» 9 / Tevbe  91:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
Tevbe Suresi = Tövbe Suresi
ismini 104. ayetinde yer alan Allah’in tövbeleri çokça kabul ettigi çokça bagisladiginin ifade edilmesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَيْسَ (LYS) = leyse : yoktur
2. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine
3. الضُّعَفَاءِ (ELŽAFEÙ) = D-Duǎfā'i : zayıflar
4. وَلَا (WLE) = ve lā : ve yoktur
5. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine
6. الْمَرْضَىٰ (ELMRŽ) = l-merDā : hastalar
7. وَلَا (WLE) = ve lā : ve yoktur
8. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine
9. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
10. لَا (LE) = lā :
11. يَجِدُونَ (YCD̃WN) = yecidūne : bulamayan(lar)
12. مَا (ME) = mā : bir şey
13. يُنْفِقُونَ (YNFGWN) = yunfiḳūne : harcayacak
14. حَرَجٌ (ḪRC) = Haracun : bir günah
15. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : takdirde
16. نَصَحُوا (NṦḪWE) = neSaHū : öğüt verdikleri
17. لِلَّهِ (LLH) = lillahi : Allah için
18. وَرَسُولِهِ (WRSWLH) = ve rasūlihi : ve Elçisi için
19. مَا (ME) = mā : yoktur
20. عَلَى (AL) = ǎlā : aleyhine
21. الْمُحْسِنِينَ (ELMḪSNYN) = l-muHsinīne : iyilik edenlerin
22. مِنْ (MN) = min : hiçbir
23. سَبِيلٍ (SBYL) = sebīlin : yol
24. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : ve Allah
25. غَفُورٌ (ĞFWR) = ğafūrun : bağışlayandır
26. رَحِيمٌ (RḪYM) = raHīmun : esirgeyendir
yoktur | üzerine | zayıflar | ve yoktur | üzerine | hastalar | ve yoktur | üzerine | kimseler | | bulamayan(lar) | bir şey | harcayacak | bir günah | takdirde | öğüt verdikleri | Allah için | ve Elçisi için | yoktur | aleyhine | iyilik edenlerin | hiçbir | yol | ve Allah | bağışlayandır | esirgeyendir |

[LYS] [] [ŽAF] [] [] [MRŽ] [] [] [] [] [WCD̃] [] [NFG] [ḪRC] [] [NṦḪ] [] [RSL] [] [] [ḪSN] [] [SBL] [] [ĞFR] [RḪM]
LYS AL ELŽAFEÙ WLE AL ELMRŽ WLE AL ELZ̃YN LE YCD̃WN ME YNFGWN ḪRC ÎZ̃E NṦḪWE LLH WRSWLH ME AL ELMḪSNYN MN SBYL WELLH ĞFWR RḪYM

leyse ǎlā D-Duǎfā'i ve lā ǎlā l-merDā ve lā ǎlā elleƶīne yecidūne yunfiḳūne Haracun iƶā neSaHū lillahi ve rasūlihi ǎlā l-muHsinīne min sebīlin vallahu ğafūrun raHīmun
ليس على الضعفاء ولا على المرضى ولا على الذين لا يجدون ما ينفقون حرج إذا نصحوا لله ورسوله ما على المحسنين من سبيل والله غفور رحيم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليس ل ي س | LYS LYS leyse yoktur Not
على | AL ǎlā üzerine on
الضعفاء ض ع ف | ŽAF ELŽAFEÙ D-Duǎfā'i zayıflar the weak
ولا | WLE ve lā ve yoktur and not
على | AL ǎlā üzerine on
المرضى م ر ض | MRŽ ELMRŽ l-merDā hastalar the sick
ولا | WLE ve lā ve yoktur and not
على | AL ǎlā üzerine on
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
لا | LE not
يجدون و ج د | WCD̃ YCD̃WN yecidūne bulamayan(lar) they find
ما | ME bir şey what
ينفقون ن ف ق | NFG YNFGWN yunfiḳūne harcayacak they (can) spend
حرج ح ر ج | ḪRC ḪRC Haracun bir günah any blame
إذا | ÎZ̃E iƶā takdirde if
نصحوا ن ص ح | NṦḪ NṦḪWE neSaHū öğüt verdikleri they (are) sincere
لله | LLH lillahi Allah için to Allah
ورسوله ر س ل | RSL WRSWLH ve rasūlihi ve Elçisi için and His Messenger.
ما | ME yoktur Not
على | AL ǎlā aleyhine (is) on
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne iyilik edenlerin the good-doers
من | MN min hiçbir any
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīlin yol way (for blame).
والله | WELLH vallahu ve Allah And Allah
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFWR ğafūrun bağışlayandır (is) Oft-Forgiving,
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.

9:91 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yoktur | üzerine | zayıflar | ve yoktur | üzerine | hastalar | ve yoktur | üzerine | kimseler | | bulamayan(lar) | bir şey | harcayacak | bir günah | takdirde | öğüt verdikleri | Allah için | ve Elçisi için | yoktur | aleyhine | iyilik edenlerin | hiçbir | yol | ve Allah | bağışlayandır | esirgeyendir |

[LYS] [] [ŽAF] [] [] [MRŽ] [] [] [] [] [WCD̃] [] [NFG] [ḪRC] [] [NṦḪ] [] [RSL] [] [] [ḪSN] [] [SBL] [] [ĞFR] [RḪM]
LYS AL ELŽAFEÙ WLE AL ELMRŽ WLE AL ELZ̃YN LE YCD̃WN ME YNFGWN ḪRC ÎZ̃E NṦḪWE LLH WRSWLH ME AL ELMḪSNYN MN SBYL WELLH ĞFWR RḪYM

leyse ǎlā D-Duǎfā'i ve lā ǎlā l-merDā ve lā ǎlā elleƶīne yecidūne yunfiḳūne Haracun iƶā neSaHū lillahi ve rasūlihi ǎlā l-muHsinīne min sebīlin vallahu ğafūrun raHīmun
ليس على الضعفاء ولا على المرضى ولا على الذين لا يجدون ما ينفقون حرج إذا نصحوا لله ورسوله ما على المحسنين من سبيل والله غفور رحيم

[ل ي س] [] [ض ع ف] [] [] [م ر ض] [] [] [] [] [و ج د] [] [ن ف ق] [ح ر ج] [] [ن ص ح] [] [ر س ل] [] [] [ح س ن] [] [س ب ل] [] [غ ف ر] [ر ح م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليس ل ي س | LYS LYS leyse yoktur Not
Lam,Ye,Sin,
30,10,60,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض من اخوات «كان»
على | AL ǎlā üzerine on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الضعفاء ض ع ف | ŽAF ELŽAFEÙ D-Duǎfā'i zayıflar the weak
Elif,Lam,Dad,Ayn,Fe,Elif,,
1,30,800,70,80,1,,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
ولا | WLE ve lā ve yoktur and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
على | AL ǎlā üzerine on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
المرضى م ر ض | MRŽ ELMRŽ l-merDā hastalar the sick
Elif,Lam,Mim,Re,Dad,,
1,30,40,200,800,,
N – genitive plural noun
اسم مجرور
ولا | WLE ve lā ve yoktur and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
على | AL ǎlā üzerine on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يجدون و ج د | WCD̃ YCD̃WN yecidūne bulamayan(lar) they find
Ye,Cim,Dal,Vav,Nun,
10,3,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME bir şey what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
ينفقون ن ف ق | NFG YNFGWN yunfiḳūne harcayacak they (can) spend
Ye,Nun,Fe,Gaf,Vav,Nun,
10,50,80,100,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
حرج ح ر ج | ḪRC ḪRC Haracun bir günah any blame
Ha,Re,Cim,
8,200,3,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
إذا | ÎZ̃E iƶā takdirde if
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
نصحوا ن ص ح | NṦḪ NṦḪWE neSaHū öğüt verdikleri they (are) sincere
Nun,Sad,Ha,Vav,Elif,
50,90,8,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لله | LLH lillahi Allah için to Allah
Lam,Lam,He,
30,30,5,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
ورسوله ر س ل | RSL WRSWLH ve rasūlihi ve Elçisi için and His Messenger.
Vav,Re,Sin,Vav,Lam,He,
6,200,60,6,30,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME yoktur Not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
على | AL ǎlā aleyhine (is) on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne iyilik edenlerin the good-doers
Elif,Lam,Mim,Ha,Sin,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,8,60,50,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
من | MN min hiçbir any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīlin yol way (for blame).
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
والله | WELLH vallahu ve Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
غفور غ ف ر | ĞFR ĞFWR ğafūrun bağışlayandır (is) Oft-Forgiving,
Ğayn,Fe,Vav,Re,
1000,80,6,200,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
رحيم ر ح م | RḪM RḪYM raHīmun esirgeyendir Most Merciful.
Re,Ha,Ye,Mim,
200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَيْسَ: yoktur | عَلَى: üzerine | الضُّعَفَاءِ: zayıflar | وَلَا: ve yoktur | عَلَى: üzerine | الْمَرْضَىٰ: hastalar | وَلَا: ve yoktur | عَلَى: üzerine | الَّذِينَ: kimseler | لَا: | يَجِدُونَ: bulamayan(lar) | مَا: bir şey | يُنْفِقُونَ: harcayacak | حَرَجٌ: bir günah | إِذَا: takdirde | نَصَحُوا: öğüt verdikleri | لِلَّهِ: Allah için | وَرَسُولِهِ: ve Elçisi için | مَا: yoktur | عَلَى: aleyhine | الْمُحْسِنِينَ: iyilik edenlerin | مِنْ: hiçbir | سَبِيلٍ: yol | وَاللَّهُ: ve Allah | غَفُورٌ: bağışlayandır | رَحِيمٌ: esirgeyendir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ليس LYS yoktur | على AL üzerine | الضعفاء ELŽAFEÙ zayıflar | ولا WLE ve yoktur | على AL üzerine | المرضى ELMRŽ hastalar | ولا WLE ve yoktur | على AL üzerine | الذين ELZ̃YN kimseler | لا LE | يجدون YCD̃WN bulamayan(lar) | ما ME bir şey | ينفقون YNFGWN harcayacak | حرج ḪRC bir günah | إذا ÎZ̃E takdirde | نصحوا NṦḪWE öğüt verdikleri | لله LLH Allah için | ورسوله WRSWLH ve Elçisi için | ما ME yoktur | على AL aleyhine | المحسنين ELMḪSNYN iyilik edenlerin | من MN hiçbir | سبيل SBYL yol | والله WELLH ve Allah | غفور ĞFWR bağışlayandır | رحيم RḪYM esirgeyendir |
Kırık Meal (Okunuş) : |leyse: yoktur | ǎlā: üzerine | D-Duǎfā'i: zayıflar | ve lā: ve yoktur | ǎlā: üzerine | l-merDā: hastalar | ve lā: ve yoktur | ǎlā: üzerine | elleƶīne: kimseler | : | yecidūne: bulamayan(lar) | : bir şey | yunfiḳūne: harcayacak | Haracun: bir günah | iƶā: takdirde | neSaHū: öğüt verdikleri | lillahi: Allah için | ve rasūlihi: ve Elçisi için | : yoktur | ǎlā: aleyhine | l-muHsinīne: iyilik edenlerin | min: hiçbir | sebīlin: yol | vallahu: ve Allah | ğafūrun: bağışlayandır | raHīmun: esirgeyendir |
Kırık Meal (Transcript) : |LYS: yoktur | AL: üzerine | ELŽAFEÙ: zayıflar | WLE: ve yoktur | AL: üzerine | ELMRŽ: hastalar | WLE: ve yoktur | AL: üzerine | ELZ̃YN: kimseler | LE: | YCD̃WN: bulamayan(lar) | ME: bir şey | YNFGWN: harcayacak | ḪRC: bir günah | ÎZ̃E: takdirde | NṦḪWE: öğüt verdikleri | LLH: Allah için | WRSWLH: ve Elçisi için | ME: yoktur | AL: aleyhine | ELMḪSNYN: iyilik edenlerin | MN: hiçbir | SBYL: yol | WELLH: ve Allah | ĞFWR: bağışlayandır | RḪYM: esirgeyendir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah'a ve Peygamberine bağlı kaldıkça zayıflara, hastalara ve sefer levâzımını tedârike kudreti yetmeyenlere bir suç yok. Fakat iyilik eden iyi kişilere savaştan geri kalmak için bir vesîle yoktur ve Allah, suçları örter, rahîmdir.
Adem Uğur : Allah ve Resûlü için (insanlara) öğüt verdikleri takdirde, zayıflara, hastalara ve (savaşta) harcayacak bir şey bulamayanlara günah yoktur. Zira iyilik edenlerin aleyhine bir yol (sorumluluk) yoktur. Allah çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.
Ahmed Hulusi : Allâh ve Rasûlüne içtenlikle durumlarını açan malî yetersizlik içinde olanlara, hastalara ve bu yolda bağışlayacak bir şeyi bulamayanlara (sefere çıkmadıkları için) bir vebal yoktur. . . İyilik yapmak için yaşayanların kınanması söz konusu değildir. Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Allah’a samimiyetle iman edip, kulluk ve ibadetlerinde, niyetlerinde hâlis oldukları, rasûlünün peygamberliğini tasdik edip emirlerine ve yasaklarına boyun eğdikleri sürece zayıflara-güçsüzlere, hastalara, verecek bir şey bulamayan yoksullara, savaşa gidememekten dolayı bir günah yoktur. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan, müslüman idarecileri, askerî erkânı, müslümanları ayıplamaya sebep de, ruhsat da yoktur. Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Zayıflar, hastalar ve harcayacak bir şey bulamayanlara, Allah ve Peygamberine bağlı kaldıkları takdirde herhangi bir günah yoktur. İyilik edenlerin aleyhine bir yol yoktur. Allah bağışlayandır, rahmet edendir.
Ali Bulaç : Allah'a ve elçisine karşı 'içten bağlı kalıp hayra çağıranlar' oldukları sürece, güçsüz zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Allah’a ve Rasûlüne sadık kalmak (hiç bir fenalığa meyletmemek) şartiyle, ne zayıflara (ihtiyar, çocuk ve sakatlara) ne hastalara, ne de sarfedeceklerini bulamıyan fakirlere, savaştan geri kalmakta bir günah yoktur. İyilik edenleri ayıplamaya bir yol yoktur. Allah da Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Bekir Sadak : Gucsuzlere, hastalara ve sarfedecek bir seyi bulunmayanlara, Allah ve peygamberine bagli kaldiklari muddetce sorumluluk yoktur. Iyi davarananlara sorumluluk olmaz. Allah bagislayandir, merhamet edendir.
Celal Yıldırım : Zayıflara, hastalara ve (savaşta) sarfedeceklerini bulamıyanlara —Allah ve Peygamberine bağlı kalıp hayırlı davrandıkları takdirde— bir sorumluluk ve sakınca yoktur. İyilikte bulunmayı prensip edinenleri kınamaya yol yoktur. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Allah’a ve Resûlüne karşı sadık ve samimi oldukları takdirde, güçsüzlere, hastalara ve (seferde) harcayacakları bir şey bulamayanlara (sefere katılmadıkları için) bir günah yoktur. İyilikte bulunan kimselerin (kınanması) için de bir sebep yoktur. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) : Güçsüzlere, hastalara ve sarfedecek bir şeyi bulunmayanlara, Allah ve Peygamberine bağlı kaldıkları müddetçe sorumluluk yoktur. İyi davrananlara sorumluluk olmaz. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Diyanet Vakfi : Allah ve Resûlü için (insanlara) öğüt verdikleri takdirde, zayıflara, hastalara ve (savaşta) harcayacak bir şey bulamayanlara günah yoktur. Zira iyilik edenlerin aleyhine bir yol (sorumluluk) yoktur. Allah çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.
Edip Yüksel : ALLAH'a ve elçisine içten bağlı oldukları taktirde, zayıflara, hastalara ve yardım için verecek bir şeyi bulunmayanlara bir ayıplama yoktur. İyi davrananlar kınanamaz. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah ve Resulü adına nasihat ettikleri takdirde ne zayıflara, ne hastalara, ne de verecek birşey bulamayan yoksullara savaştan kalmaktan dolayı bir günah yoktur. İyilik edenleri ayıplamaya bir yol yoktur. Allah gafurdur, rahîmdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah ve Resulü için öğüt verdikleri takdirde güçsüzlere, hastalara ve savaş uğrunda harcayacak birşey bulamayanlara bir günah yoktur. İyi davrananları sorumlu tutmanın bir yolu olmadığı gibi. Allah, bağışlayan, merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allah ve Resulü için nasıhat ettikleri takdirde ne zuafaya, ne hastalara, ne de sarfedeceklerini bulamıyanlara harec yoktur, muhsinleri müahazeye yol olmadığı gibi Allah da gafur, rahîmdir
Fizilal-il Kuran : Savaşma gücünden yoksun olanlar, hastalık ve savaş masraflarını karşılayacak imkânı olmayanlar için Allah'ın ve peygamberinin tarafını tuttukları takdirde savaştan geri kalmanın sakıncası yoktur. İyi niyetlilere karşı kınama ve suçlama yolu kapalıdır. Allah bağışlayıcı ve merhametlidir.
Gültekin Onan : Tanrı'ya ve elçisine karşı 'içten bağlı kalıp hayra çağıranlar' oldukları sürece, güçsüz zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Tanrı, bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : (91,92) Allah ve Elçisi için samimi oldukları takdirde, zayıflara, hastalara ve de harcamada bulunacak bir şey bulamayan kimselere, bir de kendilerini bindiresin diye sana geldiklerinde, “Sizi üzerine bindirecek bir şey bulamıyorum” dediğin zaman, Allah yolunda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı üzülüp gözlerinden yaş döke döke geri dönüp giden kimselere bir günah yoktur. İyilik-güzellik üretenler aleyhine bir yol yoktur. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Hasan Basri Çantay : Allaha ve Resulüne hayrhah olmak şartiyle ne zaiflere, ne hastalara, ne de (fakirliklerinden dolayı seferde) harcayacaklarını bulamayanlara (geri kalmakda) bir günâh (ve mes'ûliyyet) yokdur. (Onlar geri kalmakla beraber memleketde iyilik ediyorlar), iyilik edenlere karşı (da muâhazeye) bir yol yokdur. Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat : Allah’a ve Resûlüne sâdık kaldıkları takdirde, zayıflara da hastalara da sarf edecek bir şey bulamayanlara da (cihaddan geri kalmalarından dolayı) bir günah yoktur. (Böyle sâdık kalarak) iyilik edenlerin aleyhine (onları suçlamak için) bir yol yoktur. Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Zayıflara, hastalara ve harcayacak şeyleri bulunmayanlara, Allah'a ve Rasulüne sadık kaldıkça bir sorumluluk yoktur. İhsan edenleri hesaba çekmeye de bir yol yoktur. Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Allah ve O'nun Resûl'ü için nasihat (öğüt) verdikleri (sadık kaldıkları) taktirde zayıf ve güçsüz olanların ve hasta olanların ve infâk edecek (verecek) bir şey bulamayanların da üzerinde bir günah yoktur. Muhsinlerin üzerine (aleyhlerinde) bir yol yoktur. Ve Allah; Gafur'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir).
Muhammed Esed : Zayıflar, hastalar ve (kendilerine savaş için donanım sağlama) imkanına sahip olmayanlar, Allaha ve Onun Elçisine karşı içtenlik sahibi oldukları sürece, sorumlu tutulmayacaklardır; iyilik yapanları sorumlu tutmak için bir sebep yoktur; çünkü Allah çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ne zayıflar üzerine, ne de hastalar üzerine ve ne de harcayacakları bir şey bulamayanlar üzerine bir günah yoktur, Allah Teâlâ için ve Peygamberi için hayırhâh bulundukları takdirde. İhsanda bulunanların aleyhine hiçbir yol yoktur. Ve Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir.
Ömer Öngüt : Zayıflara, hastalara ve harcayacak bir şeyleri bulunmayanlara, Allah'a ve Resul'üne sâdık kaldıkları takdirde bir vebal yoktur. İyilik edenlerin aleyhine de yol yoktur. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Şaban Piriş : Güçsüzlere, hastalara ve sarfedecek bir şeyi bulunmayanlara, Allah ve Resulü’ne bağlı kaldıkları müddetçe sorumluluk yoktur. İyilik edenlere karşı bir yol yoktur. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Suat Yıldırım : Allah ve Resulüne sadık kalmak, onlar hakkında iyi düşünceler taşımak şartıyla zayıflara, hastalara ve savaşta harcama imkânı bulamadığından dolayı savaşa katılamayanlara sorumluluk yoktur. Zira onlar, geri kalmakla beraber, memleketlerinde iyilik ediyorlar. İyilik edenlere diyecek bir şey yoktur. Gerçekten Allah gafurdur, rahîmdir (affı ve merhameti boldur).
Süleyman Ateş : Zayıflara, hastalara, harcayacak bir şey bulamayanlara, Allâh ve Elçisi için öğüt verdikleri takdirde (sefere katılmamalarından ötürü) bir günâh yoktur. İyilik edenlerin aleyhine bir yol yoktur (onlar kınanmazlar). Allâh, bağışlayandır, esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Allah'a ve Resulüne karşı 'içten bağlı kalıp hayra çağıranlar' oldukları sürece, güçsüz zayıflara, hastalara ve infak etmek için birşey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Gücü yetmeyenlere, hastalara ve savaşta harcayacak birşey bulamayanlara, içtenlikle Allah'a ve Resulüne iman ve itaat ettikleri takdirde, bir sorumluluk yoktur. İyilik yapan ve iyi kulluk edenleri kınamak için bir neden de yoktur. Allah ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Güçsüzlere, hastalara, infak edecek bir şey bulamayanlara, Allah ve resulü için öğüt verdikleri takdirde bir günah yoktur. Güzel davrananlar aleyhine bir yol yok. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}