REM – prefixed resumption particle V – 3rd person feminine singular perfect verb PRON – 3rd person masculine plural object pronoun الفاء استئنافية فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الصيحة
ص ي ح | ṦYḪ
ELṦYḪT
S-SayHatu
(o) korkunç ses
the awful cry
Elif,Lam,Sad,Ye,Ha,Te merbuta, 1,30,90,10,8,400,
N – nominative feminine noun اسم مرفوع
مصبحين
ص ب ح | ṦBḪ
MṦBḪYN
muSbiHīne
sabaha girerlerken
(at) early morning,
Mim,Sad,Be,Ha,Ye,Nun, 40,90,2,8,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |فَأَخَذَتْهُمُ: fakat onları da yakaladı | الصَّيْحَةُ: (o) korkunç ses | مُصْبِحِينَ: sabaha girerlerken |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فأخذتهم FÊḢZ̃THMfakat onları da yakaladı | الصيحة ELṦYḪT(o) korkunç ses | مصبحين MṦBḪYNsabaha girerlerken |
Kırık Meal (Okunuş) : |feeḣaƶethumu: fakat onları da yakaladı | S-SayHatu: (o) korkunç ses | muSbiHīne: sabaha girerlerken |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊḢZ̃THM: fakat onları da yakaladı | ELṦYḪT: (o) korkunç ses | MṦBḪYN: sabaha girerlerken |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sabah çağına erdikleri gibi bir bağırış yüzünden helâk olup gittiler.
Adem Uğur : Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.
Ahmed Hulusi : O korkunç titreşimli ses (volkanik patlama) onları da sabah vaktine girerlerken yakaladı.
Ahmet Tekin : Sabah olmak üzereyken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe onların işini bitirdi.
Ahmet Varol : Derken onları da sabaha vardıkları sırada o çığlık alıverdi.
Ali Bulaç : Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
Ali Fikri Yavuz : Bunları da o (korkunç) sayha (ses ve gürültü) sabahleyin yakalayıverdi. (gürültü ve zelzele neticesi helâk oldular.)
Fizilal-il Kuran : Gün doğarken korkunç bir gürültüye tutuldular.
Gültekin Onan : Derken, sabah vaktine girdiklerinde onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
Hakkı Yılmaz : (83,84) Derken onları da sabahleyin korkunç bir çığlık yakalayıverdi. Böylece kazanmakta oldukları şeyler, kendilerinden hiçbir şeyi savmadı.
Hasan Basri Çantay : Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o (korkunç) ses yakalayıverdi.
Hayrat Neşriyat : Onları da sabaha çıkmakta olan kimseler iken, o (korkunç) ses yakaladı.
İbni Kesir : Sabaha karşı çığlık onları da yakalayıverdi.
İskender Evrenosoğlu : Böylece sabah vaktine erenleri (sabaha çıkanları), bir sayha (korkunç bir ses) yakaladı.
Muhammed Esed : ama sonunda, (bir) sabah erkenden onları da (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakalayıverdi;
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra onları, sabahladıkları an o sayha yakalamış oldu.
Ömer Öngüt : Sabaha karşı o korkunç ses onları yakalayıverdi.
Şaban Piriş : Sabahladıklarında onları da bir çığlık yakalayıverdi.
Suat Yıldırım : Bir sabah o korkunç ses bastırıverdi onları!
Süleyman Ateş : Sabaha girerlerken onları da (o) korkunç ses yakaladı.
Tefhim-ul Kuran : Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
Ümit Şimşek : Onları da bir sabah vakti o korkunç ses yakaladı.
Yaşar Nuri Öztürk : Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]