» 28 / Kasas  44:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
Kisas Suresi = Hikayeler/Tarihi Vakalar Suresi
Ismini 25. ayetinde geçen kasas kelimesinden alimistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (WME) = ve mā : ve
2. كُنْتَ (KNT) = kunte : sen değildin
3. بِجَانِبِ (BCENB) = bicānibi : tarafında
4. الْغَرْبِيِّ (ELĞRBY) = l-ğarbiyyi : batı
5. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : vakit
6. قَضَيْنَا (GŽYNE) = ḳaDeynā : yaptığımız
7. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
8. مُوسَى (MWS) = mūsā : Musa'ya
9. الْأَمْرَ (ELÊMR) = l-emra : o işi
10. وَمَا (WME) = ve mā : ve
11. كُنْتَ (KNT) = kunte : değildin
12. مِنَ (MN) = mine : -den
13. الشَّاهِدِينَ (ELŞEHD̃YN) = ş-şāhidīne : görenler-
ve | sen değildin | tarafında | batı | vakit | yaptığımız | | Musa'ya | o işi | ve | değildin | -den | görenler- |

[] [KWN] [CNB] [ĞRB] [] [GŽY] [] [] [EMR] [] [KWN] [] [ŞHD̃]
WME KNT BCENB ELĞRBY ÎZ̃ GŽYNE ÎL MWS ELÊMR WME KNT MN ELŞEHD̃YN

ve mā kunte bicānibi l-ğarbiyyi ḳaDeynā ilā mūsā l-emra ve mā kunte mine ş-şāhidīne
وما كنت بجانب الغربي إذ قضينا إلى موسى الأمر وما كنت من الشاهدين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WME ve mā ve And not
كنت ك و ن | KWN KNT kunte sen değildin you were
بجانب ج ن ب | CNB BCENB bicānibi tarafında on (the) side
الغربي غ ر ب | ĞRB ELĞRBY l-ğarbiyyi batı western
إذ | ÎZ̃ vakit when
قضينا ق ض ي | GŽY GŽYNE ḳaDeynā yaptığımız We decreed
إلى | ÎL ilā to
موسى | MWS mūsā Musa'ya Musa
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emra o işi the Commandment
وما | WME ve mā ve and not
كنت ك و ن | KWN KNT kunte değildin you were
من | MN mine -den among
الشاهدين ش ه د | ŞHD̃ ELŞEHD̃YN ş-şāhidīne görenler- the witnesses.

28:44 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve | sen değildin | tarafında | batı | vakit | yaptığımız | | Musa'ya | o işi | ve | değildin | -den | görenler- |

[] [KWN] [CNB] [ĞRB] [] [GŽY] [] [] [EMR] [] [KWN] [] [ŞHD̃]
WME KNT BCENB ELĞRBY ÎZ̃ GŽYNE ÎL MWS ELÊMR WME KNT MN ELŞEHD̃YN

ve mā kunte bicānibi l-ğarbiyyi ḳaDeynā ilā mūsā l-emra ve mā kunte mine ş-şāhidīne
وما كنت بجانب الغربي إذ قضينا إلى موسى الأمر وما كنت من الشاهدين

[] [ك و ن] [ج ن ب] [غ ر ب] [] [ق ض ي] [] [] [ا م ر] [] [ك و ن] [] [ش ه د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WME ve mā ve And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كنت ك و ن | KWN KNT kunte sen değildin you were
Kef,Nun,Te,
20,50,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
بجانب ج ن ب | CNB BCENB bicānibi tarafında on (the) side
Be,Cim,Elif,Nun,Be,
2,3,1,50,2,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine active participle
جار ومجرور
الغربي غ ر ب | ĞRB ELĞRBY l-ğarbiyyi batı western
Elif,Lam,Ğayn,Re,Be,Ye,
1,30,1000,200,2,10,
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة
إذ | ÎZ̃ vakit when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
قضينا ق ض ي | GŽY GŽYNE ḳaDeynā yaptığımız We decreed
Gaf,Dad,Ye,Nun,Elif,
100,800,10,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
موسى | MWS mūsā Musa'ya Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – genitive masculine proper noun → Musa"
اسم علم مجرور
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emra o işi the Commandment
Elif,Lam,,Mim,Re,
1,30,,40,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
وما | WME ve mā ve and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كنت ك و ن | KWN KNT kunte değildin you were
Kef,Nun,Te,
20,50,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
من | MN mine -den among
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الشاهدين ش ه د | ŞHD̃ ELŞEHD̃YN ş-şāhidīne görenler- the witnesses.
Elif,Lam,Şın,Elif,He,Dal,Ye,Nun,
1,30,300,1,5,4,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve | كُنْتَ: sen değildin | بِجَانِبِ: tarafında | الْغَرْبِيِّ: batı | إِذْ: vakit | قَضَيْنَا: yaptığımız | إِلَىٰ: | مُوسَى: Musa'ya | الْأَمْرَ: o işi | وَمَا: ve | كُنْتَ: değildin | مِنَ: -den | الشَّاهِدِينَ: görenler- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve | كنت KNT sen değildin | بجانب BCENB tarafında | الغربي ELĞRBY batı | إذ ÎZ̃ vakit | قضينا GŽYNE yaptığımız | إلى ÎL | موسى MWS Musa'ya | الأمر ELÊMR o işi | وما WME ve | كنت KNT değildin | من MN -den | الشاهدين ELŞEHD̃YN görenler- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve | kunte: sen değildin | bicānibi: tarafında | l-ğarbiyyi: batı | : vakit | ḳaDeynā: yaptığımız | ilā: | mūsā: Musa'ya | l-emra: o işi | ve mā: ve | kunte: değildin | mine: -den | ş-şāhidīne: görenler- |
Kırık Meal (Transcript) : |WME: ve | KNT: sen değildin | BCENB: tarafında | ELĞRBY: batı | ÎZ̃: vakit | GŽYNE: yaptığımız | ÎL: | MWS: Musa'ya | ELÊMR: o işi | WME: ve | KNT: değildin | MN: -den | ELŞEHD̃YN: görenler- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Mûsâ'ya o emri verip takdîrimizi yerine getirdiğimiz zaman sen, ne batı tarafındaydın, ne de görüyordun onu.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.
Ahmed Hulusi : Sen batı tarafında değildin biz Musa'ya o emri hükmettiğimizde. . . Şahitlerden de değildin.
Ahmet Tekin : Rasulüm, Mûsâ’ya, peygamberliği ve İsrâiloğulları’nı yönetme görevini, vahiy ve Tevrat ile bildirerek kesinleştirdiğimiz zaman, sen, Tûr’un (dağın) batı yamacında bulunmuyordun. O devirde yaşayıp da, hâdiseyi öğrenenlerden de değilsin.
Ahmet Varol : Biz Musa'ya o işi (görevi) verdiğimizde sen (vadinin) batı tarafında değildin. Sen (olaya) şahit olanlardan da değildin.
Ali Bulaç : Musa'ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur'un) batı yanında değildin ve (buna) şahid olanlardan da değildin.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), biz Mûsa’ya (Firavun’a gitmesine dair) o emri vahy ettiğimiz zaman sen Tûr dağının yakasında değildin (orada bulunmuyordun). Şahidlerden de değildin.
Bekir Sadak : Musa'ya hukmumuzu bildirdigimiz zaman, sen bati yonunde, (Musa'yi bekleyenler arasinda) degildin, onu gorenler arasinda da yoktun.
Celal Yıldırım : (Ey Muhammed !) Biz, Musâ' ya emri vahyedip yerine getirdiğimizde sen Tûr'un batı yanında değildin ve sen (o olaya) şâhidlerden de değildin.
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Mûsâ’ya o emri verdiğimiz zaman sen (vadinin) batı tarafında değildin. (O olayı) görenlerden de değildin.
Diyanet İşleri (eski) : Musa'ya hükmümüzü bildirdiğimiz zaman, sen batı yönünde, (Musa'yı bekleyenler arasında) değildin, onu görenler arasında da yoktun.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.
Edip Yüksel : Musa'ya emri ilettiğimiz zaman sen batı tarafında bulunmuyordun; sen tanık değildin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Resulüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden değildin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Musa'ya o emri vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyordun, olayı görenlerden de değildin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sen ise Musâya o emri kaza ettiğimiz sıra canibi garbîde değildin, o şâhidlerden de değildin
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed! Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz zaman sen mukaddes vadinin batı tarafında değildin, onu görenlerden de değildin.
Gültekin Onan : Musa'ya o buyruğu gerçekleştirdiğimiz (kaza) zaman, sen (Tur'un) batı yanında değildin ve (buna) şahid olanlardan da değildin.
Hakkı Yılmaz : Ve Mûsâ'ya o emri gerçekleştirdiğimiz sırada sen batı yönünde değildin. Hazır bulunanlardan, görenlerden de değildin.
Hasan Basri Çantay : Musâya o emri vahyetdiğimiz vakit (Habîbim) sen batı tarafında (haazır) değildin, görenlerden de değildin.
Hayrat Neşriyat : (Ey Habîbim!) Hâlbuki Mûsâ’ya o emri vahyettiğimiz zaman, (sen, Tûr’un) batı tarafında değildin, (buna) şâhid olanlardan da değildin!
İbni Kesir : Musa'ya buyruğumuzu bildirdiğimiz vakit, batı yönünde değildin sen. Görenlerden de olmamıştın.
İskender Evrenosoğlu : Ve sen (ey Muhammed)! Musa'ya emri kada ettiğimiz zaman, garb tarafında değildin. Ve sen, şahitlerden (olayı görenlerden) de değildin.
Muhammed Esed : İmdi, (sana gelince, ey Muhammed,) Biz Musa'ya Yasamızı bildirirken sen o kutlu vadinin batı yamacında değildin; (o'nun devrinde olup bitenlere) şahit olan kimseler arasında da bulunmuyordun;
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Mûsa'ya emri vahy ettiğimiz zaman sen (Tûr'un) batı tarafında değildin ve sen müşahede edenlerden de olmadın.
Ömer Öngüt : Resulüm! Musa'ya hükmümüzü bildirdiğimiz zaman, sen batı yönünde değildin. Onu görenler arasında da yoktun.
Şaban Piriş : Musa’ya emir verdiğimizde sen batı tarafında değildin. Gözünle de görmedin.
Suat Yıldırım : Sen ise ey Resulüm, Mûsa’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen o vâdinin batı tarafında bulunmuyordun. O devirde olup bitenlere şahit olanlardan da değildin.
Süleyman Ateş : Mûsâ'ya o işi yaptığımız (yani kendisine bildirmek istediğimiz işi ona vahyettiğimiz) vakit sen (Mukaddes Vâdinin) batı tarafında değildin, (o hâdiseyi) görenlerden de değildin.
Tefhim-ul Kuran : Musa'ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tûr'un) batı yanında değildin ve sen (buna) şahid olanlardan da değildin.
Ümit Şimşek : Biz Musa'ya emrimizi bildirirken sen vadinin batı tarafında değildin; orada olup bitenlere şahit olmadın.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz Mûsa'ya o emri vahyettiğimizde, sen batı tarafında değildin; olayı izleyenlerden de değildin.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}