» 28 / Kasas  7:

Kuran Sırası: 28
İniş Sırası: 49
Kisas Suresi = Hikayeler/Tarihi Vakalar Suresi
Ismini 25. ayetinde geçen kasas kelimesinden alimistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَوْحَيْنَا (WÊWḪYNE) = ve evHaynā : ve vahyettik
2. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
3. أُمِّ (ÊM) = ummi : annesine
4. مُوسَىٰ (MWS) = mūsā : Musa'nın
5. أَنْ (ÊN) = en : diye
6. أَرْضِعِيهِ (ÊRŽAYH) = erDiǐyhi : O(çocuğu)nu emzir
7. فَإِذَا (FÎZ̃E) = feiƶā : ne zaman ki
8. خِفْتِ (ḢFT) = ḣifti : korkarsan
9. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : başına bir şey gelmesinden
10. فَأَلْقِيهِ (FÊLGYH) = feelḳīhi : onu bırak
11. فِي (FY) = fī :
12. الْيَمِّ (ELYM) = l-yemmi : suya
13. وَلَا (WLE) = ve lā : ve
14. تَخَافِي (TḢEFY) = teḣāfī : korkma
15. وَلَا (WLE) = ve lā : ve
16. تَحْزَنِي (TḪZNY) = teHzenī : üzülme
17. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
18. رَادُّوهُ (RED̃WH) = rāddūhu : onu tekrar geri vereceğiz
19. إِلَيْكِ (ÎLYK) = ileyki : sana
20. وَجَاعِلُوهُ (WCEALWH) = ve cāǐlūhu : ve onu yapacağız
21. مِنَ (MN) = mine : -den
22. الْمُرْسَلِينَ (ELMRSLYN) = l-murselīne : elçiler-
ve vahyettik | | annesine | Musa'nın | diye | O(çocuğu)nu emzir | ne zaman ki | korkarsan | başına bir şey gelmesinden | onu bırak | | suya | ve | korkma | ve | üzülme | elbette biz | onu tekrar geri vereceğiz | sana | ve onu yapacağız | -den | elçiler- |

[WḪY] [] [EMM] [] [] [RŽA] [] [ḢWF] [] [LGY] [] [YMM] [] [ḢWF] [] [ḪZN] [] [RD̃D̃] [] [CAL] [] [RSL]
WÊWḪYNE ÎL ÊM MWS ÊN ÊRŽAYH FÎZ̃E ḢFT ALYH FÊLGYH FY ELYM WLE TḢEFY WLE TḪZNY ÎNE RED̃WH ÎLYK WCEALWH MN ELMRSLYN

ve evHaynā ilā ummi mūsā en erDiǐyhi feiƶā ḣifti ǎleyhi feelḳīhi l-yemmi ve lā teḣāfī ve lā teHzenī innā rāddūhu ileyki ve cāǐlūhu mine l-murselīne
وأوحينا إلى أم موسى أن أرضعيه فإذا خفت عليه فألقيه في اليم ولا تخافي ولا تحزني إنا رادوه إليك وجاعلوه من المرسلين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأوحينا و ح ي | WḪY WÊWḪYNE ve evHaynā ve vahyettik And We inspired
إلى | ÎL ilā [to]
أم ا م م | EMM ÊM ummi annesine (the) mother
موسى | MWS mūsā Musa'nın (of) Musa
أن | ÊN en diye that,
أرضعيه ر ض ع | RŽA ÊRŽAYH erDiǐyhi O(çocuğu)nu emzir """Suckle him,"
فإذا | FÎZ̃E feiƶā ne zaman ki but when
خفت خ و ف | ḢWF ḢFT ḣifti korkarsan you fear
عليه | ALYH ǎleyhi başına bir şey gelmesinden for him,
فألقيه ل ق ي | LGY FÊLGYH feelḳīhi onu bırak then cast him
في | FY in(to)
اليم ي م م | YMM ELYM l-yemmi suya the river
ولا | WLE ve lā ve and (do) not
تخافي خ و ف | ḢWF TḢEFY teḣāfī korkma fear
ولا | WLE ve lā ve and (do) not
تحزني ح ز ن | ḪZN TḪZNY teHzenī üzülme grieve.
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
رادوه ر د د | RD̃D̃ RED̃WH rāddūhu onu tekrar geri vereceğiz (will) restore him
إليك | ÎLYK ileyki sana to you
وجاعلوه ج ع ل | CAL WCEALWH ve cāǐlūhu ve onu yapacağız and (will) make him
من | MN mine -den of
المرسلين ر س ل | RSL ELMRSLYN l-murselīne elçiler- "the Messengers."""

28:7 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve vahyettik | | annesine | Musa'nın | diye | O(çocuğu)nu emzir | ne zaman ki | korkarsan | başına bir şey gelmesinden | onu bırak | | suya | ve | korkma | ve | üzülme | elbette biz | onu tekrar geri vereceğiz | sana | ve onu yapacağız | -den | elçiler- |

[WḪY] [] [EMM] [] [] [RŽA] [] [ḢWF] [] [LGY] [] [YMM] [] [ḢWF] [] [ḪZN] [] [RD̃D̃] [] [CAL] [] [RSL]
WÊWḪYNE ÎL ÊM MWS ÊN ÊRŽAYH FÎZ̃E ḢFT ALYH FÊLGYH FY ELYM WLE TḢEFY WLE TḪZNY ÎNE RED̃WH ÎLYK WCEALWH MN ELMRSLYN

ve evHaynā ilā ummi mūsā en erDiǐyhi feiƶā ḣifti ǎleyhi feelḳīhi l-yemmi ve lā teḣāfī ve lā teHzenī innā rāddūhu ileyki ve cāǐlūhu mine l-murselīne
وأوحينا إلى أم موسى أن أرضعيه فإذا خفت عليه فألقيه في اليم ولا تخافي ولا تحزني إنا رادوه إليك وجاعلوه من المرسلين

[و ح ي] [] [ا م م] [] [] [ر ض ع] [] [خ و ف] [] [ل ق ي] [] [ي م م] [] [خ و ف] [] [ح ز ن] [] [ر د د] [] [ج ع ل] [] [ر س ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأوحينا و ح ي | WḪY WÊWḪYNE ve evHaynā ve vahyettik And We inspired
Vav,,Vav,Ha,Ye,Nun,Elif,
6,,6,8,10,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā [to]
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أم ا م م | EMM ÊM ummi annesine (the) mother
,Mim,
,40,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
موسى | MWS mūsā Musa'nın (of) Musa
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"PN – nominative masculine proper noun → Musa"
اسم علم مرفوع
أن | ÊN en diye that,
,Nun,
,50,
INT – particle of interpretation
حرف تفسير
أرضعيه ر ض ع | RŽA ÊRŽAYH erDiǐyhi O(çocuğu)nu emzir """Suckle him,"
,Re,Dad,Ayn,Ye,He,
,200,800,70,10,5,
V – 2nd person feminine singular (form IV) imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل أمر والياء ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فإذا | FÎZ̃E feiƶā ne zaman ki but when
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
خفت خ و ف | ḢWF ḢFT ḣifti korkarsan you fear
Hı,Fe,Te,
600,80,400,
V – 2nd person feminine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليه | ALYH ǎleyhi başına bir şey gelmesinden for him,
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
فألقيه ل ق ي | LGY FÊLGYH feelḳīhi onu bırak then cast him
Fe,,Lam,Gaf,Ye,He,
80,,30,100,10,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person feminine singular (form IV) imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والياء ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY in(to)
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
اليم ي م م | YMM ELYM l-yemmi suya the river
Elif,Lam,Ye,Mim,
1,30,10,40,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ولا | WLE ve lā ve and (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تخافي خ و ف | ḢWF TḢEFY teḣāfī korkma fear
Te,Hı,Elif,Fe,Ye,
400,600,1,80,10,
V – 2nd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
ولا | WLE ve lā ve and (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تحزني ح ز ن | ḪZN TḪZNY teHzenī üzülme grieve.
Te,Ha,Ze,Nun,Ye,
400,8,7,50,10,
V – 2nd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
رادوه ر د د | RD̃D̃ RED̃WH rāddūhu onu tekrar geri vereceğiz (will) restore him
Re,Elif,Dal,Vav,He,
200,1,4,6,5,
N – nominative masculine plural active participle
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إليك | ÎLYK ileyki sana to you
,Lam,Ye,Kef,
,30,10,20,
P – preposition
PRON – 2nd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
وجاعلوه ج ع ل | CAL WCEALWH ve cāǐlūhu ve onu yapacağız and (will) make him
Vav,Cim,Elif,Ayn,Lam,Vav,He,
6,3,1,70,30,6,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural active participle
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN mine -den of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
المرسلين ر س ل | RSL ELMRSLYN l-murselīne elçiler- "the Messengers."""
Elif,Lam,Mim,Re,Sin,Lam,Ye,Nun,
1,30,40,200,60,30,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) passive participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَوْحَيْنَا: ve vahyettik | إِلَىٰ: | أُمِّ: annesine | مُوسَىٰ: Musa'nın | أَنْ: diye | أَرْضِعِيهِ: O(çocuğu)nu emzir | فَإِذَا: ne zaman ki | خِفْتِ: korkarsan | عَلَيْهِ: başına bir şey gelmesinden | فَأَلْقِيهِ: onu bırak | فِي: | الْيَمِّ: suya | وَلَا: ve | تَخَافِي: korkma | وَلَا: ve | تَحْزَنِي: üzülme | إِنَّا: elbette biz | رَادُّوهُ: onu tekrar geri vereceğiz | إِلَيْكِ: sana | وَجَاعِلُوهُ: ve onu yapacağız | مِنَ: -den | الْمُرْسَلِينَ: elçiler- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأوحينا WÊWḪYNE ve vahyettik | إلى ÎL | أم ÊM annesine | موسى MWS Musa'nın | أن ÊN diye | أرضعيه ÊRŽAYH O(çocuğu)nu emzir | فإذا FÎZ̃E ne zaman ki | خفت ḢFT korkarsan | عليه ALYH başına bir şey gelmesinden | فألقيه FÊLGYH onu bırak | في FY | اليم ELYM suya | ولا WLE ve | تخافي TḢEFY korkma | ولا WLE ve | تحزني TḪZNY üzülme | إنا ÎNE elbette biz | رادوه RED̃WH onu tekrar geri vereceğiz | إليك ÎLYK sana | وجاعلوه WCEALWH ve onu yapacağız | من MN -den | المرسلين ELMRSLYN elçiler- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve evHaynā: ve vahyettik | ilā: | ummi: annesine | mūsā: Musa'nın | en: diye | erDiǐyhi: O(çocuğu)nu emzir | feiƶā: ne zaman ki | ḣifti: korkarsan | ǎleyhi: başına bir şey gelmesinden | feelḳīhi: onu bırak | : | l-yemmi: suya | ve lā: ve | teḣāfī: korkma | ve lā: ve | teHzenī: üzülme | innā: elbette biz | rāddūhu: onu tekrar geri vereceğiz | ileyki: sana | ve cāǐlūhu: ve onu yapacağız | mine: -den | l-murselīne: elçiler- |
Kırık Meal (Transcript) : |WÊWḪYNE: ve vahyettik | ÎL: | ÊM: annesine | MWS: Musa'nın | ÊN: diye | ÊRŽAYH: O(çocuğu)nu emzir | FÎZ̃E: ne zaman ki | ḢFT: korkarsan | ALYH: başına bir şey gelmesinden | FÊLGYH: onu bırak | FY: | ELYM: suya | WLE: ve | TḢEFY: korkma | WLE: ve | TḪZNY: üzülme | ÎNE: elbette biz | RED̃WH: onu tekrar geri vereceğiz | ÎLYK: sana | WCEALWH: ve onu yapacağız | MN: -den | ELMRSLYN: elçiler- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Mûsâ'nın anasına, onu emzir, bir tehlikeye uğramasından ürkersen at onu nehre ve korkma, tasalanma, şüphe yok ki biz, onu sana tekrar veririz ve onu peygamberlere katar, peygamber yaparız diye vahyettik.
Adem Uğur : Musa'nın anasına: Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.
Ahmed Hulusi : Musa'nın anasına şöyle vahyettik: "Onu emzir. . . Onun hakkında korktuğunda da Onu nehre (Nil'e) bırak. . . Korkma, mahzun olma! Muhakkak ki biz Onu sana geri döndüreceğiz ve Onu Rasûllerden kılacağız. "
Ahmet Tekin : Biz Mûsâ’nın annesine: 'Onu emzir. Kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında, onu ırmağa, Nil’e bırak. Korkma, hüzünlenme. Biz onu tekrar sana vereceğiz. Onu özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberlerden biri olarak görevlendireceğiz.' diye ilham ettik.
Ahmet Varol : Musa'nın annesine: 'Onu emzir. Başına bir şey gelmesinden korkacak olursan onu denize [2] bırak. Korkma ve üzülme. Çünkü biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden yapacağız' diye vahyettik (ilham ettik).
Ali Bulaç : Musa'nın annesine: "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik).
Ali Fikri Yavuz : Mûsa’nın anasına şöyle ilham ettik: “- Bu çocuğu (Mûsa’yı) emzir; sonra öldürülmesinden korktuğun zaman, onu denize (Nil nehrine) bırakıver, boğulmasından korkma, ayrılığından kederlenme. Çünkü biz, muhakkak onu sana geri vereceğiz; ve kendisini peygamberlerden yapacağız.
Bekir Sadak : Musa'nin annesine: «Cocugu emzir, basina gelecekten korktugun zaman onu suya birak; korkma, uzulme; Biz suphesiz onu sana dondurecegiz ve peygamber yapacagiz» diye bildirmistik.
Celal Yıldırım : Musa'nın anasına : «Çocuğunu emzir, ona karşı (bir kötülük ve tecâvüzden) korktuğun zaman onu suya (Nil ırmağının akıntısına) atıver; korkma ve üzülme. Şüphen olmasın ki onu mutlaka sana döndüreceğiz ve onu tebliğ görevini yüklenen peygamberlerden kılacağız» diye ilhamda bulunduk.
Diyanet İşleri : Mûsâ’nın annesine, “Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil’e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız” diye ilham ettik.
Diyanet İşleri (eski) : Musa'nın annesine: 'Çocuğu emzir, başına gelecekten korktuğun zaman onu suya bırak; korkma, üzülme; Biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız' diye bildirmiştik.
Diyanet Vakfi : Musa'nın anasına: Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.
Edip Yüksel : Musa'nın annesine: 'Onu emzir, ancak ne zaman onun can güvenliğinden endişelenirsen onu ırmağa at. Korkma, üzülme. Biz onu sana döndürecek ve onu elçilerden biri yapacağız,' diye vahyettik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O esnada Musa'nın anasına «Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız» diye bildirdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O sırada Musa'nın annesine: «Onu emzir; ona zarar gelmesinden bir korku hissettiğinde, kendisini denize bırakıver ve artık korkup üzülme! Biz, muhakkak onu sana iade edeceğiz ve kendisini peygamberlerden biri yapacağız.» diye vahyettik.
Elmalılı Hamdi Yazır : O esnada Musânın anasına şu vahyi verdik: onu emzir, derken aleyhinde bir korku hissettin mi o vakıt onu deryaya bırakıver, hem korkma ve mahzun olma, biz muhakkak onu sana iade edeceğiz ve kendisini mürselînden yapacağız
Fizilal-il Kuran : Musa'nın annesine, «Çocuğu emzir. Başına bir şey gelmesinden korkuyorsan bir sandık içinde suya bırak, korkma, üzülme, biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamber yapacağım» diye bildirmiştik.
Gültekin Onan : Musa'nın annesine: "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan onu suya bırak, korkma ve üzülme, çünkü onu biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçi)lerden kılacağız diye vahyettik.
Hakkı Yılmaz : Ve Biz Mûsâ'nın anasına vahyettik: “Onu emzir. Eğer o'nun için korkarsan o'nu nehre bırakıver, korkma ve üzülme. Şüphesiz Biz o'nu sana döndüreceğiz ve kendisini elçilerden biri yapacağız.”
Hasan Basri Çantay : Musânın anasına: «Onu emzir, ona karşı sana bir tehlike gelirse kendisini denize bırak, (boğulacağından) korkma, (firakından) kederlenme. Çünkü biz onu yine sana geri döndüreceğiz. Hem onu peygamberlerden biri de yapacağız» diye vahyetdik.
Hayrat Neşriyat : Mûsâ’nın annesine ise: 'Onu emzir; artık onun hakkında (başına bir şey gelmesinden) korktuğun zaman, o takdirde onu denize (Nîl’e) bırak; ve korkma, hem üzülme! Çünki biz, onu sana geri verecekleriz ve onu peygamberlerden yapacak olanlarız' diye ilhâm ettik.
İbni Kesir : Musa'nın annesine: Onu emzir. Başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu suya bırak. Korkma, üzülme, şüphesiz onu, Biz; sana döndürecek ve peygamber yapacağız, diye vahyettik.
İskender Evrenosoğlu : Ve Musa (A.S)'ın annesine şöyle vahyettik: "Onu emzirmesini ve onun için korktuğu zaman onu nehre atmasını (bırakmasını). Ve sen korkma, mahzun olma (üzülme). Muhakkak ki Biz, onu sana döndüreceğiz. Ve onu mürselinlerden (resûllerden) kılacağız."
Muhammed Esed : Ve bunun içindir ki, (Musa doğduğu zaman,) annesine: "Onu (bir süre) emzir" diye ilham ettik, "ama o'nun başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman o'nu nehrin sularına bırak; ve (o'nun için) korkma, üzülme; çünkü Biz o'nu sana geri getireceğiz ve kendisini elçilerimizden bir elçi yapacağız!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Mûsa'nın validesine de ilham ettik ki: «O'nu emzir, O'nun üzerine korkunca da O'nu denize bırak ve korkma ve mahzun olma, şüphe yok ki, Biz O'nu sana geri döndüreceğiz ve O'nu peygamberlerden kılacağız.»
Ömer Öngüt : Musa'nın annesine şöyle vahyettik: “Çocuğunu emzir. Başına bir şey gelmesinden korkuyorsan onu suya bırak. Korkma, üzülme! Biz onu sana tekrar geri vereceğiz ve onu peygamber yapacağız. ”
Şaban Piriş : Musa’nın annesine: -Onu emzir, onun için korktuğun zaman onu nehre at. Korkma ve üzülme. Biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız, diye vahyettik.
Suat Yıldırım : Bunun içindir ki Mûsâ dünyaya gelince annesine şöyle ilham ettik: "Onu bir süre emzir, şayet onun başına bir şey geleceğinden endişe edersen, ırmağa bırak, hiç endişe etme, hiç üzülme; zira Biz onu sana kavuşturacağız ve onu resullerden yapacağız."
Süleyman Ateş : Mûsâ'nın annesine, "O (çocuğu)nu emzir, başına bir şey gelmesinden korkuyorsan (bir sandık içinde) onu suya bırak, korkma, üzülme biz onu tekrar sana geri vereceğiz ve onu elçilerden yapacağız." diye vahyettik.
Tefhim-ul Kuran : Musa'nın annesine: «Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, bu durumda onu suya bırak, korkma ve hüzne kapılma; çünkü onu biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız» diye vahyettik (bildirdik).
Ümit Şimşek : Böylece, Musa'nın annesine 'Onu emzir,' diye vahyettik. 'Başına birşey gelmesinden korktuğun zaman onu deryaya bırak. Korkma ve üzülme; Biz sana onu kavuşturacağız ve onu peygamber yapacağız.'
Yaşar Nuri Öztürk : Mûsa'nın annesine şunu vahyettik: "Emzir onu! Onun aleyhinde bir korku hissedince de nehire bırakıver onu. Korkma, üzülme! Kuşkun olmasın ki, biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu resullerden biri yapacağız."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}