Zuhruf Suresi = Mücevher/Gösteris-Süsler Suresi ismini 35. ayetinde Allah’in verdigi ifade edilen altin-gümüs gibi süslerin sadece bu dünya hayatinin mali oldugunun ifade edilmesinden almistir.
CONJ – prefixed conjunction wa (and) ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun الواو عاطفة حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
EMPH – emphatic prefix lām V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine plural object pronoun اللام لام التوكيد فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن
|
AN
ǎni
-dan
from
Ayn,Nun, 70,50,
P – preposition حرف جر
السبيل
س ب ل | SBL
ELSBYL
s-sebīli
yol-
the Path
Elif,Lam,Sin,Be,Ye,Lam, 1,30,60,2,10,30,
N – genitive masculine noun اسم مجرور
ويحسبون
ح س ب | ḪSB
WYḪSBWN
ve yeHsebūne
fakat sanırlar
and they think
Vav,Ye,Ha,Sin,Be,Vav,Nun, 6,10,8,60,2,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنهم
|
ÊNHM
ennehum
bunlar
that they
,Nun,He,Mim, ,50,5,40,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
مهتدون
ه د ي | HD̃Y
MHTD̃WN
muhtedūne
doğru yolda olduklarını
(are) guided.
Mim,He,Te,Dal,Vav,Nun, 40,5,400,4,6,50,
N – nominative masculine plural (form VIII) active participle اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنَّهُمْ: elbette onlar | لَيَصُدُّونَهُمْ: onları engellerler | عَنِ: -dan | السَّبِيلِ: yol- | وَيَحْسَبُونَ: fakat sanırlar | أَنَّهُمْ: bunlar | مُهْتَدُونَ: doğru yolda olduklarını |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإنهم WÎNHMelbette onlar | ليصدونهم LYṦD̃WNHMonları engellerler | عن AN-dan | السبيل ELSBYLyol- | ويحسبون WYḪSBWNfakat sanırlar | أنهم ÊNHMbunlar | مهتدون MHTD̃WNdoğru yolda olduklarını |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve innehum: elbette onlar | leyeSuddūnehum: onları engellerler | ǎni: -dan | s-sebīli: yol- | ve yeHsebūne: fakat sanırlar | ennehum: bunlar | muhtedūne: doğru yolda olduklarını |
Kırık Meal (Transcript) : |WÎNHM: elbette onlar | LYṦD̃WNHM: onları engellerler | AN: -dan | ELSBYL: yol- | WYḪSBWN: fakat sanırlar | ÊNHM: bunlar | MHTD̃WN: doğru yolda olduklarını |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve şüphe yok ki Şeytanlar, onları yoldan çıkarır ve şüphe yok ki doğru yolu bulduklarını sanırlar.
Adem Uğur : Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki bunlar onları (hakikate erme) yolundan alıkoyarlar da, onlar hâlâ kendilerinin doğru yolda olduklarını zannederler!
Ahmet Tekin : Şeytanlar, şeytanî güçler onları doğru yoldan alıkorlar. Onlar da, kendilerinin doğru yolda olduğunu sanırlar.
Ahmet Varol : Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkoyarlar, bunlarsa kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Ali Bulaç : Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.
Ali Fikri Yavuz : Muhakkak ki bu şeytanlar, onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin hidayete erdirildiklerini sanırlar.
Bekir Sadak : suphesiz onlar bunlari yoldan alikorlar, bunlar da dogru yola eristiklerini sanarlar.
Celal Yıldırım : Ve gerçekten onlar, bunları doğru yoldan alıkorlar da bunlar, doğru yolda bulunduklarını sanırlar.
Diyanet İşleri : Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.
Diyanet İşleri (eski) : Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkorlar, bunlar da doğru yola eriştiklerini sanırlar.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Edip Yüksel : Nitekim onları yoldan çıkarırlar. Buna rağmen onlar doğru yolda olduklarını sanırlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Muhakkak onlar (şeytanlar) onları yoldan çıkarırlar, onlar ise onları doğru sanırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve her halde onlar onları yoldan çıkarırlar, onlar ise onları doğru sanırlar
Fizilal-il Kuran : O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.
Gültekin Onan : Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.
Hakkı Yılmaz : (36,37) "Ve her kim Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] öğüdünden, anılmasından körleşirse Biz ona bir şeytan musallat ederiz de artık o, onun için akrandır/ yandaştır; ve şüphesiz ki yandaşlar/ akranlar, körleşenleri Yol'dan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin kılavuzlandıkları doğru yolda olduklarını sanırlar. "
Hasan Basri Çantay : Şübhesiz ki bunlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendi lerinin hidâyete erdirilmiş olduklarını sanırlar.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki şübhesiz onlar (o şeytanlar), bunları mutlaka (doğru) yoldan çıkarırlar da,(o kâfirler) gerçekten kendilerinin hidâyete erdirilmiş kimseler olduklarını sanırlar.
İbni Kesir : Şüphesiz ki onlar da bunları yoldan çıkarırlar. Bunlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve muhakkak ki onlar (şeytanlar), onları mutlaka (Allah'ın) yolundan men ederler (alıkoyarlar). Ve onlar kendilerinin hidayette olduğunu sanırlar.
Muhammed Esed : Bu (şeytani dürtüler) böylelerini (hakikat) yolundan alıkoyar ve bunlar kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve şüphe yok ki, bunlar, onları herhalde doğru yoldan çıkarırlar. Ve onlar da zannederler ki, kendileri şüphe yok hidâyete erdirilmişlerdir.
Ömer Öngüt : Hiç şüphesiz ki şeytanlar o insanları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda bulunduklarını, hidayete erdirilmiş olduklarını zannederler.
Şaban Piriş : Onlar, bunları yoldan çıkarırlar da, yine de kendilerini doğru yolda sanırlar.
Suat Yıldırım : Bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar, ama onlar kendilerinin hâlâ doğru yolda olduklarını sanırlar.
Süleyman Ateş : O (şeyta)nlar onları yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.
Tefhim-ul Kuran : Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanıp sayarlar.
Ümit Şimşek : Şeytanlar onları yoldan çıkarır; onlar ise kendilerini doğru yolda bilirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]