» 15 / Hicr  22:

Kuran Sırası: 15
İniş Sırası: 54
Hicr Suresi = Hicr Suresi
adini 80-84. ayetlerinde bahsedilen bir yer adi olan Hicr’den almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَرْسَلْنَا (WÊRSLNE) = ve erselnā : ve gönderdik
2. الرِّيَاحَ (ELRYEḪ) = r-riyāHa : rüzgarları
3. لَوَاقِحَ (LWEGḪ) = levāḳiHa : aşılayıcı olarak
4. فَأَنْزَلْنَا (FÊNZLNE) = fe enzelnā : indirdik
5. مِنَ (MN) = mine : -ten
6. السَّمَاءِ (ELSMEÙ) = s-semāi : gök-
7. مَاءً (MEÙ) = māen : su
8. فَأَسْقَيْنَاكُمُوهُ (FÊSGYNEKMWH) = fe esḳaynākumūhu : böylece sizi suladık
9. وَمَا (WME) = ve mā : ve değilsiniz
10. أَنْتُمْ (ÊNTM) = entum : siz
11. لَهُ (LH) = lehu : onu
12. بِخَازِنِينَ (BḢEZNYN) = biḣāzinīne : depolayan
ve gönderdik | rüzgarları | aşılayıcı olarak | indirdik | -ten | gök- | su | böylece sizi suladık | ve değilsiniz | siz | onu | depolayan |

[RSL] [RWḪ] [LGḪ] [NZL] [] [SMW] [MWH] [SGY] [] [] [] [ḢZN]
WÊRSLNE ELRYEḪ LWEGḪ FÊNZLNE MN ELSMEÙ MEÙ FÊSGYNEKMWH WME ÊNTM LH BḢEZNYN

ve erselnā r-riyāHa levāḳiHa fe enzelnā mine s-semāi māen fe esḳaynākumūhu ve mā entum lehu biḣāzinīne
وأرسلنا الرياح لواقح فأنزلنا من السماء ماء فأسقيناكموه وما أنتم له بخازنين

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأرسلنا ر س ل | RSL WÊRSLNE ve erselnā ve gönderdik And We have sent
الرياح ر و ح | RWḪ ELRYEḪ r-riyāHa rüzgarları the winds
لواقح ل ق ح | LGḪ LWEGḪ levāḳiHa aşılayıcı olarak fertilizing,
فأنزلنا ن ز ل | NZL FÊNZLNE fe enzelnā indirdik and We sent down
من | MN mine -ten from
السماء س م و | SMW ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
ماء م و ه | MWH MEÙ māen su water,
فأسقيناكموه س ق ي | SGY FÊSGYNEKMWH fe esḳaynākumūhu böylece sizi suladık and We gave it to you to drink.
وما | WME ve mā ve değilsiniz And not
أنتم | ÊNTM entum siz you
له | LH lehu onu of it
بخازنين خ ز ن | ḢZN BḢEZNYN biḣāzinīne depolayan (are) retainers.

15:22 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve gönderdik | rüzgarları | aşılayıcı olarak | indirdik | -ten | gök- | su | böylece sizi suladık | ve değilsiniz | siz | onu | depolayan |

[RSL] [RWḪ] [LGḪ] [NZL] [] [SMW] [MWH] [SGY] [] [] [] [ḢZN]
WÊRSLNE ELRYEḪ LWEGḪ FÊNZLNE MN ELSMEÙ MEÙ FÊSGYNEKMWH WME ÊNTM LH BḢEZNYN

ve erselnā r-riyāHa levāḳiHa fe enzelnā mine s-semāi māen fe esḳaynākumūhu ve mā entum lehu biḣāzinīne
وأرسلنا الرياح لواقح فأنزلنا من السماء ماء فأسقيناكموه وما أنتم له بخازنين

[ر س ل] [ر و ح] [ل ق ح] [ن ز ل] [] [س م و] [م و ه] [س ق ي] [] [] [] [خ ز ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأرسلنا ر س ل | RSL WÊRSLNE ve erselnā ve gönderdik And We have sent
Vav,,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
6,,200,60,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
الرياح ر و ح | RWḪ ELRYEḪ r-riyāHa rüzgarları the winds
Elif,Lam,Re,Ye,Elif,Ha,
1,30,200,10,1,8,
N – accusative feminine plural noun
اسم منصوب
لواقح ل ق ح | LGḪ LWEGḪ levāḳiHa aşılayıcı olarak fertilizing,
Lam,Vav,Elif,Gaf,Ha,
30,6,1,100,8,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
فأنزلنا ن ز ل | NZL FÊNZLNE fe enzelnā indirdik and We sent down
Fe,,Nun,Ze,Lam,Nun,Elif,
80,,50,7,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN mine -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
السماء س م و | SMW ELSMEÙ s-semāi gök- the sky
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
ماء م و ه | MWH MEÙ māen su water,
Mim,Elif,,
40,1,,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فأسقيناكموه س ق ي | SGY FÊSGYNEKMWH fe esḳaynākumūhu böylece sizi suladık and We gave it to you to drink.
Fe,,Sin,Gaf,Ye,Nun,Elif,Kef,Mim,Vav,He,
80,,60,100,10,50,1,20,40,6,5,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural first object pronoun
PRON – 3rd person masculine singular second object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به اول والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به ثان
وما | WME ve mā ve değilsiniz And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أنتم | ÊNTM entum siz you
,Nun,Te,Mim,
,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
له | LH lehu onu of it
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
بخازنين خ ز ن | ḢZN BḢEZNYN biḣāzinīne depolayan (are) retainers.
Be,Hı,Elif,Ze,Nun,Ye,Nun,
2,600,1,7,50,10,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural active participle
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَرْسَلْنَا: ve gönderdik | الرِّيَاحَ: rüzgarları | لَوَاقِحَ: aşılayıcı olarak | فَأَنْزَلْنَا: indirdik | مِنَ: -ten | السَّمَاءِ: gök- | مَاءً: su | فَأَسْقَيْنَاكُمُوهُ: böylece sizi suladık | وَمَا: ve değilsiniz | أَنْتُمْ: siz | لَهُ: onu | بِخَازِنِينَ: depolayan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأرسلنا WÊRSLNE ve gönderdik | الرياح ELRYEḪ rüzgarları | لواقح LWEGḪ aşılayıcı olarak | فأنزلنا FÊNZLNE indirdik | من MN -ten | السماء ELSMEÙ gök- | ماء MEÙ su | فأسقيناكموه FÊSGYNEKMWH böylece sizi suladık | وما WME ve değilsiniz | أنتم ÊNTM siz | له LH onu | بخازنين BḢEZNYN depolayan |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve erselnā: ve gönderdik | r-riyāHa: rüzgarları | levāḳiHa: aşılayıcı olarak | fe enzelnā: indirdik | mine: -ten | s-semāi: gök- | māen: su | fe esḳaynākumūhu: böylece sizi suladık | ve mā: ve değilsiniz | entum: siz | lehu: onu | biḣāzinīne: depolayan |
Kırık Meal (Transcript) : |WÊRSLNE: ve gönderdik | ELRYEḪ: rüzgarları | LWEGḪ: aşılayıcı olarak | FÊNZLNE: indirdik | MN: -ten | ELSMEÙ: gök- | MEÙ: su | FÊSGYNEKMWH: böylece sizi suladık | WME: ve değilsiniz | ÊNTM: siz | LH: onu | BḢEZNYN: depolayan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yüklü rüzgârlar gönderdik de gökten yağmur yağdırdık, suya kandırdık sizi ve onu koruyup saklayan siz değilsiniz.
Adem Uğur : Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.
Ahmed Hulusi : Biz rüzgârları (fikirleri), aşılayıcılar (yeni düşünceler - buluşlar oluşturucu) olarak irsâl ettik. . . Semâdan bir su (bilgi) inzâl ettik de sizi onunla suvardık. . . Onu saklayıcı siz değilsiniz.
Ahmet Tekin : Biz rüzgarları tozlaşma yapması için aşılayıcı ve bulutları yoğunlaştırıcı olarak görevlendirdik. Gökten su indirerek depoladık. Bu su ile sizin su ihtiyacınızı karşıladık. Siz, yeterli suyu depolayamıyorsunuz.
Ahmet Varol : Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik. Böylece gökten su indirerek onunla sizi suladık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz.
Ali Bulaç : Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine koruyucuları değilsiniz.
Ali Fikri Yavuz : Biz (bitki ve bulutlar için) aşılayıcı rüzgârlar gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suvardık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz.
Bekir Sadak : Ruzgarlari asilayici olarak gonderdik; yukaridan su indirdik de sizi onunla suladik. Yoksa siz onu toplayamazdiniz.
Celal Yıldırım : Rüzgârları da aşılayıcılar olarak gönderdik. Gökten su indirdik de onunla sizi suladık; yoksa siz onu toplayıp depolayacak değilsiniz.
Diyanet İşleri : Rüzgârları da aşılayıcı olarak gönderip yukarıdan su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz.
Diyanet İşleri (eski) : Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik; yukarıdan su indirdik de sizi onunla suladık. Yoksa siz onu toplayamazdınız.
Diyanet Vakfi : Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.
Edip Yüksel : Rüzgarı aşılayıcı olarak gönderdik; gökten bir su indirip sizi onunla suladık. Oysa siz onu depo edemezdiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirip sizi onunla suladık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de aşılayıcı rüzgarlar gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suladık. Onu depolarda tutan da siz değilsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de aşılayıcı rüzgârlar gönderdik de Semâdan bir kadrile bir su indirip sizi onunla suvardık, onu hazînelerde tutan siz değilsiniz
Fizilal-il Kuran : Gönderdiğimiz yağmur yükleyici rüzgârlar aracılığı ile size gökten su indirerek su ihtiyacınızı karşıladık. Yoksa su kaynağını oluşturan siz değilsiniz.
Gültekin Onan : Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine koruyucuları değilsiniz.
Hakkı Yılmaz : Ve Biz, rüzgârları aşılayıcılar olarak gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suladık. Suyu hazinelerde tutanlar/ biriktirenler de siz değilsiniz.
Hasan Basri Çantay : Biz aşılayıcı rüzgârlar gönderdik. Gökden de su indirib onunla sizleri sıvardık. Bunların hazinedarları da siz değilsiniz.
Hayrat Neşriyat : Rüzgârları ise aşılayıcılar olarak gönderdik de gökten bir su indirip böylece onunla sizi suladık. Hem onu (o suları), mahzenler(in)de tutanlar siz değilsiniz.
İbni Kesir : Rüzgarları da aşılayıcı olarak gönderdik, gökten su indirip onunla sizi suladık. Yoksa siz onu biriktiremezdiniz.
İskender Evrenosoğlu : Ve Biz, rüzgârları (yağmur) yüklü olarak gönderdik. Böylece semadan su indirdik de, sizi onunla suladık. Ve onun (suyun) hazinelerini (denizleri, nehirleri, toprak altı ve toprak üstü su kaynaklarını, gölleri) oluşturan siz değilsiniz.
Muhammed Esed : (Bitkileri) döllendirmek, bereketlendirmek için rüzgarları gönderiyor; ve ayrıca, susuzluğunuzu gidermek için gökten su indiriyoruz; yoksa onun kaynağını elinde tutan siz değilsiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve rüzgârları da aşılayıcılar olarak gönderdik. Sonra gökten su indirdik de onunla sizleri suvardık ve siz onun için hazinedar değilsiniz.
Ömer Öngüt : Rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik. Gökten de su indirdik, onunla sizi suladık. Yoksa o suyu siz depolayamazdınız.
Şaban Piriş : Sert rüzgarlar gönderdik, onunla sizi suladığımız suyu gökten indirdik. Siz onun sahibi değilsiniz.
Suat Yıldırım : Aşılayıcı Rüzgârlar gönderdik. Derken gökten yağmur indirip onunla sizi suladık. Halbuki o suyu hazinelerde depolayan da sizler değilsiniz.
Süleyman Ateş : Rüzgârları, aşılayıcı olarak gönderdik de gökten su indirdik, böylece sizi suladık. Onu depolayan siz değilsiniz.
Tefhim-ul Kuran : Ve aşılayıcılar olarak rüzgârları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine koruyucuları değilsiniz.
Ümit Şimşek : Biz aşılayıcı rüzgârlar gönderdik, gökten bir su indirip sizi suladık. O suyu hazinelerde saklayan siz değilsiniz.
Yaşar Nuri Öztürk : Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}