLNE leyuDillunā bizi saptıracaktı (diyorlar) [surely] misled us
عن | AN ǎn -dan from
آلهتنا ا ل ه | ELH ËLHTNE ālihetinā tanrılarımız- our gods
لولا | LWLE levlā eğer etmeseydik if not
أن | ÊN en that
صبرنا ص ب ر | ṦBR ṦBRNE Sabernā biz kararlılık we had been steadfast
عليها | ALYHE ǎleyhā onda "to them."""
وسوف | WSWF ve sevfe ve yakında And soon
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bileceklerdir will know
حين ح ي ن | ḪYN ḪYN Hīne zaman when
يرون ر ا ي | REY YRWN yeravne gördükleri they will see
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabı the punishment,
من | MN men kimin who
أضل ض ل ل | ŽLL ÊŽL eDellu sapık olduğunu (is) more astray
سبيلا س ب ل | SBL SBYLE sebīlen yolunun (from the) way.

25:42 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| nerdeyse | bizi saptıracaktı (diyorlar) | -dan | tanrılarımız- | eğer etmeseydik | | biz kararlılık | onda | ve yakında | bileceklerdir | zaman | gördükleri | azabı | kimin | sapık olduğunu | yolunun |

[] [KWD̃] [ŽLL] [] [ELH] [] [] [ṦBR] [] [] [ALM] [ḪYN] [REY] [AZ̃B] [] [ŽLL] [SBL]
ÎN KED̃ LYŽLNE AN ËLHTNE LWLE ÊN ṦBRNE ALYHE WSWF YALMWN ḪYN YRWN ELAZ̃EB MN ÊŽL SBYLE

in kāde leyuDillunā ǎn ālihetinā levlā en Sabernā ǎleyhā ve sevfe yeǎ'lemūne Hīne yeravne l-ǎƶābe men eDellu sebīlen
إن كاد ليضلنا عن آلهتنا لولا أن صبرنا عليها وسوف يعلمون حين يرون العذاب من أضل سبيلا

[] [ك و د] [ض ل ل] [] [ا ل ه] [] [] [ص ب ر] [] [] [ع ل م] [ح ي ن] [ر ا ي] [ع ذ ب] [] [ض ل ل] [س ب ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN in He would have almost
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
كاد ك و د | KWD̃ KED̃ kāde nerdeyse He would have almost
Kef,Elif,Dal,
20,1,4,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
ليضلنا ض ل ل | ŽLL LYŽLNE leyuDillunā bizi saptıracaktı (diyorlar) [surely] misled us
Lam,Ye,Dad,Lam,Nun,Elif,
30,10,800,30,50,1,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
PRON – 1st person plural object pronoun
اللام لام التوكيد
فعل مضارع و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن | AN ǎn -dan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
آلهتنا ا ل ه | ELH ËLHTNE ālihetinā tanrılarımız- our gods
,Lam,He,Te,Nun,Elif,
,30,5,400,50,1,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لولا | LWLE levlā eğer etmeseydik if not
Lam,Vav,Lam,Elif,
30,6,30,1,
COND – conditional particle
حرف شرط
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
صبرنا ص ب ر | ṦBR ṦBRNE Sabernā biz kararlılık we had been steadfast
Sad,Be,Re,Nun,Elif,
90,2,200,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليها | ALYHE ǎleyhā onda "to them."""
Ayn,Lam,Ye,He,Elif,
70,30,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
وسوف | WSWF ve sevfe ve yakında And soon
Vav,Sin,Vav,Fe,
6,60,6,80,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
FUT – future particle
الواو عاطفة
حرف استقبال
يعلمون ع ل م | ALM YALMWN yeǎ'lemūne bileceklerdir will know
Ye,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
10,70,30,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
حين ح ي ن | ḪYN ḪYN Hīne zaman when
Ha,Ye,Nun,
8,10,50,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
يرون ر ا ي | REY YRWN yeravne gördükleri they will see
Ye,Re,Vav,Nun,
10,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabı the punishment,
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
من | MN men kimin who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أضل ض ل ل | ŽLL ÊŽL eDellu sapık olduğunu (is) more astray
,Dad,Lam,
,800,30,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
سبيلا س ب ل | SBL SBYLE sebīlen yolunun (from the) way.
Sin,Be,Ye,Lam,Elif,
60,2,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنْ: | كَادَ: nerdeyse | لَيُضِلُّنَا: bizi saptıracaktı (diyorlar) | عَنْ: -dan | الِهَتِنَا: tanrılarımız- | لَوْلَا: eğer etmeseydik | أَنْ: | صَبَرْنَا: biz kararlılık | عَلَيْهَا: onda | وَسَوْفَ: ve yakında | يَعْلَمُونَ: bileceklerdir | حِينَ: zaman | يَرَوْنَ: gördükleri | الْعَذَابَ: azabı | مَنْ: kimin | أَضَلُّ: sapık olduğunu | سَبِيلًا: yolunun |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN | كاد KED̃ nerdeyse | ليضلنا LYŽLNE bizi saptıracaktı (diyorlar) | عن AN -dan | آلهتنا ËLHTNE tanrılarımız- | لولا LWLE eğer etmeseydik | أن ÊN | صبرنا ṦBRNE biz kararlılık | عليها ALYHE onda | وسوف WSWF ve yakında | يعلمون YALMWN bileceklerdir | حين ḪYN zaman | يرون YRWN gördükleri | العذاب ELAZ̃EB azabı | من MN kimin | أضل ÊŽL sapık olduğunu | سبيلا SBYLE yolunun |
Kırık Meal (Okunuş) : |in: | kāde: nerdeyse | leyuDillunā: bizi saptıracaktı (diyorlar) | ǎn: -dan | ālihetinā: tanrılarımız- | levlā: eğer etmeseydik | en: | Sabernā: biz kararlılık | ǎleyhā: onda | ve sevfe: ve yakında | yeǎ'lemūne: bileceklerdir | Hīne: zaman | yeravne: gördükleri | l-ǎƶābe: azabı | men: kimin | eDellu: sapık olduğunu | sebīlen: yolunun |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: | KED̃: nerdeyse | LYŽLNE: bizi saptıracaktı (diyorlar) | AN: -dan | ËLHTNE: tanrılarımız- | LWLE: eğer etmeseydik | ÊN: | ṦBRNE: biz kararlılık | ALYHE: onda | WSWF: ve yakında | YALMWN: bileceklerdir | ḪYN: zaman | YRWN: gördükleri | ELAZ̃EB: azabı | MN: kimin | ÊŽL: sapık olduğunu | SBYLE: yolunun |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kulluklarında sebât etmeseydik neredeyse bizi de mâbûtlarımızdan saptıracaktı derler ve yakında, azâbı gördüler mi, bilecekler onlar, kimin yolu, daha yabanda.
Adem Uğur : Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı diyorlar. Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!
Ahmed Hulusi : "Eğer onlar (ilâhlarımız) üzerine dirençli olmasaydık, (Rasûl) neredeyse bizi tanrılarımızdan saptıracaktı". . . Azabı gördüklerinde, kimin yolunun sapmış olduğunu anlayacaklar.
Ahmet Tekin : 'Şâyet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, neredeyse, bizi tanrılarımızdan uzaklaştırıp, dalâleti tercihimize sebep olacaktı' diyorlar. Azâbı gördükleri zaman kimin, kendilerinin mi, mü’minlerin mi hak yoldan daha uzak, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmiş olduklarını öğrenecekler.
Ahmet Varol : Eğer biz onların üzerinde kararlılık göstermeseydik neredeyse bizi ilahlarımızdan saptıracaktı.' Yakında azabı gördüklerinde kimin yolca daha sapık olduğunu bilecekler.
Ali Bulaç : "Eğer onlara karşı kararlılık göstermeseydik, neredeyse bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Azabı görecekleri zaman, kim yol bakımından daha sapıkmış, öğreneceklerdir.
Ali Fikri Yavuz : (Senin için diyorlar ki) “- Az kalsın bizi, putlarımıza ibadet etmekten çevirecekti, eğer üzerlerine sebat (la ibadet) etmeseydik...” Fakat, ileride azabı görecekleri gün, yolca daha sapık kimdir, bilecekler.
Bekir Sadak : Tanrilarimiz uzerinde direnmeseydik, dogrusu neredeyse bizi onlardan uzaklastiracakti» derler. Azabi gordukleri zaman, kimin yolunun sapik oldugunu bileceklerdir.
Celal Yıldırım : Tanrı edindiğimiz (putlara tapmakta) sabretmemiş olsaydık, neredeyse bizi saptıracaktı! derler. İleride bunlar azabı görünce kimin yol edinme bakımından daha sapık olduğunu bileceklerdir.
Diyanet İşleri : (41-42) Onlar seni görünce ancak eğlenceye alırlar. “Allah’ın peygamber olarak gönderdiği adam bu mu? Biz, ilâhlarımıza sımsıkı sarılmasaydık neredeyse bizi ilâhlarımızdan uzaklaştıracaktı” (derler.) Onlar yakında azabı gördükleri zaman, yolca kimin daha sapık olduğunu görecekler.
Diyanet İşleri (eski) : 'Tanrılarımız üzerinde direnmeseydik, doğrusu neredeyse bizi onlardan uzaklaştıracaktı' derler. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir.
Diyanet Vakfi : «Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı» diyorlar. Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!
Edip Yüksel : 'Direnmeseydik, neredeyse bizi tanrılarımızdan saptırıp ayıracaktı.' Azabı gördüklerinde kimin gerçekten sapık yolda olduğunu öğreneceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten de bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı» diyorlar. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sahi be! Az kalsın bizi tanrılarımızdan saptıracaktı, onlara tapmakta direnmemiş olsaydık! diyorlar. Fakat ileride azabı görecekleri gün kimin yolunun daha sapık olduğunu bilecekler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sahi be! Az kaldı bizi ma'budlarımızdan sapıtacaktı, eğer üzerlerine sebat etmesekti! diyorlar, fakat ileride bilecekler, azâbı görecekleri gün: kimmiş o yolu daha sapık olan?
Fizilal-il Kuran : Eğer biz ilahlarımıza ısrarla bağlılığımızı sürdürmeseydik, az kalsın bu adam bizi onlardan vazgeçirecekti derler. Yakında azabımızı gördüklerinde kimin yolunun sapık olduğunu öğreneceklerdir.
Gültekin Onan : "Eğer onlara karşı kararlılık göstermeseydik, neredeyse bizi tanrılarımızdan saptıracaktı." Azabı görecekleri zaman, kim yol bakımından daha sapıkmış öğreneceklerdir.
Hakkı Yılmaz : (41,42) Seni gördükleri zaman da, “Bu mu Allah'ın elçi olarak gönderdiği? Şâyet tanrılarımıza inanmakta direnmeseydik, gerçekten de bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı” diye seni alaya almaktan başka bir şey yapmıyorlar. Ve onlar, yakında azabı gördükleri zaman, kimin yolca daha sapık olduğunu bilecekler!
Hasan Basri Çantay : (Şöyle derler): «Hakıykat, eğer üzerlerine (düşüb) sebat göstermeseydik bizi az kaldı Tanrılarımızdan sapdıracakdı o». Onlar azâbı görecekleri vakit kim yolca daha sapıkdır, yakında bilecekler.
Hayrat Neşriyat : 'Eğer (onlara tapmakta) üzerlerine sebât etmeseydik, nerede ise bizi ilâhlarımızdan saptıracaktı!' (derler.) Fakat azâbı gördükleri zaman, yolca daha sapıkolanın kim olduğunu ileride bilecekler!
İbni Kesir : Gerçekten tanrılarımız üzerinde direnmeseydik bizi az kalsın onlardan saptıracaktı, derler. Azabı gördükleri vakit, kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir.
İskender Evrenosoğlu : “Ona sabretmemiş olsaydık, gerçekten, neredeyse bizi ilâhlarımızdan saptırıyordu.” Azabı gördükleri zaman kimin yoldan daha çok saptığını öğrenecekler.
Muhammed Esed : "Eğer onlara sıkıca sarılmasaydık, bizi neredeyse tanrılarımızdan uzaklaştıracaktı!" (diyorlar.) Fakat (kendilerini bekleyen) azabı gördükleri zaman (doğru) yoldan uzaklaşan kişilerin kim olduğunu öğrenecekler!
Ömer Nasuhi Bilmen : «Az kaldı ki bizi mabutlarımızdan sapıtıversin, eğer biz onun üzerine sabreder olmasa idik,» (diyorlar). Ve yakında azabı gördükleri zaman yolca kimin daha sapık olduğunu bileceklerdir.
Ömer Öngüt : “Eğer ilâhlarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse ilâhlarımızdan saptıracaktı!” (diyorlar). Azabı gördükleri zaman kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler.
Şaban Piriş : -Eğer dayanmasaydık az kalsın bizi ilahlarımızdan saptıracaktı, derler. Onlar azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler.
Suat Yıldırım : "Eğer biz sebat etmeseydik, nerdeyse bizi tanrılarımızdan vazgeçirecekti." derler. Ama kendilerini bekleyen azabı gördükleri vakit, asıl sapanın kim olduğunu işte o zaman anlayacaklardır.
Süleyman Ateş : "Eğer biz tanrılarımıza tapmakta ısrar etmeseydik, nerdeyse bizi tanrılarımızdan saptıracaktı." (diyorlar). Azâbı gördükleri zaman kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir.
Tefhim-ul Kuran : «Eğer biz onlara karşı kararlılık göstermeseydik, neredeyse bizi ilahlarımızdan saptırmış olacaktı.» Azabı görecekleri zaman, kim yol bakımından daha sapıkmış, onlar öğreneceklerdir.
Ümit Şimşek : 'Sebat etmeseydik, neredeyse bizi tanrılarımızdan saptıracaktı.' Fakat azabı gördüklerinde, yoldan sapanın kim olduğunu öğrenecekler.
Yaşar Nuri Öztürk : "Eğer biz kendilerine bağlılıkta sabırlı olmasaydık, bu bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Azabı gördüklerinde, yolca kimin daha sapık olduğunu bilecekler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}