Zuhruf Suresi = Mücevher/Gösteris-Süsler Suresi ismini 35. ayetinde Allah’in verdigi ifade edilen altin-gümüs gibi süslerin sadece bu dünya hayatinin mali oldugunun ifade edilmesinden almistir.
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
له
|
LH
lehu
O'na
to Him
Lam,He, 30,5,
P – prefixed preposition lām PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
من
|
MN
min
-ndan
from
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
عباده
ع ب د | ABD̃
ABED̃H
ǐbādihi
kulları-
His slaves
Ayn,Be,Elif,Dal,He, 70,2,1,4,5,
N – genitive masculine plural noun PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
جزءا
ج ز ا | CZE
CZÙE
cuz'en
bir parça
a portion.
Cim,Ze,,Elif, 3,7,,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
إن
|
ÎN
inne
gerçekten
Indeed,
,Nun, ,50,
ACC – accusative particle حرف نصب
الإنسان
ا ن س | ENS
ELÎNSEN
l-insāne
insan
man
Elif,Lam,,Nun,Sin,Elif,Nun, 1,30,,50,60,1,50,
N – accusative masculine noun اسم منصوب
لكفور
ك ف ر | KFR
LKFWR
lekefūrun
bir nankördür
surely (is) clearly ungrateful.
Lam,Kef,Fe,Vav,Re, 30,20,80,6,200,
EMPH – emphatic prefix lām N – nominative masculine singular indefinite noun اللام لام التوكيد اسم مرفوع
مبين
ب ي ن | BYN
MBYN
mubīnun
apaçık
surely (is) clearly ungrateful.
Mim,Be,Ye,Nun, 40,2,10,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |وَجَعَلُوا: ve tasarladılar | لَهُ: O'na | مِنْ: -ndan | عِبَادِهِ: kulları- | جُزْءًا: bir parça | إِنَّ: gerçekten | الْإِنْسَانَ: insan | لَكَفُورٌ: bir nankördür | مُبِينٌ: apaçık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وجعلوا WCALWEve tasarladılar | له LHO'na | من MN-ndan | عباده ABED̃Hkulları- | جزءا CZÙEbir parça | إن ÎNgerçekten | الإنسان ELÎNSENinsan | لكفور LKFWRbir nankördür | مبين MBYNapaçık |
Kırık Meal (Okunuş) : |veceǎlū: ve tasarladılar | lehu: O'na | min: -ndan | ǐbādihi: kulları- | cuz'en: bir parça | inne: gerçekten | l-insāne: insan | lekefūrun: bir nankördür | mubīnun: apaçık |
Kırık Meal (Transcript) : |WCALWE: ve tasarladılar | LH: O'na | MN: -ndan | ABED̃H: kulları- | CZÙE: bir parça | ÎN: gerçekten | ELÎNSEN: insan | LKFWR: bir nankördür | MBYN: apaçık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve bâzı kullarının, onun bir parçası olduğuna, ondan vücuda geldiğine hükmettiler, gerçekten de insan, apaçık bir nankördür elbet.
Adem Uğur : Ama onlar, kullarından bir kısmını, O'nun bir cüzü kıldılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.
Ahmed Hulusi : O'na, O'nun kullarından bir cüz kıldılar (Ahad üs Samed oluşunu inkâr ile onu cüzlerden oluşmuş kabul ederek çocuğu olduğunu ileri sürdüler). . . Muhakkak ki insan apaçık bir nankördür!
Ahmet Tekin : Onlar, kullarından bir kısmına, Allah’ın akrabası, yakını yakıştırmasında bulundular. İnsan, gerçekten çok nankördür, açıkça azgın kâfirdir.
Ahmet Varol : (Böyleyken) kullarından O'na bir parça nisbet ettiler. [1] Doğrusu insan apaçık bir nankördür.
Ali Bulaç : (Buna rağmen) Kendi kullarından O'na bir parça kılıp yakıştırdılar. Doğrusu insan, açıkça bir nankördür.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm o kâfirlere, gökleri ve yeri yaratan kimdir? diye sorsan, “Allah’dır” derler. Bununla beraber tuttular), O’na kullarından bir çocuk isnad ettiler (Melekler Allah’ın kızlarıdır, dediler). Gerçekten insan, küfrü aşikâr bir nankördür.
Bekir Sadak : Ama inkarcilar O'na cocuk isnat ettiler. Insan gercekten apacik nankordur. *
Celal Yıldırım : (İnkarcı putperestler ve azgın sapıklar) ise, Allah'a O'nun kullarından bir cüz' (çocuk) yakıştırdılar. Şüphesiz insan (genellikle) açıktan inkarcı ve çok nankördür. (Ancak Allah'ın korudukları müstesna).
Diyanet İşleri : Böyle iken (“melekler Allah’ın kızlarıdır” demek suretiyle) kullarından bir kısmını O’nun parçası saydılar. Şüphesiz insan apaçık bir nankördür.
Diyanet İşleri (eski) : Ama inkarcılar O'na çocuk isnat ettiler. İnsan gerçekten apaçık nankördür.
Diyanet Vakfi : Ama onlar, kullarından bir kısmını, O'nun bir cüzü kıldılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.
Edip Yüksel : Kullarından bazılarını O'na bir pay olarak ayırdılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Buna rağmen insanlar, Allah'ın kullarından bir kısmını O'nun bir parçası saydılar. Gerçekten de insan apaçık bir nankördür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Böyle iken tuttular kullarından ona bir cüz tasladılar (bir kısmını O'nun bir parçası saydılar). Gerçekten insan çok nankör, açık bir küfürbazdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Öyle iken tuttular kullarından ona bir cüz tasladılar, hakıkat insan çok nankör, açık bir küfürbazdır
Fizilal-il Kuran : Böyle iken kafirler Allah'a çocuk isnad ettiler. İnsan gerçekten apaçık nankördür, gerçeği inkar eder.
Gültekin Onan : (Buna rağmen) Kendi kullarından O'na bir parça kılıp yakıştırdılar. Doğrusu insan açıkça bir kafirdir.
Hakkı Yılmaz : Ve onlar, O'nun için Kendi kullarından bir parça kabüllendiler. Şüphesiz şu insan kesinlikle apaçık bir nankördür.
Hasan Basri Çantay : (Böyle iken) kullarından kimi Ona bir cüz' isnâd etdiler. Hakıykat, insan açıkça küfürbazdır!
Hayrat Neşriyat : Ama (onlar) kullarından bir kısmını (Îsâ, Üzeyr O’nun çocuğudur, meleklerkızlarıdır diye) O’na bir cüz’ saydılar. Doğrusu insan apaçık bir nankördür.
İbni Kesir : Ama onlar; kullarından bir kısmını, O'nun bir parçası saydılar. İnsan, gerçekten apaçık bir nankördür.
İskender Evrenosoğlu : Ve O'na, kullarından bir kısmını isnad ettiler. Muhakkak ki insan, mutlaka apaçık inkâr edicidir.
Muhammed Esed : Ama hala O'na bir çocuk yakıştırırlar, üstelik yarattıklarından birini! Belli ki, (böyle düşünen) insan şükretmeyi terk etmiş bir nankördür!
Ömer Nasuhi Bilmen : (14-15) «Ve şüphe yok ki, biz Rabbimize elbette dönüp gidicileriz.» Öyle iken onun için kullarından bir cüz isnat ettiler. Şüphe yok ki, (bu gibi bir) insan elbette apaçık bir küfürbazdır.
Ömer Öngüt : Kullarından bir kısmını O'nun bir cüz'ü kıldılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür.
Şaban Piriş : (Buna rağmen) O’na, kendi kullarından bir parça yakıştırdılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür.
Suat Yıldırım : Öyle iken, müşrikler tuttular kullarından bir kısmını O’nun cüz’ü (parçası) saydılar. Gerçekten insan çok nankördür.
Süleyman Ateş : Tuttular, O'na kullarından bir parça tasarladılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.
Tefhim-ul Kuran : (Buna rağmen) Kendi kullarından O'na bir parça kılıp yakıştırdılar. Doğrusu insan, açıkça bir nankördür.
Ümit Şimşek : Fakat onlar, kullarından bir kısmını, Allah'ın bir parçası saydılar. Doğrusu, insan apaçık bir nankördür.
Yaşar Nuri Öztürk : Kullarından O'na bir pay çıkardılar/bir parça isnat ettiler. Hiç kuşkusuz, insan apaçık bir nankördür.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]