» 43 / Zuhruf  11:

Kuran Sırası: 43
İniş Sırası: 63
Zuhruf Suresi = Mücevher/Gösteris-Süsler Suresi
ismini 35. ayetinde Allah’in verdigi ifade edilen altin-gümüs gibi süslerin sadece bu dünya hayatinin mali oldugunun ifade edilmesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَالَّذِي (WELZ̃Y) = velleƶī : ve o ki
2. نَزَّلَ (NZL) = nezzele : indirendir
3. مِنَ (MN) = mine : -ten
4. السَّمَاءِ (ELSMEÙ) = s-semāi : gök-
5. مَاءً (MEÙ) = māen : su
6. بِقَدَرٍ (BGD̃R) = biḳaderin : bir ölçü ile
7. فَأَنْشَرْنَا (FÊNŞRNE) = feenşernā : böylece canlandırdık
8. بِهِ (BH) = bihi : onunla
9. بَلْدَةً (BLD̃T) = beldeten : bir ülkeyi
10. مَيْتًا (MYTE) = meyten : ölü
11. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte öyle
12. تُخْرَجُونَ (TḢRCWN) = tuḣracūne : siz de çıkarılacaksınız
ve o ki | indirendir | -ten | gök- | su | bir ölçü ile | böylece canlandırdık | onunla | bir ülkeyi | ölü | işte öyle | siz de çıkarılacaksınız |

[] [NZL] [] [SMW] [MWH] [GD̃R] [NŞR] [] [BLD̃] [MWT] [] [ḢRC]
WELZ̃Y NZL MN ELSMEÙ MEÙ BGD̃R FÊNŞRNE BH BLD̃T MYTE KZ̃LK TḢRCWN

velleƶī nezzele mine s-semāi māen biḳaderin feenşernā bihi beldeten meyten keƶālike tuḣracūne
والذي نزل من السماء ماء بقدر فأنشرنا به بلدة ميتا كذلك تخرجون

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذي | WELZ̃Y velleƶī ve o ki And the One Who
نزل ن ز ل | NZL NZL nezzele indirendir sends down
من | MN mine -ten from
السماء س م و | SMW ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
ماء م و ه | MWH MEÙ māen su water
بقدر ق د ر | GD̃R BGD̃R biḳaderin bir ölçü ile in (due) measure,
فأنشرنا ن ش ر | NŞR FÊNŞRNE feenşernā böylece canlandırdık then We revive
به | BH bihi onunla with it
بلدة ب ل د | BLD̃ BLD̃T beldeten bir ülkeyi a land
ميتا م و ت | MWT MYTE meyten ölü dead,
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte öyle thus
تخرجون خ ر ج | ḢRC TḢRCWN tuḣracūne siz de çıkarılacaksınız you will be brought forth,

43:11 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve o ki | indirendir | -ten | gök- | su | bir ölçü ile | böylece canlandırdık | onunla | bir ülkeyi | ölü | işte öyle | siz de çıkarılacaksınız |

[] [NZL] [] [SMW] [MWH] [GD̃R] [NŞR] [] [BLD̃] [MWT] [] [ḢRC]
WELZ̃Y NZL MN ELSMEÙ MEÙ BGD̃R FÊNŞRNE BH BLD̃T MYTE KZ̃LK TḢRCWN

velleƶī nezzele mine s-semāi māen biḳaderin feenşernā bihi beldeten meyten keƶālike tuḣracūne
والذي نزل من السماء ماء بقدر فأنشرنا به بلدة ميتا كذلك تخرجون

[] [ن ز ل] [] [س م و] [م و ه] [ق د ر] [ن ش ر] [] [ب ل د] [م و ت] [] [خ ر ج]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والذي | WELZ̃Y velleƶī ve o ki And the One Who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,
6,1,30,700,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine singular relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
نزل ن ز ل | NZL NZL nezzele indirendir sends down
Nun,Ze,Lam,
50,7,30,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
من | MN mine -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
السماء س م و | SMW ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
ماء م و ه | MWH MEÙ māen su water
Mim,Elif,,
40,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
بقدر ق د ر | GD̃R BGD̃R biḳaderin bir ölçü ile in (due) measure,
Be,Gaf,Dal,Re,
2,100,4,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
فأنشرنا ن ش ر | NŞR FÊNŞRNE feenşernā böylece canlandırdık then We revive
Fe,,Nun,Şın,Re,Nun,Elif,
80,,50,300,200,50,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onunla with it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
بلدة ب ل د | BLD̃ BLD̃T beldeten bir ülkeyi a land
Be,Lam,Dal,Te merbuta,
2,30,4,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
ميتا م و ت | MWT MYTE meyten ölü dead,
Mim,Ye,Te,Elif,
40,10,400,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte öyle thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
تخرجون خ ر ج | ḢRC TḢRCWN tuḣracūne siz de çıkarılacaksınız you will be brought forth,
Te,Hı,Re,Cim,Vav,Nun,
400,600,200,3,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form IV) passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَالَّذِي: ve o ki | نَزَّلَ: indirendir | مِنَ: -ten | السَّمَاءِ: gök- | مَاءً: su | بِقَدَرٍ: bir ölçü ile | فَأَنْشَرْنَا: böylece canlandırdık | بِهِ: onunla | بَلْدَةً: bir ülkeyi | مَيْتًا: ölü | كَذَٰلِكَ: işte öyle | تُخْرَجُونَ: siz de çıkarılacaksınız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |والذي WELZ̃Y ve o ki | نزل NZL indirendir | من MN -ten | السماء ELSMEÙ gök- | ماء MEÙ su | بقدر BGD̃R bir ölçü ile | فأنشرنا FÊNŞRNE böylece canlandırdık | به BH onunla | بلدة BLD̃T bir ülkeyi | ميتا MYTE ölü | كذلك KZ̃LK işte öyle | تخرجون TḢRCWN siz de çıkarılacaksınız |
Kırık Meal (Okunuş) : |velleƶī: ve o ki | nezzele: indirendir | mine: -ten | s-semāi: gök- | māen: su | biḳaderin: bir ölçü ile | feenşernā: böylece canlandırdık | bihi: onunla | beldeten: bir ülkeyi | meyten: ölü | keƶālike: işte öyle | tuḣracūne: siz de çıkarılacaksınız |
Kırık Meal (Transcript) : |WELZ̃Y: ve o ki | NZL: indirendir | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | MEÙ: su | BGD̃R: bir ölçü ile | FÊNŞRNE: böylece canlandırdık | BH: onunla | BLD̃T: bir ülkeyi | MYTE: ölü | KZ̃LK: işte öyle | TḢRCWN: siz de çıkarılacaksınız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve öyle bir mâbuttur ki ihtiyaç miktârınca yağmur yağdırır gökten, derken onunla ölü şehri diriltiriz, işte böylece sizi de diriltip kabirlerinizden çıkarır.
Adem Uğur : Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.
Ahmed Hulusi : O ki, semâdan ölçülü olarak bir su (ilim) indirdi. . . Onunla ölü bir beldeyi (bilinci) dirilttik! Böylece (kabirlerden - bedenlerden) çıkarılırsınız.
Ahmet Tekin : Allah, gökten bir hesap bir plan dâhilinde, belirli miktarlarda, düzenli olarak su indirendir. Biz onunla, kupkuru, ölü beldelere hayat vererek ölümünden önceki haline getiririz. İşte siz de, suyla genetik şifreleri harekete geçirilerek hayat verilen bitkiler gibi, kabirlerinizden çıkarılacaksınız.
Ahmet Varol : O, gökten bir ölçüye göre su indirendir. Onunla ölü bir beldeyi canlandırdık. İşte siz de böyle çıkarılırsınız.
Ali Bulaç : Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi 'dirilttik (ve her yanına yeniden hayat) yaydık'; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız.
Ali Fikri Yavuz : O Allah ki, gökten bir ölçü ile yağmur indirmektedir. İşte biz onunla ölü, (bitkileri kurumuş) bir beldeye hayat vermekteyiz. Siz de (ölmüşken kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız.
Bekir Sadak : O, suyu gokten bir olcuye gore indirir. Biz onunla olu memleketi diriltiriz. Iste siz de boyle diriltileceksiniz.
Celal Yıldırım : O (Allah) ki, gökten belli bir oranda su indirir de onunla ölü bir beldeye hayat verip canlandırırız. İşte bunun gibi siz de diriltilip kabirlerinizden çıkarılacaksınız.
Diyanet İşleri : O, gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık. İşte siz de, böyle diriltileceksiniz.
Diyanet İşleri (eski) : O, suyu gökten bir ölçüye göre indirir. Biz onunla ölü memleketi diriltiriz. İşte siz de böyle diriltileceksiniz.
Diyanet Vakfi : Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.
Edip Yüksel : O ki gökten bir ölçüye göre su indirdi de onunla ölü bir ülkeyi dirilttik. İşte böyle çıkarılırsınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah gökten belli bir ölçüye göre su indirdi. Biz onunla ölü bir memlekete yeniden hayat verdik. İşte siz de kabirlerinizden böyle diriltilip çıkarılacaksınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O ki bir ölçü ile yukarıdan su indirmekte ve onunla ölü bir beldeye hayat neşretmekteyiz, işte siz de (kabirlerinizden) öyle çıkarılacaksınız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve o ki yukarıdan bir mikdar ile bir su indirmekte ve onunla ölü bir beldeye hayat neşretmekteyiz, işte siz de öyle çıkarılacaksınız
Fizilal-il Kuran : Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla kupkuru ölü bir memlekete hayat verdik. İşte böyle sizde tekrar diriltileceksiniz.
Gültekin Onan : Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi dirilttik (ve her yanına yeniden hayat) yaydık; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız.
Hakkı Yılmaz : Ve O Allah ki, suyu gökten belli bir ölçü ile indirdi. Sonra Biz, onunla ölü bir beldeyi canlandırdık. İşte siz, böyle çıkarılacaksınız.
Hasan Basri Çantay : (O Allah ki) gökden bir ölçü ile su indirmişdir. İşte biz onunla ölü bir memlekete can verdik. Sizde böylece (kabirlerinizden diriltilib) çıkarılacaksınız.
Hayrat Neşriyat : Ve O (Allah) ki, gökten bir ölçü ile su indirdi. Artık onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte (siz de kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız!
İbni Kesir : O ki; gökten bir ölçüye göre su indirmiştir. İşte Biz, onunla ölü bir memleketi dirilttik, siz de böylece çıkarılacaksınız.
İskender Evrenosoğlu : Suyu semadan bir kader ile (taktir edilmiş bir ölçü ile) indiren O'dur. Böylece onunla ölü beldeyi dirilttik (kuru topraktan bitkiler çıkardık). İşte bunun gibi (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.
Muhammed Esed : O'dur gökten gerekli miktarda suyu tekrar tekrar indiren; işte, Biz (nasıl) onunla ölü toprağa hayat veriyorsak, siz de böyle (öldükten sonra) yeniden sahneye çıkarılacaksınız.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o ki, gökten bir muayyen miktar su indirmiştir. Artık onunla bir ölmüş beldeye (hayat) neşretmiş olduk. İşte siz de (kabirlerinizden) öyle çıkarılacaksınızdır.
Ömer Öngüt : O ki, gökten bir ölçüye göre su indirdi. Biz o su ile ölü bir memleketi canlandırdık. İşte siz de (kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız.
Şaban Piriş : O, gökten bir ölçüyle su indirendir. Onunla ölü bir beldeyi canlandırdık. Sizde işte böyle çıkarılacaksınız.
Suat Yıldırım : Gökten, bir ölçüye göre su indiren de O’dur. Biz onunla ölü bir ülkeye hayat veririz. İşte siz de mezarlarınızdan öyle çıkarılacaksınız.
Süleyman Ateş : Gökten bir ölçü ile su indirdi de, onunla ölü bir ülkeyi canlandırdık. İşte siz de öyle (canlandırılıp) çıkarılacaksınız.
Tefhim-ul Kuran : Ki O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi 'dirilttik (ve her yanına yeniden hayat) yaydık'; siz de böyle (kabirlerinizden diriltilip) çıkarılacaksınız.
Ümit Şimşek : Gökten bir ölçüye göre su indiren de Odur ki, ölü bir beldeye Biz o suyla hayat verdik. Siz de kabirlerinizden böyle çıkarılacaksınız.
Yaşar Nuri Öztürk : Gökten bir ölçüye bağlı olarak/bir kaderle su indirmiştir O. O suyla biz ölü bir beldeyi hayata kavuşturduk. İşte siz de böyle çıkarılacaksınız.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}