» 9 / Tevbe  60:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
Tevbe Suresi = Tövbe Suresi
ismini 104. ayetinde yer alan Allah’in tövbeleri çokça kabul ettigi çokça bagisladiginin ifade edilmesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā : şüphesiz ancak
2. الصَّدَقَاتُ (ELṦD̃GET) = S-Sadeḳātu : sadakalar (zekatlar)
3. لِلْفُقَرَاءِ (LLFGREÙ) = lilfuḳarā'i : fakirlere mahsustur
4. وَالْمَسَاكِينِ (WELMSEKYN) = velmesākīni : ve düşkünlere
5. وَالْعَامِلِينَ (WELAEMLYN) = vel'ǎāmilīne : ve çalışan memurlara
6. عَلَيْهَا (ALYHE) = ǎleyhā : onlar üzerinde
7. وَالْمُؤَلَّفَةِ (WELMÙLFT) = velmu'ellefeti : ve ısındırılacak olanlara
8. قُلُوبُهُمْ (GLWBHM) = ḳulūbuhum : kalbleri
9. وَفِي (WFY) = ve fī :
10. الرِّقَابِ (ELRGEB) = r-riḳābi : ve kölelere
11. وَالْغَارِمِينَ (WELĞERMYN) = velğārimīne : ve borçlulara
12. وَفِي (WFY) = ve fī :
13. سَبِيلِ (SBYL) = sebīli : ve yoluna
14. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
15. وَابْنِ (WEBN) = vebni : ve oğluna (yolcuya)
16. السَّبِيلِ (ELSBYL) = s-sebīli : yol (yolcuya)
17. فَرِيضَةً (FRYŽT) = ferīDeten : bir farz olarak
18. مِنَ (MN) = mine : -tan
19. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah-
20. وَاللَّهُ (WELLH) = vallahu : ve Allah
21. عَلِيمٌ (ALYM) = ǎlīmun : bilendir
22. حَكِيمٌ (ḪKYM) = Hakīmun : hüküm ve hikmet sahibidir
şüphesiz ancak | sadakalar (zekatlar) | fakirlere mahsustur | ve düşkünlere | ve çalışan memurlara | onlar üzerinde | ve ısındırılacak olanlara | kalbleri | | ve kölelere | ve borçlulara | | ve yoluna | Allah | ve oğluna (yolcuya) | yol (yolcuya) | bir farz olarak | -tan | Allah- | ve Allah | bilendir | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [ṦD̃G] [FGR] [SKN] [AML] [] [ELF] [GLB] [] [RGB] [ĞRM] [] [SBL] [] [BNY] [SBL] [FRŽ] [] [] [] [ALM] [ḪKM]
ÎNME ELṦD̃GET LLFGREÙ WELMSEKYN WELAEMLYN ALYHE WELMÙLFT GLWBHM WFY ELRGEB WELĞERMYN WFY SBYL ELLH WEBN ELSBYL FRYŽT MN ELLH WELLH ALYM ḪKYM

innemā S-Sadeḳātu lilfuḳarā'i velmesākīni vel'ǎāmilīne ǎleyhā velmu'ellefeti ḳulūbuhum ve fī r-riḳābi velğārimīne ve fī sebīli llahi vebni s-sebīli ferīDeten mine llahi vallahu ǎlīmun Hakīmun
إنما الصدقات للفقراء والمساكين والعاملين عليها والمؤلفة قلوبهم وفي الرقاب والغارمين وفي سبيل الله وابن السبيل فريضة من الله والله عليم حكيم

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنما | ÎNME innemā şüphesiz ancak Only
الصدقات ص د ق | ṦD̃G ELṦD̃GET S-Sadeḳātu sadakalar (zekatlar) the charities
للفقراء ف ق ر | FGR LLFGREÙ lilfuḳarā'i fakirlere mahsustur (are) for the poor,
والمساكين س ك ن | SKN WELMSEKYN velmesākīni ve düşkünlere and the needy
والعاملين ع م ل | AML WELAEMLYN vel'ǎāmilīne ve çalışan memurlara and those who collect
عليها | ALYHE ǎleyhā onlar üzerinde them,
والمؤلفة ا ل ف | ELF WELMÙLFT velmu'ellefeti ve ısındırılacak olanlara and the ones inclined
قلوبهم ق ل ب | GLB GLWBHM ḳulūbuhum kalbleri their hearts,
وفي | WFY ve fī and in
الرقاب ر ق ب | RGB ELRGEB r-riḳābi ve kölelere the (freeing of) the necks,
والغارمين غ ر م | ĞRM WELĞERMYN velğārimīne ve borçlulara and for those in debt
وفي | WFY ve fī and in
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli ve yoluna (the) way
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah,
وابن ب ن ي | BNY WEBN vebni ve oğluna (yolcuya) and the wayfarer -
السبيل س ب ل | SBL ELSBYL s-sebīli yol (yolcuya) and the wayfarer -
فريضة ف ر ض | FRŽ FRYŽT ferīDeten bir farz olarak an obligation
من | MN mine -tan from
الله | ELLH llahi Allah- Allah.
والله | WELLH vallahu ve Allah And Allah
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilendir (is) All-Knowing,
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir All-Wise.

9:60 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz ancak | sadakalar (zekatlar) | fakirlere mahsustur | ve düşkünlere | ve çalışan memurlara | onlar üzerinde | ve ısındırılacak olanlara | kalbleri | | ve kölelere | ve borçlulara | | ve yoluna | Allah | ve oğluna (yolcuya) | yol (yolcuya) | bir farz olarak | -tan | Allah- | ve Allah | bilendir | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [ṦD̃G] [FGR] [SKN] [AML] [] [ELF] [GLB] [] [RGB] [ĞRM] [] [SBL] [] [BNY] [SBL] [FRŽ] [] [] [] [ALM] [ḪKM]
ÎNME ELṦD̃GET LLFGREÙ WELMSEKYN WELAEMLYN ALYHE WELMÙLFT GLWBHM WFY ELRGEB WELĞERMYN WFY SBYL ELLH WEBN ELSBYL FRYŽT MN ELLH WELLH ALYM ḪKYM

innemā S-Sadeḳātu lilfuḳarā'i velmesākīni vel'ǎāmilīne ǎleyhā velmu'ellefeti ḳulūbuhum ve fī r-riḳābi velğārimīne ve fī sebīli llahi vebni s-sebīli ferīDeten mine llahi vallahu ǎlīmun Hakīmun
إنما الصدقات للفقراء والمساكين والعاملين عليها والمؤلفة قلوبهم وفي الرقاب والغارمين وفي سبيل الله وابن السبيل فريضة من الله والله عليم حكيم

[] [ص د ق] [ف ق ر] [س ك ن] [ع م ل] [] [ا ل ف] [ق ل ب] [] [ر ق ب] [غ ر م] [] [س ب ل] [] [ب ن ي] [س ب ل] [ف ر ض] [] [] [] [ع ل م] [ح ك م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنما | ÎNME innemā şüphesiz ancak Only
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
الصدقات ص د ق | ṦD̃G ELṦD̃GET S-Sadeḳātu sadakalar (zekatlar) the charities
Elif,Lam,Sad,Dal,Gaf,Elif,Te,
1,30,90,4,100,1,400,
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
للفقراء ف ق ر | FGR LLFGREÙ lilfuḳarā'i fakirlere mahsustur (are) for the poor,
Lam,Lam,Fe,Gaf,Re,Elif,,
30,30,80,100,200,1,,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
والمساكين س ك ن | SKN WELMSEKYN velmesākīni ve düşkünlere and the needy
Vav,Elif,Lam,Mim,Sin,Elif,Kef,Ye,Nun,
6,1,30,40,60,1,20,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
والعاملين ع م ل | AML WELAEMLYN vel'ǎāmilīne ve çalışan memurlara and those who collect
Vav,Elif,Lam,Ayn,Elif,Mim,Lam,Ye,Nun,
6,1,30,70,1,40,30,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural active participle
الواو عاطفة
اسم مجرور
عليها | ALYHE ǎleyhā onlar üzerinde them,
Ayn,Lam,Ye,He,Elif,
70,30,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
والمؤلفة ا ل ف | ELF WELMÙLFT velmu'ellefeti ve ısındırılacak olanlara and the ones inclined
Vav,Elif,Lam,Mim,,Lam,Fe,Te merbuta,
6,1,30,40,,30,80,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine (form II) passive participle
الواو عاطفة
اسم مجرور
قلوبهم ق ل ب | GLB GLWBHM ḳulūbuhum kalbleri their hearts,
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – nominative feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وفي | WFY ve fī and in
Vav,Fe,Ye,
6,80,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
الرقاب ر ق ب | RGB ELRGEB r-riḳābi ve kölelere the (freeing of) the necks,
Elif,Lam,Re,Gaf,Elif,Be,
1,30,200,100,1,2,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
والغارمين غ ر م | ĞRM WELĞERMYN velğārimīne ve borçlulara and for those in debt
Vav,Elif,Lam,Ğayn,Elif,Re,Mim,Ye,Nun,
6,1,30,1000,1,200,40,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine plural active participle
الواو عاطفة
اسم مجرور
وفي | WFY ve fī and in
Vav,Fe,Ye,
6,80,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli ve yoluna (the) way
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وابن ب ن ي | BNY WEBN vebni ve oğluna (yolcuya) and the wayfarer -
Vav,Elif,Be,Nun,
6,1,2,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
السبيل س ب ل | SBL ELSBYL s-sebīli yol (yolcuya) and the wayfarer -
Elif,Lam,Sin,Be,Ye,Lam,
1,30,60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فريضة ف ر ض | FRŽ FRYŽT ferīDeten bir farz olarak an obligation
Fe,Re,Ye,Dad,Te merbuta,
80,200,10,800,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
من | MN mine -tan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah- Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
والله | WELLH vallahu ve Allah And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو عاطفة
لفظ الجلالة مرفوع
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilendir (is) All-Knowing,
Ayn,Lam,Ye,Mim,
70,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir All-Wise.
Ha,Kef,Ye,Mim,
8,20,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّمَا: şüphesiz ancak | الصَّدَقَاتُ: sadakalar (zekatlar) | لِلْفُقَرَاءِ: fakirlere mahsustur | وَالْمَسَاكِينِ: ve düşkünlere | وَالْعَامِلِينَ: ve çalışan memurlara | عَلَيْهَا: onlar üzerinde | وَالْمُؤَلَّفَةِ: ve ısındırılacak olanlara | قُلُوبُهُمْ: kalbleri | وَفِي: | الرِّقَابِ: ve kölelere | وَالْغَارِمِينَ: ve borçlulara | وَفِي: | سَبِيلِ: ve yoluna | اللَّهِ: Allah | وَابْنِ: ve oğluna (yolcuya) | السَّبِيلِ: yol (yolcuya) | فَرِيضَةً: bir farz olarak | مِنَ: -tan | اللَّهِ: Allah- | وَاللَّهُ: ve Allah | عَلِيمٌ: bilendir | حَكِيمٌ: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنما ÎNME şüphesiz ancak | الصدقات ELṦD̃GET sadakalar (zekatlar) | للفقراء LLFGREÙ fakirlere mahsustur | والمساكين WELMSEKYN ve düşkünlere | والعاملين WELAEMLYN ve çalışan memurlara | عليها ALYHE onlar üzerinde | والمؤلفة WELMÙLFT ve ısındırılacak olanlara | قلوبهم GLWBHM kalbleri | وفي WFY | الرقاب ELRGEB ve kölelere | والغارمين WELĞERMYN ve borçlulara | وفي WFY | سبيل SBYL ve yoluna | الله ELLH Allah | وابن WEBN ve oğluna (yolcuya) | السبيل ELSBYL yol (yolcuya) | فريضة FRYŽT bir farz olarak | من MN -tan | الله ELLH Allah- | والله WELLH ve Allah | عليم ALYM bilendir | حكيم ḪKYM hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |innemā: şüphesiz ancak | S-Sadeḳātu: sadakalar (zekatlar) | lilfuḳarā'i: fakirlere mahsustur | velmesākīni: ve düşkünlere | vel'ǎāmilīne: ve çalışan memurlara | ǎleyhā: onlar üzerinde | velmu'ellefeti: ve ısındırılacak olanlara | ḳulūbuhum: kalbleri | ve fī: | r-riḳābi: ve kölelere | velğārimīne: ve borçlulara | ve fī: | sebīli: ve yoluna | llahi: Allah | vebni: ve oğluna (yolcuya) | s-sebīli: yol (yolcuya) | ferīDeten: bir farz olarak | mine: -tan | llahi: Allah- | vallahu: ve Allah | ǎlīmun: bilendir | Hakīmun: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNME: şüphesiz ancak | ELṦD̃GET: sadakalar (zekatlar) | LLFGREÙ: fakirlere mahsustur | WELMSEKYN: ve düşkünlere | WELAEMLYN: ve çalışan memurlara | ALYHE: onlar üzerinde | WELMÙLFT: ve ısındırılacak olanlara | GLWBHM: kalbleri | WFY: | ELRGEB: ve kölelere | WELĞERMYN: ve borçlulara | WFY: | SBYL: ve yoluna | ELLH: Allah | WEBN: ve oğluna (yolcuya) | ELSBYL: yol (yolcuya) | FRYŽT: bir farz olarak | MN: -tan | ELLH: Allah- | WELLH: ve Allah | ALYM: bilendir | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Söz budur ancak; sadakalar, yoksulların, hiçbir şeyi bulunmayanların, o malı toplayıp devşirmeye memûr olanların, gönülleri Müslümanlıkla uzlaştırılmak istenen kişilerin, kölelerle tutsakların, borçluların, Allah yolunda savaşanların ve yolda kalmışların hakkıdır, Allah'ın hükmüdür bu ve Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Adem Uğur : Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışıp cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir.
Ahmed Hulusi : Sadakalar Allâh'tan bir farz olarak; ancak yoksullar, düşkünler, sadaka işleri ile ilgili çalışanlar, İslâm'a yönlendirilmek istenenler, köleler, borçlular, Allâh yolunda (harcama) ve yolcular içindir. . . Allâh Aliym'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin : İmanda sadakatin ve kemalin ifadesi olan sadakalar, vicdanınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtlar, hazine gelirleri, ancak fakirler, çevresi, çaresi olmayan yoksullar, göçmenler, devlet memurları, müellefe-i kulûp, gönülleri, düşünceleri İslâm’a ısındırılacak olanlar, örtülü ödenekler, esir ve kölelerin esaret boyunduruklarından kurtarılarak hürriyetlerine kavuşma ödeneği, borçlular, Allah yolunda, İslâm uğrunda cihad edenler, faaliyet gösterenler, eğitim, tebliğ, sağlık ve askerî giderler, yolda kalan muhtaç yolcular, yol güvenliği ve yolcu sağlığı için kullanılır. Bu Allah tarafından farz kılınmıştır. Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol : Sadakalar (zekatlar) Allah tarafından bir farz olarak, yoksullara, düşkünlere, onların toplanmasında çalışanlara, gönülleri İslam'a ısındırılacak olanlara, kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalanlaradır. Allah alimdir, hakimdir.
Ali Bulaç : Sadakalar, -Allah'tan bir farz olarak- yalnızca fakirler, düşkünler, (zekat) işinde görevli olanlar, kalbleri ısındırılacaklar, köleler, borçlular, Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : Sadakalar (zekâtlar), Allah tarafından bir farz olarak ancak şunlar içindir: Fakirler, miskinler, zekât toplayıcıları, kalbleri müslümanlığa ısındırılmak istenenler, mükâteb köleler, borçlular, Allah yolundaki gaziler ve yolda kalmışlar. Allah Alîm’dir, Hakîm’dir.
Bekir Sadak : Zekatlar; Allah'tan bir farz olarak yoksullara, duskunlere, onu toplayan memurlara, kalbleri muslumanliga isindirilacaklara verilir; kolelerin, borclularin, Allah yolunda olanlarin ve yolda kalanlarin ugrunda sarfedilir. Allah bilendir, hakimdir.
Celal Yıldırım : Zekâtlar, Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, miskinlere (yoksullara), (zekât toplamakla görevli) tahsildarlara; (hürriyetlerine kavuşturulacak) kölelere, esirlere; borçlulara; Allah yolunda (lüzumlu görülen yerlere, cihâda çıkanlara) ve yolda kalmışlaradır. Allah her şeyi en iyi bilen, her şeyi hikmetle uygulayandır.
Diyanet İşleri : Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : Zekatlar; Allah'tan bir farz olarak yoksullara, düşkünlere, onu toplayan memurlara, kalbleri Müslümanlığa ısındırılacaklara verilir; kölelerin, borçluların, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların uğrunda sarfedilir. Allah bilendir, hakimdir.
Diyanet Vakfi : Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olana, yolda kalana mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir.
Edip Yüksel : Sadakalar, ALLAH'tan bir yükümlülük olarak, yoksullara, düşkünlere, bu konuda çalışan görevlilere, sempatizanlara, kölelerin özgürlüğü için, borçlulara, ALLAH yoluna ve yolda kalmışlara verilmeli. ALLAH Bilendir, Bilgedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sadakalar ancak şunlar içindir: Fakirler, yoksullar, o işte çalışan görevliler, müellefe-i kulûb (kalbleri İslâm'a ısındırılacaklar), köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar. Allah tarafından böyle farz kılındı. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sadakalar, ancak fakirler, miskinler, zekat toplama görevlileri, kalpleri islamiyete ısındırılmak istenenler, köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar içindir. Allah tarafından kesin olarak böyle farz edildi. Allah, herşeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sadakalar ancak şunlar içindir: fukara, mesâkîn, onun üzerine me'mur olanlar, müellefetülkulûb, rakabeler hakkında borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar, Allah tarafından kat'î olarak böyle farz buyuruldu, ve Allah alîmdir, hakîmdir
Fizilal-il Kuran : Sadakalar (zekât gelirleri) sadece yoksullara, düşkünlere, zekât toplamakla görevli memurlara, kalpleri islâma ısındırılmak istenenlere, sözleşmeli kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışanlara ve yarı yolda kalanlara verilir. Bu paylaştırma sırası Allah tarafından belirlenmiştir. Allah her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir.
Gültekin Onan : Sadakalar, -Tanrı'dan bir farz olarak- yalnızca fakirler, düşkünler, (zekat) işinde görevli olanlar, kalpleri ısındırılacaklar, köleler, borçlular, Tanrı yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Tanrı bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hakkı Yılmaz : Kesinlikle, Allah tarafından bir taksim/zorunlu görev olarak sadakalar/ kamunun gelirleri ancak fakirler, miskinler/ yoksullar, işsizler, o iş üzerine çalışan görevliler/ kamu görevlileri, kalpleri İslâm'a ısındırılacaklar, özgürlüğü olmayan köleler, ağır borç altındakiler, Allah yolundakiler [askerler, öğrenci ve öğretmenler], yolda kalmışlar içindir. Allah, her şeyi en iyi bilendir ve en iyi yasa koyandır.
Hasan Basri Çantay : Sadakalar, Allahdan bir farz olarak, ancak fakirlere, miskinlere, (sadakaların) üzerine me'mur olanlara, kalbleri (müslümanlığa) alışdırılmak istenenlere, kölelere, esirlere, (borcundan fazla nisaabı olmayan) borçlulara, Allah yolunda (harcamıya) ve yol oğluna (ya'ni memleketinde zengin bile olsa meşru' bir maksadla seyr-ü sefer ederken muhtâc kalmış olan yolculara) mahsusdur. Allah hakkıyle bilendir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Sadakalar (zekâtlar), Allah’dan bir farz olarak ancak, fakirlere, yoksullara, (zekâtı toplamak için me’mur kılınmakla) onun üzerine çalışanlara, kalbleri (İslâm’a) ısındırılacak olanlara, (âzâd edilmek üzere efendisiyle belli bir bedel karşılığında anlaşmış olan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara mahsustur. Ve Allah, Alîm(menfaatinize olanı hakkıyla bilen)dir, Hakîm (en doğru hükmü veren)dir.
İbni Kesir : Sadakalar, Allah'tan bir farz olarak; ancak fakirler, miskinler, sadaka üzerinde memur olanlar, kalbleri ısındırılanlar, köleler, borçlular, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların uğruna sarfedilir. Ve Allah; Alim' dir, Hakim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki; sadaka, Allah'tan bir farz olarak fakirler ve miskinler (yoksullar) ve memurlar (zekât toplayıcılar) içindir. Ve kalpleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara ve kölelere (harcamaya) ve borçlulara ve Allah yolunda (olanlara) ve yolculara aittir. Ve Allah, bilendir, hüküm sahibidir.
Muhammed Esed : Allah için sunulan şeyler, yalnızca yoksul ve düşkünler, bu konuyla ilgilenen görevliler, kalpleri kazanılacak olan kimseler içindir; ve insanları boyunduruklarından kurtarmak için; ve borçlarını ödeyemeyecek durumda olanlar için; ve Allah uğruna girişilebilecek her türlü çaba için ve yolda kalmış kimseler için: bu, Allahtan (uyulması zorunlu) bir yönergedir; çünkü Allah, doğru hüküm ve hikmetle yön gösteren mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sadakalar, ancak fakirlere, miskinlere, onun üzerine memur olanlara, kalpleri telif edilmiş bulunanlara, azad edilecek kölelere, borçlulara, Allah yolunda cihada atılanlara ve yolculara Allah tarafından bir fariza olarak (mahsustur) ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir.
Ömer Öngüt : Sadakalar (zekâtlar), Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, kalpleri İslâm'a ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yoluna ve yolcuya mahsustur. Allah bilendir, hükmünde hikmet sahibidir.
Şaban Piriş : Sadakalar, Allah’tan bir farz olarak fakirler, düşkünler, onu toplayan memurlar, kalpleri (İslam’a) ısındırılanlar, köle ve esirler, borçlular, Allah yolunda ve yolda kalanlar içindir. Allah alimdir, hakimdir.
Suat Yıldırım : Zekâtlar sadece fakirlere, düşkünlere, zekât toplayan görevlilere, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlara, esirlik ve kölelikten kurtulmak isteyenlere, borçlulara,Allah yoluna ve bir de muhtaç kalmış yolcu ve gariplere mahsustur. Allah tarafından kesin olarak böyle farz buyuruldu. Allah alîmdir, hakîmdir (her şeyi bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Süleyman Ateş : Sadakalar, (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, onlar üzerinde çalışan (zekât toplayan) memurlara, kalbleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allâh yoluna ve yolcuya mahsustur (toplanan zekât, ancak bu sayılanlara verilir). Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran : Sadakalar, -Allah'tan bir farz olarak -yalnızca fakirler, düşkünler, (zekât) işinde görevli olanlar, kalbleri ısındırılacaklar, köleler, borçlular, Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ümit Şimşek : Sadakalar ancak yoksullar, düşkünler, sadaka toplamakla görevli olanlar, kalpleri İslâma ısındırılacak olanlar, esaret altındakiler, borçlular, Allah yolunda harcamalar ve yolcular içindir. Bu Allah tarafından size böylece farz kılınmıştır. Allah herşeyi bilir, her hükmünü hikmetle verir.
Yaşar Nuri Öztürk : Sadakalar/zekât malları Allah'tan bir farz olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, düşkünler, sadakalarla ilgilenmeye memur edilenler, kalpleri yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış kişi. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}