» 43 / Zuhruf  24:

Kuran Sırası: 43
İniş Sırası: 63
Zuhruf Suresi = Mücevher/Gösteris-Süsler Suresi
ismini 35. ayetinde Allah’in verdigi ifade edilen altin-gümüs gibi süslerin sadece bu dünya hayatinin mali oldugunun ifade edilmesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
2. أَوَلَوْ (ÊWLW) = evelev : şayet
3. جِئْتُكُمْ (CÙTKM) = ci'tukum : ben size getirsem de mi?
4. بِأَهْدَىٰ (BÊHD̃) = biehdā : daha doğrusunu
5. مِمَّا (MME) = mimmā : şeyden
6. وَجَدْتُمْ (WCD̃TM) = vecedtum : bulduğunuz
7. عَلَيْهِ (ALYH) = ǎleyhi : üzerinde
8. ابَاءَكُمْ ( ËBEÙKM) = ābā'ekum : babalarınızı
9. قَالُوا (GELWE) = ḳālū : dediler
10. إِنَّا (ÎNE) = innā : doğrusu biz
11. بِمَا (BME) = bimā : şeyi
12. أُرْسِلْتُمْ (ÊRSLTM) = ursiltum : sizinle gönderilen
13. بِهِ (BH) = bihi : onu
14. كَافِرُونَ (KEFRWN) = kāfirūne : inkar ediyoruz
dedi | şayet | ben size getirsem de mi? | daha doğrusunu | şeyden | bulduğunuz | üzerinde | babalarınızı | dediler | doğrusu biz | şeyi | sizinle gönderilen | onu | inkar ediyoruz |

[GWL] [] [CYE] [HD̃Y] [] [WCD̃] [] [EBW] [GWL] [] [] [RSL] [] [KFR]
GEL ÊWLW CÙTKM BÊHD̃ MME WCD̃TM ALYH ËBEÙKM GELWE ÎNE BME ÊRSLTM BH KEFRWN

ḳāle evelev ci'tukum biehdā mimmā vecedtum ǎleyhi ābā'ekum ḳālū innā bimā ursiltum bihi kāfirūne
قال أولو جئتكم بأهدى مما وجدتم عليه آباءكم قالوا إنا بما أرسلتم به كافرون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi He said,
أولو | ÊWLW evelev şayet """Even if"
جئتكم ج ي ا | CYE CÙTKM ci'tukum ben size getirsem de mi? I brought you
بأهدى ه د ي | HD̃Y BÊHD̃ biehdā daha doğrusunu better guidance
مما | MME mimmā şeyden than what
وجدتم و ج د | WCD̃ WCD̃TM vecedtum bulduğunuz you found
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinde on it
آباءكم ا ب و | EBW ËBEÙKM ābā'ekum babalarınızı "your forefathers?"""
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler They said,
إنا | ÎNE innā doğrusu biz """Indeed, we"
بما | BME bimā şeyi with what
أرسلتم ر س ل | RSL ÊRSLTM ursiltum sizinle gönderilen you are sent
به | BH bihi onu with [it]
كافرون ك ف ر | KFR KEFRWN kāfirūne inkar ediyoruz "(are) disbelievers."""

43:24 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi | şayet | ben size getirsem de mi? | daha doğrusunu | şeyden | bulduğunuz | üzerinde | babalarınızı | dediler | doğrusu biz | şeyi | sizinle gönderilen | onu | inkar ediyoruz |

[GWL] [] [CYE] [HD̃Y] [] [WCD̃] [] [EBW] [GWL] [] [] [RSL] [] [KFR]
GEL ÊWLW CÙTKM BÊHD̃ MME WCD̃TM ALYH ËBEÙKM GELWE ÎNE BME ÊRSLTM BH KEFRWN

ḳāle evelev ci'tukum biehdā mimmā vecedtum ǎleyhi ābā'ekum ḳālū innā bimā ursiltum bihi kāfirūne
قال أولو جئتكم بأهدى مما وجدتم عليه آباءكم قالوا إنا بما أرسلتم به كافرون

[ق و ل] [] [ج ي ا] [ه د ي] [] [و ج د] [] [ا ب و] [ق و ل] [] [] [ر س ل] [] [ك ف ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GWL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أولو | ÊWLW evelev şayet """Even if"
,Vav,Lam,Vav,
,6,30,6,
INTG – prefixed interrogative alif
SUP – prefixed supplemental particle
COND – conditional particle
الهمزة همزة استفهام
الواو زائدة
حرف شرط
جئتكم ج ي ا | CYE CÙTKM ci'tukum ben size getirsem de mi? I brought you
Cim,,Te,Kef,Mim,
3,,400,20,40,
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بأهدى ه د ي | HD̃Y BÊHD̃ biehdā daha doğrusunu better guidance
Be,,He,Dal,,
2,,5,4,,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine singular noun
جار ومجرور
مما | MME mimmā şeyden than what
Mim,Mim,Elif,
40,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
وجدتم و ج د | WCD̃ WCD̃TM vecedtum bulduğunuz you found
Vav,Cim,Dal,Te,Mim,
6,3,4,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinde on it
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
آباءكم ا ب و | EBW ËBEÙKM ābā'ekum babalarınızı "your forefathers?"""
,Be,Elif,,Kef,Mim,
,2,1,,20,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قالوا ق و ل | GWL GELWE ḳālū dediler They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إنا | ÎNE innā doğrusu biz """Indeed, we"
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
بما | BME bimā şeyi with what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
أرسلتم ر س ل | RSL ÊRSLTM ursiltum sizinle gönderilen you are sent
,Re,Sin,Lam,Te,Mim,
,200,60,30,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والتاء ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
به | BH bihi onu with [it]
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
كافرون ك ف ر | KFR KEFRWN kāfirūne inkar ediyoruz "(are) disbelievers."""
Kef,Elif,Fe,Re,Vav,Nun,
20,1,80,200,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi | أَوَلَوْ: şayet | جِئْتُكُمْ: ben size getirsem de mi? | بِأَهْدَىٰ: daha doğrusunu | مِمَّا: şeyden | وَجَدْتُمْ: bulduğunuz | عَلَيْهِ: üzerinde | ابَاءَكُمْ: babalarınızı | قَالُوا: dediler | إِنَّا: doğrusu biz | بِمَا: şeyi | أُرْسِلْتُمْ: sizinle gönderilen | بِهِ: onu | كَافِرُونَ: inkar ediyoruz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi | أولو ÊWLW şayet | جئتكم CÙTKM ben size getirsem de mi? | بأهدى BÊHD̃ daha doğrusunu | مما MME şeyden | وجدتم WCD̃TM bulduğunuz | عليه ALYH üzerinde | آباءكم ËBEÙKM babalarınızı | قالوا GELWE dediler | إنا ÎNE doğrusu biz | بما BME şeyi | أرسلتم ÊRSLTM sizinle gönderilen | به BH onu | كافرون KEFRWN inkar ediyoruz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi | evelev: şayet | ci'tukum: ben size getirsem de mi? | biehdā: daha doğrusunu | mimmā: şeyden | vecedtum: bulduğunuz | ǎleyhi: üzerinde | ābā'ekum: babalarınızı | ḳālū: dediler | innā: doğrusu biz | bimā: şeyi | ursiltum: sizinle gönderilen | bihi: onu | kāfirūne: inkar ediyoruz |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi | ÊWLW: şayet | CÙTKM: ben size getirsem de mi? | BÊHD̃: daha doğrusunu | MME: şeyden | WCD̃TM: bulduğunuz | ALYH: üzerinde | ËBEÙKM: babalarınızı | GELWE: dediler | ÎNE: doğrusu biz | BME: şeyi | ÊRSLTM: sizinle gönderilen | BH: onu | KEFRWN: inkar ediyoruz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Peygamber, onlara, ben dedi, atalarınızdan bulduğunuz dinden daha doğru bir dinle gelsem de gene atalarınızın yoluna mı gideceksiniz? Şüphe yok ki biz dediler, sizin gönderildiğiniz şeyleri zâten inkâr etmedeyiz.
Adem Uğur : Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz.
Ahmed Hulusi : (Hz. Rasûlullâh) dedi ki: "Eğer size, atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha doğruyu getirmişsem de mi?" Dediler ki: "İrsâl olunduğun bilgiyi reddederiz!"
Ahmet Tekin : Gönderilen uyarıcı: 'Eğer size, bildiğiniz, gördüğünüz babalarınızın yolundan, hayat tarzından daha doğrusunu, hak olanını getirmişsem de mi, bana uymazsınız?' deyince, onlar: 'Biz sizin özgürce tebliğ ile görevlendirildiğiniz dini kabul etmiyoruz, inkâr ediyoruz' dediler.
Ahmet Varol : (Peygamberlerin her biri): 'Ya ben size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirdiysem?' dedi. Onlar: 'Doğrusu biz sizinle gönderileni inkâr edenleriz' dediler.
Ali Bulaç : (O peygamberlerden her biri de şöyle) Demiştir: "Ben size atalarınızı üstünde bulduğunuz şeyden daha doğru olanını getirmiş olsam da mı?" Onlar da demişlerdi ki: "Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeye kafir olanlarız."
Ali Fikri Yavuz : (Her peygamber de ümmetine şöyle) demişti: “Atalarınızı, üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu size getirdimse de mi? (bunu kabul etmiyeceksiniz?)” Onlar da dediler ki: “- Biz, sizin peygamber olarak getirdiğiniz şeylere inanmıyoruz.”
Bekir Sadak : Gonderilen uyarici: «Eger size, babalarinizi uzerinde buldugunuz dinden daha dogrusunu getirmis isem de mi bana uymazsiniz?» derdi. Onlar: «Dogrusu sizinle gonderilen seyi inkar ediyoruz» derlerdi.
Celal Yıldırım : (Uyarıcı peygamber onlara): «Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirecek olsam da mı ?» dedi. «Biz, şüpheniz olmasın ki, sizinle gönderileni inkâr edip tanımıyoruz,» diye cevap verdiler.
Diyanet İşleri : (Gönderilen uyarıcı,) “Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?” dedi. Onlar, “Biz kesinlikle sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Gönderilen uyarıcı: 'Eğer size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş isem de mi bana uymazsınız?' dedi. Onlar: 'Doğrusu sizinle gönderilen şeyi inkar ediyoruz' dediler.
Diyanet Vakfi : Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz.
Edip Yüksel : O da, 'Size, atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha doğrusunu getirmiş isem de mi?' derdi. Onlar da, 'Sizin getirdiğiniz mesajı inkar ediyoruz,' derlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gönderilen uyarıcı; «Eğer size babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem de mi bana uymazsınız?» deyince, onlar: «Gerçekten biz sizin tebliğ için gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz.» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (Uyarıcı): «Size atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha doğrusunu getirdimse de mi?» deyince, onlar: «Biz sizin gönderildiğiniz şeylere inanmıyoruz» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya, dedi: size atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha doğrusunu getirdimse de mi? Ha! dediler: biz o sizin gönderildiğiniz şeylere inanmıyoruz
Fizilal-il Kuran : Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş olsam da yine babalarınızın yolunu mu tutacaksınız? deyince, dediler ki: «Doğrusu biz seninle gönderileni inkar ediyoruz.»
Gültekin Onan : (O peygamberlerden her biri de şöyle) Demiştir: "Ben size atalarınızı üstünde bulduğunuz şeyden daha doğru olanını getirmiş olsam da mı?" Onlar da demişlerdi ki: "Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeye kafir olanlarız."
Hakkı Yılmaz : "Gönderilen uyarıcı; “Eğer size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmişsem de mi?” dedi. Onlar: “Şüphesiz biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi bilerek reddedenleriz/ inanmayanlarız” dediler. "
Hasan Basri Çantay : (O peygamberlerden her biri şöyle) dedi: «Ben, atalarınızı üstünde bulunduğunuzdan daha doğrusunu size getirdimse de mi»? Onlar da «Biz, dediler, o sizin gönderildiğiniz şeylere (doğru da olsa) küfr edicileriz».
Hayrat Neşriyat : (Peygamberleri onlara:) '(Ben) size, atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?' dedi. (Onlar:) 'Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr edicileriz' dediler.
İbni Kesir : Şayet size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmişsem; yine mi bana uymazsınız? deyince, dediler ki: Doğrusu sizin gönderildiğiniz şeyi, biz inkar ediyoruz.
İskender Evrenosoğlu : (Nezirlerin hepsi): “Size babalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden (dînden) daha çok hidayete erdirecek olanı getirmiş olsam da mı?” dediler. (Onlar da): “Muhakkak ki biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr edenleriz.” dediler.
Muhammed Esed : (Bunun üzerine her peygamber) "Nasıl?" derdi, "Atalarınızı inanır bulduğunuzdan daha iyi bir kılavuz getirmiş olsam da mı?" Berikiler, buna, "Sizin mesajlarınızda bir doğruluk payı olduğunu inkar ediyoruz!" diye cevap verirlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Ya size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirdimse de mi?» Dediler ki: «Şüphe yok biz, kendisiyle gönderilmiş olduğun şeyi inkâr edicileriz».
Ömer Öngüt : "Şayet ben size atalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?" deyince, dediler ki: "Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz. "
Şaban Piriş : -Size, atalarınızı üzerinde bulduğunuzdan daha doğru bir şey getirmiş olsam da mı? dedi. Onlar: -Biz, sizinle gönderileni tanımıyoruz, dediler.
Suat Yıldırım : Peygamber onlara: "Peki, size babalarınızın bağlandığı dinden daha doğrusunu getirmişsem, yine de sürüp gidecek misiniz?" deyince onlar: "Şunu bilin ki," dediler, "biz, sizinle gönderilen mesajı reddediyoruz."
Süleyman Ateş : "Ben size, babalarınızı, üzerinde bulduğunuz(din)den daha doğrusunu getirmiş olsam da (yine babalarınızın yolunu)mu (tutacaksınız)?" dedi. "Doğrusu biz sizinle gönderilen mesajı tanımıyoruz." dediler.
Tefhim-ul Kuran : (O peygamberlerden her biri de şöyle) Demiştir: «Ben size, atalarınızı üstünde bulduğunuz şeyden daha doğru olanını getirmiş olsamda mı?» Onlar da demişlerdir ki: «Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeye (karşı) kâfir olanlarız.»
Ümit Şimşek : Peygamberleri, 'Ya ben size atalarınızdan gördüğünüz şeyden daha doğrusunu getirmişsem?' dedi. Onlar ise 'Biz sizinle gönderileni inkâr ediyoruz' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk : Uyarıcı dedi: "Peki, ben size, atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha iyi yol göstereni getirmiş olsam da mı?" Dediler: "Doğrusu, biz seninle gönderilen şeyi tanımıyoruz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}